Ocak 23 21:31

Dilin Düğümü Çözüldü

Dilin Düğümü Çözüldü

Kitabı İncelemek İçin Tıklayın

 

 
 
 
DİLİN DÜĞÜMÜ 
 
ÇÖZÜLDÜ
(ŞİİR)
 
 
 
 
 
AHMET AKGÜL
 
 
 
 
 
 
 
İÇİNDEKİLER
 
Önsöz 9
 
TEVHİD VE TECELLİ
 
1- Uyarı 11
2- Rahimü Rahman Benim! 12
3- Yüce Hakikat 13
4- Şefaat, Ey Dost! 15
5- Kararsız Gönlüm 16
6- Kadir Allah’ım! 17
7- Her Can Efendim! 18
8- Fani Olanı Sevmiyorum 19
9- Yalnız Değilim! 21
10- Ey Dost! 22
11- Ya Muhammed (S.A.V) 23
12- Hikmet 24
13- İlahi İnayet 26
14- Alem Görüntüdür 27
15- Nerdesin? 28
16- İnsani Kamil 29
17- Sensizlik 30
18- Şükür 31
19- İkilik Yok, “BİR” lik Var 32
20- Merhaba Sultanım! 33
21- Baş Eğdirir 34
22- Özü Gösterdin 35
23- Rabbımızın Her Ettiği Güzeldir ve Mükemmeldir! 36
24- Sanal Dünya 38
25- Her Gün Okunur 39
26- Ne Olursun! 40
27- Ey Dost Benden Olmuşum 41
28- Rabbim, Nelere Kadirsin! 42
29- Arzum 43
30- Arz-ı Şükranım!. 44
31- Kime Bağlıyız? 45
32- Unutamıyom 46
33- Hikmet ve Hakikat 47
34- Bir Rüya’nın Tevili 48
35- Sultanım 49
36- Vah Beni 50
37- Saklasam Olmuyor, Yazsam Olmuyor 51
38- Ey İlahım!. 52
39- Sevgilime 53
40- Vuslat Yangını 54
41- Ben, Neyim? 55
42- Tevhit ve Tecelli 56
43- Ah Bir Olabilsem 57
44- Kurbanım Sana 58
45- Boşa Yoruldum 59
46- Özledim 60
47- Vatan İçin Kıyam: İsyan Olur mu? 61
48- Allah Yeter! 62
49- Hoca-i Kainat 65
50- Hocama Hasret Şarkısı 66
 
TAŞLAMA VE DOST TEMBİHİ
 
51- Bir Polis Müdürüne 69
52- Gör, Kimler Gavurlaştı? 70
53- Zamane Yiğitleri 71
54- Kader ve Sorumluluk 72
55- Zamane Müslümanı 73
56- Bozuk 74
57- Utanmaz 76
58- Boşbakanlar 78
59- Fatih Sultan Recep 79
60- Zavallı 80
61- Gafil Adam 81
62- Susanlar Kusandan Alçak! 82
63- Vatansız Olmaz! 83
64- Kuş Gribi 84
65- Hangi El Katmış 85
66- Dönekleşen Kahraman 86
67- Geri Adım Kahramanları 87
68- Yazık! 88
69- Düzenin Dervişleri!.. 89
70- Baş’ı Çuvallı 90
71- Olur mu? 91
72- Böyle Barışın 92
73- Haşlama 94
74- Fetullah Gülen’le Emel Sayın 95
75- Kukladan Lider Olmaz 97
76- The CIA’ MAAT! 98
77- “İşbirlikçi” Dedik, 20 Bin Ceza Yedik! 99
78- Biat Etmeden Ölen, Hüccetsiz Allah’a Gidecektir 101
79- Allah’ın İntikamı 103
80- Bu Son İkazım 104
81- Hainler Kutsalın, Pazar Ederler 105
82- AKP Suşi Partisi 106
83- Şahitler Gafil İse; Şehitler Çarpar 107
84- Herkes Kendi Ayarında! 108
85- Seni Gidi Sahtekar 109
86- Hepsi Liboş 110
87- Yuh Sana, Yuh! 111
88- Son Uyarı 112
89- Hoca mı, Loca mı? 113
90- Papanın Hocası Dönüyormuş! 114
91- İnsan Suretli “VESVAS”lar 115
92- Ey Layt Müslüman! 116
93- Yeni Mesih Obama 117
94- “Din”cilerle, “Din”sizler 118
95- Çağdaş Putperestler! 119
96- Vefasız Adam 120
97- Layt Gavatlar 121
98- Eşekname veya Kahpenin Tövbesi 122
99- Niye İslam’a Düşman 123
100- Kerbela’da 124
101- Laiklik Laubalilik Oldu 125
102- Soysuzlar Kendini Ne sanıyordu? 126
103- Keşke 127
104- Fark Etmez 128
105- Sözü Harun. Özü Haman’a Benzer 129
106- Şeytana Lanet 130
107- İşbirlikçi Sütü Bozuklar 131
108- Kim Kazandı? 132
109- Olur mu? 133
110- Öğüt 134
111- Allah’ın İntikamı 135
112- Darwin’ci Kafalara 136
113- Döneklere Gönderme 137
114- Haza Münafık 138
115- Kahpeden Beter! 139
116- Sorgulama 140
117- Ata Et, İte ot Verilmez! 142
118- Taklitçi Hindi 143
119- Münafık Çetelerle Cenk 144
120- Neye Yarar! 146
121- Uyarı 147
122- Hepsi Başka! 148
123- Şiir 149
124- Ey Utanmaz! 150
125- İçimizdeki “Haydo”lar, İsrail’deki Haydutlar! 151
126- Haydaaa… Başa Geçecekmiş! 152
127- Kim, Nere Gider? 153
128- Ne Kaldı 154
 
MİLLİ ŞUUR GÜLLERİ
 
129- Türkiyem 156
130- Din ve Devlet 157
131- Hain Utansın 158
132- Belli Değil 159
133- Kıvırtanın 160
134- Uyanın Canlar 161
135- AKP’den Tövbe! 162
136- Yurdum, Namusum Tehlikede 163
137- Medeniyet Medinesi, Türkiye 164
138- AB Hayranlarının Duası 165
139- Uyarı 165
140- Ya Sabır 166
141- İçim Yanıyor! 167
142- Hac Diye Haç’a gider! 168
143- Türk-Kürt; Alevi-Sünni Kardeştir 169
144- Lanet Olsun! 171
145- Elazığ; Hünkar Mahfili 172
146- Şehitler Ölmez 174
147- Yazık Bize 175
148- Oy Namustur, Satılmaz!. 176
149- Ehli Beyt, Muhammed Yolu! 177
150- Uyan Ey Millet! 179
151- Açılım Saçmalığı 180
152- Yarın Bizimdir! 181
153- Türk müsün, Gavur musun? 182
154- Batı: Faiz ve Fuhuş Ahlakı! 183
155- Milletimizin Doğası İslam! 184
156- Kusmanız Yakın! 185
157- Bir Dosta 186
158- Gözünaydın Türkiyem 187
159- AB Hıyaneti 188
160- Bize Ne Oldu? 189
161- Teşekkürler BOP’çular Gözümüzü Açtınız! 190
162- Orduma Hırlayan Çakal 192
163- Asker Mehmed’im 193
164- PKK’ya Saygılı, TSK’ya Saldırı! 194
165- Ordumuz Bizim! 195
166- Kahraman Ordumuza 30 Ağustos Hediyesi 196
167- Devrim Olmazsa! 197
168- Utanıyorum 198
169- Ülküsüz Olmaz 199
170- Dua ve Uyarı 200
171- Kıbrıs, Kanımız Bizim 201
172- İhtilal Gerekiyor 202
173- Hayret 203
174- Bu Vatan Bizim! 204
175- İsrail Deccal’dir 205
176- Kapitalizm Olmadı, Komünizme Kaçalım 206
177- Aziz Vatanım! 207
178- Çaresizlere Çağrı 208
179- Yürüyüş Çağrısı 209
180- Yalvarış 210
181- Tabrikler Dansöz Hanım 211
182- Özüne Dön! 212
183- Harputluyuz! 213
184- Ayasofya 214
185- Dileğim 215
186- Özgür İnsan 216
187- Cennet Yurdum! 217
188- Milli Görüşçü Miting Şehitlerine 218
189- Gurbetçiye Selam 219
 
MİLLİ ÇÖZÜM ERLERİ
 
190- Münafıktan Farkımız 221
191- Yenildim; Yenilendim 222
192- Milli Çözüm Ekibi 223
193- Az, Ama Öz! 225
194- Batını Barbarlık Düzeni 226
195- Zalimlere Uyarı 228
196- Gönlümden Geçen 229
197- Milli Çözüm’ü Merak Edenlere 230
198- Eğer Allah’ı Bilseydiniz! 232
199- Zamane Halkı 233
200- Sen de Yırtılacaksın 234
201- “Put”larımız 235
202- Hak Davanın “Kıtmir”iyiz 236
203- Bunlar Hakikat, Suizan Değil 237
204- Cumhuriyet Üşüyor 238
205- Ya İslam, Ya Esaret 239
206- Özlem! 241
207- Bize Çete Diyenin de 242
208- Şiir 243
209- Mustafa ile Kemal!? 244
210- Niçin Sertim? 245
211- Hainlerin İstikbal Şarkısı 246
212- Milli Çözüm Ekibine 248
 
NEFİS TERBİYESİ
 
213- Ey İnsan! 250
214- Kandırdı Beni 251
215- Cefasız Olmaz 252
216- Bizim Eller 253
217- Allah’a Teslimiyet 254
218- Ey Özüm 255
219- Namus Pazara Düştü! 256
220- “Vesvasil Hannas Minel Cinneti Vennas” 257
221- Münafık Manzaraları 258
222- Tavaf 259
223- Vakfe Duruşu! 260
224- Cemre Mermileri 261
225- Ey Gafil 262
226- Neye Yarar! 263
227- İnkarı Bırak! 264
228- Sigara 265
229- Sakın Aldanma! 266
230- Amelsiz Kemal Bulunmaz! 267
231- Mert Mü’min Olmayan Mücahit Olmaz! 268
232- Tuz Kokarsa, Ne Çare 269
233- Et Gafil ve Cahil 270
234- Yorulmayan Yoğrulmaz! 271
235- Dostça Uyarı 272
236- Aman Dostlar 273
237- Ispanaktan Yağ Çıkmaz! 274
238- Vicdan Aynası 275
239- Yalandan Sakın 276
240- Haydi Gayret 277
241- Eyvah 278
242- Eski Bir Dosta 279
243- Gafil Ne Bilsin 280
244- Yetmez mi? 282
245- Gel, Dosta Gidelim 284
246- Dilini Dizginle 286
247- Duasız, Davasız Neye Yararsın!. 287
248- Şuur ve Huzur 288
249- Hak’tan Sapan, Şeytana Tapar! 289
250- Ne Bilsin? 290
251- Eyvah Gönül 291
252- Öfkelenme Ey Gönül 292
253- Edepsiz Gafil 293
254- Din Tacirleri! 294
255- Havalı Gönlüm 295
256- Dersin Yalanı, Yersin Haramı 296
257- Yaya Kalır 297
258- Haydi Yüreğim 298
259- Nefsime Nasihat 300
260- Haset ve Hıyanet 301
261- Öfkelenme Ey Gönül 302
262- Aldandım! 303
 
DUA VE TEMENNİ
 
263- Tabut Yolculuğu 305
264- Zamanı Geldi 306
265- Ne Kaldı? 307
266- Son Pişmanlık 308
267- Utanıyorum Allahım! 309
268- Sen Özüne Dön Hele 310
269- Dikkat Et, Gitmesin! 311
270- Haddini Bilki, Hakkı Bulasın 312
271- Basiret ve Bayrak 313
272- Aşk, İlaçtır! 314
273- Rabbıma Sığındım 315
274- Usandım ve Utandım 316
275- Biz Neyiz? 317
276- Naz Değil, Niyaz! 318
277- Olur mu? 319
278- Yaradana Yakarış 320
Ahmet Akgül ve Kitapları 321
 
 
 
 
ÖNSÖZ:
 
Dil; duygu ve düşüncelerimizi, bilgi ve becerilerimizi, ümit ve hayallerimizi, plan ve projelerimizi, strateji ve hedeflerimizi, arzu ve isteklerimizi başkalarına anlatıp aktarmanın ve iletişim kurmanın en önemli öğesidir. “Yazı” bile, dilin sembollerle ifade edilen şeklidir. Konuşma ve duygularımızı paylaşma aracı olan DİL, Yüce Yaratıcının insanlara bahşettiği en önemli fazilet ve meziyetlerin başında gelir. Konuşulan dilleri insanlar kendileri tasarlayıp meydana getirmiş değildir. Farklı kavimlerin yaşadıkları coğrafi şartlara uygun değişik renk ve biçimlerde yaratılmaları gibi; ayrı ayrı “DİL”leri onlara ilham eden de yine Rabbimizdir ve bu Allah’ın hikmet ve ibret ayetlerinden birisidir. (Bak: Rum 22. ayet) Evet, insanlara, dil icat etmekten ziyade, kendi dillerini geliştirmek, sistemleştirmek, devlet ve medeniyet dili haline getirmek fırsatı verilmiştir. 
“(Allah) İnsanı halk etmiş ve ona beyanı (iletişim kurmayı ve duygularını başkalarına anlatmayı) öğretmiştir”. (Rahman Suresi 4. ayet)
“Biz hiçbir Elçi’yi, kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, onlara (ilahi gerçekleri ve insani görevlerini) apaçık beyan edip (anlatabilsin)” (İbrahim Suresi 4) ayetleri de, her ülkede gerekli ve geçerli olan resmi dili çok güzel ve düzgün konuşmak lüzumuna işaret etmektedir.
Asla unutulmasın ki, bir toplumu millet yapan ve birbirine bağlayıp güçlü, onurlu ve huzurlu kılan öğelerin en önemli ilk ikisi; DİN birliği ile DİL birliğidir. Dil insanlık tarihiyle birlikte meydana gelmiş ve devam etmiş tabii bir ihtiyacın eseri ve öğretisidir. Bu nedenle, dillerin yozlaşması, bozulması ve kısırlaşması, toplumun kültür seviyesini düşürecek ve medeniyet sürecini körletecektir. Çünkü insanlar, ancak konuşup yazabildikleri DİL seviyesinde düşünce ve çözüm üretebilecektir. Başkalarıyla doğru ve doyurucu iletişim kurabilmeleri de, yine ancak konuşup yazabildikleri dilin zenginliği ve güzelliği sayesindedir. Dil sadece iletişimin değil, başkalarını olumlu biçimde etkilemenin ve yönlendirmenin de en önemli aracı olma özelliğine sahiptir. 
İşte “dil”in düğümünü çözen sihire de şiir denir. Özellikle düşüncede derinleşen; ancak hikmet deryasında fark ettikleri incileri, doğrudan müşterilerine sunmaktan çekinen insanların şiirleri, onların gönül şifreleridir. Evet şiir, riyakar ve sahtekarların elinde, yalanı ve palavrayı yaldızlayıp pazarlama aleti; ama sadıklar ve Hak dostları için, kalplerin ve kapalı iklimlerin keşfidir.
“Dilin Düğümü Çözüldü” şiir kitabımızın hazırlanması ve basılması konusunda Milli Çözüm İzmit ve Konya ekibimize tebrik ve teşekkürlerimle.
 
Ahmet AKGÜL
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
TEVHİD 
 
VE 
 
TECELLİ
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
UYARI!
 
Uzak durun, dokunmayın
Bak sonra, çarpılırsınız!
Sakın ola, okumayın
Doğruya kapılırsınız!
 
Allah “oku” der, duymazsın
Rasül buyurur, uymazsın
Kur’an ders kitap, saymazsın
Sen cahilliğe, doymazsın
Sürüye katılırsınız!
 
Ahkâmsız din uydurdunuz
Zalimlere dost oldunuz
Haç’la diyalog kurdunuz
Çok ucuz satılırsınız!
 
USA markalı Taliban
Siyon arkalı Tayyiban
Katı-ılımlı Hababam
Tiyatro oynatırsınız!
 
Boşver zulüm, dolsun dünya
Her şey hoşgör,  uydur hülya
Biraz riya, birkaç rüya
Evliya yapılırsınız!
 
Amerka’ya biat etsen
BOP yolunda, cihat etsen
Gayrı ne kabahat etsen
Billahi tapılırsınız!
 
Ahmet Hoca iğneliyor
Mümin olan, bileniyor
Kim gâvurdan dileniyor
Kullanlıp atılırsınız!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
RAHİMÜ RAHMAN BENİM!
 
“Ben gizli bir hazineydim, bilinmek murat ettim
Âlemleri halk eyledim”, Rahimü Rahman Benim!
Hayır ve şer takdirimdir, imtihana karar verdim
Hüküm de, hikmet de emrim; hakimü Şeytan Benim!
 
Hücreden canlı cüsseye, kâinat hayat kimin
Milyon çeşit çiçek böcek, nebat hayvanat kimin
Hayret ve hayranlık veren, tabiat sanat kimin
Hepsin yaratıp yürüten, delilü Bürhan Benim!
 
Ayan oldu sıfatlarım, Zatımı bilmek muhal
İman nurumla çözülür, şifre sır dolu bu hal
Hidayetim yetişince, dalalete kalmaz mahal
Bela da şifa da Benden, her derde derman Benim!
 
Binbir ismim eylemekte, her mahlûkta tecelli
Halis salih kulum bulur, huzurumla teselli
Benlik dava eden gafil, kovulacak temelli
İzzet azamet hakkımdır, Hannanü Mennan Benim!
 
Basiretle bak âleme; ağlayan kim, gülen ne
Gören kimdir, görünen ne; doğan kimdir, ölen ne
İman tevhit, küfür şirktir; birleyen kim, bölen ne
Yüz lisanla kelam eden, sahibü insan Benim!
 
Güzeldeki özellik ne, nedir seni cezb eden
Aşk nedir, vuslat nedir ki; nedir sözü kizb eden
Kim Rahmani, kim şeytani; nedir farklı hizb eden
Celal ve Cemal adımdır, Rıza ve Rıdvan Benim!
 
Ayet kitap, hadis hikmet; emri tut, nehye sabret
Dikkat nazarıyla seyret, gördüğün her şey ibret
Kalbe türlü ilham gelir; hayra uy, şerre diret
Ölçü mizan ben koymuşum; Kur’an’la ferman Benim!
 
“Ehed”im, şerikim olmaz; “Ahmed”im, nezirim yok
Tek ve gerçek Sultanım ki, eşim ve vezirim yok
Her kusurdan münezzehim, misalim benzerim yok
“Her dem ayrı bir “şe’n”deyim” ; çün dehrü zaman Benim!
 
Yevm: Her gün, her an, her dem
Şe’n: İlahi icraatlar ve hikmetli işler
YÜCE HAKİKAT
 
Tüm mevcudatın madeni, ol kün emrinde saklıdır
Her şeyde aşikâr olan; Batın Sensin, Zahir Sensin
Hayır ve şer takdirindir, “Allah bir” diyen haklıdır
Nezirin yok, vezirin yok; Evvel Sensin, Ahir Sensin!
 
Garip şaşkın âşık ruhum, ilahi vuslatın arar
Tevfikin olmazsa ey Yar, tedbirlerim neye yarar
Vahdet İklimi saadet, ikilik şirk küfür zarar
Hidayet ve inayet kıl, kadirü hem Kahir Sensin!
 
Âlem nuruna pervane, rasat Cemale doğrudur
Kâinat fabrikasında, nizam Kemale doğrudur
Her şey planlı maksatlı, sanma zevale doğrudur
Sen, eya Rabbül-âlemin; her sanatta mahir Sensin!
 
Her şey başka bir harika, hepsi hikmet eseridir
Kudretinin meyvesidir, rahmetinin kevseridir
En mükemmel tecelliyse, gül Muhammet cevheridir
Noksanlıktan münezzehsin, her kusurdan tahir Sensin!
 
Hepsi gerçeğin gölgesi, âlem hayal hakikat Sen
Binler Birin tecellisi, kurda kuşa kol kanat Sen
Hak arayan Müminlere; şeriat Sen, tarikat Sen
Övülen sevilen Rabbim, âlemlerde Fahir Sensin!
 
Her kürre ayrı bir devran, her hücre başka bir âlem
Her insan farklı bir dünya, ayrı lezzet ayrı elem
Hak-Batıl ayrı kutuplar, hep aynı kudretten kalem
İlmü hikmetin sonsuzdur, hiç tükenmez bahir Sensin!
 
Gönlüm dünyaya bağlanmaz, bu handa misafir diye
Sahte boncuk satsa idim, alırlardı safir diye
Aşikâr etsem aşkımı, damgalarlar kâfir diye
Dostlar bile hücum eder; “Numaracı sahir Sensin”!
 
Hâşâ yanlışın olur mu, her hükmün hak, hepsi güzel
Hem Adilsin hem Kerimsin, her takdirin en mükemmel
Ey Can, Hâkimi mutlaksın; tek Sultansın, Ebed Ezel
Pür nihan içre ayansın, hep dillerde şahir Sensin!
 
Cismim karıncadan zelil, ruhum kâinattan aziz
Hayalim cennetten yüce, halim kelebekten aciz
Ahmak insan dünya için, hak davadan verir taviz
Zi şuur neye yalvarsa; içyüzünde zamir Sensin!
 
Hikmet ile hoş görsem de, şeraitle boş veremem
Zalimlere buğz etmesem, Hak rızasına eremem
Mihnetle tohum ekmeden, nimet güllerin deremem
Ey Sahibü Kevnü zaman; Kuvvet Senin, Kadir Sensin!
 
Zerrelerde kürrelerde; hem hücrede hem Herkül’de
Atomlarda kuantumda; elementte molekülde
Göz kulak, dil ve beyinde; gonca gülde yanan külde
Celal Cemal sıfatınla, ayan olan Ğafir Sensin!
 
“Kelime-i tevhit” demek; “hakikatte birlik” demek
Rab: Batın, Muhammed: Zahir; bunu bilmek bütün emek
Cümle felek, insü melek; havada kuş, suda semek
Muhammed’in hizmetinde; Kur’an hükmün, amir Sensin!
 
Dikkat kesil Ahmet Hoca, her zuhurda ayrı mana
Binbir yüzle tecellide, herkesi salmış gümana
Bir yüz ile görünseydin, kâfir de gelir imana
Âlem teşhir sahnesinde, Malikü Musavvir Sensin!
 
 
Sahir: Sihir yapan, göz boyayan
Fahir: İzzet ve şeref sahibi, övülüp yüceltilen
Şahir: Şan ve şöhret bulan, meşhur olan
Bahir: Büyük Okyanus, Derya, Deniz
Safir: Çok kıymetli bir mücevher taş
Tahir: Tertemiz, saf ve yüce
Zamir: Her şeyin iç yüzü, özü, sırrı gizli benliği
Tevhit: Birleştirme, farklı görünenleri bir etme, her şeyi bir görme
Vahdet: Teklik, birlik, benlikten geçip Allah’a erişmelik
Musavvir: Tasvir eden, suret ve biçim veren, kâinattaki tüm varlıkların dengeli ve sistemli projelerini üreten
Teşhir: Sergi, gösterim merkezi, yüksek sanat eserlerinin galerisi
Semek: Balık çeşitleri, deniz ürünleri
Kevn: Yaratılan bütün varlıklar, kâinat
Güman: Kesin-yakin kazanmamış tahmini umutlar ve bakış açıları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ŞEFAAT, EY DOST!
 
Tecellii cemalinden, nasipdar oldu gözlerim
Ayağın değil tırnağın, daim başımda tacımdır!
Muhabbeti Kemalinden, ey Can visalin özlerim
Rabıtanla Rabbe rıhlet, benim manevi haccımdır!
 
Sana gelmek, Sana ermek; Senin olmaktır muradım
Esen yelde açan gülde, Mevlam hep seni aradım
Kabul eyle istirhamım, hasret acısı feryadım
Senden gayrıya meyletmek, affet benim utancımdır!
 
Leyla sevdası yetmez mi, divane Mecnun zakire
Kapında Kıtmirin olmak, ne devlettir bu hakire
Mahrum etsen himayenden, kim sahip çıkar fakire
Ki dergâhın sığınağım, ikramın ihtiyacımdır!
 
Seni bulan şanslı gönül, başkasını arar mı Yar
Nurundan mahcup lale gül, sıfatını sarar mı Yar
Aşkın açtığı yareye, gayrı merhem yarar mı Yar
Hak nazarın inayetin, her derdime ilacımdır!
 
Taklit ettim sadıkları, nolur hakikate kalbet
Beni bana bırakma hiç, yularım tut Sana celbet
Arayanlar maksudunu, en sonunda bulur elbet
Ruhum ten kabrimde hapis, bedenim benim hancımdır!
 
Cümle mahlûkat gölgedir, fani olana taptırma
Dünyayı mabud edinip, nefsü hevama kaptırma
Rızan yüce Kâbem olsun, gönül kıblemi saptırma
Senin bu hasretin ey dost, yüreğimdeki sancımdır!
 
Nasıl varırım huzura, çalınınca mahşer marşı
Bin türlü günah kusurla, yüzüm yoktur sana karşı
Lakin Ahmed’in ayıbı, hâşâ kirletir mi Arşı
Tek sermayem var Sulatanım, Ğufranına inancımdır
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
KARARSIZ GÖNLÜM
 
 
 
 
Kalbim kudret avcunda, her an başka hal gelir
Gâh sadık bir Müslüman, gâh şirk koşan olurum!
Bir an nutkum tutulur; susar dilim lal gelir
Sonra bak ki, kurt-kuşla; sır konuşan olurum!
 
Bazen Şemsi Ezeli’n, aşkına pervaneyim
Bazen pejmürde, mecnun; pür deli divaneyim
Bazen ıssız bir yerde, köhne bir viraneyim
Gün olur gökyüzünde, bir Kehkeşan olurum!
 
Gâh aynaya bakamam, kendimden utanırım
Gâh tövbe denizinde, günahtan yıkanırım
Gâh tek kat merdivende, yorulup tıkanırım
Bir dem başı dumanlı, dağlar aşan olurum!
 
Dosttan ayrı düşerim, gönül özler visali
Yakar hasret ateşi, kalmaz ruhum mecali
Bazen yüzüm kararır, “Hacer Esved” misali
Bazen açılıp parlar, nur dırahşan olurum!
 
Bazen âlim ve abid; haza Harun’a benzer
Bir bak, Bel’am’dan beter; hatta Karun’a benzer
Âlem; bazen canavar; bazen yavruna benzer
Gâh malum ve muteber; gâh feşmekân olurum!
 
Aşk, cereyan gibidir, dondurur ve yandırır
Muhabbet ve nefreti, aynı kapta kandırır
Lokmasını bir bala, bir de kana bandırır
Hidayet yetişmese; per perişan olurum!
 
Ten kabrimde can hapis; vücut ruhuma tabut
Bazen fena fillahta; bazen azgın bir Tağut
Bir an Calut rolünde, bir bak aynıyla Talut
Zalimin oklarına; her an nişan olurum!
 
Dünya fani rüyadır, Dostuna hasrette kal
Kalbin ile vahdette, kalıbın kesrette kal
Gel karar kıl ey gönül, huzuru Hazrette kal
Bazen durgun su gibi, bazen coşan olurum!
 
Gâh Dosta hazır kurban, gören sanır İsmail
Gâh Hakka kafa tutar, aynı Beni İsrail
Celal ile Cebrail, Cemal ile İsrafil
Şeytanlıktan kurtulup, âleme şan olurum!
 
Bazen ipek beğenmez, bazen muhtaç çaputa
Bir dem mü’min muvahhit, bir an tapar her puta
Bazen Hazar’da yüzer, bazen uçar Harput’a
Ahmet emir erindir, lütfet paşan olurum!
 
 
 
 
 
 
 
Dırahşan: Çok parlak yıldız
Feşmekân: Falan filan anlamında sıradan birisi
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
KADİR ALLAH’IM!.
       
Her şeyde, her saniye; yeni bir alem
Yaratıp ta yaşatan: Kadir Allah’ım!..
Deniz mürekkep olsa; ağaçlar kalem
Hiç tükenmez hikmetin; nedir Allahım!..
 
Hükmün dışında bir, zerre bulunmaz
Zikrinden daha tatlı, zerde bulunmaz
Her işin mükemmeldir, zelle bulunmaz
Haşa, olmaz ki hata, sadır Allahım!..
 
Dünyayı beşik yaptın, dağları kazık
Bizim için donattın, bin türlü azık
Ku’an reçete kıldın, tabibi Hazık
Atmosferi de kalkan, Çadır Allahım!..
 
Kulluğa hep gönülsüz, hayra yavaşım
Ah, nice bin belaya, çattı saf başım
Bu nefis çöllerinde, sürer savaşım
Çoğu kez Uhud, bazen; Bedir Allahım!..
 
Ey Rabbim senden gelir, hayır da şer de
Hep senin tecellindir; gül de, beşer de..
En son tezahürün Hak; Mehdi Beşir’de
Fark eden ne de azdır; Nadir Allahım!..
 
Dost ben yokum, Sen varsın; gayrısı hayal
Aynı hakikattendir; Kaplan ve gazal
Dal yaprak tesbihtedir; çınar ve Nihal
Kim meyve olur, kimi; sedir Allahım!..
 
Tabibi Hazık: En emin ve ehil doktor
Beşir: Müjdeci, Peygamberimizin bir ismi
Gazal: Ceylan
Nihal: Taze ağaç sürgünü
Sedir: Sağlam ağaçtan yapılan, rahat ve geniş oturak, divan
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HER CAN EFENDİM!
 
Kurbanlığa can atar, sana her can Efendim.
Ten kabrinden kurtarıp, bize ver can Efendim.
Hikmet gölünden toplat, inci mercan Efendim.
Cümle varım yolunda, kurban olsun Sultanım
Tecelli kıl kuluna, bayram olsun Sultanım.
 
Sinek bala üşüştü, gafil rüya arzular
Gönül sivaya düştü, densiz dünya arzular
Aklım Mevlaya düştü, damla derya arzular
Bu canım Hak yolunda, kurban olsun Sultanım
Tecelli et kuluna, Bayram olsun Sultanım.
 
Sensizlik zindanımdır, ben Seninle rahatım
Nefsimden boşandıkça, hoşa gider hayatım
Düşe kalka sürse de, Dostadır seyahatım
Bu canım Dost yolunda, Kuban olsun Sultanım
Tecelli kıl kuluna, bayram olsun Sultanım.
 
Esirgemek ne haddim, lütfettiğin bu canı
Nerye baksam Sen varsın, gözüm görmez cihanı
Dost huzura alır mı, davasından cayanı
Bu canım Hak yolunda, kurban olsun Sultanım
Tecelli et kuluna, Bayram olsun Sultanım.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
FANİ OLANI SEVMİYORUM
 
Dikkat et, şerde hayır; hayırda şer saklıdır
Takdirin hikmetinden, haberi yok gafilin
Hakk’a itiraz eden, huzura yasaklıdır
Sık ile Allah deyin; “La uhibbül afilin..”(1)
 
İman kemal bulursa; endişe, hüzün olmaz (2)
Cihatta bezin yoksa, dergahta yüzün olmaz
Ruhun reyhan’a(3) çıksa, baharın güzün olmaz
Hasta ruhlu maneviyat, fukarası sefilin
Bir tek ilacı vardır: “La uhibbül afilin..”
 
Eş, dost, bacı, gardaş; mal, mülk, evladü iyal
İmtihan için ey can(4); hakikat değil, hayal
Baki yalnız Allah’tır, gerisi hep izmihlal(5)
Senin gönül evindir; Hak muhabbet mahfilin(6)
Ebedi olanı sev; “La uhibbül afilin..”
 
Gani olan sultanın, ikramı şahanedir
Nimete nankör olan; nasipsiz divanedir
Kulluktan kaçmak için; Seninki bahanedir
Haktan sapanın sonu: ta esfeles safilin(7)
Rabbınla ünsiyet bul; “La uhibbül afilin..”
 
Sevgi, sabretmek demek; Kur’ana kaderine
Aldanmamak dünyanın; keyfine kederine
İnci okyanustadır; haydi göz koy derine
Korkma, hikmet yolunda, Allah olur kefilin
Gel Hakka gönül verki: “La uhibbül afilin..”
 
Rahmeti ve zahmeti, hep Allah’tan bilmeden
Mazlumların derdine, dikkatle eğilmeden
Kalbin günah çöplüğü; gönül pasın silmeden
Bu iklimde açar mı, saadet karanfilin
Fani olanı bırak, “La uhibbül afilin..”
 
Ahmak adam odur ki; dünyaya hayran olur
Maya bozuk olunca; yağ değil ayran olur
Olgun dürüst insanın, gönlünde bayram olur
Gel Bayramım aldırma, her sözüne cahilin
Sen Hak ile huzur bul, “La uhibbül afilin..”
 
 
1- “La uhibbül afilin..” (En’am:76. ayeti). “(Hz.İbrahim AS) Ben, batan şeyleri-kaybolup gidenleri sevmiyorum, fani olanlara gönül vermiyorum”
2- “Kesinlikle biliniz ki, Allah’ın dostları için, asla korku ve keder yoktur” (Yunus:62)
3- “Bu durumda, ferahlık, reyhan ( sonsuz ve kusursuz güzellikler) ve naim cennetleri (onlarındır” (Vakıa:89)
4- İzmihlal: Yok olma, elden çıkma
5- “Eşlerinizin ve çocuklarınızın bir kısmı sizin için düşmandır” (Teğabün: 14 ve 15)
6- Muhabbet mahfili: Sevgi yeri, Allah’ın tecelli ettiği kalbi
7- Esfeles safilin: İnkarcıların ve isyancıların düşürüldüğü en aşağı dereceler ve en bayağı vaziyetler (Tin suresi Ayet:5)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
YALNIZ DEĞİLİM!
 
Ey, her yerde ve her yönde, sorup andığım 
Aklımdasın, aşkımdasın; yalnız değilim. 
Cemalini, can evimde; görüp yandığım 
Kalbimdesin, kanımdasın; yalnız değilim!.. 
  
Alemler, Ademler Senin, kudret avcunda 
Miraçla vuslata ersem, gönül burcunda 
Şah damarımdan da yakın, başım ucunda 
Ruhumdasın, canımdasın; yalnız değilim! 
 
Görüşümde, gülüşümde; gözyaşımda Hak 
Şehadete erişimde, hep başımda Hak 
Kelamımda, kalemimde; hem aşımda hak 
Soframdasın, nanımdasın; yalnız değilim! 
 
Sen bendesin, benimlesin; zikrim sedamsın 
Bedenimde, beynimdesin; fikrim sevdamsın 
Ben yokum, sen varsın; dinim davamsın 
İmanımsın yanımdasın; yalnız değilim! 
 
Cahiller cesur olur ya, uslanmaz ondan 
Hakikate inanmayan, utanmaz O'ndan 
Amma huzur ehli, haşa; Usanmaz O'ndan 
Vallahi her anımdasın; yalnız değilim!... 
 
Bu tecelli cilvesidir, Huu deyin canlar 
Gayri hayaldir: ben, sen, o; biz, siz ve onlar 
Desem de, aklı yatmaz ki;  gafil ne anlar 
Yuvamdasın, "han"ımdasın; yalnız değilim! 
 
