Ocak 23 20:59

BU BERAT BEY, BU KADAR BAŞARILIYDI DA; NİYE GÖREVDEN ALDINIZ?

BU BERAT BEY, BU KADAR BAŞARILIYDI DA;  NİYE GÖREVDEN ALDINIZ?

Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan, 2021 Şubat’ında AKP İzmir 7. Olağan İl Kongresi'ne katılmış, Hakkâri ve Nevşehir il kongrelerine canlı bağlantının yapıldığı kongrede şunları aktarmıştı:

“Son zamanlarda CHP ve şürekâsı, Hazine ve Maliye eski Bakanımız Berat Albayrak'ı ve onun nezdinde tüm ailemle birlikte şahsımı hedef alan bir kampanya başlatmıştır. Buharlaşan bir para ya da istismar söz konusu olmamıştır. Piyasa ve hukuk kurallarıyla döviz işlemleri yapılmıştır. Vicdan ve iz’an sahibi herkes teslim edecektir ki bu mücadelenin ekonomik boyutunun en ön safında Berat Bey yer almıştır. Önce enerjide, ardından ekonomide ifa ettiği görevlerdeki en büyük talihsizliği, 'damat' sıfatının, bu alanlardaki birikimi, gayreti ve başarısının önüne geçirilmiş olmasıdır. Karadeniz'deki doğalgaz rezervinin keşfini yapan sismik araştırma ve derin sondaj gemilerimizin alınmasına başlanmasından, madencilik alanındaki açılımlara kadar ülkemizin pek çok yeni kazanımının altında Berat Bey'in imzası vardır. Bunu başardığı için kuduruyorlar, çıldırıyorlar. Türkiye ekonomisini daha da güçlü kılmak için pek çok alanda tarihi öneme sahip uygulamalar da Berat Bey'in Hazine ve Maliye Bakanlığı dönemine rastlamaktadır!”

Şimdi sormak lazımdı:

Yahu, bulunmaz Hint kumaşı gibi sunulan şanslı damat Berat Albayrak, bu kadar yararlı, hayırlı ve başarılı bir Hazine Bakanıydı da, ne diye istifaya zorladınız?

Yetmez, ne diye Çamlıca’daki villasında bir nevi ev hapsine mecbur bırakıp, toplumla ve medyayla irtibatını kopardınız?

Siz böylesine başarılı bir Bakanı görevinden aldırmakla, millete, devlete ve ülkeye ne büyük fenalık yaptığınızın farkında mısınız?

Yoksa, Berat Bey, devlete ve millete yararlı olduğu halde, kendi şahsi hesaplarını, sizin saltanat planlarınızdan öne çıkardığı için mi, yani kızdığınız ve kıskandığınız için mi istifaya mecbur bırakmıştınız?

Veya; TV5’te H. Basri Akdemir’in Ekonomi ve Ötesi programında, yandan yandaş İbrahim Kahveci’nin ağzından kaçırdığı gibi: “Berat Bey’in yeniden Bakan olarak dönmesini, İsrail isteyip dayattığı için mi?” bu geri adımlar atılmaktaydı ve Berat Albayrak tekrar parlatılmaya başlanmıştı?

Yandaşlığı yalakalık boyutunu aşan Mahmut Övür, Sabah gazetesinde:

“Türkiye'nin ana muhalefet partisi CHP, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'la uğraşmaktaydı. Aslında bu bilinçli bir tercihti ve öncekiler gibi ‘milli ve yerli duruşa’ saldırıydı. Başkan Erdoğan'ın deyimiyle ‘çıldırmalarının’ ve unutmamalarının nedeni de Albayrak'ın, hem Enerji alanında hem de IMF'ye teslim etmediği Maliye alanında izlediği siyasetti. Bu siyasetin küresel düzeyde kimleri rahatsız ettiğine bakın, CHP'yi bugün yönetenlerin kimlere hizmet ettiği anlaşılırdı.” diyerek bu koroya katılmıştı.

Üstelik Berat Bey, Sn. Erdoğan’ı her fırsatta övüp göklere çıkarmaktaydı!

Hatırlayınız, Berat Albayrak’ın kayınbabası, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan ile ilgili sözlerini abartılı görenler ve dost çevresinde, “Amma da atmış” diyenler aldanmaktaydı.

Sn. Berat Bey: “Cumhurbaşkanımız aya dört şeritli yol yapacağız dese inanacak bir seçmen kitlemiz var” mealinde bir şeyler söylemişti de bazıları inanmamıştı.

Meğer Berat Albayrak yerden göğe haklıymış. İktidar partisinin gerçekten böyle bir seçmen kitlesi olduğu yapılan sokak röportajlarında ortaya çıkmıştı.

Sokaktaki AKP’li vatandaşlara iktidar partisi tarafından yapılan herhangi bir icraat sanki muhalefet partisi tarafından yapılmış gibi aktarılıp “doğru mu bu?” diye sorulunca: Vatandaşlar, “Hiç doğru olur mu?” diye lafa girip muhalefete verip veriştirmeye başlıyorlardı.

Tam bu esnada söz konusu icraatın AKP tarafından sergilendiği hatırlatılınca: Muhalefet yaptı diye veryansın eden vatandaşlar bu sefer yüz seksen derece dönüp, “O yaptıysa doğrudur!” diye konuşmaya başlıyorlardı.”[1] Yani Berat Bey’in buyurdukları gibi “Erdoğan, Ay’a giden dört şeritli yol yapacağını” söylese bile, onun sözlerine inanıyorlardı!?

