“Lime tekulune, ma-la tef’alün”[1]
Kendin yapmadığın, niçin yazarsın…
Münafık sahtekâr, Kur’an’da mel’un
Amelin riyayla, için bozarsın…
İbadet ve ihlâs, taat yok ise
Gayret ve haysiyet, cihat yok ise
Yalan haram hile, bid’at çok ise
Sen beden kabrinde, ruha mezarsın…
Güzel ahlak edin, tersliği bırak
Mazluma yakın dur, zalime ırak
Üstatlık taslarsın, olmadan çırak
Boş gurur havayla, şişer azarsın…
Dürüst ol, doğruluk: iman tohumu
Her hayırlı hizmet, hikmet doğumu
Vücut mu beslersin, yoksa ruhu mu
Niye sen hayra kör, şerre nazarsın…
Daim Hak’kı gör, halk; fani görüntü
Temiz kal, aziz dur; olma süprüntü
Gelse de nefsinden, Şeytani dürtü
Uyma sabreyle ki, manen uzarsın…
İsrafta hayır yok, hayırda israf
Şeytan sevindirir, boşuna masraf
Her yerde adil ol, herkese insaf
Gerekliyken tutup, kuyu kazarsın…
Hayra düşmanlıktır, şerre yandaşlık
Haksızlığa susmak, dilsiz şeytanlık
Güçlüye yaranmak, pis şarlatanlık
Zayıfa bağırıp, parlar kızarsın…
Hakkı tebliğ; Milli Çözüm Dergisi
İlim amel makam, Rabbin vergisi
Gurur değil şükür, ahlak nergisi
Küçük tümsek iken, sanma Hazar'sın[2]…
[1] “Siz yapmadığınız (ve yapmayacağınız) şeyleri niçin konuşup (yazarsınız?)” (Saff: 2. Ayet)