Havada, karada, ey Dost; deryada sensin 
Hem hayalde, hakikatte, rüyada sensin 
Lütfedip cevap veren, her; feryada sensin 
Niyazımda, nazımdasın; Yalnız değilim! 
 
Bebekler, çiçekler, böcek ve kelebekler 
Ezilenler, üzülenler, maneviler melekler 
Ruhumun sohbet sırdaşı, ortak dilekler 
Kitapta, Kur'an'ımdasın; yalnız değilim!
 
 
 
 
 
EY DOST!
 
Cennet; Cemalindir senin
Servet, ihsanındır, ey Dost!
Rahmet Kemalindir senin
Nimet İn’amındır ey Dost!
 
Şerik yok iktidarında
Nur gül açar didarında
Hab-ı gaflet  diyarında
Devlet, İslamındır ey Dost!
 
Sensiz cennet, cinnet olur
Senle mihnet, cennet olur
Gayrı kime minnet olur
Zahmet, inkarındır, ey Dost!
 
Mü’minlere hüzün olmaz
Her gün bahar, güzün olmaz
Bin vechin var, yüzün solmaz
Rü’yet, visalındır ey Dost!
 
Cüda düşmek, ne cefadır
Gözün gönlüme sefadır
Sözün derdime şifadır
Hikmet, Kelamındır ey Dost!
 
Hidayetin hediyendir
Tecellin, ebediyyendir
Ahmet, kulunum diyendir
Hizmet, ikramındır ey Dost!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
YA MUHAMMED (S.A.V) 
 
Gül yüzünde Hak tecelli, eylemiştir mükemmel!
Bu yüzden nur cemaline, hayranım Ya Muhammed!
Sana kavuşmak muradım, günlümdeki tek emel   
Tecelli tahtında sultan, seyranım Ya Muhammed!
 
Aşkın ki yoldaşım oldu, ne devlettir kuluna
Varım vücudum fedadır, can kurban Hak yoluna 
Ne olur kat beni Ey dost, kulların makbuluna
Hasretinle yanıp durur, her yanım Ya Muhammed!
 
Her yer Filistin, Felluce; Rabbim yaram derindir 
Caniler cami bombalar, hedef senin evindir
Şefaat kıl ümmetine, gariplerin sevindir
Ta hakiki bayram olsun, bayramım Ya Muhammed!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HİKMET 
 
Alemin nakşını hayal görürüm 
O hayal içre, bir cemal görürüm 
Cümle mevcudat ki, mazhar-ı Hak'tır 
Anın içün, kamu kemal görürüm 
  
Tecelli cilvesi, cümle gölgeler 
Her zerresi bin bir ismin belgeler 
Hay varken hayale kanmaz bilgeler 
Zat-ı Hak'tan gayrı zeval görürüm 
 
Bil O, sultanı azamdır, Kemaline zeval ermez 
Celali Kibriyasından, cemaline hayal ermez 
Tecelli tahtının şahı, Hakikatın bürhanıdır 
Ol Muhammed Mustafa'nın, Her haline sual ermez 
 
Sırrı ekberdir Muhammed, Seyyid-ü Kevnü mekan 
Nur-i ezherdir Muhammed, Es'ad-ü hinü zaman 
Güneş O nurun Katresi, Ay ise zerresidir 
Yar-i ekmeldir Muhammed, Sahib-ü Canu Cinan... 
 
Ahmed Ahad'in zuhuru, Mehdi Muhammed aynası 
Necm-i hidayet öğretir, Yüz dört Kitabın manası 
Muhammed Mehdiye hizmet, Dünya ve ukba saadet 
Vuslat bayramı istersen, Ateş-i aşka yanası... 
 
Lügatce: 
Nakış: Planlı ve sanatlı süs. 
Cemal: Yüz güzelliği, mükemmel görüntü. 
Mazhar-ı Hak: Cenab-ı Hak'kın zuhuratı, tecellisi, yaratık yaratanın aynasıdır. 
Mevcudat: Var olan, tüm maddi ve manevi varlık. 
Kamu: Hepsini 
Kemal: Tam ve kusursuz olgunluk. (her şey bir sanat şahaseridir.) 
Tecelli cilvesi: İlahi yaratılışın göz alıcı güzellikleri. 
Hay: Ebedi diri olan ve her şeye can katan Allah. 
Zeval:Gelip geçici, sona eren, bitip tükenen 
Bürhan: Delil, en kesin alamet. 
Celal-i Kibriya: En büyük azamet, ululuk 
Sırrı Ekber: En büyük ve en kutsal sır. Yaratılışın en mükemmel zirvesi ve ilahi Nurun tecellisi. 
Seyyid: Alemin efendisi, sahibi, Hakimi. 
Kevn-ü Mekan: Bütün alemler. 
Nur-i ezher: İlahi zuhuratın nuru, Varlık bahçesindeki çiçeklerin en güzeli. 
Es'ad: Mesut, mutlu, muhterem. 
Hinü zaman: Tüm zamanlar ve devranlar 
Katre: Damla. 
Zerre: Atom, parçacık. 
Yar-i ekmel:Gerçek ve mükemmel dost, en sevgili sultan. 
Ahmed: Efendimizin ismi 
Ahad: Bir olan Allah. 
Necm-i Hidayet: Hidayet yıldızı, din ve dünya lideri. 
Ukba: Baki olan, Ahiret hayatı. 
Vuslat: Kavuşma, buluşma.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İLAHİ İNAYET
 
Arzı cemal etti bana,
Gönlümü mesrur eyledi!
Bir tecelli yetti bana
Dost diye meşhur eyledi!
 
Hakk’tan gayrı görmez gözüm
Kıblegahtan dönmez yüzüm
Hasretinden gülmez özüm
Hayrete mecbur eyledi!
 
Aşk oduyla daim yana
Buna nasıl can dayana?
Aldı gönlüm dosttan yana
Kulluğa mansur eyledi!
 
Hakikatten gafil iken
Şekavette sefil iken
Dalalette cahil iken
Lütfedip mebrur eyledi!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ALEM GÖRÜNTÜDÜR
 
Alem diye görünen gölge resimdir
Sahibin tanımayan kemale ermez!
Her an tecelli eden bin bir isimdir.
Aşkına yanmayan, cemale ermez!
 
"Bu Mısr-ı vücudumun Yusuf'u Sensin
Gel ey Yusuf-i Kenan, Mısr-ı vücudum!
Şu Kasr-ı şühudumun sultanı Sensin
Ey Sultan-ı Alem, ve Kasr-ı şühudum!"
 
O Yarin hasretiyle her gün ağlarım
Ve önümde perdedir hep günahlarım
Bırak, feryada dönsün ah-u vahlarım
Ki, Can feda kılmayan, visale ermez!
 
Sen, Ey kıble-i canım, dinim, imanım
Sen, Ey taatım tehiyyatım, sücudum
Tek sahibimsin, sevgilisin, Sultanım
Sen, Ey Muradım, Ey Ma'bud-u maksudum!..
 
Ahmed, benlik "mim"ini kaldır aradan
Ta ki, tecelli etsin, "Ahed" yaradan
Bu gölgeler hep gelir, geçer buradan
Yalnız bir gerçek vardır .zevale ermez!..
 
Gönül Mısrımın Yusuf Kenanı Sensin
Yusuf'ta güzellik, Ruhumdaki özellik!
Hem, Rü'yet sarayımın, Sultanı Sensin
Ey Cihanın Canı, alemdeki gizemlik
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
NERDESİN?
 
Gördüğüm her şeyde, ve her yerdesin
Tecellinle sen Zatına, perdesin
Arzu cemal et, ferahlat gönlümü
Bazen sevincimde, bazen; derttesin!..
 
Aşkın ile harab oldu günlerim
Hasretiyle tutuştuğum; nerdesin?
Gönlümde sararıp soldu güllerim
Hayaliyle konuştuğum; nerdesin?
 
Çok şükür ki, hidayetin yar imiş
Seni bilmek, nihayetsiz kar imiş
Vuslat için; bu hasretlik, zar imiş
Secdelerde buluştuğum; nerdesin?
 
Binbir ayet, alamettir; her yanım
Ayrı düşmek korkusudur; giryanım
Dosta kurban; hikmetine, hayranım
Kalb kabemde kavuştuğum, nerdesin?
 
Senden Sana sığınmışım, Ey Gani
Al içimden bu kasaveti, efganı
Cümle canım gayesi ve Hakanı
Hak yolunda vuruştuğum, nerdesin?
 
Aşkın bir ateştir, düşmüş bağrıma
Çaresizim, cevap buyur çağrıma
Dünya ile cenk ederim uğruna
Razı olup uyuştuğum, nerdesin?
 
Akıbetim hayret, ahir zamanda
Ömrüm çürümesin, servet samanda
Kırık kanadımla, hayal semamda
Uruc edip hep uçtuğum, nerdesin? 
 
Anladım ki bedenimde, bendesin
Cümle cihan içre; canu tendesin
Ey, kardeşim haddini bil, huzur et
Çün Ezel Ebed Sultana; bendesin!
 
 
 
 
 
İNSANI KAMİL
 
Kapında kulluk şerefim; Çün Sen’sin Halıkı alem
Kemal sıfatına ey can; ayinedir sıfatımız!
Sen ki, Rahmanu Rahimsin; ey sahibi Levhü Kalem
Sen gerçeksin bizler gölge; eserindir hayatımız!
 
Nezirin yok, vezirin yok; Zatın tektir, binbir isim
İradeyle iş gören Sen; Musavvirsin, her şey resim
Göklerin, yerin nurusun; ruh senindir, bizler cisim
Ayırma Muhammedinden; vuslat eyle vefatımız!
 
Sadıklara rütbe nişan; dost yoluna çul olmakmış
Dünya onun nazarında, bir değersiz pul olmakmış
İki cihan sultanlığı; bir Allah’a kul olmakmış
Sonsuz şükür, Hamdü sena; zikrinledir rahatımız!
 
Anladım vechi sultana; nikabmış İnsanı kamil
Billah çehrei canana; hicabmış İnsanı Kamil
Her tavrı ciltler dolusu; kitabmış İnsanı Kamil
O Zata hizmetkar olmak, tüm gayretü cihatımız!
 
Azat eyle nefs elinden; Ya Rab, bu zahmetten kurtar
Kereminle gani eyle; minnetü mihnetten kurtar
Lütfet ulaştır vahdete; beni bu Ahmet’ten kurtar
Sonsuz kusursuz hayata; doğuş olsun mematımız!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
SENSİZLİK
 
Açılmaya görsün dostla arası
Her an derinleşir hasret yarası
Ne zor beklemek, vuslat sırası
Vallahi sinemde yüktü Sensizlik!
 
Kör topal kim, nasıl varsın yarına
Al götür kulunu, can diyarına
Tahammül kalmadı, günden yarına
Ey dost, çiğerimi söktü Sensizlik!
 
Uzaklarda atıp kendin arattı
Şeytanım şaşırttı, nefsim ayarttı
Benzimi sararttı, saçım ağarttı
Billahi belimi büktü Sensizlik!
 
Dünya dedikleri, rüyadan çürük
Tamamı hayaldir, küçük ve büyük
Ben sandığım beden yetmiş kilo yük
Gurbet gibi içime çöktü Sensizlik!
 
Nasıl anlatayım bu vasfı hali
Deli gönlüm daim umar visali
Güz mevsimi görmüş hazan misali
Gülüm, yaprağımı döktü Sensizlik!
 
Beni bana koyma, Senden yana al
Baki olan Sensin, erişmez zeval
Gayri her şey filim, hepisi sanal
Başımı belaya soktu Sensizlik!
 
Alemler aynadır, mutlak var sensin
Gölgelerden geçtim, ki Hak yar sensin
Tecelli tahtında aşikar Sensin
Ruhum rahatladı, ürktü Sensizlik!..
 
Zerre “ben”lik kalmış ise birinde
Vahdet, vuslat olmaz, “Ben” olan yerde
Alim, benmişim arada perde
Gaflet geberince, yoktu Sensizlik!
 
 
 
 
 
 
ŞÜKÜR!
 
 
 
 
Hiçliğin karanlığından
Alıp yoktan, var eyledin!
Hem de, ey yar; varlığından
Şükür, haberdar eyledin!
 
Gaflet cehalet yolumdan
Zillet rezalet huyumdan
Çekip çevirdin lütfunla
Demirdim dinar eyledin!
 
Nimet rahmetle doyurup
İhsan hidayet buyurup
Can kulağıma duyurup
Hak’ta sebatkâr eyledin!
 
Kur’an’la hayra çağırdın
Fena hevadan ayırdın
Seçip lütfunla kayırdın
Beni ihtiyar eyledin!
 
Katlanmasaydım Hızır’a
Kavuşamazdım huzura
Tembel, alışmış hazıra
Nefsim tarumar eyledin!
 
Alem aynasında ayan
Cemalini gören hayran
Ayrılmam kapından, ey Can
Çün arz-ı didar eyledin!
 
Hiç mü’min, şirk edinir mi
Dosta; “usandım”, denir mi
Bunun şükrü ödenir mi
Afvına mazhar eyledin!
 
Kanma dünya bolluğuna
Davran ukba yolluğuna
Layık gördün kulluğuna
Böyle bahtiyar eyledin!
 
Hazırlıksız göçülür mü
Hizmet eden, küçülür mü
Para pulla ölçülür mü
Bize Hak nazar eyledin!
 
Çıraklıktan kaçan kişi
Pirizden çekilir fişi
Atıp kalbimden teşvişi
Zindan, hoş diyar eyledin!
 
 
 
İhtiyar etme: Tercih edip seçme
Bahtiyar: Çok mutlu
Ayan: Görünen
Teşviş: Şüphe ve vesvese
Arz-ı didar: Yüz gösterme
Ukba: Sonsuz ahret
 
 
 
 
 
İKİLİK YOK, “BİR”LİK VAR
 
Sanma başka, var arada
Alan ile, satan BİR’dir!
Hava, deniz ve karada
Gurbet ile, vatan birdir!
 
Rahmet kapın aralayan
Şifa veren, yaralayan
Hücum edip, paralayan
Bela ile, çatan BİR’dir!
 
Ne itaat, yarar O’na
Ne isyanın, zarar O’na
Hüküm verir, karar O’na
Ayıran ve katan BİR’dir!
 
Şirk ve günah, kalp kiridir
Gaflet tutmaz, Hak diridir
Hayır ve şer, takdiridir
Yutulan ve yutan birdir!
 
Düşme endişe derdine
Güven O Rabbi Kerime
Kârın zararın kendine 
Hak batılı, tartan BİR’dir! 
 
Tevhit yoksa, İslam lafta
Celal cemal, aynı safta
Sevabım çok, diyen softa
Hayrın ile, hatan birdir!
 
İtimatsız iman olmaz
Sığ derede liman olmaz
Çürük ipe güman olmaz
Kova ile kotan birdir!
 
O çevirir, solu sağı
O yedirir; acıy, yağı
O bitirir, sevgi bağı
Azalan ve artan birdir!
 
O’ndan O’na sığınırız
Gadabından sakınırız
Gâh açılır, sıkılırız
Atan ile tutan BİR’dir!
MERHABA SULTANIM!
 
Mana ikliminde, teşrif buyurdun
Hoş geldin Sultanım, hanım; Merhaba!
Hayal âleminde, bu fani yurdun
Seherim sabahım, tanım; Merhaba!
 
Her şey gölge resim, yegâne Hak’sın
Lütfet tevhit nurun, benliğim yaksın
Basiret ver gönlüm, cemale baksın
Tükensin varlığım, sanım; Merhaba!
 
Tezahür tertibin, hayat tabiat
Tecellin temsili, cümle kâinat
Sensiz bu fenada, olur mu rahat
Bela sardı bak dört, yanım; Merhaba!
 
Sen ol tek matlubum; zevkim huzurum
Makamı maksudum , şevkim sürurum
Bu ben bende iken, bitmez kusurum
Seninle geçsin her, anım; Merhaba!
 
Günahtan nifaktan, riyadan kurtar
Boş heves hevadan, hülyadan kurtar
Bu kuru davadan, dünyadan kurtar
Hak yolunda aksın, kanım; Merhaba!
 
Vücut zindanında, esir hapisim
Ruhumla cenk eder, emmare nefsim
Fenafillâh olsun, kalbim ve cismim
Kalmasın zünnarım, çanım; Merhaba!
 
Derman ol derdime, Rahim tabibim
Bırakma kendime, Rabbim habibim
Kime arzedeyim, Sensin sahibim
Tek ümidim hüsnü, zannım; Merhaba!
 
Ahmedini affet, şirkten şehvetten
Usandım yalancı, şanu şöhretten
Kesrette vahdete, erdir gafletten
Kurban olsun sana, canım; Merhaba!
 
 
 
BAŞ EĞDİRİR!
 
Ey ölümden habersiz, gezip duran dalgacı
O Rabbin kâinata, doğaya baş eğdirir!
Nice okyanusları, yüzüp aşan dalgıcı
Bir gün gelir, bakarsın; damlaya baş eğdirir!
 
Deniz göller kurutup, pınarcığı çağlatır
Dağ gibi delikanlı; kör kötürüm bağlatır
Şahları vezirleri, rezil edip ağlatır
Bir beyinsiz mikropla, dehaya baş eğdirir!
 
Gerçeğe iman eden, korkar mı gölgelerden
İbrahim vari geçer, alevli bölgelerden
Zerreden kürrelere, milyonca belgelerden
İbret almaz kâfirler, dünyaya baş eğdirir!
 
Gayesiz ve gayretsiz, ey canlı cenazeler
Riya nifak derdine, ne yapsın eczaneler
Hak aşıkı mü’minler, dünyada ceza yerler
Dost sevdiği kulunu, davaya baş eğdirir!
 
Halıka bel bağlayan, Amerka’ya tapar mı
Makam çıkar uğruna, haklı yoldan sapar mı
Kuduz gibi havlayıp, Hocasını kapar mı
Mevla’ya teslim olan, Gün Ay’a baş eğdirir!
 
Cihat yok, sadakat yok; ne alçak meziyettir
Gâvur nefse gavatlık, en aşağı zillettir
Vicdanın kıvranması, çekilmez eziyettir
Yunus olup yakaran, deryaya baş eğdirir!
 
İmtihana gelmişiz, Rabbim bizi deniyor
Ettiğini çekersin, diyetler ödeniyor
Nice yiğitler vardır, “Ricalüllah” deniyor
Sultan bile takmazken, sevdaya baş eğdirir!
 
Lütfeyle kıblegahım, muhtacız rahmetine
Misalin hep gözünde; hasretim ah Medine..
Süper güç karşısında, dik duran Ahmedine 
Beş vakit namazında, duaya baş eğdirir!
 
 
 
 
 
ÖZÜ GÖSTERDİN
 
İnayet buyurup, feraset ile
Âlemdeki bin bir, yüzü gösterdin
Nübüvvete ilmü, veraset ile
Eğriden kurtarıp, düzü gösterdin.
 
Dalalet içinde, sefalet ile
Gaflete dalmıştım, cehalet ile
Hidayet eyledin, şahadet ile
Kabuktan ayırıp, özü gösterdin
 
Farkedüp Batılın, sağı solunu
Öğrettin hakikat, hayır yolunu
Kur’an’a aşina, kıldın kulunu
Eskimez değişmez, sözü gösterdin.
 
İman irfan ile, doldurdun içim
İhsanın olmazsa, elbette hiçim
Artık aldatmıyor, şekil ve biçim
Şükür gönüldeki, gözü gösterdin.
 
Rızanı arayan, arzı neylesin
Dünyalık gaile, Şeytan hilesin
Kaderin hikmetin, türlü cilvesin
Kış baharı yazı, güzü gösterdin.
 
Sevabım lütfundur, ayıbım benim
Gayrıya meyletmek, kayıbım benim
Hem Zahir, hem Batın; “gayıb”ım benim
Esman doksan dokuz, yüzü gösterdin.
 
Işığın vermezsen, hemen sönerim
Ceryanı kesilmiş, şeye dönerim
Senin ikramındır, bütün hünerim
Nurunu, narını; közü gösterdin.
 
Betül’ün kulundur, bitmez kusuru
Rahmetin olmazsa, bulmaz huzuru
Nasip eyle, alın teri, göz nuru
Ayeti, sureyi; cüzü gösterdin.
 
 
 
 
 
Haddini Aşan Sualler ve Sitemlerle Şiir Yazan ŞEYH AZMİ BABAYA Yanıt:
 
 
RABBIMIZIN HER ETTİĞİ GÜZELDİR VE MÜKEMMELDİR! 
 
 
Yeri gök’ü, İnsü Melek yarattın
Ey Sanii zülcelâl, benzerin yoktur!
Ayı günü, çarkı felek donattın
Hazır ve nazırsın, gezerin yoktur!
 
Denizler yarattın, derin kapaksız
Suları yürüttün, elsiz ayaksız
Yerleri temelsiz, gökler direksiz
Durduran Sultanım, nezirin yoktur!
 
“Kanatsız rüzgârla, gamsız bağları
Kürekle mi yığdın, sıra dağları
Nasıl kara yere, soktun sağları”
Soramaz kimseler, vezirin yoktur!
 
“Sekiz cennet yaptın, hep Adem içün
Sonunda Havva’dan, ayırdın niçün
Büyüklük şanındır, bağışla suçun”
Mevla’nın hikmetsiz, eseri yoktur!
 
Bir iken bin ettin, kendi adını
Kalplere sevdirdin, zikrü yâdını
Cevapsız bırakmaz, kul feryadını
Sebepler bahane, tesiri yoktur!
 
“Cebrail’e ayet, ayet söylersin
İnüp Beytullah’ta, kendin dinlersin
Bu ateşi cehennemi neylersin”
Diyenler bilmez ki, Kevser’in çoktur!
 
Yüz bin alem dikip, seyrana durdun
Milyarca mahlûka, mührünü vurdun
Kıldan ince köprü, Sıratı kurdun
Göz kapayıp geçen, Ebu Zerin çoktur!
 
Soğuk kışa bedel, yazı yarattın
Hem bahara karşı, güzü yarattın
Hak için iki göz, terazi yaptın
Mü’minlere cennet, bezerin çoktur!
 
Nurdan; buzu, suyu, buharı yaptın
Evreni devranı, baharı yaptın
Cenneti, rü’yeti; civarı yaptın
Kalbi kör olanın, nazarı yoktur!
 
Sual olunur mu, hükmü hikmetten
Kader baskın durur, her hükümetten
Hakim Odur, kaçamam; mahkumiyetten
Bil aşk şehidinin, mezarı yoktur!
 
Kalpleri boş, kafa; kabak efendim
Olmazlar bir kaba, kapak efendim
Kime kazan kime, tabak efendim
Nasipsiz, nesepsiz; çaresi yoktur!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
SANAL DÜNYA
 
Ne kadar gafildir, ne kadar bahil
Fani dünya için, dövüşen insan!..
Ne kadar zalimdir, ne kadar cahil
Gölgeleri gerçeğe, değişen insan!
 
Hayali dünyayı, hakikat sanır
Allah’ı bırakıp, kula yaslanır
Toprağa girince belki uslanır
Uzun emellere, girişen insan!
 
Gerçek zannettiğin, sanal dünyadır.
Yakında anlarsın, çünkü rüyadır.
Ve mevcut bildiğin her şey rüyadır
Boş bir heves için, didişen insan!
 
Aklı olan gölgelere kapılmaz
Kur’an varken batıl yola sapılmaz
Mabut diye, mahlûkata tapılmaz
Sevgi, saygı bilmez, sövüşen insan!
 
Zaman ve mekânlar, zandan ibaret
Hayat ve mevcudat, gölge nihayet
Vuslat dedikleri, dosta seyahat
Ne mutlu her an, görüşen insan!
 
Bu denli belirgin olsa da gerçek
Kalpleri kör olan, nasıl görecek?
Ahmet’im, maksuda mutlak erecek
Yalnız Allah için, sevişen insan!
 
 
Bahil: Cimri, pinti, kıskanç
Ma’but: İbadet edilen, Allah.
Vuslat: Kavuşma, buluşma.
Mahlûkat: Yaratılan tüm varlıklar.
Maksut: Asıl amacı, Allah.
 
 
 
 
 
 
 
 
HER GÜN OKUNUR! 
 
Her şey Senin eserin, hepsi kusursuz
Varlıklarda vahdetin, mührün okunur!
Hem, Rahmetin tükenmez, kudretin sonsuz
Dilde zikrin, gönülde; şükrün okunur!
 
Ezanda duada, sübhu salada
Gözlerde gönülde, gurbet sılada
Kutluluk mutluluk, derdü belada
Hazan mevsiminde, hüznün okunur!
 
Huzuruna varamam, günah hırkamla
Nimetlerin hesaba, sığmaz rakamla
Nağme nağme Allah'ım, binbir makamla
Kuşların ötüşünde, türkün okunur!
 
“Zerre” sanat eseri, her hücre alem
Yaratılış sırrını, yazamaz kalem
En mükemmel tecelli, Allahu ea'lem
Muhammed Mehdidir ki, müşkül okunur!
 
Zikrin aşkın düşer, mü’min her yada
Seherde bülbüller, başlar feryada
Pınarda bahçede, gökte deryada
İlahi her şeyde, mülkün okunur!
 
Elimizden tutuver, Ya Rab, bunaldık
Günahla kirlenmişiz, şirke bulandık
Cahili sistemlerde, boşa dolandık
Kur'an programında, hükmün okunur!
 
Türkiye'miz mimberdir, Mekke'miz mihrap
İslamsız kalan dünya, sanki ıztırap
İnayetin olmazsa, halimiz harap
Bize imkânsız, Sana; mümkün okunur!
 
En büyük günah; zulme, isyansızlıktır
İsrail'e destek vermek, insafsızlıktır.
Zalime hoş görünmek, insansızlıktır.
Vahşet, dehşet haberi; her gün okunur!
Gafillerce: “summün, bükmün*”okunur.
 
* Sağır ve dilsiz gibi (Bakara: 18)
 
 
NE OLURSUN!
 
Seher meltemiyle, her an
Ak gönlüme, ne olursun!
Rahmet nazarınla, ey Can
Bak gönlüme, ne olursun!
 
Karşımda nurdan goncasın
Kırma kulunun ricasın
“Aşkı hakiki” kancasın
Tak gönlüme, ne olursun!
 
Sensin kalbimin sahibi
Hâşâ, olur mu rakibi
“Ufuk-i A’lada” gibi (Necm: 7)
Sark gönlüme, ne olursun!
 
Gözyaşımla ettim gusül
Can evime gel, ey Resul
Bitsin hasret, aksın vusül
Ark gönlüme, ne olursun!
 
Şeytan yurdunda kiracı
Koyma da, göster mi’racı
Bir daha sönmez siracı
Yak gönlüme, ne olursun!
 
Dinimde Sen, dünyamda Sen
Günümde Sen, rüyamda Sen
Fikrimde Sen, hülyamda Sen
Çak gönlüme, ne olursun!
 
Ruhum huzurdan bıkmasın
Edep çadırın yıkmasın
Girip ebedi çıkmasın
Hak gönlüme, ne olursun!
 
Alem Senin, rahmet Senin
İmtihandır, zahmet Senin
Mahcup mahzun, Ahmet Senin
Pakla gönlüm, ne olursun!
 
 
 
 
 
EY DOST BENDEN OLMUŞUM
 
Sen gülersen, güller açar gönlümde
Ben beni unutup, “benden” olmuşum!
Nur melekler, tüller uçar gözümde
Et kemik giyinip, beden olmuşum
Ben bende değilim, benden olmuşum!
 
Hiçliğimi bilip, hikmete ersem
Külfetten kurtulup, nimete ersem
Teslim tevekkülle, himmete ersem
Gafletle zahmete, neden olmuşum
Ben bende değilim, benden olmuşum!
 
Yal için gavura, yavşaklık etmek
Zilletmiş küfre eş, başkanlık etmek
Rezaletmiş nefse, uşaklık etmek
Şükür şimdi nefsi, güden olmuşum
Ben bende değilim, benden olmuşum!
 
Hakka razı olmaz, bulur mu hayrı
Tevhid ehli saymaz, kendini ayrı
Minnetim kalmadı, kimseye gayrı
Hak’tan gelip Hakk’a, giden olmuşum
Ben bende değilim, benden olmuşum!
 
Alemde görünen, iş gören kimdir
Arz’dan Arş’a Hakim; Aziz, Hekimdir
Ruhumu Rahman’a; Cezbe çekimdir
Kimyadan, fizikten; fenden olmuşum
Ben bende değilim, benden olmuşum!
 
Zulm vicdan karartır; küfür doğurur
Şeytan şerri, nefs kabında yoğurur
Kafir için; “keyfe uyan doğrudur”!?
Hiç düşünmez ki ben, nerden olmuşum
Şükür, münkir değil, benden olmuşum
 
Dipnot: (“Bende”: Bir zatın sadık bağlısı, kölesi ve hizmetkârı)
 
 
 
 
 
 
 
RABBİM, NELERE KADİRSİN!
 
 
Dört bin metre, dağ başında
Kaynar sulu, göl çıkaran!
Zekerya’dan, yüz yaşında
Yahya gibi, döl çıkaran!
 
Ölü topraktır aslında
Diriltir bahar, nisanda
Şaşkın taşkın bir insandan!
Sadık safi, kul çıkaran!
 
Hayrette kalıyom, bakıp
Kimi sapık, kimi sakıp
Bin ton yeşil, ağaç yakıp
Birkaç avuç, kül çıkaran!
 
Maksuda erer, sabreden
Nefis şeytanla, harbeden
Hor ve hakir, pis gübreden
Huş kokulu, gül çıkaran!
 
Gezdirdin türlü binekle
Süt verdin, sarı inekle
Memrud’u sivrisinekle
Gebertip de, züll çıkaran!
 
Dönek; farkı ne köçekten?
Bit pire, kaçar çiçekten
Tırtıl gibi bir böcekten
Halis ipek, tül çıkaran!
 
Kim attı, ahret arkaya
Uşak yaptın, Amerka’ya
Tapınır lükse, markaya
Ahmakları bol çıkaran!
 
Devlet, hürriyet yoluna
Cihat farz; mü’min boynuna
Dost, girmez düşman koynuna
Şeytandan; sağ-sol çıkaran!
 
Takdir kesin, görev tedbir
Şirke yer yok; O’dur Tek, Bir…
Cümle mevcut, okur tekbir
Ey zerreden, fil çıkaran!
 
Hikmetinden sual olmaz
Hak meyinden, içen solmaz
Kur’an ehli, hiç sarsılmaz
Her darlıktan, yol çıkaran!
 
El alem ne, derse desin
Şükür daim, gönlümdesin
Çoğunu esir edersin
Bizden para-pul çıkaran!
 
 
 
 
 
 
 
 
Züll: Rezil ve zelil olma hali
Sakıp: Delip geçen parlak yıldız, anlamına erkek ismi
 
 
 
 
 
ARZUM
 
Sure sure, ayet ayet; Kur'andan
Vuslat yollarını, sorasım gelir!
Hiç sakınmam nefsi Rabbe kurbandan
Can verip Cananı, sarasım gelir!
 
Sağ-sol bakma, siyonizm uşağıdır
Münafıklar kâfirden aşağıdır
Sıdku ihlas, imanın başağıdır
Bin yıl kapısında durasım gelir!
 
Ayrılmam bir an, hamdü senadan
Özüm sözüm aynı, kalu beladan
İmanla kurtulup, fani fenadan
Beka diyarına varasım gelir!
 
Hem zahit hem cahit, olmak isterim
Hakikate şahit, olmak isterim
Bu uğurda şehit, olmak isterim
Adil bir Düzeni, kurasım gelir!
 
Her şeyde görünen, vahdet mühürdür
İnsan-şeytan, kader tahtında hürdür
Hakka taraf, zulme cihadın sürdür
Barbarın boynunu, vurasım gelir!
 
Ey Allah'ım, mümkün değil, Sensizlik
Darwincilik bilim değil, dinsizlik
Deli bile buna der ki: densizlik
Deccal'in yıkılmak sırasın gelir!
 
Tembellikle talepler boş hevadır
Sanma ki nimetler hep bedavadır
Allah'ın rızası, en baş davadır
Dost yolunda postu yorasım gelir!
 
Cennette cemalin seyretse aşık
Artık bal kaymağa, gider mi kaşık
Bizi delilikle suçlayan kaçık
Taptığın putları, kırasım gelir!
 
 
 
 
 
ARZ-I ŞÜKRANIM!
 
İktidara uşak, olmayım diye
Tutup zindanlara, çağlattın şükür!
İmandır bize en, büyük hediye
Kara yüzümüzü, ağarttın şükür!
 
Âlemde her şeyin, gerçek sahibi
"Adl"in zerreleri, ölçecek gibi
Nefs putum boynuna, geçecek ipi
Hidayet sırrınla, yağlattın şükür!
 
Sendendir sevgi, övgü ve yergi
Nimet ve fazilet, ilahi vergi
Kudret çarşısında, hikmetli sergi
İbretle imanım, çoğalttın şükür!
 
Dalalete dalmış, akıl donmuştu
Manevi dünyamın, nuru sönmüştü
Bu kalbim kuruyup, çöle dönmüştü
Gönül çeşmem açıp, çağlattın şükür!
 
Batıldan boşalttın, Hak'la doldurdun
Dünya tutkum sevdan, ile öldürdün
Üzülürken bile, yüzüm güldürdün
Yine rızan için, ağlattın şükür!
 
Kadermiş hükmünü, her an yürüten
Gün olur uçuran, bazen sürüten
Küfür ve günahtır, ruhu çürüten
Can yaram belayla, dağlattın şükür!
 
Rabbim beni bana, bırakmadın hiç
Her darlıktan sonra, tattırdın sevinç
Lütfunla ayakta, altmışında dinç
Türlü hastalığım, sağalttın şükür!
 
Dert içinde gizli, dermanı sezdim
Ne vara güvendim, ne yoktan bezdim
Nice yıl gaflette, avare gezdim
Aşkın kapısına, bağlattın şükür!
 
 
 
 
 
KİME BAĞLIYIZ?
 
 
"Zincir kâr eylemez; hürse vicdanı
Bin can ile, bir canana bağlıyız!
Maruf bilip sevdik, emr-i Yezdanı
Hükmü baki, Adil Han'a bağlıyız!"
 
Cümle hayır ve şer, O'nun takdiri
Ölümden ürker mi, Hayy ile diri?
Bize tebrik gelir, Dostun tekdiri
Şeytana değil, Rahman'a bağlıyız!
 
Nice Nemrutları, etmişiz heder
Ne Firavunları, fareden beter...
Allah'a sığınan, eder mi keder?
Unutmayın, biz Kur'an'a bağlıyız!.
 
Asla hayra koşmaz, haramı yutan
İflah olmaz Hakka, batılı katan
Sapıtmaz Allah'ın ipini tutan
Furkan gibi, tam bürhana bağlıyız!
 
Zikir için beklemeyiz cum'ayı
Bir tutarız, huzur ile hummayı
Şirk sayarız gavurdan dost ummayı
Sahib-i Kevni mekana bağlıyız!
 