Oysa ASO Başkanı Nurettin Özdebir, hükümetin yıllardır istihdamsız ve kalkınmasız bir büyüme politikası yürüttüğünü ve bu balon büyümenin sanayi yatırımlarıyla değil dış borçlanmayla elde edildiğini dile getirerek, 5.7 milyon genç işsizin ileride çok daha büyük sorunlara işaret ettiğini vurgulamıştı.

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, ASO’nun şubat ayı meclis toplantısında ekonomi çarkının istihdam sağlayacak şekilde kurgulanması gerektiğini hatırlatmıştı. Hükümetin yüksek büyüme dönemleri de dahil olmak üzere istihdam yaratabilecek bir politika izleyemediğini söyleyen Özdebir, Türkiye'nin yıllardır istihdamsız ve kalkınmasız büyüme sorunuyla karşı karşıya kaldığını açıklamıştı. Büyümenin sanayi yatırımlarıyla değil dış borçlanmayla elde edildiği eleştirisini de dile getiren Özdebir, eğitim ve iş hayatında olmayan 5.7 milyon gencin ileride daha büyük istihdam sorunlarına işaret ettiğinden yakınmıştı.

“Büyümenin istihdama katkısını göremiyoruz”

“Yüzde 12.9'a ulaşan işsizlik, yüzde 4.9'luk küresel ortalamaya kıyasla dramatik ölçüde yüksektir.” diyen Özdebir; “Ne yazık ki büyümenin istihdama katkısını göremiyoruz. Büyümenin istihdam yaratmaması, istihdamsız büyüme sorununa işaret etmektedir. Böyle bir ekonomide gelirin dağılımı da bozulmakta ve genel yaşam kalitesinde bozulmalar ortaya çıkmakta, ‘kalkınmasız büyüme' olmaktadır. Büyümenin kaynakları reel sektörden ziyade dış borçlanmaya, finans sektörüne ve hizmetlere dayanmaktadır.” diye uyarmıştı.

Bu acı gerçeklere rağmen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Ekonomi Politikaları Üyesi Yiğit Bulut açıklamasında; “reel olarak büyüyen” tek ekonominin Türkiye ekonomisi olduğunu söylemekten utanmamıştı! Ve “Türkiye 140 milyar dolar rezerv sattı” diyenlerin rezervin ne olduğunu bilmediklerini savunmuşlardı. Bütün dünyada rezervin her zaman brüt olanına bakıldığını dile getiren Yiğit Bulut, Türkiye’nin hiçbir zaman satılabilir rezervi olmadığını hatırlatmıştı! Bazı çevrelerin manipülasyon yapmaya çalıştığını ileri süren Yiğit Bulut: “Ülkelerin ekonomik göstergelerine baktığınız zaman Türkiye’nin büyümesine baktığınız zaman 2018-2020 arasındaki dönemde pandemi riski ile kıyasladığınızda pandemik riske göre reel olarak büyüyen tek ekonomi Türkiye...” iddiasında bulunmuşlardı.

Oysa Aynı Tarihlerde; Erbakan’ın Şeker Fabrikasında Üretimi Durdurmuşlardı!

Temeli 1976 yılında atılan ve bölgede Erbakan’ın fabrikası olarak bilinen ve Türkiye’nin en değerli şeker fabrikaları arasında gösterilen Ilgın Şeker Fabrikası’nda; yıllardır hiçbir yenileme yatırımı yapılmadığı için eski teknoloji ile çalışan ve fabrikanın en önemli unsuru olan kireç ocakları artık çalışamayacak hale geldiği için, üretim tamamen durduruldu. Çürümeye başlayan 150 bin ton pancar ise TIR’larla başka fabrikalara taşınmaya başlanmıştı.

Kamunun elinde kalan şeker fabrikaları arasında en verimli ve kârlı şeker fabrikalarının başında gelen, temeli 1976 yılında Millî Görüş Lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarafından atılan Ilgın Şeker Fabrikası’nda üretim yatırımsızlıktan dolayı zorunlu olarak durdurulmuş bulunmaktaydı. Fabrika sahasında bulunan ve işlenemeyen 150 bin ton pancar yaklaşık 15 milyon lira nakliye parası ödenerek Eskişehir ve Ankara Şeker Fabrikalarına taşınmaya başlanmıştı. Taşınan pancarlarda ise ciddi polar kaybı yaşanırken, yatırımsızlığın bedeli TÜRKŞEKER’e ağır olacaktı.

Sadece Taşıma Maliyeti 15 Milyon Lirayı Bulacaktı.

TÜRKŞEKER’in yatırımsızlıktan dolayı üretimi duran Ilgın Şeker Fabrikası’ndaki 150 bin ton şeker pancarını başka fabrikalara taşımasının maliyeti 15 milyon lirayı bulacağı konuşulmaktaydı. İşlenmesi geciktiğinden dolayı taşınan pancarlarda ciddi bir polar kaybı yaşanacağı için elde edilecek şeker miktarı da düşmüş olacaktı. Şekerde yaşanacak kayıpla birlikte zararın ikiye üçe katlanması kaçınılmazdı. İşte buna hâlâ utanıp sıkılmadan “Reel Büyüme” diyenlerin, ya aklı noksandı, ya vicdanı kararmıştı.

Sn. Erdoğan tam bir Makyavelist politikacıydı!

“Machiavelli’nin devlet yöneticilerine yazdığı “Prens/Hükümdar” kitabında, kilisenin başarısız politikaları ve Prens ile halk irtibatı ve devlet yönetiminde ordunun/askerin gücü ve rolü konusunda Haçlı Batı’nın ve istismarcı iktidarların yönetim tarzını ortaya koyan önemli bilgiler sunulmaktaydı.

 

TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ:

 

Yorum Yaz