"Bir"i bulduk, terk eyledik kibiri
Cennet kapısı belledik kabiri
Unutmayız asla, Rabbi Habiri
Daim kadir bir Sultana bağlıyız!
 
Zalime meyletmez, şerefli insan
Gelse de bunlardan, binlerce ihsan
Busht'ların uşağı olmaz Müslüman
Ezel Ebet, ol Sultana bağlıyız!
 
Gör, nice fatihler, nice Kemal'ler
Çıkardı bu millet; tarih gömerler
İmanla yoğrulmuş, sağlam temeller
Ezan, bayrak; hem vatana bağlıyız!
 
Recebi kahraman, gören ayarsız
Hıyanet, zillete; zulme duyarsız
Ey Fasık'a yandaş, mü'mine arsız
Zanna değil, biz Fermana bağlıyız!.
 
Kelam-ı Kadim'siz, kemal olur mu?
Kahpede onurlu, cemal olur mu?
Su-i misal, asla; emsal olur mu?
Hiç şaşmayan, bir mizana bağlıyız!
 
 
 
 
 
 
UNUTAMIYOM
 
Bin cefa etsen de; nazın çekerim
Ey Dost, aşık oldum; unutamıyom!.
Bu sevda derdinden, vaz mı geçerim
Bir an dahi Seni, unutamıyom,
Kabaran gönlümü, avutamıyom!..
 
Seyrettiğim Sensin; canda, resimde
Dinlediğim Sensin; bin bir isimde
Zihnimde, kalbimde; derin hissimde
Ey Can, Seni bir an; unutamıyom,
Sevdalı gönlümü, avutamıyom!..
 
Sazlarla türküler, aşkımı çalar
Davalar, ülküler; Seni amaçlar
Yollar Sana varır; düzler, yamaçlar
Cananım, Sultanım; unutamıyom,
Divane gönlümü, avutamıyom!..
 
Hak-Batıl seçerim; ben davar mıyım?
Kur'an der, dinlerim; ben duvar mıyım?
"La mevcut, illa Ent"; ben de var mıyım?
Gül cemalin bir an; unutamıyom,
Bu dertli gönlümü, avutamıyom!.
 
Ben Senden razıyım; hükmüne hazır
Aleme hakimsin; her şeye nazır
Hasret hızar olmuş; ömrümü kazır
Ey Can, bir an bile; unutamıyom,
Tutuşan gönlümü; avutamıyom!
 
Vallahi bir hiçim; çaresiz aciz
Aşkın esir aldı, aklımı haciz
Mutlak mevcut Sensin; bu kulun na-çiz*
Sevgilim ben Seni, unutamıyom,
Kabaran gönlümü; avutamıyom!
 
* Na-çiz: Hiç hükmünde olan
"Benim na-çiz vücudum, elbet toprak olacaktır. Ama Türkiye Cumhuriyeti ilel-ebet payidar kalacaktır!" M.K. Atatürk
 
 
 
 
HİKMET VE HAKİKAT
 
Şirkten, şekavetten; vahdete ulaş
Ahmet tecellidir, Ahed asıldır!..
Sende "sıbğatullah", rengine bulaş
Çün muhabbetten, Muhammet hasıldır!..
 
Görüntüyü gerçek, zanneden gafil
Hayali hakikat, belleyen cahil
ABD, AB'ye; tapınan kafir
Masonla münafık, hep muttasıldır!.
 
Mü'min uzak durur, her kahpelikten
İki kez ısırılmaz, aynı delikten
İman et de kurtul, bu kölelikten
Özgürlük: Hak dosta, hayra vasıldır!
 
Allah ki: Azizdir; Alim, Aliy'dir
Kainata hakim; hem de valiy'dir
Kur'an kuralları, fıtrat halidir
İslamsız insanlık, gör ki nasıldır?
 
İslam'la Türk aynı; ruh beden gibi
Aleme nizam ver, Nuh deden gibi
Bütün Mustafalar, tek maden gibi
Dünya bir imtihan; ara fasıldır!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BİR RÜYA'NIN TEVİLİ
 
Ne arasın yerde, gökte Maksud'u
Gördüm ki boş durur; Kabri Muhammet!
Vacit var ediyor, cümle mevcudu
Anla, ne sır saklar; nuri Mehdiyyet!
 
Görüntü geçici; gerçeğe tuzak
Damlada boğulan, deryadan uzak
Gönlünü gölgeye, kaptıran ahmak
Hakikat Mevla'dır; Ezel ve Ebet!..
 
Hayat bir rüyadır, söylüyor Kur'an
Canlıda, cansızda; yürüyor ferman
Zatıyla tecelli; eyliyor her an
Görünen, gören O; Allahus Samet!..
 
Alemler nurundan; katre, zerredir
Gör her damla Zemzem; her taş Merve'dir
Alimler zikreder, milyar kerredir
Kesret aynasında; Vahidü Ahet!..
 
Mademki hakikat, içimizdedir
Dünya dışta değil, zihnimizdedir
Muhammet Mehdi'nin, kim izindedir
Elinden tutuyor, Hazreti Ahmet!.
 
Nefsü emmarendir, hep sana rakip
Kur'anı rehber et, sünneti takip
Delecek zulmeti, ol Necmüs Sakib
"Hay" kim, hayat nedir; öğretir Ehyet!..
 
Mevla ne eylerse, hep münasiptir
Hesabın sağlam tut, O muhasiptir
Bu hidayet bize, lütfu nasiptir
Kıymetini bilen, buldu selamet!..
 
Şımarma da, şükret; övünme, sevin
Dünya bir mekteptir; geçici evin
Halıkı aynıdır, sinekle devin
Yaratan aşkına, eyle merhamet!
 
Bunlar heva değil; hikmet Hüdadır
Gafil gerçek sanır, o uykudadır
Hak dışında arzun, aynı "Buda"dır
Emelin, emeğin; boşuna zahmet!..
SULTANIM
 
Sensizlik cehennemimdir, dünya mihnetim, ey can 
Tecelli ettin gönlüme; can evimsin Sultanım! 
Seni anmak saadettir, unutmak çetin hicran 
Cesaretim inayetin; cür'etimsin Sultanım! 
 
İhsanınla iman ettim, şükür buldum emniyet 
Hidayetin hediyemdir, şuur doldum ganimet 
İrfanım, izanım ya Rab; ki kul oldum, ne nimet 
Sevgilimsin, her şeyimsin; cennetimsin sultanım! 
 
Haşa itirazım olmaz; kaderin, kazan için 
Ezilmek üzülmek şeref,  ilahi rızan için 
Her zerre senin eserin, okuyan yazan için 
Reddeylesen çıldırırım; cinnetimdir Sultanım! 
 
Zahir oldun tüm eşyada, bakıp görmeyen kördür 
Nankörlük ve nasipsizlik; onmaz manevi çordur 
Hasretin ateşi yakar; sanki içimde kordur 
Seni benden ayrı sanmak, cehletimdir Sulatanım! 
 
Nolur, ikram ile dolsun; bütün halka kaşığım 
Kuranın‘dan kaynaklanır; ilmim, hikmet ışığım 
Dostu seyran, mestü hayran; yalnız Hakk'a aşığım 
Kesret içre vahdetimsin, çün Metinsin Sultanım!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
VAH BENİ
 
Hamdü senalar Sübhan'a; lütfu ihsan eyledi 
Sevdasına düçar etti; Hak beni, dost, Hak beni 
Cümle mahlukattan seçip; şükür insan eyledi 
Tatlı belaya iletti; aşk beni, can, aşk beni! 
 
Derdü tasam, zevku sefam; cennetü cinanımsın 
Nasıl bu can kurban olmaz; ki ezel cananımsın 
Fikrü zikrim, şarkı türküm; Yusuf-i Kenanımsın 
Mum misali nur saçayım; yak beni, Hay, yak beni! 
 
Feyzü hikmet kaynağımsın; pak alıcın olayım 
Kur'an ile kulluğunda; hep kalıcın olayım 
Hak yolunda, halka yarar; bir kılıcın olayım 
Zalimlerin peşlerine; tak beni, Yar, tak beni! 
 
Senden gayrı, her şey fani; Bakii berdevamsın 
İhtiyacım ilacımsın; her derdime devamsın 
Ma'budumsun, maksudumsun; duamsın, hak davamsın 
Hasretin harab eyledi; bak beni dost, bak beni! 
 
Gaflet ile boşa verdim; sermaye-i ömrümü 
Elmasa çeviremedim; kalbi kara kömrümü 
Rahmet kapına sığındım; bağışla tüm cürmümü 
Dergâhından kovar isen; vah beni, eyvah beni! 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
SAKLASAM OLMUYOR,
YAZSAM OLMUYOR
 
Beynimden gizlerim, kalbimde sırdır
Saklasam olmuyor, yazsam olmuyor!
Hakk’a erişmeyen, aşka kısırdır
Yutkunsam olmuyor, tozsam olmuyor!
 
Kalbi kör olana, gözü engebe
Bir güneş doğuyor, ufuklar ebe
Karanlık geceler, sabaha gebe
Haykırsam olmuyor, sussam olmuyor!
 
Bu hikmeti Hüda, dipsiz dehlizdir
Her şeyi tesadüf, gören kerizdir
Acım ilacımmış, ne zor perhizdir
Yalasam olmuyor, kussam olmuyor!
 
Bildim ki ben neyim: aşkın eseri
Kur’an bendesiyim; Hakk’ın esiri
Çeşmei sahneyim; Havz-ı Kevseri
Akıtsam olmuyor, tutsam olmuyor!
 
Haktan taraf olmak, İslam inancı
Güce tapınanlar, Hakka yabancı
Mazlumların ahı, içimde sancı
Kızmasam olmuyor, kızsam olmuyor!
 
Umarım elimden, tutar inayet
Gönül maksuduna, erer nihayet
Ticarete döndü, dinü diyanet
Kapatsam olmuyor, kazsam olmuyor!
 
Sultanım, Sübhanım; göz nurum Haktır
Sensiz bu cihanda, huzurum yoktur
Sermayem imanım, kusurum çoktur
El eman, ahdimi; bozsam olmuyor!
 
 
 
 
 
 
 
EY İLAHIM!
 
Cümle gözde, gözetleyen
Sahibim, Sultanım, Şahım!..
Bini birde özetleyen
Efendim, canım, penahım!..
 
Musavvirsin, her şey resim
Hepsi vehim; sıcak serin
Dünya ahiret, eserin
Hasretindir, ahu vahım!..
 
Hayat denen, bir bilmece
Adem ayet, alem hece
İnsandadır, sırrın nice
Seni unutmak, günahım!..
 
Şirkten kurtar, benliğim yak
Her şey hayal, birliğin Hak
Rahmet nazarınla, bir bak
İnayet kıl, ey ilahım!...
 
Ruhum ekranında, ey can
Kader filmi, Harput Tercan…
Cennet: Huri, inci mercan
Vuslattır sonsuz sabahım!..
 
Ben Sendeyim, Sen bendesin
Candan yakın, ensemdesin
El alem ne, derse desin
Aşkım, Kabem, kıblegahım!..
 
Senin; irade, ihtiyar
Lütfuna eren bahtiyar
Aşıka her gün ilkbahar
Sende huzurum, felahım!..
 
 
 
 
 
 
 
 
SEVGİLİME
 
Bahçende açışan kırmızı güller 
Hizmetçin olayım, otağında ben 
Pencerende bülbül,  camında tüller 
Hep bekçin olayım,dost bağında ben 
 
Çağlasın evrende sevdamın sesi 
Gönül nikahıma çağır herkesi 
Mecnun'la Leyla'nın sıcak nefesi 
Böceğin olayım, toprağında ben 
 
Bedenim tutuşsun bir bakışınla 
Gözümden gönlüme her akışınla
Seninle kalayım, yazın kışınla 
Güvercin olayım, konağında ben
 
Sensizlik zindanım, hep yanımdasın
Aklımda aşkımda, ve canımdasın
Dilimde, düşümde, hem anımdasın
Gözlemcin olayım, Tur dağında ben
 
Çiğ damlar çiçekten, bahar mevsimi
Toy kızlar, kuzular, sarmaz nefsimi
Hep sana sakladım, tüm hevesimi
Nevresim olayım, yatağında ben
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
VUSLAT YANGINI
 
Gönlüme bir ateş düştü, Ya Rab aşkın zerresinden
Alevlendi bütün alem; şimdi dünyalar yanıyor!
Masivayı mahveden nur, damlar iman zirvesinden
Tutuşturur mahlukatı; dağlar, deryalar yanıyor!
 
Sanki bil cümle kainat, kağıda çizilmiş resim
Bak, cayır cayır yanıyor; yatak, yastık ve nevresim
Bir bir yanıp kayboluyor; yer, gök, ay, güneş, dört mevsim
“Külli şey’in halik, illa; vecheh” rüyalar yanıyor!.
 
Layık mı tevhit ehline; ki, müşrik gibi, “ben” desin
Sadece bir gölgesin, hem sahibine “bende”sin
İkilikten kurtulunca; ben sendeyim, sen bendesin…
Bu hakikat hatırına; hayat hülyalar yanıyor!...
 
Yangın biter, kıyamettir; her şey döner toz dumana
“Limenil mülkül yevm” der; yanıt veren yok Sultana
Erimeden erişilmez, yanmayan varmaz Yezdan’a
Bu aşk ateşinde nice, Mecnun, Leylalar yanıyor!
 
Bülbül de yanar, benlik de; alev bağın güllerinden
Teslisten tevhide çıkar, hep kurtulur kirlerinden
Hasret biter, vuslat doğar; bu ateşin küllerinden
Bir sevda uğruna, ey Can; bahca meyvalar yanıyor!
 
İlim hakikat kaynağı, Allah Resulü, Kur’andır.
Bütün nefsani tutkular, insan boynunda urgandır
Ahmet Ahed’e müştaksa, abdi Rabbine kurbandır
Didar arayan gözlerde, yaşlar damlalar yanıyor!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BEN, NEYİM?
 
 
Alem benim içimde 
Her şey, bir parça benden
Sanki aynı bedenden…
Hepsi ayrı görüntülerim
Ama farklı biçimde…
Kimi sevinçlerim, ümitlerim
Kimi endişelerim, ürküntülerim…
 
Ağaçlar dallarım
Kuşlar dillerim
Güneş lambam
Ay yoldaşım 
Yıldızlar kandillerim
Yağmur gözyaşım
Çayır çiçek tarlaları, mendillerim
Toprak anam, dağlar babam!.
 
Bir damlada doğdum
Deryada tükendim
Hepsi benim
Hepsi kendim…
Gönül verdiklerim
Terk ettiklerim, usanıp
Üzdüklerim, küstüklerim
Ve tırnak sanıp
Etimi kestiklerim!..
 
Başım dolandı 
Dişim ağrıdı
Komşum sert baktı
Oğlum ters davrandı
Dostum hakaret yağdırdı.
Bir hayvan
Tekme vurup yaraladı…
Hepsi günahlarımın, karşılığıydı
 
Filan hürmet etti
Değer verdi.
Filan sevgi gösterdi
Övdü, yüceltti…
Filan ikramda bulundu
İltifat buyurdu
Hepsi ettiklerimdi
Önceden ektiklerimdi.
Şimdi meyveye durdu…
 
Cennetimin de
Cehennemin de
Mimarı ben olurum
Ateşimi artırır gazabım…
İmanım, insanlığım
Ve Salih amellerim, huzurum
Cinanım olur cihatım
Ama vicdan azabım,
Mutsuzluğum
Yine kendi kusurum
Ve ciğerimi yakan feryadım, heyhatım!.
 
Ben alemde değilim
Alem benim içimde…
Gün olur Mekke’deyim
Bir bak, pekinde, Çin’de
Bazen Hakk’a yönelir
Bazen halka meyilim 
Nice bin sır, bin soru
Kısacık bir, “Niçin”de!..
 
 
 
 
 
 
 
TEVHİT VE TECELLİ
 
Zatın münezzehtir, şirkten şekilden
Haşa ki Allah’ım, kim sana benzer?
Tezahür, tecelli; Nimel Vekil’den
Rahman suretinde, İnsana benzer!
 
Hak’ta fani olan, hayra ulaşır
Dünyaya tapanlar şirke bulaşır
Deryaya dalmayıp, dere dolaşır
Gizli itirazlar, isyana benzer!
 
Allah’tan gayrıyı çıkar gönülden
Ruh deryasına dal, nefis gölünden
Bülbül olan geçmez, gonca gülünden
Seherdeki sırlar, ihsana benzer!
 
Tevhide erişen Hazreti bilen
Vahdet tecellicisi, kesreti gören
Vuslat ateşiyle, hasreti çeken
Gözyaşları yağmur, nisana benzer!
 
Surlar direnemez, sırların deşmez
Zulme boyun eğmez, zillete düşmez
Dünyaya meyletmez, mala üşüşmez
Mert olur Aliler, Arslana benzer!
 
Nefsani hevesle, haz ile olmaz
Bir kuru söz ile, saz ile olmaz
Hizmeti fırsat bil, naz ile olmaz
Sadıklar seçilir, Selman’a benzer!
 
Sahte öğüt kalbe, tesir eylemez
Biri bilen pirler, kesir eylemez
Ruhu rahatına, esir eylemez
Hür olur, Hazreti, Hasan’a benzer!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
AH BİR OLABİLSEM
 
Sıbğatullah için bil, aynalaşmak gerekir
Benlik buzunu eriterek, birliğe ersem!..
Ben sildikçe aynamı, bulaşıyor gene kir
Bu gaflet perdelerini ah, indirebilsem!..
 
Binbir elvan görünen, aynı Şems-i Sermed’tir.
Alem vahdet aynası, gafil sanır kesrettir.
Rabıta vuslat ise, aşk denilen hasrettir
Varıp huzura hararetim, dindirebilsim!..
 
“La mevcude illa hu!”, anla tevhid tekliktir
Manadan mahrum, “Hak, Hu!” çeken kekliktir
Özden Irak söz etmek, kuru laftır, taklittir
Ölmeden ölüp dirilsem de, dirliğe ersem!..
 
Öveni de, söveni de O’ndan bilesin
Her neyi düşünür seversen, anın ilesin
Kader kesin; gurur kuruntu, Şeytan hilesin
Kör nefsi Nuh’un gemisine, bindirebilsem!
 
Her şeyden boşalıp O’nunla dolamadım ki
Konuşan dili, tutan eli, olamadım ki
Hem ikilik şirktir; vahdeti bulamadım ki
Hak var, gayrı hayal; gerçeği sindirebilsem!
 
 
 
Sıbğatullah: Allah’ın boyası, Hz. Peygamberin ahlakı (Bak: Bakara:138)
Şems-i Sermed: Ebedi olan ve batmayan güneş, Cenabı Hak.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
KURBANIM SANA
 
 
Seninle mutlu mes’uttur, dünyam ve ahiretim
Billah çekilmez Sultanım, Sensiz kahrı hayatın!
Senden ayırma ne olur, hayreyle akıbetim
Sebebi, Seni unutmak; her türlü kabahatın!
 
Dalaletten hidayete, eriştirdin yolumu
Rezaletten fazilete, yetiştirdin kulunu
Cahil sefil bırakmadın, hiç nankörlük olur mu?
Sevginin semeresidir, Şirin ile Ferhatın!
 
Nimet Senin, devlet Senin; hep Senden ihsan olur
Zerre pay versem kendime, inkar ve isyan olur
Bir an nefsime bıraksan, sermayem ziyan olur
Sonra sonu gelir mi hiç, ah vahların heyhatın!
 
Hasretin hararetiyle daim, yanıyor içim
Aşkın olmazsa içimde, vallahi ben bir hiçim
Kur’an’ın urvetül vüska; Arşa uzanan sicim
Mehdiyet merhemindir, ilacı karabahtın!
 
Rızan için feda olsun yağmadır bütün varım
Hak yolunda kurbanlığa, kabulümü umarım
Nasıl esirgerim Senden, boş bedeni ey Yarım
Zaten Senin değil midir, her zerresi kâynatın!
 
En mükemmel tecellin ki, ey Dost, Resul Erkemde
Milyar melek görevlidir, hatta vücut ülkemde
Hikmetle iş görmektedir hepsi, her bir hücremde
Şerefiyle sevinirler, hükmüne inkıyatın!
 
Hakikatın tezahürü; Mehdiyetin müjdesi
Çünkü insanı kamildir, ehli gönlün gözdesi
Ahirette açılınca, bu sırların perdesi
Aklı gider şaşkınlıktan, şaşı bakan bedbahtın!
 
Kadere iman edenler, kederden emin olur
Zavallılar zanneder ki; hileyle zemin olur
Sanma ki boş temenniyle, talihli te’min olur
Allah’a teslim olmaktır, şartı; huzur rahatım!..
 
Hücredesin, her şeydesin; goncada bülbüldesin
Ne Mekke’de, ne tekkede; her mümin gönüldesin
Umurumda bile değil, eller ne derse desin
Kıblesi Sensin Allah’ım; duaların, feryatın!
 
Ey Dost, Zatından haberdar etmeseydin Ahmet’i
Sonsuza dek çekecektim, gafletteki zahmeti
Lütfeyle Sen, eksik etme; inayeti rahmeti
Koy şevkiyle zevkleneyim, semtine seyahatın!    
                           
 
 
 
 
 
BOŞA YORULDUM
 
Nazını kahrını, çekemez oldum.
Ey gönül belayı, ben mi çağırdım!
Şimdi bileğini, bükemez oldum.
Ben bir nokta iken, daha ağırdım!
 
Gaflet diyarından, dost yurduna kaç
Bu kaçıncı raunt, bu kaçıncı maç
Gönül kitabından, boş yaprağı aç
Tükendi kalemim, bitti kağırdım!
 
Tutmasaydı elimden, desti rahmetin
Kim bilir nerdeydi, şimdi Ahmetin
Tutsağıydım küfrün, fikri zahmetin
Hidayetten önce; kördüm, sağırdım!
 
Gönül ekranımdan, kader filmini
Seyredip öğrendim, Ledün ilmini
Test etmek içinmiş, sabru hilmini
Boşuna çırpındım, boşa bağırdım!
 
Nefsin hevasıyla, savruldum durdum
Dolandım, bulandım; sonra duruldum
Sevdalandım ey dost, sana vuruldum
O gündür, bugündür; çile yoğurdum!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ÖZLEDİM
 
Kafeslerde tutsak, bülbül masalı!...
Aman canlar, ben gülümü özledim!...
Karada çırpınan balık misali
Saray size, ben gölümü özledim!..
 
Yar edana, yar edana
Hayranım yar, edana
Ne güzellik bahşetmiş
Kurbanım Yaradana!
 
Bu hasret ateşi yürekte kordur.
Yardan ayrı düşmek, ölüm’den zordur.
Bir tabip gönderip, halimi sordur.
Sevdalıyım, sevgilimi özledim…
 
Yar adına, yar adına
Öleydim yar adına
Gölgenmiş alem senin
Kurbanın Yaradana!
 
Bu dünya yaz-bozdan, geliyor bana
Kabristan bağ-bostan, geliyor bana
Bir davet ki dosttan geliyor bana
Vuslat için, ben ölümü özledim!...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
VATAN İÇİN KIYAM; İSYAN OLUR MU?
 
Hayırda yarışmaya, birlik barışa
Yanaşmayan adamdan, insan olur mu?
Şu İsrail kimdir ki, bize karışa
Yahu Moşe Dayan’dan, Hasan olur mu?
 
Her milletin sicili, tarih kaydında
Sen, ne buldun be gafil, Hak'tan caydın da?!
O, Kafası karanlık, sahte aydında
İman olmayınca, hey!., iz'an olur mu?
 
Çekirdek kabuğunu, çatlatmak için
Fışkıracak filizi, patlamak için
Çileler bu fetreti, atlatmak için
Kar kış geçmeden bahar, nisan olur mu?
 
Çanakkale'de Bunlar, niçin savaştı,
Hizbullah, PKK'ayla bize sataştı,
Fakirlik rezalete, kimler yol açtı!..
Bunca cehlet, gaflet; nisyan olur mu?
 
Dost kapısında kıtmir, olup üreyim
Ferhat dağı deldi, dayan yüreğim!..
Top tüfek yoksa, vardır; kazma küreyim
Kalk, vatan için kıyam; isyan olur mu?
 
Hak mevcud, tek Ma'bud O, sanal gerisi
Gönül ekranındaki, hayal perisi
Bu "beden" dedikleri, ruhun gemisi!..
Gayesiz ve gayretsiz; İslam olur mu?
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ALLAH YETER!
 
Mevcud O’dur, vücut Onun
Allah ile hoş ol yeter!                        
Ma’bud O’dur,sücud O’nun
Allah ile hoş ol yeter!
 
Aslı mevhum bir cisimdir
Her an çizilen resimdir
Mahlukat, sade isimdir
Allah ile hoş ol yeter!
 
Barışık ol vicdanınla
Alışık ol, hicranınla
Vahdete er,vecd anınla 
Allah ile hoş ol yeter
 
Tapınırsın bir gölgeye
Nasıl erersin gerçeğe?
Hem muhtaçsın sen her şeye 
Allah ile hoş ol yeter!
 
Haydari ol tarikatte
Hak eri ol hakikatte 
Hazrete var her vakitte
Allah ile hoş ol yeter
 
Düşmez kalkmaz bir Allah’tır
Tevbe, selamet salahtır
Sabır en büyük silahtır
Allah ile hoş ol yeter!
 
Kar ettirmez kuru heves
Mi’rac eyle sen her nefes
Korkma düşman olsun herkes
Allah ile hoş ol yeter!
 
Vuslatın olsun rabıta
Vicdanın olsun rabıta
Bağı koparan zapıta
Allah ile hoş ol yeter!
 
Okur veya yazır isen
Sen takdire razı isen
Her hükmüne hazır isen
Allah ile hoş ol yeter!
 
“Hay hu” O’dur, sen perdesin
Nefse karşı siperdesin
El alem ne derse desin
Allah ile hoş ol yeter!
 
Hep sabırlı halim olsan
Olgunlaşıp kamil olsan
Ami olsan, alim olsan 
Allah ile hoş ol yeter!
 
Allah birdir ve Bakidir
Hem sahib-i hakikidir
Ne cimridir ne fakirdir
Allah ile hoş ol yeter!
 
Bela yakanı salmasa 
Hatır soranın kalmasa
Kimse selamın almasa
Allah ile hoş ol yeter!
 
Hakka hürmet halka şefkat
Göster zulme karşı şevket
Gel cehlü gafleti terk et
Allah ile hoş ol yeter!
 
Zikrin hep hakikat olsun
Fikrin tüm mahlukat olsun
Şükrün daim kat kat olsun
Allah ile hoş ol yeter!
 
Namaz ile mi’racınla
Oruç, zekat ve haccında
Baylığında muhtacında
Allah ile hoş ol yeter!
 
Kulluğun unutma sakın
Kusurun görmeye bakın
O’dur sana senden yakın
Allah ile hoş ol yeter!
 
Aziz eden zelil eden
Vezir eden rezil eden
Hem hasım hem Halil eden
Allah ile hoş ol yeter!
 
Mehdi; Muhammed nurudur
Hakikatın zuhurudur
Görmeyen göz kusurludur
Allah ile hoş ol yeter!
 
Hasbün Allah, ni’mel vekil
Ni’mel Mevla, ni’mel kefil
Hüvel Celil,hüvel Cemil
Allah ile hoş ol yeter! 
 
Semer vurulmaz arslana 
Mümin merttir anlasana
Hoca derler Bayram sana
Allah ile hoş ol yeter!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HOCA-İ KÂİNAT
 
Hem sebebi kâinat, hem meyve-i mahlûkat 
Mehdiyi ahir zaman, Muhammet’tir Efendim..
İnsü cin hükmündedir, melekler kanat kanat 
Saltanat-ı uzması , müebbettir  Efendim...
 
Hem hidayet siyaset, medeniyet rehberi
"Hulki azim" mertebe, sıfatının her biri
Saadet Ona uymak, bezmi elest'ten   beri 
İman halka ve Hakka, muhabbettir Efendim..
 
Nuri mücessem odur, tecelli-i Rabbani 
Cihat biat alamet, ol temsili Rahmani 
Sözleri, "Vahyün yuha"  her ameli Kur'ani 
Adil Düzen âleme, merhamettir Efendim.
 
Ahmedin mimi düşse, Ahed olacak zahir 
Cemal celal sıfatlar, her an lütuf ve kahir 
Allah'ı bilen kişi, tevhit ilminde mahir  
Aynel yakinsiz ilim, bir mihnettir Efendim..
 
Bu beden dedikleri, ilahi ruha sargı 
Eğer imanın varsa, niçin çekersin kaygı 
Sevgi sevda sahtedir, yok ise gerçek kaygı 
Hoca-i Kâinatta, mehabettir  Efendim.
 
Ol dersin oluverir, yaratırsın sebepsiz 
Senden medet umulur, makam ister edepsiz 
Üç gram hizmetini, minnet sayar nesepsiz 
Nefsine pay ayırmak, ihanettir Efendim..
 
Ucuz uyuz adamlar, geçinir bedavadan 
Dünya ehli davarlar, ne anlasın sevdadan 
Mal makam otu versen, kaytarırlar davadan 
Zoru görünce kaçan, muhannettir  Efendim.
 
Fakru mihnet sayılmaz, hidayetin kâr olsa 
Ruhum cennette gezer, bütün dünyam dar olsa 
Tek in'amu ihsanın, inayetin yar olsa 
O zaman Ahmedine, mürüvvettir  Efendim.
HOCAM’A HASRET ŞARKISI
 
Şol cenneti Ala’ya, girseydi yetim ruhum
Tecelli ikliminde, cemalini arardım!..
Mutluluğum lütfundur, Seninledir huzurum
Rüyalarıma gelsen, nur hayalin sarardım!
 
Ayrılığın acısı, kollarımı bağladı
Seni özleyen gözler, gizli gizli ağladı
Hasretin harareti, yüreğimi dağladı
Dizlerime uzansan, saçlarını tarardım!
 
Muhammedi gerçeğin, “Necmüs-sakibi” Sensin
Şeytanın, şer odağın; asıl rakibi Sensin
“Rakıb”  olan Rabbimin, temsil takibi Sensin
Kıtmir’in olmak için, sultanlıktan cayardım!
 
Meramım Mevlanamsın, Sultanımsın Hocamsın
Garip gönül bahçemde, hiç solmayan goncamsın
Güvencem himayendir, sığınağım recamsın
İnayetin çekersen, bilmem neye yarardım?
 
Sayende hakikate, erdi aklım vicdanım
Hidayet rehberimsin, Efendimsin ey canım
Sensiz bütün ömrümü, sanki boşa harcadım
Sen sahip çıkmasaydın, baştan sona zarardım!
 
Nur tecellisi yüzün, hakikatin aynası
Hikmet tefsiri sözün, dört Kitabın manası
Mehdiyet mührü özün, nice sırrın aynası
Böyle aşkın derdiyle, gece gündüz yanardım!
 
Davasız bir insanla, ne farkı var mezarın
Lafla kalbi doyar mı, düşünen bir yazarın
Terk etme hiç nefsime, eksiltme hak nazarın
Lütfedip sor halimi, çünkü soldum sarardım!
 
Fiilden önce fikre, hoş sözden önce öze
Önem vermek öğrendik, riyakârdık biz bize
“Hayat; iman, cihat”mış, alışmıştık hep düze
Taleben olmasaydım, hidayetten kayardım!
 
Davetine muhatap, olmak ne büyük devlet
Hakikati kavramak, âlemden üstün servet
Elinle sundu Rabbim, hikmet yüklü bir demet
Günahla kararmıştım, nazarınla ağardım!
 
 
Ebedi lanet olsun, davanı saptırana
Dosttan çekip gönlünü, dünyaya kaptırana
Hakikat hatırına, bağlıyız hatırana
Duan sevdan olmazsa, kendim kütük sayardım!
 
Kalbim dilim tutulur, huzuruna varınca
Şah kartalın yanında, kaça gider karınca
Şeref İslam’a hizmet, karınca kararınca
Kur’an vicdan bıraksam, insanlıktan çıkardım!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
TAŞLAMA 
 
VE 
 
DOST TEMBİHİ
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bir tutuklama sırasında Polis Müdürüne
 
ZAVALLI ZORBA
 
Derdim Allah için, vicdanım rahat
Ben Kur’an’a uygun, özgün yazarsam!
İşkence altında, değil bir saat
Billahi usanmam, yüz gün yazarsam!
 
Hükümet başkanı, hükümdar demek
Büyük cihat O na, hakkı söylemek
Şimdi sayılıyor, haddin bilmemek
Sayın Başbakana, düzgün yazarsam!
 
Dünya bir konaktır, biter molamız
Hepsi Haktan gelir, bal ve belamız
İmtihan ediyor, Yüce Mevlamız
Yuh bana kadere,  küskün yazarsam!
 
Zor zamanın dostu; sadık yar, asa
Zaten insan odur, işe yarasa
Hakikat nurundan, ürker yarasa
Kınar münafığa, süzgün yazarsam!
 
Pasta sizin olsun, yetişir kepek
Şeref mi şişirmek, haramla göbek
Ben Rabbime Kıtmir, sen F’ye köpek
Farkım kalmaz eğip, büzgün yazarsam!
 
Milli Görüşçüyüm, pirim Erbakan
Sanma ki görüyor, öyle her bakan
Sonra gönül koyar, yüzden ter akan
Dönek kancıklara, süzgün yazarsam!
 
Davama havlayan, her kuduz kelpten
Korkarsam kahpeyim, rütbeden kepten
Tüm rağbet kalıba, kim anlar kalpten
Makam, maddi yönden; düşkün yazarsam!
 
Zalime yağ çeksem, rüşvet kaleme
Şöhretim yükselir, sığmaz âleme
Gol atmam istenir, kendi kaleme
Kırklar gönül koyar, üzgün yazarsam!
 
 
Uyan Ey, Ehli Vatan!
GÖR, KİMLER GÂVURLAŞTI?
 
Zalim kâfir Amerka’nın, Haçlı hain Avrupa’nın
Aleyhine konuşturmaz, şıyhlarımız gâvurlaştı!
Hürmetle eli öpülür; Haham, Patrik ve Papa’nın
Vücut hacı, namaz kılar; ruhlarımız gâvurlaştı!
 
“İslam Birliği” hayalmiş, AB olmuş kutsal hedef
Şu Batı medeniyeti; dışı saray, içi kenef
Ey Yahudi madalyalı, İslam’dadır izzet şeref
Gömlek kimlik değiştiren, toylarımız gâvurlaştı!
 
Faiz fuhuş sektörüyle, Siyonist dünya nizamı
Hamiyetsiz Hocalarla, ılımlaştırdı İslamı
Yalan, haram, riya ile; yalama etti insanı
Şuur onur yozlaşınca, huylarımız gâvurlaştı!
 
Kimi ulusalcı ahmak, İmam Hatibe saldırır
Asıl İslam’a düşmandır, o Allah’a başkaldırır
Bundan ürkünce halkımız, AKP davul çaldırır
Bayan porno malzemesi, baylarımız gâvurlaştı!
 
Laiklik laklaklı paşa, olmuşlar NATO’ya maşa
“Bu İslam gericilikmiş, Muhammed cahilmiş..” hâşâ
Uçkur tuzağına düşmüş, rezalet ulaşmış başa
Milleti illet sayarlar, soylarımız gâvurlaştı!
 
PKK akrebi azmış, BDP’li küstahlaşmış
“Özerk Kürdistan” ilk şartmış; bu devlete son fırsatmış”
Ekümenik Patrik ile, Diyanetçi iftar açmış
Fabrika liman satıldı, koylarımız gâvurlaştı!
 
Felakete doğru gider, gafillerin her adımı
Yahu, leş mi kesildiniz; yok mu duyan feryadımı
Düşman bir şey yapamaz ya, bak dost kırar kanadımı
Zalimden hainden taraf, oylarımız gâvurlaştı!
 
Uyan artık ehli namus, asker sivil ehli vicdan
Vatan millet dağılırsa, neye yarar makam cüzdan
Korkma kurbağa medyadan, zafer vaat ediyor Yezdan
Uçak füzemiz yabancı, çaylarımız gâvurlaştı!
 
Ahmedim ahdin unutma, hep solsa da ak güllerin
Soysuzluğa sessiz kalma, yanıp savrulsa küllerin
Dirlik, Devlette birliktir; hem Türklerin hem Kürtlerin
İslam vahdet mayamızdır, “Say”larımız gâvurlaştı!
 
ZAMANE YİĞİTLERİ!
 
 
Dolaşıp dursan da, Yozgat Çankırı
Herkes bakar, var mı; gümüş mangırı
Altın yapmak zordur, paslı bakırı
Sarıya boyayıp, sırlayan çoktur!
 
Meydan boş bulunca, tozup esilir
Bir höt diyen çoksa, pusup ezilir
Başka zaman hepsi, arslan kesilir
Yüz lira verince, zırlayan çoktur!
 
Ümmi isen sırrın, ehline yazdır
Haine söylersen, dillere sazdır
Hakkını verecek, sanatkâr azdır
Mikrofon kapınca, yırlayan çoktur!
 
Lafzını okur ya, bilmez anlamın
Hafızdır istemez, Kur’an ahkâmın
Hakikat yolundan, gitmez ashabın
Edebiyat yapıp, cırlayan çoktur!
 
Din gayreti yoktur, lafına kanma
Lakin baş kaldırır, vergiye zamma
Cihada gönüllü, bulunmaz amma
Ganimet görünce, fırlayan çoktur!
 
Gezdim Anadolu, Bolu Gerede
Berrak su kalmamış, çayda derede
Coşkun pınar gibi, akan nerede
Damla damla düşüp, şırlayan çoktur!
 
Örtünmek çağdışı, sayıyor Ajda
Koca meyhanede, karı masajda
Körpeyken plajda, nineyken hacda
Beyini azarlar, vırlayan çoktur!
 
Görünüşe baksan, pek muhteremdir
Sanırsın vicdanlı, ehli keremdir
Boşar ana baba, sanki veremdir
Hizmetkâr kalmadı, hırlayan çoktur!
 
Nefsini aşarak, mi’raç edenler
Kur’an’ı aklına, siraç edenler
Kalmadı takvayı, ilaç edenler
Dinde reform diye, dırlayan çoktur!
 
Sanma ki rıza-i, Hak bedavadır
Cihatsız takvasız, boş bir davadır
Unutma zikrullah, derde devadır
Amma zikreden az, mırlayan çoktur!
 
 
 
 
 
 
 
 
KADER VE SORUMLULUK
 
İslamsız zindana döndü, insanlık huzura hasret
Açlık, baskın, şiddet, zulüm; her evden ah-zar geliyor!
Siyon Şeytan cehennemi, cennet gösteriyor hayret
Ebabil sicil fırlatır, ahmak sanır kar geliyor! 
 
Kolun kısa yolun uzak, mukim değil seferisin
Rabbinin mi, nefsinin mi; bir bak kimin neferisin
Şeriat lüzumsuz sayan, namaz kılan keferesin
Mevlasından uzaklaşmış, Leyla ona yar geliyor!
 
Hayat, iman ve cihattır; mü’min gerek Haktan taraf
Zalimlerle işbirlikçi, ayıp örtmez cübbe çarşaf
Sarı yaldızlı bakırı, altın diye almaz sarraf
İman nur saçan mücevher, münafığa kor geliyor!
 
O boşuna aç kalıyor, haram lokma olmaz iftar
Gönül evi pas bağlamış, ayet hadis duymaz ihtar
İman eden muti olur, isyanın sebebi inkâr
Fasık insan fesatlaşmış, kulluk ona zor geliyor!
 
Yemek, şehvet, rütbe, şöhret; Kur’an ne der, merak etmez
Dini, gelenek görenek; hayra gitmez, Hakka yetmez
Hayvan gibi yaşar ölür; gayesi yok, gayret gütmez
AB ABD hayranı, domuz eti lor geliyor!
 
Kalbi çürümüş zikirsiz, habire nefsin tavlayan
Haddini bilmez edepsiz, kader yok diye havlayan
Şeriate tam sarılır, imtihan sırrın kavrayan
Cenneti düşünse insan, hayat ona hor geliyor!
 
Takdir haktır; kâinatı, hadisatı planlamış
Amma ki insan mesuldür, hür tercihi rol oynamış
Hâkim ve Malik Allah’tır, cahil yazgıy yalanmış
Kader sırrına ermeyen, dünya ona dar geliyor!
 
Hasenat lütfü ilahi, seyyiat hep nefsinindir
İrade ihtiyarınla, günah sevabın senindir
Rahman yaratıp yönetir, sanma şahsi eserindir
Hayır ve şer Allah’tandır, iman ile kâr geliyor!
 
Şekavetli şer sanıyor, saadetli pir görüyor
Ehli huzur nur biliyor, ehli küfür kir görüyor
Tevhit demek birlik demek, bak iki göz bir görüyor
Tecelliye mazhar olan, gaflet ona ar geliyor!
ZAMANE MÜSLÜMANI
 
 
Kur'an'ı araştırmaz, uymuş kalabalığa 
İmanı gelenektir, Dini ise görenek!.. 
Haramı karıştırmış; köfte, alabalığa 
Adı Müslüman, yeter; öğrenmeye ne gerek! 
  
Yalan, idare yolu, biraz haram bişolmaz 
Kalbur gibi kalbleri, yine iman boşalmaz 
Tapındığı dünyadır, açıklasa hoş olmaz 
Tavrı münafık gibi; dili ise engerek!.. 
  
Beş kuruşu kaybetse, üzülüp kederlenir 
Manevi iflas etmiş; ne kızar ne dertlenir 
Hayr işe isteksizdir, şerre hareketlenir 
Utanmayı unutmuş; sırıtır gevrek gevrek!.. 
  
Onun bütün şerefi, apartmanı arsası 
Makamı ve masası, arabanın markası 
Namusundan kıymetli, hanımının hırkası 
Kutsalını pazarlar; ver bir altın, ya çeyrek! 
  
Din davayı satarlar, insan postlu davarlar 
Zulme karşı duyarsız, sanki taştan duvarlar 
Zenginlere saygılı, fakirleri kovarlar 
Doğruya dayanamaz, zoruna gider gerçek!.. 
  
Ma'bud'u Amerika, Maksud'u Avrupa'dır 
Kıçı rahat koltukta, başındaki torbadır 
Yahudi şişirmeli, bir havalı hoppadır 
Şöhret sarhoşu olmuş; kendisinden geçerek!.. 
 
“İslami Düzen” desen, seni kovar haşlarlar
AB yolu göstersen, oynamaya başlarlar
Hazreti Peygamber de, gelse Onu taşlarlar
“Gerici, yobaz” diye, ağız eyip bükerek!
 
Faiz, fuhuş, kumar bol; sorsanız: “Allah ğafur”
Namaz kılmazlar amma, kaçırılmaz hiç sahur
Dışları Müslüman ya, ahlakı aynı gavur
Haçlıya özenirler, hem de hasret çekerek!
 
Elbette iyileri, düzgünleri de vardır
Velakin niceleri; ayar bozuk, zarardır
Riya takva sanılır, “riba” ticaret, kârdır
Elin mal namusuna, hainler göz dikerek!
 
İşte çağdaşlaşmanın, meyvesi ve bedeli
Bin yıllık Müslümanı, nasıl bozmuş bu denli
Bu millet inançlıydı, edepli ve erdemli
Şimdi zillet kapladı, Batıya diz çökerek!
 
 
 
 
 
 
 
BOZUK
 
Ne hakkına sahip çıkan halk kaldı
Niyet bozuk, gayret bozuk, dil bozuk!..
Ne edep utanma, ne ahlak kaldı
Başörtüsü naylon bozuk, şal bozuk!..
 
Buğday gitti, meydan kaldı darıya
Hainin hizmeti kime yarıya?
Çiçek yasak, şerbet verir arıya
Dalak suni, maya bozuk, bal bozuk!..
 
Toplum yüz çevirdi kutsal emirden
Nurdan kaçıp medet umar kömürden
Bilezik olur mu paslı demirden
Usta  napsın, maden bozuk, mal bozuk!..
 
Bazı mürşit dönmüş ruhsuz kütüğe
Karışma der sen etliğe sütlüğe
Böyle devran, her gün döner kötüğe
Cahil sanır, talih bozuk, fal bozuk!..
 
Riyayla maskeli yüzlere lanet
Yalanla bezeli sözlere lanet
Allah’a varmayan izlere lanet
Derya derin, dümen bozuk, sal bozuk!..
 
Haram mala  herkes kaşık daldırır
Vekil hıyanete parmak kaldırır
Hayret, itler sahibine saldırır
Çünkü ona yedirdiği yal bozuk!..
 
Mert mümin hedefe vuruşur gider
Kaypaklar kenardan savuşur gider
Münafık makama kavuşur gider
Kısrak topal, eğer bozuk, nal bozuk!..
 
Soygun düzenine laik korkuluk
Ne doğallık kaldı, ne de doğruluk
Seksenine gelmiş, seks arar moruk
Sağlam bozuk, sağır bozuk, lal bozuk!..
 
Niye ödü patlar Milli cepheden?
Çün Amerikan pilli, zilli cepheden
Vazgeçmez bir türlü kirli cepheden
Kalbi kara, sütü bozuk, çal bozuk!..
 
Görünüşü sahte, gülüşü sahte
Bin fesat düşünür, bir tek saatte
Hep tahribat yapar, hak siyasette
Meyvesi ham, kökü bozuk, dal bozuk!..
 
Ölçü yanlış, el hırsız, sistem çürük
Yamulup yozlaştı, şehirli yörük
Ateşe havayı basmıyor körük
Tartı bozuk, ayar yok, çuval bozuk!..
 
Bu deccal fitnesi, bir Mehdi gerek
Müslüman şuuru ve cehdi gerek
Yakında bir devrim müjdesi gerek
Devran bozuk, Düzen bozuk, Hal bozuk!
 
Cihat diye ortalığı yıkardın
Kovboy gibi sağa sola sıkardın
“Şimdi milli gömleğini çıkardın”
Artık kirli Frakınla kal bozuk
 
Fos ampüller güneş doğana kadar
Hak gelip batılı kovana kadar
Ahmed’im sarımsak soğana kadar
Hormon bozuk, derman bozuk, yol bozuk!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
UTANMAZ!
 
Edep ahlak bozuldu; namus pazarda
Tek kendini düşünüp, yatan utanmaz!
Haine lanet okur, şehit mezarda
Ey Kerkük’ü, Kıbrıs’ı, satan utanmaz!..
 
Fitne fesat soktular, Muş’a Mardin’e
Hasrettir iktidarın, Millet merdine
Sen düşmüşsün menfaat, makam derdine
Yahu elden gidiyor, vatan; utanmaz!..
 
Ne Rasule ümmet var, ne Hak’ka kulluk
Yediden yetmişine, hep karakolluk
NATO çuval kafalı, laik korkuluk
Başörtüsü gözüne, batan utanmaz!..
 
Halkı harab ediyor, sefalet açlık
Ahlakı kemiriyor, ele muhtaçlık
Bak toplum deliriyor, kafalar kaçık
Hala Dine imana, çatan utanmaz!..
 
Demokrasi laiklik, kılıf haine
Hoşgörü ve diyalog; tuzak cahile
O yaranmak istiyor, siyon kâhine
Amerika’ya alkış, tutan utanmaz!..
 
“Biz sana gelemiyoruz, Avrupa sen gel!
Milli Görüş tehlike, Atatürk engel!”
Yakındır, yularına takılır çengel,
İslam’a masonluğu katan utanmaz!.
 
Vatanın federesi, İslam’ın laytı..!?
Çün öyle istiyormuş, elin gavatı
Aferin almak için, verir avratı
Yeter be bini geçti, hatan utanmaz!..
 
Ezandan ve namazdan, şeytan iğrenir
Kur’an susturulursa, bayrak çiğnenir
Ülke sahipsiz sanan, bir gün öğrenir
Hak’kı bırakıp güce; tapan utanmaz!..
 
Papa’ya heveslenmiş, İslam prof’u
Maşatlığa layıktır, kafanın kofu
Lobilerde uşaktır, tekkede sofu
Şöhret ve servet için, sapan utanmaz!..
 
Kınamayın kahrımdan, kan kusuyorum
Ülkem kara bahtına, ben küsüyorum
Sanmayın ki korkumdan, ses kesiyorum
Hak ve halk için adım, atan utanmaz!..
 
Hor görülüp sövüldük, hem sakatlandık
Bu düzende yaşamaya bile katlandık
Cennetten kaçar mıyız?.. nurla tatlandık!..
Ey bizi ölümle kor-kutan utanmaz!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BOŞBAKANLAR
 
Adı demokrasi, tadı canımız yakar
Başbakanlar boşbakandır bazı ülkede!
Süper bakan varken, sünepeyi kim takar
Başbakanlar boşbakandır, bozuk düzende!
 
Deneme tahtası gibi, talihsiz yurtlar
IMF reçetesiyle kan emer kurtlar
Çağdaşlık, Laiklik diye zulüm yumurtlar
İktidarlar baş beladır, bazı ülkede!
 
Gizli gerçek hükmet, mason Localarıdır
Siyonist merkezler, akıl hocalarıdır.
Amerika dayı, Avrupa amcalarıdır
Başbakanlar başgardiyan, bozuk düzende!
 
Gafil ve hainler, ne hale getirmişler 
Milleti mahvedip, ülkeyi bitirmişler
Gerçeği görmez ki, özünü yitirmişler
Hükümetler hükümsüzdür, bazı ülkede!.
 
Seçim meclis masal; Yöneten gizli güçler
Sanhadrin dervişler, kırklar, yediler, üçler…
Bak İslamla savaşıyor, hiç oğlu hiçler
Başbakanlar şaşbakandır, bozuk düzende!
 
Baş örtmek hala suç, Kuran okuyan softadır!.
Hak hukuk kitapta, hepsi tozlu raftadır.
Laiklik laçkalaştı, demokrasi laftadır
Başbakanlar baş “kahya”dır, bazı ülkede!
 
İçine sinmese, tepinse de bir güruh
Geliyor Milli Güçler, Hak görüş, Milli ruh!
O zaman coşar Sakarya, Fırat ve Çoruh 
Hükümetler hizmetkardır, Adil Düzende!.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
FATİH SULTAN RECEP!
 
Avrupa’nın ardından, fethettim Afrika’yı
Cesaret madalyalı, büyük kahramanım ben!..
Hak davayı bölenim; öğrendim tefrikayı
Uzaktan kumandalı, örnek Başbakanım ben!..
 
IMF sayesinde, ekonomi batırdık
Halkın kanını sağıp, patronlara yatırdık
Gerçi biraz yakayı, Amerka’ya kaptırdık
Yine Cengiz han gibi, bulunmaz Hakanım ben!..
 
Bak Denktaş’ı dışlayıp, Rumları kucakladım
Erbakan Hocayı da, arakadan bıçakladım
“Hak görüş, Adil Düzen”, terk edip çağ atladım
O eski kafaları, artık bırakanım ben!..
 
“Koyun sarhoş olunca, kendini kaplan sanmış
Kurdun inini sorup, salak gibi saldırmış!”
Tez deyin susturayım; kim bana baş kaldırmış
Şahsi makam uğruna, ne canlar yakanım ben!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ZAVALLI
 
Yüreğinde mertlik yok
Ele bühtan edersin!..
Bileğinde sertlik yok
Bele bühtan edersin!..
 
Ampül değil, fenersin
Bir parlayıp sönersin
Her sözünden dönersin
Dile bühtan edersin!..
 
 
Milli gömlek çıkarmış
Hak’tan hisse kapmamış
Alt yapıyı yapmamış
Sele bühtan edersin!..
 
Halka eğilmiyorsun
Göz yaşın silmiyorsun
Sen yüzme bilmiyorsun
Göle bühtan edersin!..
 
Vicdanına uymuyor
Nefs putuna doymuyor
Burnun koku duymuyor
Güle bühtan edersin!..
 
Şeytanlarla barışık
Amerkayla danışık
Senin kalbin karışık
Ele bühtan edersin!..
 
Lobilerden atanır
Gavur malını tanır
İslam senden utanır
Bile bühtan edersin!..
 
Siyasetin; hıyanet
Aletin din, diyanet
Sende yoktur dirayet
Hale bühtan edersin!
 
 
 
GAFİL ADAM!..
 
Nar ile nur arasında, sadece bir perde vardır
Ey nankör bir dönek iken, kahraman sayılan adam!..
Böyle kiralık figüran, piyonlar her yerde vardır
Hıyanetle hidayeti, kararıp ayrılan adam!..
 
Soros’ların üflediği, ceryanla yanar ampiller
O’nu hala bizden biri, mücahit; sanar sefiller
“Zemin hazırlıyor” gibi, sözlere kanar gafiller
Koynumuzda beslemiştik; ısırdı o yılan adam!..
 
Hain hainden hoşlanır, bu fıtratın gereğidir
Mü’min münafığı sevmez, bu imanın gerçeğidir
Amerikan lobileri, tam şeytanın çeyreğidir
Siyonistlerin taktığı, markaya bayılan adam!..
 
Dış güçler kullanıp sonra, katlayıp çöpe atarlar
Hiç kimseye acımazlar, kirli tarihe katarlar
Son pişmanlık fayda vermez, yarın seni de satarlar
Gelmesi yakın darbeyle; sonunda ayılan adam!..
 
BOP Şeytan’a hizmettir, İslam’a da hıyanettir
O projede Türkiye, İsrail’e vilayettir
Gavura uşak olmanın, akıbeti felakettir
Ey Arzı Mev’ud hedefine, üstünden kayılan adam!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Erbakan ve Çocuklarına İftira!
SUSANLAR KUSANDAN ALÇAK!
 
 
Bir mü’mine, iftiraya
Susanlar, kusandan alçak!
Her hileye, entrikaya
Susanlar, kusandan alçak!
 
Tek Allah’a biat eden
Malla canla, cihat eden
Kutlu Zat’a, isnat eden
Susanlar, kusandan alçak!
 
“Hırsız” diyen, Hocasına
Lanet karı, kocasına
Kül atılmış, goncasına
Susanlar, kusandan alçak!
 
Vicdan sönmüş, yok gayreti
Ne tepkisi, ne hayreti
“Dilsiz Şeytan”, çok iğreti
Susanlar, kusandan alçak!
 
Hoca gibi şahsiyeti
Tan edenin, pis niyeti
Yok bunların, haysiyeti
Susanlar, kusandan alçak!
 
Unutma, fani cihandır
Hakkı tutmak, şeref Han’dır 
Elbet hayat, imtihandır
Susanlar, kusandan alçak!
 
İslam, Allah yapısıdır
Saadet, Hak kapısıdır
Münafıklar, kir pasıdır
Susanlar, kusandan alçak!
 
Milli Görüş, Hak’ka ricat
Dik durmayan, bulmaz necat
Ey vefakâr, ehli cihat
Susanlar, kusandan alçak!
 
Kalbi kara, AK sanıyor
Adı HAS ya, pak sanıyor
Cahil onu, HAK sanıyor
Susanlar, kusandan alçak!
 
Haydi diril, doğrul artık
Dost uğrunda, yoğrul artık
Hainlerden, kurtul artık
Susanlar, kusandan alçak!
 
 
 
 
 
 
 
VATANSIZ OLMAZ!
 
İnançsız, vicdansız; insan mıdır ki
Allah’a yaklaşmak, taatsız olmaz!..
Ahlaksız, irfansız; İslam mıdır ki
Zalimden zulümden, rahatsız olmaz!..
 
Mü’minsen mazlumu, ezdirmeyesin
Düşkünü doyurup, sezdirmeyesin
Huyunla herkesi, bezdirmeyesin
Selamet: sabırsız, sebatsız olmaz!..
 
Hürriyet adalet; düzenle olur
Ekonomik, teknik; güvenle olur
Ordun, uçağın ve, füzenle olur
Unutma ki huzur; cihatsız olmaz!..
 
Din gayreti sönmüş, ılımlı gavat
Mazlum Iraklı’ya, germez kol kanat
“Gavur bizi övdü..”, diye hava at
İzzetsiz, şerefsiz; şefkatsız olmaz!..
 
Sömürün, semirin; İslam adına
Dünya zevklerinin, doyun tadına
Yarın imrenirsin, kahbe kadına
Bilinçsiz, başıboş; biatsız olmaz!..
 
Mert kafir üstündür; bir münafıktan
Haçlı siyonistle; her muvafıktan
Davasını satan, dinci sapıktan
Daha vefasız bir, vatansız olmaz!..
 
Kim, Kur’an meali, bitirmemiştir.
Ahiret akibet; dert etmemiştir
Herhalde o iman, getirmemiştir
Davasız, tarafsız, takvasız olmaz!.
 
Çağlayan’da milyon; Muhammedi ruh
Hep görmezden geldi, şeytani güruh
Tebrik edemeyen, nasipsize yuuh!.
İnsaf kalbe kanat; kanatsız olmaz!..
 
 
 
 
 
KUŞ GRİBİ
 
Kimseler dert edinmiyor; ne haksızlık, ne arsızlık
Amaçları yemek içmek, varsa yoksa kuş gribi!.
Mahvetmiş maneviyatı; ayarsızlık, duyarsızlık
Burnundan beyni akıyor, sanmayın ki duş gribi!.
 
Amerikan conileri, götürseler karısını
Hikmet mazeret uydurup, isteyecek parasını
Bir çuval kağıt dolara, memleketin yarısını
Satıyor hiç utanmadan, adam olmuş Bush gribi!
 
Ben onurlu yaşayam da, yemeğim olsun ucuzdan
Hamiyetsiz, haysiyetsiz; sadece düşünür cüzdan
Vatan toprağı namustur, uyanın ey ehli vicdan
Edirne’den Van’a kadar, yayılıyor Muş gribi!.
 
Bağımsızlık devredilmez, bu idamlık suç demektir.
Bak Kıbrıs elden gidiyor, masona düğün dernektir.
Haine alkış tutanın, hizmeti boşa emektir
Adam nefsine yenilmiş, rezil etmiş tuş gribi!.
 
Bil AB: olmak demektir, Avrupa’ya bir vilayet
Şeytan parmakta oynatır, zavallı sanır; velayet…
Faiz, fuhuş, eşcinsellik, yayılır türlü melanet
Başımızda asıl sorun: yönetimde puşt gribi!
 
Sağcılık solculuk hadım; İslam’ı layt etti gavur
Zekat cihat unutuldu, kaçırılmaz iftar, sahur
Huzur istersen; İşbirlikçi, iktidarı baştan savur
“Kitap yüklü merkep”leri, mahv eylemiş çüş gribi!.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HANGİ EL KATMIŞ?
 
Vefa, vicdan unutmuş; yitirmiş hayâsını
Bir hakikat devrimi, çıkarır foyasını 
Böyle şımarmak olmaz, herhalde mayasını 
Babası helal değil, yaban haram el katmış!
 
Ayar ahlak mihengi, milli şuur mekteptir 
Hidayeti kararan, frak giymiş merkeptir
Nimet görene düşen, efendilik; edeptir
Nankörleri davaya, çok kirli bir el katmış!...
 
Hepsi özel seçilmiş, çünkü içte hain var
Pek muhterem bilinen, gizli haham; kâhin var
Leş kargası bilmez ki; yüksek uçan şahin var
Bunları çevresine, hizmete bedel katmış!...
 
Vatana hain olan, milli davası olmaz
Makama satılanın, kutsal sevdası olmaz
Dünyaya tapanların, dini; duası olmaz
Çoğunu sel götürür, kimisini yel kapmış!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
DÖNEKLEŞEN KAHRAMAN
 
Ben değiştim a dostlar, inanmayan densizdir
Milli gömlek çıkardım, Frak zilli kostümdür!
Batı’ya yönelmişim, ki temeli dinsizdir
Karamanlis kirvemdir, Berlusconi dostumdur!
 
Başbakanlık uğruna, nelerimden geçmişim
Kim bekler ahireti, ben “peşin”i seçmişim
Şan şöhret sarhoşuyum, sanmayın ki içmişim
Kalbim kafam boş olsun; para eden postumdur!
 
Başım belaya girdi, Hanımın gerdanıyla
Dinler bahçesi açtım, ben O’nun türbanıyla
Cuma, bayram camide, ramazan kurbanıyla
Faiz fuhuş karışık, domuz sucuk tostumdur.
 
Ne sandınız siz beni, yoksa çoluk çocuk mu? 
Avrupa’yı feth ettim, bir Kıbrıs versem çok mu?
Yahudiler madalya taktı bana, boncuk mu?
Diyalog davulcusu, ne hocalar “host”umdur!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
GERİ ADIM KAHRAMANLARI
 
Çok derindir kuyumuz
Washington'dan suyumuz
Dönekliktir huyumuz
Geçmişimi kınadım
Atarız geri adım!...
 
Ezanlı ezgilerim
Bıraktım eskilerim
Irak'ta çizgilerim
Tükürdüğüm yaladım
Atarız geri adım!...
 
İmam Hatib ve türban
Ettik nefsime kurban
Parlar söneriz her an
Asla yoktur inadım
Atarız geri adım!...
 
Şöhret makama kandım
Vaftiz olup yıkandım
Tükendim ve tıkandım
Yoktur yeminim andım
Atarız geri adım!....
 
Millet kabuk kemirir
Avrupa ümit verir
Bu IMF emridir
Bir an bile durmadım
Atarız geri adım!....
 
Hava atmak her işim
Yalan ise, kalleşim
Biz kuklayız kardeşim
Bağlı kolum kanadım
Atarız geri adım!....
 
 
 
 
 
 
 
 
YAZIK!..
 
Nefsi siyasete kul oldun gittin
Bak secde edersin, her puta doğru!
Yazık, altın iken, pul oldun gittin
İpektin, çevrildin çaputa doğru!...
 
Ömür sermayeni verdin zarara
Birgün bakarsın ki, girdin mezara…
Sen böyle değildin, geldin nazara
Yeter artık, yönel ma’buta doğru!...
 
Kur’ana bakmazsın, kör gafil misin?
Hesaptan korkmazsın, sen kâfir misin?
Düşün baki misin, misafir misin?
Gel, gez de ibret al, Harput’a doğru!...
 
Milli Görüş, manevi bir gömlektir
Davadan soyunmak, ruhen ölmektir
Cüzdan için vicdanını gömmektir
Yakında gidersin, tabuta doğru!..
 
Herkese acısan, hep rahim olsan
Halini düzeltsen, bir halim olsan
Ateş bile yakmaz İbrahim olsan
Yetmez mi, meylettin Nemrut’a doğru!...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
DÜZENİN DERVİŞLERİ!..
 
Takva diye riyakârlık yaparız
Tanrı diye tapulara taparız
Dava zordur, biz duaya bakarız
Keşke bir hakiki derviş olaydık!
 
Bazı şeyh, Masonla, hep hemfikirdir
Kalıbımız temiz, kalbimiz kirdir
Elimizde tesbih, dilde zikirdir
Nolaydı , hakkını vermiş olaydık!..
 
Gönül kâbesine putlar dikeriz
Irak için sahte yaşlar dökeriz
AKP zulmüne kılıf dikeriz 
Oy emanet , doğru vermiş olaydık!..
 
Yalan bize caiz, haram mubahtır
Bize helal, başkasına günahtır
Bize has un, el aleme yulaftır
Bari nefsimizi yermiş olaydık!..
 
Kul köleyim gerçek ehli Kur’ana
Ben hazırım Hak dostuna kurbana
Rabbim, rahmet tuzağını kur bana 
Takılıp katına ermiş olaydık!..
 
Hizmet sanatımız, zekât ganimet
Hep bize layıktır, bal kaymak nimet
Aklımla kazandım , canıma minnet!?
Yayı nefse doğru germiş olaydık!..
 
Çıbanına bastım, çıldırdı babam;
“- Seni gidi muzır, muarız adam 
Senden hayırlıdır, Hüseyin Saddam”
Bir vuruşta yere sermiş olaydık!..
 
 
 
 
 
 
 
 
BAŞ’I ÇUVALLI
 
“Dini oluşumlara karşıyız” diyen zavallı,
Bilmezmisin, Haçlının AB’si, NATO’su vardır!
Be hey, Lobilerden madalyalı, başı çuvallı
Sanma ki, siyonizmin yıkılmaz şatosu vardır.
 
Ruhban okuluyla, gavurlara paylar dağıtır
Boşver, İmam Hatip, başörtüsü... başlar ağrıtır
Gafil sırtın İsrail’e, Amerkay’a dayatır.
Bunlar düşünmez ki, Allah’ın da vetosu vardır!
 
Neye yarar, sultan olsan; iktidarsız, şuursuz…
Vücud cennette olsa da, vicdanı hep huzursuz
Özü çürük, sözü batıl; göz kapalı, yüz nursuz 
Velakin üzerinde tesettür mantosu vardır!
 
Bizden söylemesi, borç kafesindeki kuşlara
Güvenenler pişman olur, Şaronlara, Bush’lara
Bu millet pabuç bırakmaz, masonlara, puştlara 
Ayak takmakla düşmez, taklası zaltosu vardır!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
OLUR MU?
 
Yanağı Yunan’a öptürür Madam
İnsaf, bu kadarı tasvip olur mu?
Hıyanetle ruhu kirlenen adam
Bin tevbe etse de, tayyip olur mu?
 
Mert kişi; gözü de, gönlü de toktur
Kahbe dinsizlerde hiç vicdan yoktur
Başörtülü hastaya bakmayan doktor
Böyle şerefsizden tabip olur mu?
 
Ülke batar, onlar; Laiklik yapar
Paşa olmuş amma, cahillik yapar
Tanrınız Amerika, canilik yapar
Irak’taki gibi tahrip olur mu?
 
Diyalog, hoşgörü, ılımlı İslam…
Haham, Patrik, papa; pedere selam!
Ülkem tehlikede hasılı kelam
Camiye papazdan hatip olur mu?
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BÖYLE BARIŞIN…
                 
Küçük Push’ttan almış bu icazeti
Muktedir olamaz, var acziyeti
Ne şeref bırakır ne de izzeti
Böyle iktidarın, bu makamın da…
 
Medyaya bakmayın, bozuk doğası
Bu hıyaneti yapmaz, gavur dığası
Sanki hadım olmuş kızlar ağası
Böyle yetkinin de, başkanlığın da…
 
Kalbi karalanmış, beyni kiralık
Haysiyet kalmamış, ceket milyarlık
Değer mi dünyaya, hepsi bir anlık
Böyle medyumun da, bu medyanın da…
 
Her gün durumumuz gider kötüye
Düzen domuzlaştı, yağdan köfteye
Kıbrıs namusumuz, candan öteye
Böyle planın da, bu tuzağın da…
 
Kıbrıs’ı satanlar, karşısını da
Tamını da satar, yarısını da
Davayı da satar, Tanrısını da
Böyle barışın da, bu Annan’ın da…
                               
Dokuz bin sayfa, oynarlar çocukla
Hiç ilgisi yoktur, Hak’la hukukla
Bizimki sadece, basit bir kukla
Dayatanların da, yanaşmanın da...
 
Bak Girit de böyle gitti dostlarım
Kaç yüz bin Türk kayıp, bitti dostlarım
Artık canımıza yetti dostlarım
Kahpe düşmanın da, bu devranın da…
 
Suç ortağı olan, asker ve sivil
Pişman olacaklar, “Bunu böyle bil”!
Gavurdan dost olmaz, uyan be gafil
Bu Amerikanın da, Avrupanın da…
 
Halk can çekişir o, dünya turunda
Mayın robotudur, siyon uğrunda
Kullanıp atarlar, kimin umurunda
Bu patronların da, figüranın da…
                         
Çok dua etmişti, bu conilere
Bomba yağar şimdi, tüm camilere
Kutsala saldırır, bak canilere
Ben bu NATO’nun da Pentagon’un da...
 
“Beraber yürüdük biz bu yollarda”
Cani conilerle aynı kulvarda
Feryat eder, yetimler de, dullar da
Böyle vicdanın da, bu kafanın da...
 
Ey sahte dinciler, üfürükçüler
Ey sözde aydınlar, Atatürkçüler!
Gavur tutuşturur, bunlar körükler
Böyle dindarın da, bu aydının da…
 
Ak-it’ler hırlıyor patronlarıyla
Şımarmışlar şeytan Şaron’larıyla
“Erbakan oynasın torunlarıyla!”
Diyen alçak, sütü bozukların da...
 
Kınamayın beni, içim yanıyor
Durum acil dostlar, yaram kanıyor
Şehitler ağlıyor, itler oynuyor
Hayasızlığın da, bu hayatın da…
 
Yeter be Ahmedim, candan usandın
Bu aziz vatandan kan mı kıskandın
Kuvay-i Milliye öldü mü sandın?
Layt Müslümanın da, masonların da…
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAŞLAMA
 
Aldanmayın yaftasına 
Zehir konmuş bal tasına
Sapı bizden, dikkat edin
Şu hıyanet baltasına!..
 
Kahraman olmaz ödlekten
Kartal çıkar mı ördekten?
Boşuna ümitlenmeyin
Hiç hayır gelmez dönekten!..
 
Bakma boyuna posuna
İçi bomboş paltosuna 
Yular yerine gıravat
Takmışlar bizim tosuna!..
 
Putin anladı “Siyon”u
Bizimki hala piyonu
Hidayeti kararmışın 
Perişandır böyle sonu.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Milli Gazete Yazarı Muhterem Mehmet Şevket Beyefendi 26 Haziran 2012 tarihli yazısında: “Cemaatin hazırladığı; Emel Sayın’ın Naat-ı Şerif okuduğu, duyumlarına göre Hocaefendinin de tebrik ve taltif buyurduğu, başları açık kız oğlan karışık ilahiler sunulduğu bir MİRAÇ KANDİLİ’ne katıldıklarını” anlatmıştı. Biz de bundan ilham alıp şu şiiri yazdık:
 
 
 
FETULLAH GÜLEN’LE EMEL SAYIN
 
 
Mi’raç Kandiline, bid’at sokulmuş
Emel Hanım Natı, şerif okumuş
Kız oğlan karışık, ihlâs çokumuş
Hem Fetullah Gülen, hem Emel Sayın!
 
Mi’racın makamı, Kudüs yaslıdır
Kim Siyon yandaşı, kim Hamas’lıdır?
Filistin feryadın, duymaz paslıdır
Hem Fetullah Gülen, hem Emel Sayın!
 
Hazreti Peygamber, katılır mıydı
Hiç böyle bid’ata, batılır mıydı
Kutsallar ucuza, satılır mıydı
Ey Fetullah Gülen ve Emel Sayın!..
 
Taklitçi tahripçi, ılımlı İslam
Cihat şeriat yok, Protestan ilham
Şekil ve gösteriş, hasılı kelam
Hem Fetullah Gülen, hem Emel Sayın!..
 
Tiyatro oynanır, roller şahane
Din iman istismar, Kandil bahane
İki Hak aşıkı, artık daha ne
Bir Fetullah Gülen, bir Emel Sayın!
 
İlahi kaside, sözleri aynı
Gönülleri yakan, közleri aynı
Sanatkâr ruhuyla, özleri aynı
Ha Fetullah Gülen, ha Emel Sayın!
 
Cazlı sazlı, açık saçık şuh sesi
Kalpleri diriltir, kutlu nefesi(!)
Hayran bırakıyor, duyan herkesi
Hem Fetullah Gülen, hem Emel Sayın!
 
“Şükür ki toplandık, bugün burada
Manevi huzurla, erdik murada
Gayrı zeval yoktur, bize karada
Başımızda Gülen, ve Emel sayın!”
 
Kur’an ölçü ise, ve Rasül mihenk
Söyleyin haliniz, hangisine denk
İbadet gecesi, bid’at renge renk
Hem Fetullah Gülen, hem Emel sayın!
 
Şehadetten çıktı, Nebiyyi Zişan
Böyle mi yapmıştı, Bediüzzaman
Yok mu hamiyetli, âlim bir uzman
Ha Fetullah Gülen, ha Emel Sayın!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
KUKLADAN LİDER OLMAZ!
 
Yağcıya tercih eyle, sana dobra asiyi
Dirayet cesaret yok, çocuktan peder olmaz!
Savunanlar aptaldır, böyle demokrasiyi
Bir koltuğa satılan, kukladan lider olmaz!
 
“Biat itaat” kılıf, dünyadır tek emeli
Riyakâr sahtekârı, bırakıp terk etmeli
Layık olana destek, insanlığın temeli
Kaybedecek ne kaldı, bundan da beter olmaz!
 
Hoca’ya hakarete; nasıl susarsın, nasıl
Particilik oynarsın, zulmü yıkmaktır asıl
Kâfirle hesaplaşmak, kaçınılmaz velhasıl
Hak yolunda zahmetin; rahmettir keder olmaz!
 
Zalim haine çevir, kalbindeki kinini
Hakkı tut, hayrı savun; bırak hep ötekini
Allah iyliği sever, terk et kötü çirkini
Sadık salih insanın, emeği heder olmaz!
 
Davada çile çekmiş, yoğrulup ta yetişmiş
Çiğ değil, çok çiğnenmiş; kahır kabında pişmiş
Kâfirle cebelleşmiş, münafıkla didişmiş
Bundan daha talihli, nasip ve kader olmaz!
 
Yalancılar düşmandır, doğruları yazana
Dangalak alkış tutar, mezarını kazana
İlahi şamar gelir, şımarıp ta azana
Viran olur yuvası, ocağı tüter olmaz!
 
Kaç kişi kaldı göster, kırk yıldır aynı gazla
Hedefe kilitlenen; aynı hız, aynı hazla
Hala haini över, bu ahmaklıkta fazla
Yüzüne tükürsen de, arsıza yeter olmaz!
 
Bağımsız bir vatandır, hürriyetin tapusu
Şehitlik duygusudur, hainlerin kâbusu
İslam’dan koparılsa, kalmaz Türk’ün namusu
Kuran’dan mahrum nesil, “Hak Nizam” güder olmaz!
 
Dışı erkeğe benzer, ahlakı kahpe karı
Vicdanı iflas etmiş, şan şöhret bütün kârı 
Din dava istismardır, nefis olmuş hünkârı
Amerkaya tapınan, Mevla’ya gider olmaz!
THE CIA’MAAT!
 
 
Arkasında, Amerika
“Ilımlı Din”, ne harika…
Haçlılarla, aynı halka
Namaz kâfi, yokmuş cihat
Karanlıktır, CIA’maat!
 
Muhammed’e, biatsız din
İslam olmaz, cihatsız din
Demokratik, şer’atsız din
Tahribattır, tam kanaat
Sapkınlıktır, CIA’maat!
 
Demokrasi, kutsal hedef
Gâvur verir, ödül şeref
Lions Mason, çağdaş kenef
Hizmet yapar, oh ne rahat
Kiralıktır, CIA’maat!
 
Güçlü ordu, zahmet imiş
Zaten NATO; rahmet imiş
Küresellik, nimet imiş
D-8’ler, o çok bayat
Münafıklık, CIA’maat!
 
Siyon patron, bunlar kukla
Sen oyalan, bu kabukla
Lider sanılan, çubukla
Güder halkı, ne kabahat
Uşaklıktır, CIA’maat!
 
Hoca kötü, Papa aziz
Karşı çıkan, olur taciz
Şöhret tatlı, lapa leziz
Ucuz uyuz, böyle hayat
Kur’an dışı, CIA’maat!
 
Gizli çekim, şantaj kaset
Dini riya, huyu haset
Gidecek ülkeye hasret
Ömür biter, gelir memat
Karışıktır, CIA’maat!
 
Bulmuş fırsat, makam; azmış
Kimseler yan, bakamazmış
Eh “nar nuru, yakamazmış”
Milli Çözüm, çün hakikat
Şaşkınlıktır, CIA’maat!
 
Paşalara, dokunulur
“Yargı hürdür”, okunulur
MİT olunca, yutkunulur
Nerde böyle, çiğ tatbikat
Şarlatanlık, CIA’maat!
 
 
 
 
 
 
Kendi rakiplerine:
“Kılıçdaroğlu diye bir şey yoktur, sanaldır, cibilliyetsiz, yüzkarası, dik duramayan, çapsız, sığ, geri vitese takan, karikatür muhalefeti, kıvırıp duruyor..”
diye hakaretler yağdıran ve ABD’nin sinsi projesi BOP’un eşbaşkanı olduğunu 32 yerde bizzat itiraf buyuran S. Başbakana “İşbirlikçi” dememiz suç ve iftira sayılmış!...
 
“İŞBİRLİKÇİ” DEDİK, 20 BİN CEZA YEDİK!
 
Her gün böyle, ceza yağsa
Sakınmayız sözümüzü!
Düzen bin bir, bela yığsa
Korkutamaz gözümüzü!
 
Fani hayale doymuşuz
Baki gerçeğe uymuşuz
Biz bu yola, baş koymuşuz
Eğriltmeyiz düzümüzü!
 
BOP, gâvurun projesi
Demokrasi; ruj ojesi
Adil Düzen tek çaresi
Göster Milli Çözümüzü!
 
Dünyalıktır  tüm kârınız
Siyon İblis, hünkârınız
Sizin balon rüzgârınız
Söndüremez közümüzü!
 
Ey İslam’a havlayan it
Sen Ezansız diyara git
Size inat, oy alır BİT 
Çürüttünüz özümüzü!
 
Mal makam, riya terk ettik
Zalim nefse, diz çökerttik
Ömrün baharın tükettik
Feda kıldık güzümüzü!
 
Kâr düşünen, biat etmez
Yar düşünen, cihat etmez
Zordan kaçan, rahat etmez
Siper ettik, göğsümüzü!
Tercümanı Kur’anız biz
Hak uğruna, kurbanız biz
Dünyada garibanız biz
Dosta döndük yüzümüzü!
 
Bu zillet hapisten beter
Hep kahpelik, artık yeter
Sabret gönül, çile biter
Hatmedelim, cüzümüzü!
 
 
 
 
 
“(Adil Düzen kurulsun diye cihat etmek üzere)
BİAT ETMEDEN ÖLEN, HÜCCETSİZ ALLAH’A GİDECEKTİR”  
                                                                                                         (Hadisi Şerif)   
 
“(Gerçekten) İman edenler (Hak hâkim olsun diye) Allah yolunda çalışıp-çarpışırlar; inkâr edenler (ve münafık kimseler ise) tağut yolunda (zulüm düzeni yürüsün diye) çabalayıp çırpınırlar” (Nisa Suresi 76. Ayet)
 
Mümin mertlik, sahibidir
Kaypak dostla, ömür olmaz!
O da beyaz, un gibidir
Kireç tozu, hamur olmaz!
 
İnançlıysan, ispat göster
Hak yolunda, aksın pis ter
Çini çok has, toprak ister
Kumlu milden, çamur olmaz!
 
Dıştan bakan, sanır erkek
Rabb’dan korkmaz, kula ürkek
Meşe gibi, sağlam gerek
Yaban tezek, kömür olmaz!
 
Haram yeyip, hoş geğirmen
İt yünüyle, ip eğirmen
Kovayla dönmez değirmen
Serpme suyla, yağmur olmaz!
 
Makam menfaat, doymayan
Kalp kulağı, hak duymayan
Özü sözü, hiç uymayan
Cahil sürü, cumhur olmaz!
 
 
Nerde Şeriat yasaktır
Demokrasi bir tuzaktır
Münafık Hak’tan uzaktır
Domuz postu, samur olmaz!
 
Dinin köşe bucağında 
Amerka’nın kucağında
Yahudinin ocağında
Çirkefte gül, domur olmaz!
 
Şerre kurşun sıkmadıkça
İsrail’i yıkmadıkça
Bu âlemden bıkmadıkça
Hurilerle dünür olmaz!
 
Bir zaman, hayrı bilendin
Şimdi batıla belendin
Başsız biatsız bülend’in 
O nur yoksa, onur olmaz!
 
Halkı lafla, uyuttular
Dava dostluk, unuttular
Birbirine, düştü bunlar
Döneklerde, omur olmaz!
 
Ahmet Hoca, boşa vurma
Dilsiz Şeytan olup durma
Nefsine fetva uydurma
Çün çilesiz, mamur olmaz!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ALLAH’IN İNTİKAMI
 
Siyonist odakların, kirli gülüydü
Münafıkı muhterem, sandı gafiller!
O, şeytan teşbihinin, bir püskülüydü
Sünepe reklâmını, yaptı kâhinler!
 
Sevr'i uygulamaktı, bütün aksiyon
Atatürk hırpalandı, putlaştı siyon
Demokrasi diyerek, dejenerasyon
Gavura serçeleşti, bize şahinler!
 
Yahudiye yavşaklık, asıl meziyet
Avrupa'ya teslimiyet; sonu hezimet
Erbakan'a hıyanet, Corc Buş'a hizmet
Dinini davasını, sattı hainler!..
 
Korkuta, Fetullah'a uyup kandılar
Sinek gibi ganimete, hep abandılar
Yüce Allah intikam, almaz sandılar
Irak'taki çirkefe, battı zalimler!...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BU SON İKAZIM
 
Çok öptüğün eli, ısırman ayıp
İnsafı vicdanı, berhava etme!
Sonunda cılk çıkıp, cihattan cayıp
Kör ve kof gururla, iktifa etme!
 
Beş sene uyardım, ayar tutmadın
Hayat kumar sandın, asla utmadın
Çok fırsat tanıdım, ama yutmadım
Dünyan ahiretin, hep imha etme!
 
Kırk yıldır inancım, iddiam aynı
Amacım, inadım; hak davam aynı
Dostum ve düşmanım, hem sevdam aynı
Sen yamulup saptın, iftira etme!
 
Çamur tutmaz camın, niyetin paksa
Kim alt eder seni, sahibin Hak’sa
Kalpler Beytullah’tır, Mescid-i Aksa
Yıkmaya kalkıp ta, intihar etme!
 
Riya ve yalanla, aldatıp çaldın
Çırpındıkça batan, çirkefe daldın
Dostların dağıttın, bak yalnız kaldın
Tövbe et Şeytan’la, içtima etme!
 
Zemzem taşımazmış, delikli file
Sonunda sırıtır, numara hile
İman İslam derdin, kalmasa bile
Bari insanlıktan, istifa etme!
 
Hayra engel olan, şerli İblis’tir
Kim Çözüm’e düşman, manen müflistir
Yalvar özür dile, mümin muhlistir
Kirli sırlarını, sen ifşa etme!
 
Bu son ikazımdır, bizden uzak dur
Sen git sen gibiye, yanaş tuzak kur
Günah benden gitti, bedduam budur:
Rabbim kim hainse, hiç iflah etme!
 
 
 
 
 
HAİNLER KUTSALIN, PAZAR EDERLER
 
 
Doğruluk imandan, yalan nifaktan
Hainler Kutsalın, pazar ederler!
Şu Zaman, Akit’ten, Yeni Şafaktan
Dürüstlük bekleme, beyzar  ederler!
 
Özgürlük palavra, özün yitirmiş
Demokrat kılıfla, Dinin bitirmiş
Kur’an yerine AB, hükmü getirmiş
CIA ajanını, yazar ederler!
 
Ne Kur’an ahkâmı, İslam ahlakı
Boş lafla aldatır, zavallı halkı
Diline dolayıp, diyalog cılkı
Hep Haktan caydırıp, azar ederler!
 
Mücahit mütahit, oldu maşallah
Vatan, devlet, namus; satar maazallah
Yalana harama, çeker bismillah
Bak cihattan kaçıp, hazar  ederler!
 
Dine ve davaya, hıyanet HAS’lar
Nefsinin uğrunda, cinayet kastlar
Türbanla kurbanla, diyanet taslar
Dünyayı mazluma, mezar ederler!
 
Yüzleri cilalı, kalbi kömürler
“Hak dava” diyeni, ahmak görürler
Dünyaya harcanır, bütün ömürler
Sade mal makama, nazar ederler!
 
Bir bala bir b..a, batar kaşığı
Elde tesbih belde, zünnar kuşağı
Haçlı seferinin, hacı uşağı
BOP’un tuzağını, kazar ederler!
 
“Yahud”a dost olan, uzak cennete
Farz vacip unutup, koşar sünnete
Şu muttaki molla, sinsi sünepe
Mikrop gibi azar, azar ederler!
 
 
 
Mümin insan merttir, velev sert olsun
Zulme karşı çıkar, tek bir fert olsun
Namerde Hak dava, niye dert olsun
Sadıkları candan, bizar  ederler!
 
Ben mi divaneyim, alem mi kaymış
Ne bilge muhterem, meğer ki “gay”mış
En şerefsiz kişi, şer’atten caymış
Cüzdan çin vicdanı, hızar  ederler!
 
 
AKP SUŞİ PARTİSİ
 
 
Yengeç eti yiyen, suşi partisi
Müslüman mahalde, salyangoz satar!
Hile ve hıyanet, bozuk hard diski
Her gün biraz daha, çirkefe batar!
 
Mayası bozulmuş, kokmuş hamuru
Derebeylik sanır, bozar cumhuru
Haram günahları, derya çamuru
Eşi türban takıp, dindarlık satar!
 
Muhasebe tutmuş, iş adamıymış…
On yedi yılını, hep adamışmış..
Cumhurbaşkanlığın, tek adayıymış..
Meydanı boş bulmuş, atar da atar!..
 
Açlıktan ağzının, koktuğu günler
Kıt kanaat geçen, helal öğünler
Gömlek çıkarınca, zengin düğünler
Altınlar yağmıştı, hem katar katar!
 
BOP eş başkanlıktan, padişahlığa
Ülkem sürüklenir, perişanlığa
Hukuk kurban gider, partizanlığa
Recep horozlanıp, sağ sola çatar!
 
Ancak müstahakız, biz bu belaya
Mevlam, merhamet et, masum balaya
Dua merasimle, girer helâya
Washington’da siyona, secdeye yatar!
 
Mücahit geçinir, gâvur kızanı
Yedi köyden kovar, doğru yazanı
Müslüman kandırır, okur ezanı
Haçlı Yahudiye; hürmetle, tapar!
 
Haktan sapıtandan, hayır ulaşmaz
Hıyanet edene, rahmet bulaşmaz
Vicdan olsa vatan, satıp dolaşmaz
Her münafık tavrı, kalbime batar!
 
Kaşmerlik yapıyor, sanır karizma
Ölçüsü Hak değil, siyon prizma
Şımarmış kerata, bulmuş “keriz”ma
Evde Rum, Siirt’te Kürt; Roma’da Tatar!
 
Özal’ın sonunu, düşünmezler hiç
Betonarme diye, yutturur kerpiç
Bunları paklamaz, Fırat ve Meriç
Münafık zehiri, şekere katar!
 
 
 
 
 
 
 
 
ŞAHİTLER GAFİL İSE; ŞEHİTLER ÇARPAR
 
İdam mahkûmlarına, ağlar riyakâr
Sen katil Conilere, alkış tutansın!
Tavırları sahtedir, her an rol yapar
Makam için kutsalın, davan satansın!
 
“Hainler hep zalimdir”, hükmü Kur'anın
Nifakını örtmüyor, takke türbanın
İsrail'e sunduğun, dokuz kurbanın
Hesabını sormadın, yüzün utansın!
 
Yahudi madalyalı, esir tasmalı
Hıyanet fermanını, boynan asmalı
Usta dönekliğine, mühür basmalı
Önce tükürür sonra, yaliyp yutansın!
 
Hak gömleğin çıkardın, döndün şaşkına
Siyonist yular taktı, aklı kaçkına
Anayasa hazırlar, AB aşkına
Ey zavallı kendini, sanma sultansın!
 
Güneydoğya özerklik, gâvur planı
PKK projesine, uydur yalanı
Demokrasi diyerek, katır palanı
Batı sarmış sırtına, çamra batansın!
 
Soli Özel benzeri, yerli gavırlar
Hele düşünün niye, Hoca'ya hırlar?
Adam sanlan domuzla, dolmuş ahırlar
Haçlıya hayran olup, halka çatansın!
 
Kürt, Laz, Türkmen, Çerkez, hep; İslam potada
Türk milleti oluşmuş, kutlu vatanda
Sütü bozuk değilse, kalmaz hatada
Haktan yana görünüp, terse yatansın!
 
“Topuzuyla oynarsın, bu hassas kantar
Unutma, bir gün gelir; seni de tartar”
Ülkeyi belaya sok, kendini kurtar
Diye, Hak'la batılı, bozup katansın!
 
Allah diye ABD, AB'ye tapar
Ülkem parçalanıyor, o sükse yapar
Şahitler gafil ise, şehitler çarpar
Sen Din istismarıyla, hava atansın!
HERKES KENDİ AYARINDA!
 
Nice insan, dünyasına tapınır
Putu yitse, günler ahu zar gelir!
İnsan var ki; Mevlasına kapılır
Bir an gaflet etse, ona ar gelir!
 
Kimini şan şöhret, servet duası
Hevayla sınırlı, cümle hülyası
Kiminin dünyası, üç göz yuvası
Kimisine, bütün alem dar gelir!
 
Sadık ibadette, eylemez tatil
Sabr teslimiyet her, yaraya fitil
Kimine Azrail, can alan katil
Kimisine, elli yıllık yar gelir!
 
Kafa var çürümüş, kof karpuz gibi
Akıl var tad verir, safi tuz gibi
Kimilere ölüm, kışta buz gibi
Kimine de, haziranda kar gelir!
 
Hidayet manası, Dosta biattir
Nefse değil Rabbe, tam itaattir
Kimisine hayat; iman cihattır
Hakta sebat, hainlere zor gelir!.
 
Müslüman Hristiyan, resmi sıfatın
Felsefeniz aynı, Hans’la Rıfat’ın
Gâvur bakışıyla, bozmuş fıtratın
Batının dışkısı, ayva nar gelir!
 
Namaz beden dersi, hak davan yoksa
Milyonlar aç sefil, işkemben toksa
Yalan, haram, riya; kin, sende çoksa
Mana satar, makam ona kâr gelir!
 
Kulluğun bil, gayrı; takdire bırak
Mevlaya yakın ol, sivadan ırak
Kimi hayat boyu, Kur’an’a çırak
Kime ayet hadis, ağır bar* gelir!
 
 
* Bar: Yük, sıkıntı
 
SENİ GİDİ SAHTEKÂR
 
İslam'a irtica, diyen ayarsız
Hele şu dedenin, adını söyle!
Ey Darwin'e çırak, dine duyarsız
Babanı doğuran, kadını söyle!..
 
Üç beş dinci fasık, bahanesiyle
Dinime saldırır, avanesiyle,
Sabatay Pakradun, daha nesiyle
Hep Talmut okuyan, dadını söyle!
 
Yahudi Ermeni, soylu sapıklar
Hem Türkçü geçinir, ruhu çarpıklar
Niye aslın gizler, bu münafıklar
Mü'minsen Kur'an'ın, tadını söyle!..
 
Yahudi Hristiyan, ayırmayız biz
Amma hıyaneti, kayırmayız biz
Rahmaniyiz Şeytan, çağırmayız biz
Karanlık kafalı, aydını söyle!..
 
Erbakan'ın belli, tam yedi ceddi
O'nu iman, ilmi; cehdi yüceltdi
Alim geçinirsin, bilmen ebcedi
Sana akıl veren, cadını söyle!.
 
Türkse, Müslümandır; net ve açıktır
Ateist Şamanist, gâvur kaçıktır
Kemalist kılıflı, Mason kancıktır
Kıvırma erkekçe, kasdını söyle!..
 
Ha asker, ha sivil; sağcı solcusu
Türkçüsü, Kürtçüsü; AB yolcusu
Masonsa; Siyon'un bir davulcusu
İslam mükemmeldir, aybını söyle!...
 
Ömrümü hevaya, saçarsam eğer
Namerdim davamdan, kaçarsam eğer
Kirli dosyaların, açarsam eğer…
Sen Mason Locadan, kaydını söyle!..
 
 
 
 
 
HEPSİ LİBOŞ
 
Vatanları Amerka, sultanları Yahudi
Tüm Türkiye yıkılsa, hainlere hava hoş!
Gel İran’a arka çık, işte fırsat, di haydi
Siyonizmin merkebi, makam için koş ha koş!
 
Milli Görüş mektebin, kaçkınları kıç atar
Kutsalını pazarlar, dolara dinin satar
Kâbe’ye Hacca gider, AB’de Haç’a tapar
Türban tarikat kılıf, bunların hepsi liboş!
 
Hak davaya hıyanet, en büyük cinayettir
Dönüşüm dedikleri, döneklik denaettir*
Oysaki bu kahpelik, en adi zanaettir*
Hala kahraman sanır, nerden bilsin saf gakkoş!
 
Bunlar Özal devamı; özel yat, pahalı cip
Yandaş yoldaş fırıldak, şebeke gibi ekip
Sonlarını seyredin; ya zindan, ya yağlı ip
Zillet zahmet durağı, ortamı habis ve loş!
 
“AKP Erbakancı, hem devamıdır” diyen
Bunları aklayarak, halka dindar gösteren
Şeytanlık damarıyla, tutup dine küfreden
Zındık ve münafıklar; kalbi berbat, kafa boş!
 
Amerka Avrupa’yı; oyalıyormuş Tayyip
Dünyayı parmağında, oynatıyormuş tertip
Siyonistleri bile, aldatıyor acayip
Diye övünen ahmak; kof avuntu, coş ta coş!
 
Herhalde Kur’an mihenk, Resul örnek olmazsa
İman ile vicdanın, insaf ile dolmazsa
Her kim aklın kullanıp, hakikati bulmazsa
Ha Müslüman bilinsin, ha da Yunanlı Nanoş!
 
Gâvura uşaklığın, ücreti makam ve mal
Ahiretin satıyor, fani dünyaya hamal
Hicazda ihram giyer, Washington’da peştemal
Rehberi Deccal olan; nice fetişçi* fetoş!       
 
* Denaet: Alçaklık, bayağılık
* Zanaet: Meslek, meşgale
* Fetiş: İlkel putperest kabilelerin uğurlu saydıkları nesneler ve kişiler
 
YUH SANA, YUH!
 
Diyalogcu, değmez kayda
Gâvur uşağı bir güruh
Münafıksan, vermez fayda
Baban olsa Hazreti Nuh!..
 
Fitne, imtihan demektir
Her kul her an, bir denektir
Şuur yoksa, boş emektir
“Tuh!.” dersin, hayatıma tuh!..
 
Kur’an ölçü, resul örnek
Vicdan olsun, sana mihenk
Münafık her gün başka renk
Çün çürümüş, İslami ruh!
 
Hamza geçinir, Mücahit
Din satıp olmuş mütahit
Her kahpeliğe müsait
Hayra yavan, dünyaya şuh!..
 
AKP, Mescid-i Dırar
Din dava bağların kırar
Akıllı geçinir hıyar
Hınzıra çevrilmiş, vücuh!.
 
Selanik, Hekimhan, Hatay
Kim Pakradun, kim Sabatay
İçimizde, İblis kurmay
Gizli kalmaz, bulur vüzuh!
 
İman iz’an, olsun kanat
Haksızlıkta etme inat
Sanma, sahtekârlık sanat
Sonra çekerler sana yuh!...
 
Not: Hocamız bu şiiri okuyunca bize bu dörtlüğü ekletti.
 
“Haramın, şeytan sırrı ne..?
Yiyenleri, himar eder!...
Ben, hıyar demem, haine
Çün, hıyar duysa, ar eder!..”
 
 
 
SON UYARI
 
Haramdan uzak tut, kazanç lokmanı
Cana huzur katan, o pis kan olmaz!
Helal ye de arama, tabip Lokmanı
Kalbine ilhamdan, has akan olmaz!
 
Hile hırsızlığa, fetva toplayan
Kul hakkı gasp edip, takva rol yapan
Hak dava diyerek, hevaya tapan
Şaşkın şımarıktan, hoş hakan olmaz!
 
Kargaşa fesatlık, cihat olur mu
Hep başına buyruk, rahat bulur mu
Nefs dağın delmeyen, Ferhat olur mu
Zavallı zanneder, hiç çakan olmaz!
 
Yalanla yalama, okur mavalı
Vicdanı paslanmış, dışı havalı
Elbet başa geçer, zillet çuvalı
Kalbi köre lamba, nur yakan olmaz!
 
Dost dava istismar, vahlar yazıklar
Fırsat bulsa en yakının kazıklar
Mevla’ya erdirmez, kirli azıklar
Nefsine köleye, gül takan olmaz!
 
Ben usandım, O uslanmaz azardan
İşin yoksa söyle, farksız mezardan
Başka şey düşünmez, paydan pazardan
Şeytani gururla, fos cakan olmaz!
 
Kendinde keramet, vehmeden kafa
Türlü kuruntuyla, süs katar lafa
Ancak pişman kişi, alınır safa
Halis tevbekara, hor bakan olmaz!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HOCA MI, LOCA MI?
 
Ameller amelendir, mahlukat birer alet
Fırsatlar ham verildi, durma onları pişir!
Kalıpla oyalanma, önce kalbini hallet
Bu vücut ülkesinde; bil ki, odur başşehir!
 
Riyakârlık şirk olur, şeytanlıktır itiraz
Allah’a akıl verme, terbiyen takın biraz
“Realite” bahanen, kalbin manevi maraz
Şüpheyle bocalarsın, adın olsa da Beşir!
 
Sen her şeyi hayal bil, yalnız O’dur hakikat
Aşamadın benliğin, bu en büyük barikat
Maksadın Mevla değil, netsin sana tarikat
Sarayını kabir gör, yatağını teneşir!
 
“Ey Münafık!” deyince, niye hoplanıyorsun
Demek ki çıbanın var, sanki coplanıyorsun
İçin siyon Lobisi; takva kaplanıyorsun
Gafil keramet sanır; oysa, şeytani sihir!
 
Gavurlara gavatlık, marifet sayılıyor
Haham papaz övdükçe, keyfinden bayılıyor
Adım adım imandan, inkâra kayılıyor
Hıyanet alkışlanır; ya hu, bu nasıl iştir?
 
Gönül gözü basiret, kör olunca ne çare
Nasihat kâr eder mi, dalalete düçare
Bak peşine takılmış, sürü sürü biçare
Kimi Mehdi sanıyor, kimi diziyor şiir!.
 
AKP’mi, akrep mi; hangisi tehlikeli
Biri seni zehirler, ötekiyse ülkeni
Öyle bir dalga gelir, indirirsin yelkeni
Şu şımarık şaşkınlar; sinir yapıyor, sinir!
 
Arı olan bal yapar, karasinekse asit
Milli davası yoksa; odur, fasit ve basit
Mason olduktan sonra, ha liboş ha sosyalist
Kimi Hoca bilinir; kimi haham, keşiştir!
 
 
 
 
PAPANIN HOCASI DÖNÜYORMUŞ!
 
Fıtratı dönektir, hep dövünüyor
Demek çok özlemiş, köyünü Hoca?
Ülkem, gözün aydın; mehdi(!) dönüyor
Engel kalkmış, bekler; toyunu Hoca!
 
Hıyanet çıbanın; kansere döndü
Cami vaazların, konsere döndü
Dışın derviş, için; Kayzer'e döndü
Bir dön de görelim, boyunu Hoca!
 
Allah aziz eder, zelil de eder
Önce vezir, sonra; rezil de eder
Diler veli diler, hazil de eder
Sen elbet bilirsin, soyunu Hoca!..
 
Gavura ekmeklik, hamur ediyor
Siyon mabedine, çamur ediyor
Mazlumu zalime; samur ediyor
Papa çok beğenmiş, tüyünü Hoca!
 
Önde Lavrens, müritleri arkada
Herkese duyurmuş, riya markada
İtikaf oturmuş, ta Amerka'da
Bu halk çoktan çözdü, huyunu Hoca!
 
Bediüz-zaman'da; o hassasiyet
Zalimlere karşı, izzet, haysiyet
Ya sendeki zillet ve teslimiyet!?
Hep masona verdin, oyunu Hoca!..
 
Bulaç mealinden, oku kelamı
Yahudi'ye dostluk; caiz, reva mı?
Irak, Filistin'den, saklar selamı
Domuza değişir, koyunu Hoca!
 
Ya Allah'a güven; gel Hak safa geç
Sen mert mümin gibi, tarafını seç..
Bak fırsat kaçıyor, kalmayasın geç
Bozulur şeytanın, oyunu Hoca!
 
Bu aziz Milletin aslı, doğası İslam
Atatürk'ün Afyon'da, duası İslam
İnsanlığın haysiyet, davası İslam
"Sıbgatullah"; Rabbımın, boyası İslam!
İNSAN SURETLİ “VESVAS”LAR
 
 
Recebi kahraman, yapan fesatçı
Daha düne kadar, küfür edersin!
İblis gibi tavır, alan fırsatçı
Bak şimdi Tayyibe, şükür edersin!
 
Hevan belirliyor, ilişkileri
Ağzına alırsın, akla geleni
Birbirini tutmaz, çelişkileri
İşkembeden atar, üfür edersin!
 
Gaibden haberler, veren müneccim
Vesvasın vahyine, hazır mütercim
Kendini beğenmiş, şeytannirrecim
Rabbim diye nefsini, zikir edersin!
 
Hep üste çıkanı, översin bir-hal
Ayağı kayınca, söversin derhal
Şimdi el öptüğün, döversin herhal
Hiç durmaz yüzüne, tükür edersin!
 
Siyaset sevdası, şöhret arzusu
Baş olma merakı, şehvet duygusu
Gönlünü kör etmiş, devlet tutkusu
Fitneni fikrine, şoför edersin!
 
Hak rızası derdin, kalmamış hayret
Dünyaya sarıldın, boş ver ahiret
Makama hayransın, görkeme hasret
Güçlüğe tapmayı, kültür edersin!
 
Hidayet Hak'tanmış, Allahü-ekber
Huzursuz vücudun, ruhuna makber
Kader kesin, kısmet belli, ne haber!?
Boşuna hayatı zehir, zifir edersin!
 
Feyzi Kur'an değil; "Kurtlar Vadisi"
Tayyip olmuş, tereslerin hadisi
Şeytan imiş, şarlatanın nadisi
Hakkın çağrısına, fütur edersin!
 
Ergenekon denen, çete masalı
Tuncay Güney söyler, türlü mavalı
Üfleyeni görmez, dinler kavalı
Tutar kazuratı, kâfur edersin!
 
"Halk-ı şer, hikmettir; kesb-i şer, şerdir"
Sureti insan ya, fıtrat haşer'dir
Rahmani, şeytani: nevi beşerdir
Ya Rab, her şeyde Sen, zuhur edersin!.
 
 
 
 
 
 
 
EY LAYT MÜSLÜMAN!
 
Akıl donmuş; imanın, karakışıdır
Zalimi alkışlar mı, hayret, Müslüman?
Irak'lı Fatmaların, haykırışıdır:
"Hiç mi vicdanız yok, ey layt Müslüman!.
 
Filistinliyi suçlar, Yahud'a acır
Coniye dua eder, erzakın taşır
Hakikatı söylersin, kıçını kaşır
Ayarları bozulmuş, sakat Müslüman!.
 
Viran olur Müslüman; yurtlar, bahçalar
Gavur, Dinimi bozar, devlet parçalar
Hala, "hoş gör, diyalog"; davulu çalar
İz'ansız ve insafsız; hoyrat Müslüman!.
 
Hakkın yokuşu yeğdir, Batıl düzünden
Onursuzun kurtulmaz, kalbi hüzünden
Bu kahpe amirler ve, alim yüzünden
Zillet ve sefalette; heyhat, Müslüman!.
 
PKK'ya laf atar, dost Amerka'yla
Başıyla müttefiktir, küs kuyrukuyla
Bakan bile oluyor, ABD uyrukuyla
Taze sandığın lokma; bayat, Müslüman!.
 
Zannedersin ki, İslam; cübbe külah mı
Amerika'ya tapınmak, sizce felah mı
Kur'an mı haklı, yoksa; Fitnetullah mı
Olur mu Yahudiye, avrat Müslüman?
 
Bir yanda, "İmam-Hatip, Türban" huysuzu
Kemalist etiketli, Mason soysuzu
Amerkan çuvalına, sığmaz boynuzu
Şu Darwin kafalı, lafta Müslüman!.
 
Mü'min olan gavura, zağarlık yapmaz
Makam çıkar uğruna, davadan sapmaz
Şahsi ikbal hırsına, Haçlıya tapmaz
Çün bütün insanlığa, hayrat Müslüman!.
 
Kim üstüne alınsa, sözüm onadır
Kafirle dost olanlar, ondan fenadır
Başım kesilse canım, Hak'tan yanadır
Kur'an'i kural bize; hayat, Müslüman!.
YENİ MESİH OBAMA
 
Annesi Yahudi'dir, baba siyahi
Siyonist Lobilerden; kukla siyasi
Seçim kazanıp gazi, oldu Niyazi
Beyaz Saraya kara, kartal Obama,
Belki yeni Mesih'tir, atma yabana!
 
ABD'nin Recebi, Siyon Tayyibi
Değişim davuluyla, toplar talibi
Elbet aldanmaz; iman, iz'an sahibi
Patron sanmayın O'nu, piyon Obama,
Yahudi böylesini, koşar sabana!  
 
Beyinsiz bayram eder; kazandı Barak...
Bak aynı soyad; Defne, ve Ehud Barak?..
Ya hu, aklı olan hiç, etmez mi merak
Robotlar alkış tutar: "Geldi Obama",
Bunlar, yakacak odun; kışın sobama!..
 
Amerkancık yazarlar, nice yalaklar
Keramet uydururlar, dinci salaklar
Siyonist ahırında; manda, malaklar
Gafillerin umudu, Melez Obama,
Bahar havası geldi, yurda obama! 
 
Hidayet ki, insanın; asıl özüdür
Feraset; mü'minlere, iman gözüdür
"Bush bitti, yaşa Barak!"; cahil sözüdür
Bekleyin, Push'ta rahmet; oktur Obama,
Gavura gavat olan, değmez çabama!... 
 
İslam'dır medeniyet, ufkuna Burak
Cumhuriyet özgürlük; Atatürk bayrak
Bırak Amerika'yı; Ankara'ya bak
Dertlerimize derman, olmaz Obama,
Kur'an kantarı verdi, şükür Rabbıma!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
"DİN"CİLERLE, "DİN"SİZLER
 
İnanç ve azimdir, zoru sevdiren
Hep sırtı olmaz ya, bazen part gelir!
Ümidin yitirme, dik dur ve diren
Korkma, karakıştan; sonra mart gelir!
 
Bak, mürşitlik satar; ta ABD'de
"AB derman" imiş, "her çeşit derde"!?
Ne keramet varmış, Papa pederde
Biat edenlere, "Green cart" gelir!
 
Amerkancık Hoca, İbni Sebe'dir
Siyon'a, Haçlı'ya; her an gebedir.
Aşağılık duygusu, tek engebedir
Onu aşsak; Milli güven, "gard" gelir!
 
Ey BOP hizmetcisi artist figüran
Hiç iflah olur mu, mazluma vuran
En ucuz satılan; din, iman, Kur'an
Riya istismarla, türlü rant gelir!
 
Gavur bizi, uşaklığa erdirir
Hiç sanma ki başın, göğe değdirir
IMF borç verir, boyun eğdirir
Bir milyar gönderir, bin de şart gelir!
 
Ülkem, bölgem yanar; bakıp dururuz
Gavur uşakları, yok mu gururuz?!
Biz dergide siyonizme vururuz
Dinci münafıktan; cart curt, zart gelir!
 
Siyon, Haçlı kardeş; müşrik kuzeni
Allah yıkar, mazlumları ezeni
Bak iflas ediyor, faiz düzeni
Helâl kâr Batıya, fazla sarp gelir!
 
PKK, mafyası; maşadır suça
Hepsinin ardında, masonik loca
Atatürk'e kurban, olsun Layt Hoca
Sözüm soysuzlara, biraz sert gelir!
 
Hem, Millet güvenmez, Dinsiz tayfaya
Kemalist kılıflı, Darwin kafaya
Gizli gizli gider, gelir Hayfa'ya
Bu kaçak niyetler, bize art gelir!
ÇAĞDAŞ PUTPERESTLER!
 
Şu çağdaş insanlık; iflas, zararmış
Rahatı, çıkarı; ırk-fırkası put!..
Riya ve farklılık; marazı sarmış
Çarşafı, sarığı; mest-hırkası put!..
 
Etiket rütbeye, takla atılır
Makam menfaate, hırsa tapılır
En takva geçinen, kaça satılır?
Başkanlık, bakanlık; fabrikası put!..
 
Boğazına kadar, haramla dolmuş
Şöhretin, şehvetin; kölesi olmuş
Yüz nuru silinmiş, makyajı solmuş
Araba, akraba; hem karısı put!..
 
Tanrısı, taptığı: Yahud Lobisi
Mekkesi Brüksel, New-York Kabesi
Ilımlı İslamcı, ki en kahpesi
Hocanın, hacının; Amerkası put!..
 
Yakınım sanırsın, döner yılana
Ağzını açmasın, hazır yalana
Öz gitmiş, söz bitmiş: herkes yalama
Vicdanlar bozulmuş; fiyakası put!..
 
Vatan, millet din-man; hep edebiyat  
Ahlak dejenere, döndü tabiat
Kemalist geçinir, mason kabahat
Manası çürümüş, kof markası put!..
 
Ahmet Hoca doksan köyden kovuldu
Hak söyledim diye; benden soğudu
O'ndan başka dostum, zaten yoğudu
Yaratan dışında; tüm gayrısı put!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
VEFASIZ ADAM
 
Kahpeden, kalleşten; Müslüman olmaz
Bilin, vicdansızdır; vefasız  adam!..
Sular bulanmadan, sütliman olmaz
Hileyi kâr sanır, kafasız adam!.
 
Şu yüzler maske mi, yaldız kalay mı?
Tadı bozuk, lakin; adı Gülay mı?
Vefalı insanı, bulmak kolay mı?
Ey adem suretli, irfansız adam!..
 
İşleri bitince, tekme vururlar
Etiket takınca, gırla gururlar...
Sizden şereflidir, dürüst gavurlar
Münafık tavırlı, insafsız adam!..
 
Hoca sayesinde, adam oldular
Nice makam, menfaate kondular
Şimdi nankör takımına döndüler
Bir sürü sahtekâr, vasıfsız adam!
 
Yahudi, Ermeni; sütü bozuklar
Mücevheri verip, üttü boncuklar
Yamuldunuz, durum; kötü çocuklar!?
Sefayı bulur mu, cefasız adam!..
 
İlkesiz, ülküsüz; davasız gider
Bilinçsiz, beratsız; duasız gider
Çün kalbi çirkeftir; devasız gider
Manevi marazlı, şifasız adam!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
LAYT GAVATLAR
 
AB, ABD'ye, sığınan sofu
Ham haysiyetliler, hepsi laytlaştı!
Davanın döneği, kahraman kofu
Amelyat geçirdi, bak avratlaştı!..
 
İslamcı münafık, Kemalist mason
ABD'ye uşak, AB'ye garson
Ilımlı kesildi, kahpeler en son
Gözler şaşı kaldı, dil sakatlaştı!
 
Makam elindeymiş, şeyh efendinin
Tuzağına düşmüş, Şeytan fendinin
Amerka'ya tapar, Rabbi kendinin
Sarıklar dönüştü, kıravatlaştı!..
 
Gavur himmetiyle, keramet satar
İmanına zulmü, ve şirki katar
Tapınır dünyaya, riyaya batar
Eski Hizbullahcı, demokratlaştı!
 
Muhabbet Haçlı'ya, kin ordumuza
Diyalog Papaza, kast yurdumuza
Kutsalı kıskanmaz, bu her domuza
Dikkatle bakın ki, tam gavatlaştı!..
 
Artık Brüksel'den, geliyor komut
Realist oldular, Kıblesi somut
Allah'tan Kur'an'dan, kestiler umut
Vicdanlar yozlaştı, hem berbatlaştı!..
 
Milli Görüş mihenk; bil dirlikçisin
Eğer AB'ciysen, işbirlikçisin
Siyon'a, masona; hep terlikçisin
"Ehven şer" yalanı, çok bayatlaştı!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
EŞEKNAME VEYA KAHPENİN TÖVBESİ
 
Önce çırak yaparlar, bir masonik mektebe
Uşaklığa yatkın mı, ayarını tanırlar!
Siyasi semer vurulur, işe yarar merkebe
Onun görüşün değil, ölçüsünü alırlar!..
 
Hadım ettikten sora, iktidara taşınır
Hizmette kusur etse, anında sataşılır
Biraz kabuk bağlayan, yaraları kaşınır
Gayri sen hep kölesin; imanın karartırlar!
 
Bilip amel etmeyen; kitap yüklü eşeğe
Şeref haysiyet satan; masa, makam, döşeğe
Din istismarı yapar, sıkışınca köşeye
Sonunda bak sap gibi, yapayalnız kalırlar!.
 
Makam semer gibidir, sırtına bindirirler
Tepe tepe kullanıp, aşağı indirirler
Sanma ki insaf edip, acını dindirirler
Yalvarsan, şahlansan da; anırıyor sayarlar!
 
"Eşekliğine doyma!"; deyip atarlar seni
Aynen yaptığın gibi; tutup satarlar seni
Bir delikten aşağı, çöpe katarlar seni
Onlar siyon gâvuru; bekle ki utanırlar!.
 
Vicdansızlık yapmıştın, sen de unut vefayı
İlahi adalettir, hak ettin bu cefayı
Sana kahır çektirip, sürecekler sefayı
Ne din kaldı, ne dünya; işte böyle harcarlar!
 
Hem kahpenin tövbesi; sade kırk gün sürermiş
Şerefli ev reisi, defterini dürermiş
Kahpeyi nikâh etmek, hangi dinde hünermiş
İlla, haysiyetsizler; peşi sıra ağlarlar!.
 
Haine merkep demem; haksızlıktır hayvana
Namus ayağa düştü, ülkem döndü Tayvan'a
Kürdistan denecekmiş; Haymana'dan, Tatvan'a
Yahu, bu Haçlı Batı; kendini ne sanırlar?..
 
 
 
 
NİYE İSLAM'A DÜŞMAN?
 
 
Laiklik bahanedir, İslam'a gıcık
Gizli gâvurluğundan, türbana düşman!
İrfanı ve insafı, varsa azıcık
Olur mu; İman, Ezan, Kur'an'a düşman?..
 
Çanakkale gezisini, irtica sayan
Çağdaşlık diye tutup, kıçını soyan
Başörtüye saldıran, şu hırçın bayan
Batıyı aydınlatan, Ümrana düşman!
 
İnkâr, karanlık, kaos; iman aydınlık
Kul hakkı tanımayan, görmez saygınlık
İstiklal Marşımızdan, bile baygınlık
Geçiren şeytancıklar, Rahman'a düşman!
 
Sağcı, solcu, diyalogcu; hep aynı nursuz
Şu Irak zaferinden, niye huzursuz?
Orduma sataşıyor; soysuz, onursuz
Mikroba sahip çıkar, dermana düşman!..
 
Sinsi dinsiz masonlar, Atatürkçüymüş..
Bak, Batılı gâvurlar, hepsi Kürtçüymüş...
PKK terör değil, özgürlükçüymüş...
Bunlar cumhuriyet kuran, fermana düşman!
 
İslam hayat programı, huzur kaynağı
Her mutlu medeniyet, onun kaymağı
İspanya'da vahşetle, boğa kıymağı
Normal karşılıyor da, kurbana düşman!
 
Türklükle İslam kaynaşmış, ayırana lanet
Örtülü örtüsüz kardeş, kayırana lanet
Halkıma değil, Haçlıya; yarıyana lanet
Dinim, hem yozlaşmaya, hem; ruhbana düşman!
 
Hakkı hiç sayan hukuk, değişmelidir
Milli olmayan nizam, çekişmelidir
Halka hor bakan ahlak, dürüst değildir
Hain samana değil, harmana düşman!..
 
Örnek bir laikliktir, ihtiyacımız
Gerçek bir demokrasi, hep amacımız
Yüksek bir adalettir, tek inancımız
Kâfir; şeytana karşı, durana düşman!..
 
 
Not: "Asıl kâfir olan, kendi Rabbinin  (dinine ve adalet düzenine) karşı (şeytani kesimlere ve zalim güçlere) arka çıkandır" (Furkan Suresi - Ayet: 55)
 
KERBELA'DA
 
 
Ehli Beyt, gözü oyulur
Seyyit toprağa koyulur
Hala feryatlar duyulur
Kerbela'da, Kerbela'da;
Sabret, Hakk'a; er belada!
 
Aziz Peygamber torunu
Kanla yıkar, çöl kumunu
Fitne fesat tohumunu 
Ek belada, der belada;
Kerbela'da, Kerbela'da!
 
Bebeler boynu bükülür
Aç susuz ciğer sökülür
Gönül gözden, kan dökülür
Yaş belada, ter belada;
Kerbela'da, Kerbela'da!
 
Yas tutuyor, huri vildan 
Yaş döküyor, ehli vicdan
Kararıyor, Nuri Yezdan
Gök belada, yer belada;
Kerbela'da, Kerbela'da!
 
Dünya için, din sattılar
Nefretine kin kattılar
Ebet lanete battılar
Şeytan gezer, şer belada;
Kerbela'da, Kerbela'da!
 
Onlar Rabbine kavuştu
Muhammet ile buluştu
Hasret vuslata dönüştü
Başın dosta, ver belada;
Kerbela'da, Kerbela'da!
 
Yezit olmuş Amerika
Yas çökmüş bütün Irak'a
Mazlum binecek buraka
Sabrederse, ger bela'da;
Kerbela'da, Kerbela'da!
 
Feryadımdır satırlarım
Nur içinde yatırlarım
Hüseynimi hatırlarım
Her belada, her belada;
Kerbela'da, Kerbela'da!
 
 
 
 
 
 
LAİKLİK LAUBALİLİK OLDU
 
Eyleme dönüşmeyen, inanç olur mu?
Yahu bunlar insandır, tavuk değildir!
İhtiyaç duyulmazsa, revaç bulur mu?
Cami sosyal kurumdur, kovuk değildir!
 
Gerçek din davranışa, yansımaz mı hiç
Bu ne çarpık yaklaşım, vallahi ilginç
Ey çağdaş rolü yapan, budala bilgiç
Kur'an eğip bükecek, çubuk değildir!
 
Milletle İslamiyet, ayırana tükür
Türklükle Müslümanlık, kaynaşmış şükür
Bu bilinçli tercihtir, sanma ki kültür
İman özdür, şuurdur; kabuk değildir!
 
Kur'an hikâye değil, yaşam tarzıdır
Hikmettir, hakikattir, hayat farzıdır
Biz ondan razıyız O, bizden razıdır
İslamiyet insandan, kopuk değildir!
 
Mehmet, Mişon yaşamalı; Gregos ile
Ilımlı İslam tuzak; bir narkoz, hile
Sen nasıl Müslümansın, Makaryos bile
İslam'a senin kadar, soğuk değildir!
 
Laiklik diye bize, ladinlik satan
Ezan Kur'an duyunca; altın ıslatan
Ey dilini uzatıp, dinin kısaltan
Başındaki kafadır, kavuk değildir!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
SOYSUZLAR KENDİNİ NE SANIYORDU?
 
Sözleri bürünmüştü; batı kültürle
Çöp tepeleri kendin; dağ sanıyordu!..
Özleri çürümüştü; batıl küfürle
Ruhen ölmüşler kendin; sağ sanıyordu!..
 
Hep İsmet'le başladı, değişti devran
Mandacılık, batıcılık; yerleşti her an
İktidara Locadan, gelirdi ferman
Kimi sol, kimi kendin; sağ sanıyordu!..
 
Kemalizm siyonizme, kılıf yapıldı
Devrim yozlaştırıldı, Dinden sapıldı
İslam'dan uzaklaşıp, puta tapıldı
Gafiller bunu; yeni, çağ sanıyordu!..
 
Ki, Atatürk'ten sonra, atım devrildi
Gizli Yahudilerle, bahtım eğrildi
Altı ok zehirlendi, halka çevrildi
Saman çöpü kendini, cağ sanıyordu!...
 
Akıl, ahlak yolunu, tuttu Atamız
Halkımızla savaşmaktı, büyük hatamız
Bak kendine geliyor, şimdi hastamız
Marul sosu kendini; yağ sanıyordu!..
 
Sahte dinci devrimci, el ele verdi
Mason, münafık, medya; AB överdi
Şükür, Milli diriliş; yine göverdi
Bomboş kırlar kendini; bağ sanıyordu!...
 
Bu tarihin bizlere, son çağrısıdır
Din-devrim yobazları; ruh hastasıdır
Başörtüsü, boşboğazın; baş ağrısıdır
Leş kargaları kendin; mağ sanıyordu!..
 
Bir avuç dönme, hain; gizli Mişon'lar
Atatürkçü geçinen; sinsi masonlar
Bin kere hak ettiler; alçakça sonlar
Bu soysuzlar Milleti, yoğ sanıyordu!
 
 
*Mağ: Başı, kuyruğu ve kanatları farklı renkteki kıymetli bir güvercin türü.
 
 
KEŞKE
 
Böyle kirli, cin fikirli; sahte Müslüman yerine 
Toz değmemiş, göz değmemiş; dağların karı olaydın! 
Vatanını, kutsalını; satacak insan yerine 
Zalime haine dik baş; mazlumun yarı olaydın! 
 
Layt İslam diye gavura; kiralanmak ne alçaklık 
Kemalizm istismarıyla; yaygınlaştı, bak laçkalık 
Güdülen koyun yerine; sürü başında koç kalıp 
Vatan için şehit kurban; ananın zârı olaydın! 
 
Davasını satıp böyle; dünyasını mamur eden 
Torpille oğlunu müdür; kızlarını memur eden 
Biçimini düzeltip de; kalp içini çamur eden 
Hak çalan adam yerine; bal yapan arı olaydın! 
 
Dincilerle devrimciler; birlik AB'ye koşuyor 
Egemenliği devredip; bağımsızlığı boşuyor 
Haçlı'ya demokrat köle; nasıl sevinip coşuyor 
Ata'nın bindiği atın; ağzının barı olaydın!.. 
 
Atatürkçü geçiniyor; Moon, Mason tarikatçı 
Donsuza övgü diziyor; türbanlıya barikatçı 
Kafirlerle dost oluyor; şu münafık şeriatçı 
Karanlık aydın yerine; araba farı olaydın!.. 
 
Haram, hile, haksız kazanç; mevki, makam, şanı şöhret 
Dilin ayet hadis okur; niyetinse, riya, şehvet 
Yalanla yalama oldun; ne şeref kaldı, ne şevket 
Bülbüllerin ses verdiği; bağların narı olaydın!.. 
 
Kahpeler yüzen tükürür; için dışa bir dökülse 
Pis kokuların ürkütür; kirli çorabın sökülse 
Allah'a secde eden baş; başkalarına bükülse 
Din istismarı yerine; bir genel karı olaydın! 
 
Ben boynuzlu yaşayamam; kutsalımı kıskanırım 
Zillet ile tok dolaşmam; izzet ile aç kalırım 
Gömleğini çıkarınca; kıçın açıldı sanırım 
Keşke kuşlara atılan; bir avuç darı olaydın!
 
 
 
 
FARK ETMEZ!
 
Kur'ana sünnete, aykırı düşse 
Şeyhi kutbu devran, olsa fark etmez!.. 
Sözüm münafıkın, çıbanın deşse 
Dünyaya hükümran, olsa fark etmez!.. 
 
Gülen'i överler; "Muhterem değer" !? 
Zalime, kafire; yararmış meğer 
İslam'a vicdana, uymazsa eğer 
Hem Bediüzzaman, olsa fark etmez!.. 
 
Kur'an güneş, Rasül; "bedri münir"dir 
Müctehit, müceddit; ayna gibidir 
Yansıtırken yanlış, ta, yapabilir 
Allame-i  cihan, olsa fark etmez!.. 
 
Eğer ki aklını, yitirmemişse 
Önemsemez iman; getirmemişse 
Ömründe bir meal, bitirmemişse 
Bin kitap okuyan, olsa fark etmez!.. 
 
"Yahudi, Nasra'yı; dost tutma" diyor 
Filan Hoca aksin; idda ediyor 
Zırva, tevil olmaz; şirke gidiyor 
Şöhretli şarlatan, olsa fark etmez!.. 
 
Muhkem ayet mizan; sünnet, örnektir 
İctihat önemli, icma gerektir 
Amma ki, hepsine; Kur'an mihenktir 
Hatta İmam Azam; olsa fark etmez!.. 
 
İnsanı Hak gibi, yüceltmek şirktir 
Sevmekle tapınmak; çok değişiktir 
Kur'anın mesajı, ilme beşiktir 
En dahi bir insan, olsa fark etmez!.. 
 
Elbet bu Zevatın, kadri yücedir 
Kıymet bilmeyenin, hali nicedir 
Lakin, Kur'an kitap; bunlar hecedir 
Şahı Gavsi Geylan; olsa fark etmez!.. 
 
Bizler ki, noktanın; binde biriyiz 
Kur'an ile hayat, bulan diriyiz 
Siyonist Şeytandan, şükür beriyiz 
Velev bilgiç Bel'am; olsa fark etmez!..
SÖZÜ HARUN, ÖZÜ HAMAN'A BENZER
 
Katil şimonu ağırlar, kahpe kancıklar 
Sözü Harun gibi, özü Haman'a benzer! 
Siyonistten medet umar, aklı kaçıklar 
Adı Recep, Hasan, tadı; samana benzer! 
 
Artık gafletle hıyanet; aldı yürüdü 
İslamiyet ve milliyet; içten çürüdü 
Masonluk ve münafıklık; yurdu bürüdü 
Böyle giderse halimiz; yamana benzer! 
 
Cumhuriyet cımbızlanır, devlet delinir 
Milli servet yağmalanır, bu kâr bilinir 
Şimdi halkım parçalanır, ülkem bölünür 
Bir bela geliyor kara; dumana benzer! 
 
Asker sivil, sağcı solcu; versin el ele 
Hep birleşin ki haddini, bilsin hergele 
Mustafalar bize rehber; haydi rast gele 
Maddi manevi kalkınma, dermana benzer! 
 
Toplum layıkını bulur, bizdedir kusur 
İşbirlikçi hainlerle, olur mu huzur 
Artık erce bakan lazım, bilge ve cesur 
Vakit tamamdır, muştulu; zamana benzer! 
 
Bir medeniyet devrimi, yapsın Türkiyem 
Gayrı bu devran değişsin, nice bekliyem 
Demokrasi, küresellik; tuzak, belki yem 
İçi saatli bomba, dışı; kemana benzer!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ŞEYTANA LANET
 
Yahudi kucağında, keramet satan
O ırzı kırık, sahte; ermişe lanet!
Hem parsel parsel elden; giderken vatan
Bunu dert edinmeyen, dervişe lanet!..
 
Amerika'ya fetva, veren hocaya
Namusun kıskanmayan, çağdaş kocaya
Ata'nın kapattığı, mason locaya
Açılış ruhsatını, vermişe lanet!..
 
Ne şeytanlar görmüşüz, veli postunda
Dili Kur'an okuyor, eli dostunda!?
Yahudiye kiralık, zındık masonda
Nifakı sezemeyen, kişiye lanet!..
 
Kula kulluğu bozan, cumhuriyettir
İslam'a uygun nizam, çün hürriyettir
Haksız, ahlaksız toplum: çamuriyettir
Rüzgar ekip fırtına, dermişe lanet!..
 
Bak orduma sataşır, onursuz adam
Kur'andan gıcık alır, şu nursuz madam
Laik ve demokratız; Putsuz Müslüman!
Yahudi güdümüne, girmişe lanet!
 
KİR partiyi aklayan, akrep fıtratlı
Şu fettan fesatçı, hain fırsatlı
Ey mücevher sanılan, düşük "kırat"lı
Çıkar için yapılan, her işe lanet!..
 
Bak kapılmış küfründen, kin dürtüsüne
Şu edepsiz, erdemsiz; kel sürtüğüne
Gavur gibi saldırır, başörtüsüne
Adı müslüman, tadı; keşişe lanet!..
 
Bil ilimsiz, irfansız; yol yok ümrana
Ya Kur'ana uyarız, ya da buhrana
İslamsız bütün yollar, çıkar hüsrana
Seccadeyi AB'ye, sermişe lanet!..
 
 
Not: KİR Parti = Kaypak istismara Rantiye Partisi
 
 
 
İŞBİRLİKÇİ SÜTÜBOZUKLAR
 
İşbirlikçi dediğim, siyonizmin kulları
Beceriksizlik değil, kasıtlı hıyanettir
Dışarıya bağlıdır, hep bunların yuları
Gavur Bush’un elinde, masonik siyasettir.
 
Bak koltuğa oturmuş, yirmi üç Nisan gibi
Baş değil, boşbakandır; bir robot insan gibi
Ekmek, kömür dağıtır, yoksula ihsan gibi
“Oy”, bu kadar ucuz mu, bu nasıl haysiyettir?
 
Görünüşleri farklı; görüşleri aynıdır
Ya dönmedir, ya dönek; birbirinin kaynıdır
Sağ sol çorbaya döndü; bu millet kobay mıdır?
Milli Görüş gelmezse, sonumuz felakettir.
 
Sömürünün çarkları: rantiyedir, faizdir
Siyonist Yahudiye, her melanet caizdir
Bir ülke ki hainler; tüm haklara haizdir.
Gafletten çok öte, bu aynı cinayettir.
 
Hoca yapar, hain bozar, ne talihsiz ülkedir
Dürüst dindar, dışlanmış, masonluk şart ilkedir
Hakkı konuşmak yasak; soytarılar bilgedir
Örtünme suç sayılır; çıplaklık rezalettir
 
Erbakan’ı duyunca, şeytanlar şaşırıyor
İsrail çılgınlaşmış, aklını kaçırıyor
ABD’si, AB’si, bardağı taşırıyor
Ordunun onuruyla, oynamak denaettir!
 
Dava satan alçaktır; avradını satandan
“Taktik” bahanesiyle, kahpeliğe yatandan
Sütü bozuk olmazsa, taviz vermez vatandan
Ilımlı İslamcıya, istismar diyanettir!
 
 
 
 
 
 
 
 
KİM KAZANDI?!
 
Kim kazandı, kim kaybetti; genel seçimi?
Hem İsrail, hem İsmail; bayram ediyor!
Bin bir soru kemiriyor, beynim içini
Hans ile beraber Hüsnü, bayram ediyor!.
 
Şu AKP kazandıysa, Amerka'ya ne?
Bağımsızlar başardıysa, PKK'ya ne?
Bu, Türkiye davasıysa; Danmarka'ya ne?
Önde Haham, yanda İmam; bayram ediyor!.
 
TÜSİAD'cı seviniyor; rantiye devam...
Arsa mafyası göbek atar; şantiye devam...
Patrik ekümenik oldu, Sevr yine devam...
Başta Papaz, sonda Hamza, bayram ediyor!..
 
PKK Meclise girdi; Apo tacizde
İşte Lozan deliniyor, devlet hacizde
Vah ülkeme, yönetimi; hain acizde
Şeytan tamam, Şaban niye, bayram ediyor?
 
Demokrasi, küresellik; bir amaç oldu
Kökten karıştı, kaynaştı; bulamaç oldu
Cehennem yolu düz, Cennet; hep yamaç oldu
Dışta gavur, içte Gafur; bayram ediyor!
 
Kim yararlı, kim zararlı; seçen kalmadı
Bosna, Filistin, bak Irak; Çeçen kalmadı
Ey Münafık, foyan çıktı; peçen kalmadı
Kemal Derviş, Nurcu Ermiş; bayram ediyor!
 
"Erbakan'ı devirmenin, zamanı geldi"
Diyen marazlılar tekrar, hücuma geçti
Saadet'teki fareler, çuvalı deldi
Bütün Haçlı, hem sakallı; bayram ediyor!
 
Haçlının, işbirlikçinin, güçleri yetmez
Hak görüşçü, Atatürkçü; müsade etmez
Artık dur, deme vaktidir; "Bu böyle gitmez!”
Kafir de, gafil de, boşa; bayram ediyor!
 
 
 
 
 
OLUR MU?
 
Ham kömürden kolye, yapılmaz dostlar
Söğüt ağacından, asa olur mu?
Mert olan nefsine, kapılmaz dostlar
Her Meryem’in oğlu, İsa olur mu?
Ehli Beyt yolunda, tasa olur mu?
 
Hizmetten haz duyan, erler gerektir
Laf değil kovayla, terler gerektir
Dört mevsim solmayan, güller gerektir
Firavundan korkan, Musa olur mu?
Ehli Beyt yolunda, tasa olur mu?
 
Bülbülün feryadı, gonca güledir
Karganın kavgası: yeme, küledir
En zavallı esir, nefse köledir
Naylondan, kartondan; kasa olur mu?
Ehli Beyt yolunda, tasa olur mu?
 
Belirsiz deve mi, yoksa kuş musun?
Nefsine galip mi, yoksa tuş musun?
Irak Kerbeladır, sen de Bush musun?
Böler Pakistan’dan, Fas’a, olur mu?
Ehli Beyt yolunda, tasa olur mu?
 
Ey dostlar yiğitlik, Hak’ta sebattır
Dönek kişilerin, aslı sakattır
Haddini bildirmek, büyük sevaptır
Hiç Kur’anda yanlış, yasa olur mu?
Ehli Beyt yolunda, tasa olur mu?
 
Hakkın tercümanı, oldu Muhammet
Ehli Beyt yolunda, doldu muhabbet
Zalime yağ çeken, soysuz muhannet
Alimin makamı, masa olur mu?
Ehli Beyt yolunda, tasa olur mu?
 
 
 
 
 
 
 
 
ÖĞÜT
 
Çalışmayan çiğ kalır, yorulmayan yoğrulmaz
Ferhat gibi sabredince, delinir dağlar
Yaşken düzelmeyen, eğri ağaç doğrulmaz
Komutan Fatih olunca, değişir çağlar
 
Dut yaprağı ipek böceğine aş olur
Çiğnenir, sonra, sultanlara kumaş olur
Acele etme, bunlar yavaş yavaş  olur
Kolaycılık kolunu, hem; yolunu bağlar
 
Sabret, sık dişini, yeniden dene
Rabbine sığın, pes etme, güven kendine
Kirlenir ama pas tutmaz, sağlam madene
Halis gaye, hırslı gayret; başarı sağlar
 
Tavuk kümesine konsa, kartal yavrusu
Civciv sanmakla körlenir, uçmak duygusu
Bir gün yamaçtan düşerken, gider korkusu
Uçtuğunu fark edipte, sevinçten ağlar
 
Yararlı ol üret, kazan; konma hazıra
Haramla ve kul hakkıyla, çıkma huzura
Haydi umutla kanatlan; katıl Hızır’a 
Düşün, didin, ara, terle; erisin yağlar
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ALLAH'IN İNTİKAMI
 
Siyonist odakların, kirli gülüydü 
Münafıkı muhterem, sandı gafiller! 
O, şeytan tesbihinin, bir püskülüydü 
Sünepenin reklâmını, yaptı kâhinler! 
  
Sevr'i uygulamaktı, bütün aksiyon 
Atatürk hırpalandı, putlaştı siyon 
Demokrasi diyerek, dejenerasyon 
Gâvura serçeleşti, bize şahinler! 
 
Yahudiye yavşaklık, asıl meziyet 
Avrupa'ya teslimiyet; sonu hezimet 
Erbakan'a hıyanet, Corc Buş'a hizmet 
Karşılığı koltuk ve, ballı tahinler!.. 
 
Korkut'a, Fetullah'a uyup kandılar 
Sinek gibi ganmete, hep abandılar 
Hem Allah'ı intikam, almaz sandılar 
Irak'taki çirkefe, battı zalimler!... 
 
Kürdistan yapılıyor, güneydoğumuz
Gaflet uykusunda, halen çoğumuz
Bak NATO’yla Libya’yı, vurur oğlumuz
Şimdi de Suriye’yi, sattı hainler
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
DARWİN’Cİ KAFALARA
 
Ey Allah’ı inkâr eden, maymun soylu mıymıntı
Bir hücre bile yapamaz, kör tesadüf ve doğa!
Yüce bir aklın ürünü, tüm mükemmel ayrıntı
Tam bir sanat eseridir, bir hab buğday ve boğa!
 
Bil, tabiat da tabidir, ilahi kanunlara
Niçin kafa yormazsınız, hikmetli konulara
Uymuşsunuz Darwin gibi, Firavun, Karunlara
Bu saplantı yakışmıyor, ilim, irfan ve çağa!
 
İnançsızlık, akılsızlık; fıtri yoldan çıkmaktır
Tüm ahlaki ve manevi, değerleri yıkmaktır
Şeytanın şer oklarını, beyinlere sıkmaktır.
Aklına vicdanına uy, bakma azlığa çoğa!
 
Allah vardır, ki Kur’anı, kuralı gerekmez mi?
İslam, insanlık formülü; yaratan hiç bilmez mi?
Hakkı inkar edenlerin, hayır gözün silmez mi?
Bu yüzden hırçınlaşıp ta, saldırır sola sağa!
 
Adil Düzene karşıdır, siyonist uşağıdır
Barbarlara imreniyor, batının aşığıdır.
İnsan hakkı tanımayan, hayvandan aşağıdır
Başörtüsünü görünce; kudurur vara yoğa!
 
Hep bahane gösteriyor, üç beş softa yobazı
Cahil şekilci taklitçi; riyakar hokkabazı
Din istismarı da yapar, lazım olunca bazı
Şuursuz Müslümanları, birazda onlar sağa!
 
Bir yumurta, bir damla kan; kendinizi yırtsanız
Yine yaratamaz asla, teknoloji tanrınız
Ruhunuzu öldürüyor, bu şeytani tavrınız
Zavallı hükmünüz geçmez, ne denize ne dağa!
 
Türk kavmini “aşağı ırk”, gösteriyor şu Darwin
Darwinciler mağlubudur, bu psikolojik harbin
Atatürk’ten utanın ki, ruhudur Anıtkabrin
“İslam mayamızdır bizim; hayâmız, hayatımız”
“Doğa” değil; Allah! Deriz, şehadet mematımız
Başı Amerkan çuvallı, beyni Darwinli Kova!
 
 
 
DÖNEKLERE GÖNDERME
 
Hak için çekilen, cevr ile cefa
Hakikat ehline haz gelir dostum
Vasıfsız insanda, ne arar vefa
Sadıklar cihana az gelir dostum.
 
Olgunsa şımarmaz, sun-i havadan
Şerefli bir insan, dönmez davadan
Mümin her belayı, bilir mevladan
Dostun her cefası, naz gelir dostum.
 
Ey mason dizginli, gavur eğerli
Kafası değişmiş, kalıbı yerli
Ahlak önemlidir, onur değerli
Nafileden önce, farz gelir dostum.
 
Kocası Bush olmuş, hocası Olmert
Vatandaşa hain, patrona cömert
Allah için vermek, ne bilsin namert
Yumurta gönderir, kaz gelir dostum.
 
Kutsalını satar, aşağılık tip
Kendisi figüran, Siyonist tertip
Palavra yalanla, sanılır hatip
Ağzından kokuşmuş, gaz gelir dostum.
 
BM göstermelik, NATO’su illet
AB kapısında beklemek zillet
Türk deyince akla, Müslüman millet
Kırmanç, Çerkez, Arap; Laz gelir dostum.
 
Nefsine uşaksan, sen artık yoksun
Çabala imanın, şeytanı boğsun
Sabret ki saadet sabahı doğsun
Kıştan sonra bahar, yaz gelir dostum.
 
Alemde Allah’ın hükmü yürüyor
Cahil, sebepleri öne sürüyor
Şu gaflet perdesi, aklı bürüyor
Anlarsan, su sesi; saz gelir dostum.
 
 
 
 
HAZA MÜNAFIK
 
O Cebrail’e bile ders veren, İblis
Sonunda azgınlaştı, oldu bir sapık!
Hiç yonca tohumundan, gonca bir filiz
Çıktığı görülmüş mü, düşün be fasık!.
 
Kendini sanıyormuş, dostun veziri
Hatta, sayıyor haşa; O’nun neziri
Oysa, olmuş nefsinin, kulu esiri
Hem mürşitlik satarmış, halis münafık!
 
Şeytan gibi kendini, Rab’le kıyasla!?
“Ben” diyen eremez, birliğe asla
Doğramışsın beynini, kör bir makasla
Akıl vicdan kalmamış, Hak’tan Müfarık!
 
Huyu haset, gururdur; fitne ve fesat
Kin ekmiş, nefret toplar, hizmeti kesat
Gardaş yoldaşı satar, haraç ve mezat
Hiç nasibi yok hayra, şerre muvafık!
 
Bursa Bağdat yetmez, O; Buhara gözler
Hakikat diye sisi, buharı gözler
Güz kış bitti, sadıklar; baharı gözler
Sapıklar fani dünya, için müsabık!
 
Bak, bunamış başını, almış gidiyor
“AKP, Hak davanın, devamı” diyor
Melaneti Hoca’ya, hep mal ediyor
Dönek hainlerle tas, tamam mutabık!
 
 
Neziri: Ortağı
Müfarık: Ayrılmış
Muvafık: Uygun
Müsabık: Yarışçı
Mutabık: Uyumlu
 
 
 
 
 
 
 
KAHPEDEN BETER!
 
Kimi olmuş, nefse merkep
Onu bizzat, Şeytan güder
Hiç takmıyor, haya edep
Tüm ömrünü, etmiş heder!.
 
Bir gün boynunuz bükülür
İçiniz dışa dökülür
Kirli çoraplar sökülür
Yakınlarınız terk eder!.
 
Siyon Haçlı, kurmuş tuzak
İmandan Kur’andan uzak
Keyf gemisi olmuş kızak
AB Kabe, Papa Peder!.
 
Ya gavur ol, açık netçe
Ya da doğrul, mü’min mertçe
Vatan satılmaz, cömertçe
Atan kalksa, sana ne der?
 
Taviz olmaz; namus vatan
Ne alçaktır, Kıbrıs satan
Her an geri, adım atan
Vallahi kahbeden beter!.
 
Ne haindir, zalim öven
Olacaksın dizin döven
Hayra yönel, Hak’ka güven
Haşa yanlış, yapmaz kader!
 
Sadıklara karışasın
Sen hayırda yarışasın
Vicdanınla barışasın
Herkes sövse, etme keder!.
 
 
 
 
 
 
 
 
SORGULAMA
 
Sözler yalan
Özler yalama..
Eylemler söylemler
Hepsi çelişki!
Devlet malı talan
Herkes Rüşvet bekler verdiği selama..
 
Sevgi ve samimiyet
Masallarda, misallerde kurumuş…
Kokmuyor ki, sentetik gonca!.
Menfaat ve resmiyet
Üzerine kurulmuş
Hatta, karı koca
Arasındaki ilişki!..
 
Dincisi sahte
Devrimcisi sahte..
Bin kılığa girer türedi
Bir tek saatte..
“Bağımsızlık karakterimdir!”
Diyen Atatürk’ün yerine
“Bağımlılık tek marifetimdir”
Diyen İnönü’ler, Menderes’ler gürledi!.
Ecevit’ler, Demirel’ler,
AKP’ler, akrepler üredi!..
Şahsiyetsizler, ehliyetsizler
Yapar oldu her işi..
İlgisizler, bilgisizler
Şimdi başımızda bilirkişi!..
 
Allah’ım
Nasıl bu hale düştük,
Nerde oyuna geldik?!
İnsanlar amaçsız
Her şey tatsız ve tuzsuz
Nizamı Alem, Ülküsünden
Nefse köleliğe yöneldik!
Yaşam anlamsız
Toplum mutsuz
Karamsar ve umutsuz
Son sığınağımız, uyuşturucu, içki
Esir olduk
Korkaklığa ve kolaycılığa
Sorumsuzluk ve şuursuzluk
Kuru kalabalıklara dönüştük..
Mayamız kumaşımız, sağlamdı ama
Kim böylesine bozdu
Bu biçki dikişi…
 
Sorular zonkluyor kafamda
Sanki sorular
Boynumu kesen
Beynimi ezen bir hızar
 
Artık, susuzluğumu kesmiyor Fırat
Serinletmiyor Hazar!..
Yular ABD’nin
Kuyruk AB’nin
Elinde olduktan sonra, heyhat,
Demokratiklik, laiklik ne yazar…
Her yönden kalkınmış
Gerçekten bağımsız
Saygın ve özgür olalım, iş ki…
 
Ama yetti
Bu zulüm ve zillet
Ama bitti
Bu esaret ve sefalet
Günü güne ekleyin…
Ve bu müjdeyi duyurun
Kuvayı Milliye direniyor
Milli Görüş bileniyor…
Bekleyin
Tarihim dirilecek, talihim değişecek
Öyle Şanlı bir geliş ki,
Selam Durun!...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ATA ET, İTE OT VERİLMEZ!
 
Herkese layıkını, vermeli dostlar
Atlara et ve itlere ot gerekmez!
Ahmaklık ederisek, delinir postlar
Köksüze ahlak, öküze bot gerekmez!
 
Düze çıksa tanımaz, birader peder
Ayağı yer tutarsa, bak neler eder
Hak dava dönekleri, kahpeden beter
Yalama kıça şalvar, ve şort gerekmez!.
 
Gör İbni Sebe hala, dava içinde
Lavrens’ten daha usta, takva içinde
Feraset fakiri saf; hava içinde
Fark etmez haini, Ona spot gerekmez!
 
Lider ülke Türkiye, gözümde tüter
Batıdan borç dilenmek, ölümden beter
Yerli Devrim otomobil, bizlere yeter
Gavurun olsun BMW, Fort gerekmez!.
 
Kuvayı Milliyeyim, olmaz oynaşım
Vicdanım rahat olsun, ağrısın başım
Ülkem kurtulsun; hanım, alsın maaşım
Meramım anlaşıldı, fazla pot gerekmez!
 
Gel Ahmedim sen söyle, vicdanlar anlar
Allah diye Avrpa’ya, hep hüsnü zanlar
Dayan ve diren, yakın; kutlu zamanlar
Kefen bezi kafi, Coni kot gerekmez!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
TAKLİTÇİ HİNDİ
 
Diploması sahte, aslı münafık
Çıkmış meydanlara, Hoca'ya hırlar!
Taklitci soytarı, basit kiralık 
Kurulu robotlar, ıvır zıvırlar!.. 
 
Yalan yeminlerle, vaat veriyor
Bön bön böbürlenip, kendin geriyor
Dünya için Dini, yere seriyor
İstismarcı alçak, vırlayıp zırlar! 
 
"Ben yaparım, benim, kafam çalışır
Dengim yoktur, kim benimle tartışır?
Siz beni yormayın, koşun yarışın.."
İnanıyor saflar, buna hazırlar!..
 
"Su, ceryan bedava, para yağacak
Bir keçiden beş ton, süt sağılacak
Herkes imtihansız, işe sığacak"
Bol keseden atar, sahte "Hızır"lar!
 
"Otuz ödülüm var, hem Avrupa'dan"!?
Diye övünüyor, hiç utanmadan
Haç'lı hazırlamış, bakır kupadan
Mü'mine madalya, vermez hınzırlar!   
 
Şeyhlikten şefliğe, geçti "haydo"lar
Doktora beş yüze, prof. bin dolar
Şeytan şişirdikce, bize kin dolar
Hayra yaya, fıska; vızır vızırlar!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
MÜNAFIK ÇETELERLE CENK
 
Nerde olsam;
Ne halde bulunsam,
Ey can,
Sen bendesin
Ben sendeyim.!
Ya zahmet mektebinde,
Ya rahmet ikliminde…
Her an tecellinle
Hep sayendeyim.
Yüce dostu özlesem
Yolunu gözlesem
Elini tutup öpsem,
Busendeyim..!
Hikmet harikası böceklerde
Kelebeklerin sevdası çiçeklerde
İnce, ince örülen desendeyim!
Sevdandayım,
Sevgindeyim,
“Sıbğatullah” rengindeyim,
Münafıklarla cengindeyim.
Derdindeyim, kederindeyim, kaderindeyim.
Bazen gönlümce gider,
Cennetin serin selvilerinin gölgesindeyim…
Gün olur hakaretler,
Hasretler bölgesindeyim…
Yanına yaklaştırmaz yabaniler
Cefa eder,
Eza eder zebaniler..
Ama ne gam,
Bizsiz de yürür program..
Değil mi ki ey Can
Aşkın en derinindeyim!
Kimden sorsam,
Nerde dursam,
Sen bendesin
Ben sendeyim!..
Kulun kölenim
Uğrunda değil kovulmayı, dövülmeyi, 
Hatta ölmeyi bile en şerefli şans bilmekteyim
Kör gözleri görmüyor ki
Kirli gönülleri fark etmiyor ki
Sana kavuşmak için
Ecelle dans etmekteyim...!
Sadece sanadır
Nazım, Niyazım
Görevim, her hükmüne ve her halime hamdü senadır.
Ne güzel şarkıdır o,
Şakıyan olsa .
“Sensiz cihanda,
Bana can ne lazım?”
Şeytanın şövalyesi
Marazlı münafık,
Keskin bir kinle
Ve kahpelikle saldırır…
Zavallı saflar da onlara inanır, onlara katılır
Ve iblis, durmadan kulağıma fısıldaşır:
“Hep peşindeyim
Çevrende, cebinde, elbisendeyim
Ayağını kaydırmak için
Sürekli ensendeyim”
Ama ey yüce Hakanım
İnayetin yar olduktan sonra
Bütün bunlar vız gelir bana!
Değil mi ki Sultanım;
Sen bendesin,
Ben Sendeyim..!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
NEYE YARAR!
 
Yalan gözaçıklık, rüşvet hediye
Haram, hilekârlık, faiz; rantiye
Ahiret servetini yükler kediye
Ağa neye yarar, bey neye yarar!
 
Haramla yoğrulmuş, eti kemiği
Hiç aslan olur mu, itin eniği
Hıyanet ve riya, tüm etkinliği
Aşka erdirmeyen ney, neye yarar!
 
Kimi milli görüş mirasını yer
Kutsalını satar, parasını yer
Kim mürşitlik yapar, kirasını yer;
Harbereft zikrinde “Hey” neye yarar!
 
Ahirete azap gönderdin ise
Davasız, duasız geberdin ise
Hain’e dönek’e oy verdin ise;
Seçim neye yarar, rey neye yarar!
 
Elle birlik uydun kalabalığa
Sırt döndün ahbaba, akrabalığa
Yuttun bal börekten, alabalığa
Sevap getirmeyen şey neye yarar!
 
Dengesiz olursun, başın dolanır
Yediğin kusturur, miden bulanır
Herkesi küstürür, beynin sulanır 
Bu içki fışkıdır, mey neye yarar!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
UYARI
 
Bu gidişin sonu, yüce divandır.
Lakin söz kar etmez netsek nafile!
Gâvura güvenmek, sonu şivandır
Özü bozuk, sözü dolu gaf ile
 
Yahudi, Ermeni, diğeri Çetnik
Süryani azıtmış, kimisi etnik
Apo federal, patrik eküm enik
Binmişler uzunca, dönek gafile!.
 
Avrupa Amerika, Sevr’in peşinde
Türkiye dağılsın, seksen beşinde
Tek çaremiz kaldı; devrim içinde
Kuvayı Milliye, kutlu kafile!..
 
Diyalogcu densiz, Papadan ehven
Bazısı kasıtlı, bazısı sehven
Hilalimi Haç’a boğdurur isen
Vebalin çekemez, konsa on file!.
 
İslam’ın esası, Hakka uymaktır.
Tüm emperyalizme, karşı koymaktır
İnsanlık; mazluma ilgi duymaktır.
Yoksa haşr olursun, gavur saf ile!
 
Milli Görüş gömleğini atınca
Dünya için; din ve dava satınca
Hakla batıl, birbirne katınca
Lobilere rükuu eder, havf ile!
 
Bugün fırsat senin, hava basarsın
Biz doğru söyleriz, niye kızarsın
Bu sofra devrilir, bir bir kusarsan
Şimdi gelsin kebap, gitsin bonfile!
 
Hocayla bunları bir tutan cahil
Kimine madalya asan İsrail
Neden bize ayak takar, be gafil?
Hele düşün, taşın; bir insaf ile!
 
 
 
 
HEPSİ BAŞKA!
 
Hiçbir olur mu, İslamla küfür?
"Tanrılar başka, O Rahman başka!..
Bizde imandır, onlarda kültür
Dervişlik başka, Brahman başka!...
 
Kimin İslamı, sadece dilde
Kiminde öz yok, kalmış şekilde
Vicdan ve ahlak, varsa içinde
İbrahim başka, Abraham başka!
 
Vatan: Hainleri, boğulan yerdir
Şehit kanıyla yoğrulan yerdir
Ölüp cennete doğulan yerdir
Londra başka, Karaman başka!
 
Kur'an hakikat, en son kelamdır.
Zafer müjdesi, dosta selamdır
Münafık Hoca, çağdaş "Bel'am"dır.
Çün, Harun başka, kör Haman başka!
 
Umarız bu kem, talih utansın
Üzeyr dile gelsin, Garih uyansın
Yalan söyleyen, tarih utansın
Donkişot başka, kahraman başka!
 
Elbet gelecek hasat zamanı
Bir gün ayrırlar, sapla samanı
Çok ince eler, Ahret harmanı
O harman başka, bu harman başka!
 
Bel'am: Dünya için dinini satan kiralık alim.
Haman: Firavunun yardımcısı, halkına hain bürokrat.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ŞİİR
 
Rakiplerin taşı, bana vız gelir
Yar elinden gönlüm, ah-u zar eder!
Erkek düşman bize, billâh hız verir
Gevşek dosttur böyle, hep yazar eder!
 
Bil imanın özü; ihlâs, mertliktir 
Dürüstlük, doğruluk; şeref, netliktir
Mazluma sahiplik, zulme sertliktir
Mevlam kalbimize, bin nazar eder!
 
Vicdanınla barış, huzura kavuş 
Sadıklara karış, sonsuza kavuş
En büyük beladır, Rabbından kopuş
Akılsız, Allah'la; hak Pazar eder!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
EY UTANMAZ!
 
Arz-ı Mev’ud için hırlar, kuduz İsrail
Mazlumların evin barkın; yıkar utanmaz!
Altmış yıldır ki ağlar; Filistin’de İsmail
Fatma’nın feryadına kulak; tıkar utanmaz!
 
Ampül bile değilmiş, meğer fitilli fener
Hafif bir üfürükle, hemen alevi söner
Hep, önce hava atıp, sonra sözünden döner
Koşup Katil Şaron’un, elin; sıkar utanmaz!.
 
Amerika vahşidir, Haçlı Batılı Barbar
Bilmiyorum diyemez, artık, herkes haberdar
Has münafık odur ki, gavur davulu çalar
Ve hala zalimlere selam, çakar utanmaz!
 
İslam kardeşliğinden kopan, gafillere vah!
Kof ırkçılık peşinde koşan, cahillere vah!.
Azgın Deccalin askerleri; kafirlere bak
Beş aylık bebelere kurşun, sıkar utanmaz!
 
Bak garip kaldı, şimdi mahzun; Mescid-i Aksa
Bush seni hiç besler mi, vicdan, içini yaksa?
Gavurlar güçten anlar, duymaz, dilden bal aksa
Çaresi D-Sekizler; karşı çıkar utanmaz!.
 
Siyonistler kudurmuş, akıtır salyasını
Filistinli vurulmuş, kimler tutar yasını
Yahudinin verdiği, hizmet madalyasını
Sanki şerefmiş gibi; hala, takar utanmaz!
 
 
Habibin hatırına, Ya Rab, bir nusret gönder
Siyonistlerin muradına, hasiret gönder
Milli Görüşle dirilt; bize, basiret gönder
Makam için, maneviyatın,yakar utanmaz!.
 
 
 
 
 
 
 
 
İÇİMİZDEKİ “HAYDO”LAR,
İSRAİL’DEKİ HAYDUTLAR!
 
Sünnet; Peygamberin, hayat sistemi
Özü: Mazluma destek, zalime buğuz!..
Ecel, Hak yolunda, kırsın testimi
Kur’an, sünnet dışı, bir işte yoğuz!.
 
Milli Görüş; Adil Düzen, demektir
Sadıklar saf tutsa, hainden çoğuz!.
İhlassız her amel, boşa emektir
İnançla kazandı, Fatih ve Oğuz!..
 
Sadık olan kullar, Hak’tan yorulmaz
D Sekiz olmadan, dertler durulmaz
Kuru sıkı ile, gavur vurulmaz
Bu kuduz İsrail, domuzdur domuz!
 
Erbakan İsmini, duyunca siyon
Aklına takılır; Atatürk, Yavuz!
Laf laçkalaştı, gerek aksiyon
Dosta melek gibi, düşmana loğuz!.
 
Bak, dinci “Haydo”lar, dinsiz haydutlar
Erbakan’a hırlar, hayret hey dostlar!
Kimisi münafık, kimi merdutlar
Kendin derya sanır, bir kirli havuz!
 
Yürüyen cenaze; cihatsız hayat
İlimle doyarız, fikirle toğuz
İslamsız bir dünya, zindanmış heyhat
İman, İz’an yoksa, o işte yoğuz!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAYDAAA… BAŞA GEÇECEKMİŞ!..
                                      
Geçen seçim rüyasında, yüzde kırkbeş oy almışmış
Haydaaa.. başa geçecekmiş, bütün dertler bitecekmiş!..
Bir sürü saf vatandaşı, bu hayalle oyalamış
Haydaaa.. başa geçecekmiş, bütün dertler bitecekmiş!..
 
Anlatılıp duruyormuş, kerameti dilden dile
Zuhur etmiş Mehdi Hazret, haber gitmiş ilden ile
“Bin de bir” oy alınca da, şapşallaşmış birden bire
Haydaaa.. başa geçecekmiş, bütün dertler bitecekmiş!..
 
Nice zavallı inandı, O’nun sahte şeyhliğine
Niceler para kaptırdı, holdingine, şirketine
Sonunda kapağı attı, malum parti şefliğine
Haydaaa.. başa geçecekmiş, bütün dertler bitecekmiş!..
 
Yahudiye yaranmak çin, Erbakan’a zarar vermek
Ucuz bir kahramanlıktır, hıyanete karar vermek
İstismar ve suistimal; hep dünyalık kara ermek
Haydaaa.. başa geçecekmiş, bütün dertler bitecekmiş!..
 
Para ile prof olmuş; takma marka: Ekonomist
Kiralık pohpohçuları, bir manga eski komünist
Erbakan’ı taklit eder; sözü basit, özü fasit
Haydaaa.. başa geçecekmiş, bütün dertler bitecekmiş!..
 
TiVisinde, gaztesinde; kendinden menkul keramet
Suratında sireti var; kalbinde yoktur merhamet
Dışta takva rolü oynar, içte bin türlü melanet
Haydaaa.. başa geçecekmiş, bütün dertler bitecekmiş!..
 
Milli Görüş yarasaydı, Amerka’ya be hey gafil
Beş partisin kaparmıydı, Masonlar ve de İsrail
Yalanla yalama olmuş, yuları takmış Azazil
Haydaaa.. başa geçecekmiş, bütün dertler bitecekmiş!..
 
İçinizi dışa döken, belgeleri bilgileri
Saklıyoruz, kullanmasın; Din karşıtı birileri
Yoksa ortalık kokuşur, deşsek o gizli kirleri
Haydaaa.. başa geçecekmiş, bütün dertler bitecekmiş!..
 
Fıtratının, fırsatının; herkes gereğini eyler
Bilgeliğe erişemez, aklı kiralık bireyler
Hainden edep beklenmez, haddinizi bilin beyle
Haydaaa.. başa geçecekmiş, bütün dertler bitecekmiş!..
KİM, NERE GİDER?
 
Hidayet kararsa, feraset kalmaz
Hoca'dan ayrılıp, Corç Bush'a gider!
Allahı'ndan korkmaz, kuldan sıkılmaz
Şeytan Şaron'larla, başbaşa gider!
 
Mevla Müslümanı, kör-bakar etmez
Nankörlüğe düşüp, hak inkar etmez!
Vicdanı hür olan, zincir kar etmez
Alçak ruhlu insan, kopuşa gider!
 
İsrail kan döker, Beyrut'tan bıkmaz!
İbrahim olanlar, Nemrut'tan korkmaz
Müminler Harran'dan, Harput'tan kaçmaz
Kırmanç, zeybek ile, gakkoşa gider!
 
Bir "ılımlı İslam", kılıklı piyon
Riya nifak ile, olurşampiyon
Eder Erbakan'ı;ihbar, ispiyon
Yahudi yanında, pek hoşa gider!
 
Siyon'lara sığın Papa'ya eğil
Haçlı'ya hoşgörü, zorbaya meyil
Hidayet; münafık sofuya değil
Vallahi, vicdanlı sarhoşa gider!
 
Bütün dünya gelse; takmıyor canım
Bin bıçak vurulsa, akmıyor kanım
Hikmetin harika, yüce Hakan'ım
Cennetin yolu hep, yokuşa gider!
 
Kader filmi döner, boşa teşvişler
Kiramen Katibin, sicilin fişler
Kur'ana uymazsa, yaptığın işler
Yazık emeklerin, hep boşa gider!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
NE KALDI?
 
Bir koltuğa dava, satılır oldu
Ne ölçü, ne mihenk; ne mizan kaldı!
Her amele riya katılır oldu 
Soldu iman yurdu, gör hazan kaldı!
 
Maymun iştahlıya, muz çare değil
Kokuşmuş kalplere tuz çare değil
Hasret ateşine, buz çare değil
Ne vicdan, ne insaf; ne iz’an kaldı
 
Müslüman katleder, piç usanmadan
Amerka’yı sever, içi yanmadan
Zalimi destekler hiç utanmadan
İslamlıktan eser bir ezan kaldı!
 
Gâvur kucağında, Mehdi sanırlar
Demişki: “şöhretim, hep kıskanırlar!...”
Hoş görür kafiri, hüznü zan yollar
Sadık müminlere, suizan kaldı!
 
Bu Kur’an müjdesi, sanma sezimdir
Dayan be yiğidim, devran bizimdir
Velakin yüreğim; ezim ezimdir
Aşık gönüllere, nar-ı Suzan kaldı!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
MİLLİ
 
ŞUUR
 
GÜLLERİ
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
TÜRKİYEM!
 
Nice bin bir medeniyet, beşiğidir vatanım 
Dünyaya hükmeden Hanlar; hayranındır Türkiye’m..!
Cennetlerin saadetin; eşiğidir Vatanım 
Şehitlerden akan kanlar; bayrağındır Türkiye’m..!
 
Türkün tarih karnesidir; Asya’nın son kalesi 
İnsanlığın mektebidir, İslam’ın nur kulesi 
Ne Amerkan kuklasıdır, ne Avrupa kölesi 
Hürriyet ve Cumhuriyet; devranındır Türkiye’m..!
 
Devlet laik biz Müslüman; hem demokrat dindarız,
Ancak aziz yurdumuza, göz dikene kindarız 
Bin yıldır Anadolu’da, Hak ile hükümdarız 
Şanlı çağIar, şanslı buğlar; seyranındır Türkiye’m..!
 
Alparslan’dan Osman Beye; Fatih’ten Atatürk’e 
Medeniyet Medinesi, müjdeli kutlu ülke
Bu Mehdiyet ordusunun, bileğini kim büke 
Havan huzurum; ilacım, ayranındır Türkiye’m..!
 
Ne devrim sahtekârları, ne softa din yobazı 
Ne masonluk locaları, ne moon hokkabazı, 
Birliğimiz bozamazlar, boşunadır çabası 
Bak uğrunda yetmiş milyon, kurbanındır Türkiye’m..!
 
Şahadet aşkıyla yanan, korkar mı Azrail’den? 
Emperyalist Haçlıdan, Siyonist İsrail’den 
Tuna’dan geçen atlılar, içer Fırat ve Nil’den 
Milli şuur, Adil düzen; Bayramındır Türkiye’m..!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
DİN VE DEVLET
 
Toplumda her kesimin; vekili kefilidir
Devlet her dine eşit; Ona adalet gerek!
İnanca hor bakanlar, insanın sefilidir
Olgun adam olmaya: ahlak, asalet gerek!
 
Hakimiyet Milletin; devlet hadim, her halde
Konsensüsle oluşmuş; Milli ortak irade
Görevi: organize, hakemlik, otorite
Devlet külfet olursa; Ona amelyet gerek!
 
Devletin baş belası; inançsız fert, cemiyet
Ahlaksızlık, haksızlık; yozlaşır cumhuriyet
Derebeyliğe döner, demokrasi, hürriyet
Çağdaş firavunlara; fikri atalet gerek!
 
Kur’anın ve vicdanın; “yarar” dediğidir Hak
Aklın, bilmin ve dinin; “zarar” dediğin bırak
İnsanlığa yakın ol, insafsızlıktan ırak
Mazluma şefkatli bak; zulme cesaret gerek!.
 
Ne devlet dine, nede; din devlete karışsın
Çatışmaktan çok çektik, dinle devlet barışsın
Ve topluma hizmette; hep hayırda yarışsın
Bağnazlığa dur demek; toplu metanet gerek!.
 
Vatan vücut gibidir; canımızsa İslam’dır
Dinsiz toplum düşlemek, tabiata isyandır
“Milli Görüş, Adil Düzen”; amaç: mutlu insandır
Mü’min emin kimsedir; bize emanet gerek!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAİN UTANSIN!
 
Adım adım ülkem; elden kayarken
Gaflet döşeğinde, yatan utansın!
Makam karşılığı, Hak'tan cayarken
Din ve davasını satan utansın!..
 
Bize kurdurulur, kukla Kürdistan
Şerefim vurulur, Kerkük, Kıbrıs'tan
Fesatlık duyulur, Balkan, Kafkas'tan
Sağ-sol; bizi bize, katan utansın!..
 
Sevri sayıklıyor, bak emperyalist
Mü'min katlediyor, Yezit Siyonist
Diyalog çalıyor, dinci piyanist
Bizi bu zillete, atan utansın!..
 
Her dine, her kavme, saygımız vardır
İnsan hakkı kutsal, yargımız vardır.
Yurduma kast edilir, kaygımız vardır
Bizi Türk-Kürt ayrı, tutan utansın!
 
Mazluma yandaşız, zorbaya karşı
Vatan canım, ezan; ruhumun arşı
Bir daha yazarız, İstiklal marşı
Hilal battı sanıp, çatan utansın!...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BELLİ DEĞİL!
 
Atın izi it izine karıştı
Sadık belli değil, hin belli değil!..
Diyalogcu Papa ile barıştı
Sevgi belli değil, kin belli değil!..
 
AB’ye girince, biter tasamız..(!)
Yahudi emrine girer kasamız
Brüksel’den gelir, anayasamız
Devlet belli değil, din belli değil!..
 
Başörtüsü batar, nursuz gözüne
İslam ters görünür, ruhsuz özüne
Kanma Kahbelerin, yalan sözüne
İnsan belli değil, cin belli değil!..
 
İslam= İrtica bir, tutan zındıktır
Gavur hakareti, yutan kancıktır
Sizi iktidara, taşıyan sandıktır
Türki belli değil, Çin belli değil
 
Herkes soygun vurdu, kaçıp toz oldu
Basiret körlendi, gözler buz oldu
Rakamlar laytlaştı, hesap bozuldu
Onbir belli değil, bin belli değil!..
 
Papazda keramet, velayet olsa..
Ülkem Avrupa’ya eyalet olsa..
Vatikan bizlere, diyanet olsa
Alman belli değil, Fin belli değil!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
KIVIRTANIN...
 
 
Kerkük Telafer yanarken
Bu zulme alkış tutanın!..
Müslümanlar kan ağlarken
Dertsiz döşekte yatanın!..
 
Sorun kaynar ocağında
Yurdumun dört bucağında
Amerka’nın kucağında
Sahte Mehdilik satanın!..
 
Komşusu aç kıvranırken
Hasta biilaç dolanırken
Genç beyinler bulanırken
Haramdan servet katanın!..
 
Batıcılık: eşcinsellik
Rantiyeci, tekelcilik
Köleliktir; küresellik
Bunu ortaya atanın!..
 
Piç doğurur bebeğini
Hiç bırakmaz köpeğini
Açmış göğüs göbeğini
Haya perdesi yırtanın!..
 
Kimisi din istismarcı
Kimisi devrim simsarcı
Deşildi kirli sırları
AKP, Anavatan’ın!..
 
Diyalog din bozanlar
Haini öven ozanlar
Kürsüde esip tozanlar
“Loca”da dilin yutanın!..
 
Dünyalığı almış peşin
Ahmak ve gevşek kardeşin
Davadan dönek kalleşin
Gidip batıla batanın!..
 
Milli görüşe sataşıp
Kirli görüşe yanaşıp
Haham papaya yılışıp
Hoş görüyle sırıtanın!..
 
Ahmet sesin duyan var mı?
Hak çağrına uyan var mı?
Bundan açık beyan var mı?
Zor görünce kıvırtanın!..
 
 
 
 
 
 
 
UYANIN CANLAR!
 
Şahsi ikbal ve ihtiras, uğrunda neler yapıyor,
Ülke gitmiş, millet bitmiş; umrunda mı Erdoğan’ın!?
Nefsini ilah edinmiş, Hak diye hırsa tapıyor,
İşçi köylüyü düşünmez; ahı tutar, ter boğanın!
 
Hakka hıyanet edip te, çıkarırsan Milli gömlek,
Hep aldatıp oynatırlar, giydirirler zilli gömlek.
Batı barbardır, batıldır; eli kanlı kirli gömlek,
Hak davaya hile yapsan; faydası yok her duanın!
 
Siyaset pekmez gibidir, sinekleri çekip yutar,
Kumandası Washington’da, Robot Recep atıp tutar.
ABD’ye Kerkük feda, AB için Kıbrıs satar,
Tarla borda, tarım zorda, muhtacıyız bir soğanın!
 
Azmış PKK, Hizbullah, huzur kaçmış, halk perişan,
Edep ve ahlak çöküyor, kalmadı hayâdan nişan.
Komutan laiklik korur, iktidara yok karışan,
Kimse düşünmez halini, Elazığ’ın Erguvan’ın!
 
Gelin canlar bir olalım, Elif gibi yas tutalım,
Milli şuur bayrağını, canımızdan has tutalım.
Bu gafletten uyanalım, daha nice pas tutalım,
Vatan giderse namusu da, yağmadır mal yığanın!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
AKP'DEN TÖVBE!
 
Elimle oy verip, oyuna geldim 
Ben Milli Görüşçü, sandım Allah'ım!.. 
Umutlandım, destek çıkıp dilendim 
Serap satmışlardı, kandım Allah'ım!.. 
  
Erbakan uyardı, plandır dedik 
Geçmişi sağlamdır, deyip güvendik 
Kutsal surlarımda açtılar gedik 
Hesaba çekersen, yandım Allah'ım!.. 
 
Davadan dönekten, hayır gelmezmiş 
Masonu, medyası, büyük engelmiş 
AKP bağrıma, batan çengelmiş 
Kur'an'dan anladım, andım Allah'ım!.. 
 
Hiç iyilik çıkar mı, Hak çalanından 
Soysuzlar pay kapar, bak talanından 
Bıktık biz bunların, hep yalanından 
Boş sözlere doydum, kandım Allah'ım!.. 
 
"Başörtüsü konuşulmaz, yaşanırmış"!? 
AB'ye yanaşmazsa, boşanırmış... 
Nasıl da yozlaşmış ve kaşarlanmış... 
Bir zamanlar aynı, candım Allah'ım!.. 
 
Ege'yi Kıbrıs'ı rüşvet veriyor 
Şehitlik yerine, şöhret arıyor 
Medyası, şarkısı, şehvet saçıyor 
Affet sadık tövbem, andım; Allah'ım! 
 
Peygamberin de münafıkı var 
Hem muhalifi hem, muvafıkı var 
Mason Soros'un da, Bankı, vakfı var? 
Dostu düşmanı geç, tandım Allah'ım!...
 
 
 
 
 
 
 
 
YURDUM, NAMUSUM TEHLİKEDE 
 
Ateş düşmüş, imanım; canım yanıyor 
Bu yüzdendir figanım; feryadım, ey dost! 
Gafiller bizi mecnun, olmuş sanıyor 
Vatan, namus gidiyor; her adım ey dost! 
 
Makam ve menfaat için; hıyanet eden 
Siyonist güdümünde, siyaset eden 
Nerde âlim geçinen; diyanet eden 
Bir onurlu ses çıksa; duyardım ey dost! 
 
İnançsızlık "boş"luktur; nifak, zehirdir 
NATO, BOP tuzaktır; amaç zahirdir 
Bu zillet ve sefalet, billâh kahirdir 
İzzet ve asalettir; muradım ey dost! 
 
Kayboldu vefa, hayâ; helal ve haram 
Amerka'nın kulları, duymuyor naram.. 
Kınamayın canlar, kanıyor yaram.. 
Ülkem, Irak olmasın; uyardım ey dost!...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
MEDENİYET MEDİNESİ, TÜRKİYE
 
Medeniyet Medinesi, Türkiye
Vatan olmuş en mukaddes ülküye
İlham vermiş, ilahiye “türkü”ye
Eşleri Arzu’dur, Şehitler Kamber!..
 
Sert olsun, mert insan makbulümüzdür
Zulme karşı çıkan, taç gülümüzdür
Şeytan kalesine, son golümüzdür
Küme düşer, ABD’yle beraber!..
 
Millet devlet için çekmeyen kaygı
Hep çıkar peşinde, itten aşağı
Ülkesine sevgi, dinine saygı
Duymayan alçaklar, gâvurdan beter!
 
İnanç ve ihlâstır cennete kanat
Koş, yorul; nasiben eyle kanaat
Sen tut gariblerin kalbini kanat
Sonra olmaz mısın, söyle derbeder!..
 
Senaryo çizilmiş, Rabbin rejisör
Tavrın ve tarafın; gel ayarın gör
Hayır şer Allah’tan, bilmiyor nankör
İmansız izansız; çabuk pes eder!
 
Niyet ve gayenle, imtihandasın 
“ameller niyetle” diyor peygamber
Ne çok vesveseyle izdihamdasın
Huzur bulur; “Men amene bil kader”!...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
AB HAYRANLARININ DUASI
 
ABD Kabe’mizdir, AB ise kıblemiz
Teslimiyet belgesi, imzaladık çok şükür!
Dilimiz İslam söyler, inkar eder kalbimiz
Kur’anın haberleri, bize hayal gözükür!...
 
Davet ve dua ettik, Irak’ı hallettiler
Nice mazlum katledip, namusu kirlettiler
Sayemizde Haçlılar, zafere eriştiler
İslam istismarımız, asıl safımız; küfür!...
 
Batılı beyefendi, doğulular bedevi
Haşa, kim yenebilir, Siyonizm denen devi!?
Emrettiler biz yaptık, verilen her ödevi
Siyasetimiz: Söz verip, dön; yalayıp, tükür!..
 
 
-------------------------------------------------
 
 
 
UYARI
 
AKP’ye oy veren, başörtülü bacılar!
Ey muhterem Hocalar, ey mübarek hacılar!
Ey şalvarlı dedeler, ey cübbeli dervişler!
Amel defterinize yazılır bu acılar!..
 
Avrupa, Amerika, Hakka düşman değil mi? 
Mümin isen hedefin, Onu aşman değil mi?
AKP’ye oy veren, hâlâ pişman değil mi?
Öyleyse müstahaktır, bu çekilen sancılar!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
YA SABIR!
 
Nerde seçim sözleri? Söz uçar, yazı kalır
Ey millet hele sabret kış geçer, yazı kalır
Bu hain hükümetler, defolup gider bir gün
Anadolu bizimdir, ot kurur, yazı kalır...
 
IMF inek sağar; Mars ve Jüpiter değil
Davadan dönek sağar, sütleri biter değil
Ruh iklimi çoraktır, bir fidan biter değil
Toprak tohum savrulur, geri kayası kalır.
 
Borç, bedava sananlar! Boş başa çuval geçer...
Boya posa bakanlar, kurbanlık davar seçer!
Milli gömlek çıkaran; “kamış” tır, kaval göçer
Sıfır atar paradan, turayla yazı kalır...
 
Dost seyrinden yorulmaz; sevdalı kara gözler
Hiç aldırmaz rüzgâra; yağmura, kara, gözler
Gemisi batan kaptan; deryada kara gözler
Avazın duyan olmaz, kuru niyazı kalır
 
Türk Milleti kalındır, derisini yüz, recep!
NATO’yla birlik saldır, kan içinde yüz, recep!
Gavur keyfi kaçırır, başörtülü yüz, recep!
Amerka’ya takılan, avcıdan tazı kalır!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İÇİM YANIYOR!
 
 
Boğazımda IMF, gibi yağlı sicim var,
Esnaf iflas ediyor; işçi, memur, geçim dar!
Uyanın ehl-i vatan, önümüzde seçim var,
Bu yangın masonlara, sanki seyran geliyor!
 
Çamurdan çekiç yapmak, çok boşuna emektir,
Hamurdan kılıç yapmak, “Gel, bizi ye!” demektir,
Kökü çürük fidana, gübre ve su vermektir.
Yazık olur gayrete, aynı haram geliyor!
 
Bu AKP çıkmıştır, yirmi sekiz şubattan,
Takma pil, takma akıl; farkı ne bir robottan?
Dava gayreti ölmüş, hayır gelmez tabuttan,
Yahudi’den ödüllü, yerli Annan geliyor!
 
Sanma ki her madenden, olur kıymetli kolye,
Her âdemden de olmaz, öyle yiğit şövalye,
Amerika’ya gitti, döndü değişti şöyle,
Bu millet süt gönderdi, şimdi ayran geliyor! 
 
Kıbrıs’ı da koydular, gâvurun kucağına,
Aklı olan kanar mı, Annan’ın tuzağına?
Hainleri çekerler, vicdan darağacına,
İsrail hatırına, yeni kurban geliyor!
 
Namus penceremize, bakın taş atılıyor,
Adım adım dört yandan, ülkem kuşatılıyor!
Barbar Haçlı Savaşı, tekrar başlatılıyor,
Bu zillet ve esaret, bana giyran geliyor!
 
Dirilip toparlanın, ey Kuvay-ı Milliye,
AB’ye Kıbrıs satar, bak imanı pilliye,
Devlet bırakılır mı, dosyaları kirliye?
Yıkılsın köhne düzen, yeni devran geliyor!
 
Seçim senin tercihin, Ya Hak’ka ya batıla,
AKP’ye oy verme, vebalini hatırla,
Huzur, refah isteyen, Saadete katıla,
Başarı Allah’tandır, yardım her an geliyor!
 
Gel vatandaş “oy”unla, oyunları boz artık,
Bu oylar elindeki, unutma son koz artık,
Ve hala uyanmazsak, olacağız toz artık,
Tarihi davet için, kalk Erbakan geliyor!
 
Lakin size müjdem var, büyük bayram geliyor,
Saadet devrimine, herkes hayran geliyor,
Hıyanet oyunları bozulacak yakında,
Baharın kokuları, buram buram geliyor!..
 
 
 
 
 
 
 
HAC DİYE HAÇ’A GİDER!
 
AB’ye alacaklar, bilinmez kaç yılında,
Devlet D-8‘ler de, hükümet DAVOS’a gider!
Milliler Hac yolunda, kirliler HAÇ yolunda,
Avrupa hayaline; Mardin, Magosa gider!
 
Avrupa’ya girince hepten uygarlaşırız,
İslam’dan uzaklaşıp, aynen Bulgarlaşırız,
Batının bit pazarı, olup dolup taşarız!?
Damarı bozuk olan, koşup domuza gider!
 
Sanki Çanakkale’de bize rahmet ettiler!
Kurtuluş Savaşında, az mı zahmet ettiler?
PKK, Kuzey Irak; hep ihanet ettiler,
Batılı dostlarımız, şimdi Kıbrıs’a gider!
 
Milli gömlek çıkardı, frenk giydi zavallı,
Kirli çuval içine, çıplak girdi zavallı,
Zannetti muradına, artık erdi zavallı,
Hayra alamet değil, Ülke kaosa gider!
 
İşbirlikçi olmaktan, gurur duyuyor herif,
Abant’ı Davos yapar, Ankara’yı Telaviv!
Layt oldu çıktı adam, edilgen ve de hafif,
İsrail’e yönelmiş, sanır Tarsus’a gider!
 
Baş Bush’a danışmadan, kendi karar veremez,
Dışa bağlı olanlar, halka yarar veremez,
Sapı bizden olmazsa, balta zarar veremez.
Hoca hayra yöneltir, hain kâbusa gider! 
 
Bunlardan ekmek olmaz, çünkü mayası yoktur,
Geçmişin inkar eder, çünkü hayası yoktur,
Dünyaya dalanların, asla doyası yoktur,
Menfaat bulmak için, mason Soros’a gider!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
TÜRK-KÜRT; ALEVİ-SÜNNİ KARDEŞTİR
 
Sevip sevilelim, dünya fanidir
Alevi Sünni’si, kardeştir canlar!
Cana kıyan hain, bil ki canidir
Sünni Alevi’si, kardeştir canlar!
İkilik çıkaran, kalleştir canlar!
 
Kur’an Kitabımız, Muhammed Rasül
Pirimiz Ali’dir, hak dosta vusül
Pişman gözyaşıyla, eyleriz gusül
Türkleri Kürtleri, kardeştir canlar,
İkilik çıkaran, kalleştir canlar!..
 
Allah’ı bilenler, âlimdir âlim
Kul hakkı yiyenler, zalimdir zalim
Sabırlı ol dostum, hep halim salim
Kadını erkeği, kardeştir canlar
Teröre kalkışan, kalleştir canlar!
 
Sadık sahabeler, saadet kolu
Kerbela Mevla’ya, şehadet yolu
Yunus Hacıbektaş, Pir Anadolu
Alevi Sünni’si, kardeştir canlar!
Düşmanlık sokanlar, kalleştir canlar!
 
Fitne fesat kişi, bizden uzaktır
Ayrılık gayrılık, büyük tuzaktır
Anadolu bize, ana kucaktır
Yerlisi göçmeni, kardeştir canlar
İkilik çıkaran, kalleştir canlar!
 
Çağdaş firavun’dur; AB, ABD
Onlar tezgâhlıyor, darbe arbede
NATO ve Gladyo, arka perdede
Bunları gizleyen, kalleştir canlar
Askeri sivili, kardeştir canlar!
 
Ahlakı kıt olan, aklı kısadır
Mücevher yok ise, o boş kasadır
Hor görme aşıkı, belki İsa’dır
Güneyli kuzeyli, kardeştir canlar
İkilik sokanlar, kalleştir canlar!
 
Asil bir yönetim, adil düzendir
Halkını doyurup, o aç gezendir
Zalim Yezitler ki, halkı ezendir
Zengini fakiri, kardeştir canlar
İkilik çıkaran, kalleştir canlar!
 
Allah Muhammet’te, eyler tecelli
Ehlibeyt Ali’yle, bulur teselli
Ölüm bir doğuştur, hoş gör eceli
Alevi Sünni’si, kardeştir canlar!
İkilik çıkaran, kalleştir canlar!
 
İmanla ölürsen, kurtuldun ebed
Musalla taşında, faydasız kamet
“Kul hüvallah ahed, Allahüs Samed”
Âdem’in nesliyiz, kardeşiz canlar,
İkilik çıkaran, kalleştir canlar!
 
Mü’min gayret ehli, hayra seğirtir
Emeksiz bir ekmek, haram zehirdir
Tek deryaya akar,  hayat nehirdir
Sünni Alevi’si, kardeştir canlar!
İkilik çıkaran, kalleştir canlar!!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
LANET OLSUN!
 
 
Gâvurla diyalog, İslam’a uzak
Müslümana kahır, kusana lanet!
Kur’an kılıfında, Kabala tuzak
Hans’a casus olan, Hasan’a lanet!
 
İslam Birliği’ne, vermiyor omuz
Şeytanla ittifak, kuruyor domuz
Bel’am’dan çok beter, olacak sonuz
Haksızlık görüp de, susana lanet!
 
Siyon yıldızıyla, Haç Hilal birlik
Olur mu sanırsız, bu ne kahpelik
Tevhit ile teslis, karışması şirk
Güce tapınıp da, pusana lanet!
 
Amerka’dan himmet, bekleyen densiz
Mü’mine merhamet, eder mi dinsiz
Mevla’nın ordusu, vardır bedensiz
Senin güvendiğin, Masona lanet!
 
Küfür ahlaksızlık, etti tekâmül
Riya münafıklık, sanki teamül
Yetiş ey Allah’ım, bitti tahammül
Dini gayretini, asana lanet!
 
İman, vicdan, Kur’an; Haktan yanadır
Zalime uşaklık, fitne fenadır
Kim üstüne alsa, sözüm onadır
Masumun boynuna, basana lanet!
 
Zulme arka çıkan, dönme dölüdür
Kırk mezhebe göre, bunlar mel’undür
Libya Suriye de, Rabbin kuludur
Senin nefsin için, tasana lanet!
 
Hoş gör kisvesiyle, bunca cinayet
İşlenirken sessiz, devlet diyanet
Tarihler görmemiş, böyle hıyanet
Vicdana aykırı, yasana lanet!
 
Siyaset hırsıyla, küfre batılır
Siyonistle aynı, safa katılır
Bir makam uğruna, iman satılır
Senin koltuğuna, masana lanet!
 
Ne zaman gelecek, aklın başına
Merdiven dayadın, altmış yaşına
Mazlumların zehir, kattın aşına
İsviçre Bankada, kasana lanet!
 
Ne Yahudi, ne de; Hıristiyana
Bizim taşlarımız, şeytan Siyona
Elbet hoş geçinsin, Mersin Viyana
Adil Düzen yolun, kısana lanet!
 
 
 
 
 
 
ELAZIĞ; HÜNKAR MAHFİLİ
 
Türkiyem mübarek,  Elazığ özel
İman sevdasına, düşmüşüz ezel 
Herkesi bir hoştur,   her şeyi güzel 
Gakkoşu gardaştır,  canım Elazığ
 
Ayrı gayrılığı, silmişiz dostlar 
Birliğe dirliğe, gelmişiz dostlar 
Her kulu kardeş, bilmişiz dostlar
Yar ile yoldaştır, canım Elazığ
 
Kürtleri, Zazası, candır ciğerdir
Alevi Sünni’si, sanma diğerdir
Hoğu Haroğlu’dan, bize haberdir
Bin beden tek baştır, canım Elazığ
 
Diyarbakır Bingöl, gelin alayı 
Harput’ta çekilir, düğün halayı
Malatya Tunceli, sürer balayı
Dostları sırdaştır, canım Elazığ
 
Hazar Baba Dağı, Gölcük'e nazar 
Mastar’ın karları, Murat'a sızar 
Bir türkü Palu’dan, Keban'a uzar 
Yolları yavaştır, canım Elazığ
 
Bizler din ve namus, üzre yaşarız 
Vatan Millet için, ölme koşarız
Ezan, “Korkma Sönmez”, duysak coşarız
Komşumuz dadaştır, canım Elazığ
 
Zalime karşıyız,  mazluma yakın 
Kötüye kirliğe, uymayın sakın
Ölmeden hazırlık, görmeğe bakın 
Ne güzel adaştır, Aziz Elazığ
 
Cümlenin dedesi, Hazreti Âdem
Harput’a da uğra, gidersin madem
Yiyen şifa bulur, orcikli badem
Mermeri “tek taş”tır, canım Elazığ
 
Kuru bir kuruntu, faydasız boştur
İlim sanat öğren, hayırda koştur
Alişam battıysa, Kıraç ta Hoş’tur
Hasret kor ataştır, canım Elazığ
 
Hayalı kızların, örgü oyası
Yüreğime işler, türkü mayası
Hala keklik öter, o Bal Kayası
İçli köfte aştır, canım Elazığ
 
Erbakan buyurdu: “Hünkar Mahfili”
O insan sarrafı, haktır tahlili
Her zaman makbuldür, düşmez tahvili
Çok sağlam kumaştır, canımn Elazığ!
 
Daim sevgi saygı, edebimizdir
Dürüstlük ve mertlik, şerefimizdir
Hem Ahmet Hoca da, hemşehrimizdir
Hep yiğit yurttaştır,  canım Elazığ
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ŞEHİTLER ÖLMEZ
 
 
Rahat yaşıyorsak, bu yurdumuzda
Onlar sayesinde, huzurumuz da
Her diriliş ufku, kurduğumuzda
Hainler kâfire, uyup kansa da
Bu Millet yol vermez, şehitler ölmez!
 
Müjdeye şahittir, Hak şehitleri
Peygamberler gibi, şefaatleri
Onlar insanlığın, mücahitleri
Vicdanlar sızlasa, yürek yansa da
Mehmetçik yaşıyor, şehitler ölmez!
 
Dağlıca’da dağlar, duvardan diktir
Sert kayalar vahşi, davar gibidir
Irak sınırımız, ite gediktir
PKK kuduzu, vurdum sansa da
Sonsuzluğa doğan, şehitler ölmez!
 
Şehitlik mü’minin, kutsal arzusu
Canın kurban eder, ana kuzusu
ABD, İsrail, Heron casusu
PKK’ya her an, haber salsa da
Bu Vatan bölünmez, şehitler ölmez!
 
PKK Mecliste, hava atıyor
AKP teröre, çanak tutuyor
Ah nice zavallı, bunu yutuyor
Mezara konulsa, beden donsa da
Allah’ın katında, şehitler ölmez!
 
Şehit babaları, dertli analar
Başkalar siz gibi, nasıl yanalar
Çiğeriz sökülmüş, gözler kan ağlar
Zalim eli masum, kana bansa da
Kur’an müjdeliyor, şehitler ölmez!
 
Kur’an’sız boş lafla, gönüller dolmaz
İmansız İslamsız, şehitlik olmaz
Bu Ezanlar susmaz, bu Bayrak solmaz
Siyonist Haçlılar, tuzak kursa da
TSK devrilmez, şehitler ölmez!
 
Şeytan ordusunu, üstüme sürse
İşbirlikçi hain, defterim dürse
Amerkan kuklası, çakallar ürse
NATO’yu toplayıp, bize salsa da
BDP baykuşu, dama konsa da
Türkiyem dirilir, şehitler ölmez!
 
 
 
 
 
 
 
YAZIK BİZE
 
Vatan bölünürken, yatıp susarsak
Yazık bize, eyvah bize, yuh bize!..
Orduma  devlete, zehir kusarsak
Yazık bize, eyvah bize, yuh bize!..
 
Demokratikleşme, ne sinsi yalan
Hıyanete kılıf, çiğne oyalan…
Bir defa girerse, engerek yılan
Yazık bize, eyvah bize, yuh bize!..
 
Bağımsızlık bekam, dinamitlenir
Zavallı Kürtlerim, boş ümitlenir
Sahipsiz başlarda, sirke bitlenir
Yazık bize, eyvah bize, yuh bize!..
 
Müslüman Kürt Türke, çeker mi silah
Gavur güdümünde, kim olmuş iflah
Bin yıllık kardeşlik, bitse maazallah
Yazık bize, eyvah bize, yuh bize!..
 
Avrupa hayranı, din istismarcı
Amerkan uşağı, ey layt İslamcı
Olursak kafirin, fitne aracı
Yazık bize, eyvah bize, yuh bize!..
 
Vatanını satan, alçak insandır
Kendi kalesine, hep şut atandır
Haksızlığa susan, dilsiz şeytandır
Yazık bize, eyvah bize, yuh bize!..
 
Karakol zindanlar, vız gelir canlar
Baskılar; heyecan, hız verir canlar
Soysuzlar gavura, kız verir canlar
Yazık bize, eyvah bize, yuh bize!..
 
Türk kürt kardeşliği, sürecek ebet
Hainler hepsi diz, çökecek elbet
Milli Görüş bayrak, dikecek sabret
Umut bize, ufuk bize, yurt bize!..
 
 
 
 
 
OY NAMUSTUR, SATILMAZ!
 
Pazarlığı yapılmaz, çünkü “oy”lar namustur
Yetmiş milyonun hakkı, oyuncak mı sanarsın?
İşbirlikçi iktidar, başımıza kâbustur
Palavracı piyona, dostum niye kanarsın?
 
Milli olan partiye, oyunu ver birader
Oy kutsal emanettir, gafil bundan bihaber
Haşrolursun sevdiğin, seçtiğinle beraber
Kendin ateşe atma, cayır cayır yanarsın!
 
AKP’ye oy versen, ABD’ye emanet
Haçlı AB’ye kuyruk, hiç bulur mu selamet
Yandaşları uydurur, hıyanete keramet
Sonunda tuzak olan, yemli dala konarsın!
 
Makam için sattılar, kutsalımı davamı
Hala cahiller sanır, Erbakan’ın devamı
Faiz, fuhuş, rantiye; bela mıdır, deva mı?
Oy verdiğin partiyi, sonra niye kınarsın?
 
Ülkemi parçalayan, nasıl bir kan taşırmış
Siyonist taşeronu, Şeytan sırtın kaşırmış
Yahudi projesi, BOP’un eş başkanıymış
Amerkan kâhyasından, boşa fayda umarsın!
 
Irak’ı ve Libya’yı, Haçlıya bombalatır
Davos’ta horozlanır, Londra’da Cim Cartır
O nefsine tapınır, hiç tanımaz hal hatır
Bunlara oy verirsen, mazlum kana banarsın!
 
Siyaset ganimetmiş, herkes topluyor parsa
Kâfir niye destekler, eğer İslam’a yarsa
Milli duyarlılığın, vefan vicdanın varsa
Evet mührü basarken, Erbakan’ı anarsın!
 
Görünüşe aldanma, hidayeti kararmış
Müslümana göz kırpıp, gavurlara yararmış
AKP’ye oy vermek, dünya ahret zararmış
Saadetten saparsan, sefalete kayarsın!
 
 
 
 
 
EHLİ BEYT, MUHAMMED YOLU!
 
Hakka uygun gör her işi
Çıkar gönülden teşvişi
Ehli Beyt’i seven kişi
Namertlere kul olur mu?
 
Kul, Yüce Mevla kuludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
 
Kur’an’dan vardır haberim
Resulüllah Peygamberim
Aliy Veliydir rehberim
Damlamayan göl olur mu?
 
Kul, Yüce Mevla kuludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
 
Hak önünde eğilmeyen
Hasan Hüseyin bilmeyen
Mazlum kanını silmeyen
Menzile düldül olur mu?
 
Kul, Yüce Mevla kuludur
Yol, Ehlibeyt’in yoludur.
 
Söze değil öze bakın
Kul hakkına girme sakın
Şerden uzak, hayra yakın
Gitmeyen yol, yol olur mu?
 
Kul, Yüce Mevla kuludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
 
Alın terin, has aşınla
Yıka gönlün gözyaşınla
Küs durma can yoldaşınla
Hiç dikensiz gül olur mu?
 
Kul, Yüce Mevla kuludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
 
Alevi Sünni ayırmayın
Doğru tartın, kayırmayın
Öfkelenip bağırmayın
Paslı bakır pul olur mu?
 
Kul, Yüce Mevla kuludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
 
Anadolu yiğit yurdu
Hep kardaştır Türk’ü Kürdü
Bektaş Yunus ne buyurdu:
Sevgi yoksa, sulh olur mu?
 
Kul, Yüce Mevla kuludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
 
Sahabeler baş tacımız
Hepsi bizim üstadımız
Kerbela büyük acımız
Yanmayınca kül olur mu?
 
Kul, Yüce Mevla kuludur
Yol, Ehlibeyt’in yoludur.
 
Hakka dost şeytana rakip
Elen belen dilen sahip
Erenleri eyle takip
Çiğnenmeyen çul olur mu?
 
Kul, Yüce Mevla kuludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
 
İçi kurttur, dışı ahu
Vicdan bozuk, kirli ruhu
Nerde namus, edep ya hu
Hiç nikâhsız, döl olur mu?
 
Kul, Yüce Mevla kuludur
Yol, Muhammed’in yoludur.
 
Sadık kişi Hakka bağlı
Dilim dertli, kalbim dağlı
Haram yemiş, göbek yağlı
Kargadan bülbül olur mu?
 
Kul, Yüce Mevla kuludur
Yol, Ehlibeyt’in yoludur.
 
 
 
UYAN EY MİLLET!
 
Bu Milleti Millet yapan, imandır
Kutsal maya çıksa, tarumar olur!
Kırkbir kavmi kaynaştıran, İslamdır
İslamla medenyete, Türk mimar olur!
 
Hem laik demokrat, hem müslümanız
Akıl, bilim, vicdan… mü'min insanız
Kur'an huzur yolu, bir inansanız
Hasta ruhunuza, hoş tımar olur!
 
AB aşıkları, gavur uşağı
İşbirlikçi hain, ondan aşağı
Ey uyuz ve soysuz, mason vaşağı
Bu “Kürt Açılımı”, bir kumar olur!
 
Güçlü ordu-millet, Büyük Türkiye
Sağlam yapış; milli şuur, ülküye
Kulak ver şu, Dadaloğlu "türkü"ye
“Halkıma havlayan, it çomar olur!
 
Kimi din düşmanı, kıpkızıl zındık
Bu kafayla; kalkınmadık, kazındık
İslam'dan koptuk ta, hem ne kazandık?
Şamanlık arzulyana, Hak şamar olur!
 
Sağ sol deyip, sağlam ipten dağılma
Koyun gibi, siyonizme sağılma
Ey ateist, Atatürk'e sığınma
Dinsiz bir Kemalizm, istismar olur!
 
Köpek “oşt” tan anlar, “lütfen” denilmez
Yarası var gocunur, hak söz dinlemez
Mümin, zalimden merhamet dilenmez
Alttan alsan; alçak, çok şımar olur!
 
Doğru dedim, dokuz köyden kovuldum
Vurdum duymazlara, kin ile doldum
Devletim dağılır, kan kusar oldum
Ülkem yırtılırsa, kim yamar olur?
 
 
 
 
 
AÇILIM SAÇMALIĞI
 
Demokratik açılım, hıyanet kokar
Acep, bundan beter; cinnet mi olur?
Milli bünyemizi, akrepler sokar
“Neme lazım” gibi, illet mi olur?
 
Hedef İmralı'dan, Recep uygular
Kahpelik yüzünden, kaçar uykular
Nasıl kabarmıyor, milli duygular
Buna suskun duran, millet mi olur?
 
Bügün Kürt, yarın Laz; ardından Çerkez
T.C. Devletine; Siyonist garez
Bölge parçalanır, İsrail merkez
Dostlar, daha acı; zillet mi olur?
 
Feto'cu, APO'cu; tutmuş el ele
Yahudi, Ermeni; kutlar, rast gele!
Ey gavura uşak; soysuz hergele
Paslı tenekeden, jilet mi olur?
 
Ülkemi sahipsiz, sanan şuursuz
Amerka'ya teslim, olmuş koşulsuz
Adım adım Sevr'e, yaklaşıyoruz
Resmen felakete, bilet mi olur?
 
İslamdan kopunca, birlik kalmıyor
Milli Görüş yoksa, dirlik kalmıyor
Doğan kargalaşır, “Er”lik kalmıyor
Yuh be, böyle bozuk; tiynet mi olur?
 
Hayim Nahum Plan; son aşaması
Kalmaz Türkiye'min, yaşama şansı
Bu, iman kayması; akıl şaşması
Dalaletten büyük, lanet mi olur?
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
YARIN BİZİMDİR!
 
Irkçılık tohumu, millet parçalar
Böyle çıktı elden; Balkan, Kafkasya!
Ahmak türkü söyler, şeytan saz çalar
Demokrasi yalan; işte Hamas, yaa!.?..
 
Amerka’ya tapar; mabut mu, haşa
AKP, Fetullah; Masona maşa
Milli marştan gıcık; ey soysuz paşa
İslam’la dirilir; ancak Avrasya!
 
Atatürk Afgan’la, ortak savunma..
AKP Konya’dan, NATO savurma..
Hangisi inançlı? Mert ol, kıvırma
İnsafla, vicdanla; düşün kıyasla!
 
BOP’a hizmet eden, şu boş bakanlar
Bak lafta Gazze’ye, ağıt yakarlar
Safta siyonizme, arka çıkarlar
Bunlardan şerefli, Rum Anastasia!
 
Kuru lafla hamur, olmuyor hasıl
Sen gafil yatarken, kapanır fasıl
Nasıl güvenirsin, gavura nasıl
Ermeni rüyası; Harput, Amasya!
 
Türk-Kürt değil, ahlak; aslına çeker
Yılan zehir kusar; arı bal, şeker
Gün yakın, şeytanın; düzeni çöker
Tarihe ibretle, herkes baksa ya!..
 
Milli Görüş yoksa, izzete hasret
Çekeriz yıllarca; zillet, esaret
İmansız yürekte, olmaz cesaret
Bahar başlamıştır, açtı akasya!
 
Uygurların ahu, zarı bizimdir
Gavur hesap kursun, kârı bizimdir
Ümitvar olunuz, yarın bizimdir
Mert mü’min siyon’la, durmaz masaya!
 
Gayreti olmayan, bulmaz rahmeti
Zafer isteyenler, çeksin zahmeti
Kimse kandıramaz, gayrı Ahmet’i
Şuursuz kılınan, namaz niyazla!
TÜRK MÜSÜN, GAVUR MUSUN?
 
Türk'le İslam birbirinden ayrılmaz
Ayrı gören varsa, bil ki gavurdur!
Vatan tehlikede, bu can kayrılmaz
Rahata tapanı, şeytan savurdur!
 
Gayrı Müslim değil, gavur; zalimdir
Siyon, emperyalist, Mason haindir
Düşmanlara serçe, halka şahindir
İşte bu alçaklar, çirkef çamurdur!
 
Orduma düşmandan, alçağı yoktur
Amerka'dan rüşvet, alacağı çoktur
Demokrasi, hoş gör; karnımız toktur
Soysuzluk, suratlarında somurtur!
 
Masonluk siyonizmin, karakoludur
İttihat Terakki, bir ekoludur
Roteryan bunların, ilkokuludur
Gece lamba yakar, der ki; sahurdur!
 
Kemalist takınan, loca uşağı
Ey AB hayranı, gavur aşığı
Amerkay tapınan, ondan aşağı
Korkmayın müminler, Allah Gafurdur!
 
Kahpeyi kahraman, gören kör kütük
Sarmış ruhunuzu, nifak kötülük
Bir de Erbakan'a, saldıran sürtük
Bunlar hep mayasız, bozuk hamurdur!
 
Gavura dayamış, sırtını soysuz
Darwinist, komünist; sabatay huysuz
Modernlik sayıyor, takılsa boynuz
İt postu giymişler, sanma samurdur!
 
Gavurluktan çıkıp, Türklüğe yetsen
Keşke Atatürk'ün, tükrüğü etsen
Dinsizliğe öncü, Dinime setsen
Sende onur yoktur; nefsi gururdur!
 
 
 
 
BATI: FAİZ VE FUHUŞ AHLAKI!
 
Biri yer, bini bakar; bu ne zulümdür
Per perişan dünyanın, hep dört bucağı!
Sefalet ve esaret; her gün ölümdür
Doğrar Siyonist çarkın; o kör bıçağı! 
 
Faizci  bankacılık, "Samiry buzağı"
Kapitalizm, sosyalizm; şeytan tuzağı
Sağcılık ve solculuk; Haktan uzağı
İslam değiştirecek, bu zalim çağı! 
 
Ülkeler yönetenler, Newyork'tan tayin
Demokrasi despotizme, kılıf jelatin
Halklar hipnoz edilmiş, hocalar hayin
Bak hukuka baş olmuş; kanun kaçağı!
 
Haksızlık, ahlaksızlık; almış yürümüş
Mü'min kâfir, herkesi; şehvet bürümüş
Artık pansuman yetmez, sistem çürümüş
Taşımaz bu gövdeyi, felçli bacağı!
 
Biz Kur'ani kültürden, kökten kazındık
Bazı münafıklaştı, bazısı zındık
Sabatayist denilen, mutlu azınlık
Hasret etti bizlere, huzur kucağı!
 
Kimi, din istismarcı; dışa kiralık
Kimisi din düşmanı; soyu karanlık
Dönüşüm kaçınılmaz, yakın bir anlık
Saadete kalkıyor, devrim uçağı!
 
Hem, Atatürk'ten sonra; inkılab saptı
Hayim Nahum planı, tahribat yaptı
Erbakan Hoca, köklü; tamirat yaptı
Aslına döndü Yurdumun, her bir ocağı!
 
Kimse doğal düzene; karşı duramaz
Hele ki, yeni bir din; hiç uyduramaz
Kader filmi dönüyor, kul durduramaz
Demir sanır, hamurdur; balta nacağı!
 
 
 
 
 
MİLLETİMİZİN DOĞASI İSLAM!
 
 
"Tüm Kamudan dışlansın", isteyen densiz
Anadolu kızının, hayası İslam!
Düşmanlığı ruhunda, besleyen dinsiz
Şu aziz halkımızın, mayası İslam!
 
İman, Kur'an, Ezandır; cami, cumadır
Onsuz hayat anlamsız, bir curcunadır
Kâfirler ve zalimler, hep hücumdadır
Alemlerin adalet, yasası İslam!
 
Bilim ve medeniyet, Kur'an eseri
Laiklik, demokrasi; onun tesiri
Bak, ölümü diriltir, ab-ı kevseri
Tüm karanlık çağların, ziyası İslam!
 
İnsaf, edep, erdemdir; birlik, dirliktir
Dinsiz yaşam; çirkinlik ve kirliliktir
Kâfirlik; sonsuz kayıp; hem köleliktir
Mü'minin hayat tarzı, dünyası İslam!
 
Yüzyıllar geçse Kur'an; kalır hep taze
İslama saldıranlar, olur kepaze
Darwinciliği bilim, sanır şempanze
Huzur ve hürriyetin; kâhyası İslam!
 
Korkaklar, azgınların; peçetesidir
İnanç; bunalımların, tek çaresidir
Toplumların kurtuluş, reçetesidir
Şu Evren Mabedinin; mahyası İslam!
 
Son sağlam ayarıdır, bozuk çarkların
Hayat sigortasıdır, temel hakların
Hem direnç kaynağıdır, mazlum halkların
Saadet ikliminin, rayhası İslam!
 
Nursuz gözüne batar, çatar türbana
Karnında bebek boğar, karşı kurbana
Sihre, burca inanır; bakmaz Kur'an'a
İnsanlığın yeniden, ihyası İslam!
 
Vatan, millet aşkıdır; devlet huzuru
Şehadet şuurudur, gazi onuru
Barışta bağışlar ya, türlü kusuru
Savaşta Mehmetciğin, sayhası İslam!
 
Bu aziz Milletin aslı, doğası İslam
Atatürk'ün Afyon'da, duası İslam
İnsanlığın haysiyet, davası İslam
"Sıbgatullah"; Rabbımın, boyası İslam!
 
 
 
 
 
 
KUSMANIZ YAKIN!
 
Yutun beyler yutun, kusmanız yakın
Hayrı şerri yazan, katibi vardır!
Yaptığız kâr kalır, sanmayın sakın
Elbet bu ülkenin, sahibi vardır!
 
Bu millet sizi de, tarihe gömer
Akünüz tükendi, bak ampül söner
Deniz Fenerinde, fırıldak döner
Hainin pislikten, nasibi vardır!
 
Hayır diye topla, aktar kasaya
Türlü yolsuzluğu, uydur yasaya
Bütün mel'anetler, yatar masaya
Yanlış hesapların, hasibi vardır!
 
Mutfakları aynı, Mason Locası
Sağcı, solcu, dinci; hep istismarcı
Kimisi Kemalist, kimi İslamcı
Mü'minim der; gizli, rahibi vardır!
 
ABDeyle stratejik ortakmış
Ayıyla çuvala giren kontakmış
Bak, küresel korsanlara, kaltakmış
Müslüman geçinir, salibi vardır!
 
Kuklayla uğraşın, Amerkay tutun
PKK öldürsün, hazır tabutun
Üç beş demeç verin, sonra unutun
Daha çok kurbanlık, garibi vardır!
 
Hayret; Türkiye'de, Türk'e geçit yok
Sabataist isen; imkân fırsat çok..
Vatandaş aç gezer; dönme, dönek tok
Milli çizgideysen, takibi vardır!
 
Diril be Türkiyem, durul be artık
Sürünmek ar gelir, doğrul be artık
Şu kaptan köşküne, kurul be artık
Mazlumlardan milyar, talibi vardır!
 
Namus bildim gerçekleri yazmayı
Gavur durur, hain vurur kazmayı
Ama bunlar çoktan, aştı çizmeyi
Azgınların asil, rakibi vardır!
BİR DOSTA
 
Şeytanlık düşünme, bumerang döner
Kendi düşer, dosta; kuyu kazarın!
Yalancının mumu, yatsıda söner
Ruhun çürütüyor, kötü nazarın!
 
Her kavmin, Hak yoldan; sapası vardır
Şeytanların çağdaş, sıpası vardır
Rabbın da, görünmez sopası vardır
İner kafasına, soysuz azarın!
 
Sağ-sol diye süren, bir kör dövüştür
Alçaklık aslına, arsız sövüştür
Tek çare var, o da; öze dönüştür
Yoksa tarih olur, toplu mezarın!
 
Ruhları karanlık, vicdan sakatlık
En küçük konağı, on iki katlık
Kafası kiralık, kalemi satlık
Böyle düşünürün, böyle yazarın!...
 
Rengi güzeldir ya, kokmuyor her gül
Dünya telaşına, koysana virgül
Şahlanan hırsını, yenemez Herkül
Çıkar Brütüs'ü, her bir Sezar'ın!..
 
Dinsiz, davasız Türk; sanki Bulgar'dır
Koştuğu, coştuğu; aynı kulvardır
Uşaksan sırtında, daim çul vardır
Onurunu yontar, dişi hızarın!...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
GÖZÜNAYDIN TÜRKİYEM
 
Kem talihin yenme vakti; geldi gayrı cennetim
Yıllar geçti, hala aynı, yerde saydın Türkiyem!
Hep hainler yüzündedir; kafirlere minnetim
Nizam-ı Alem davandan, niye caydın Türkiyem?
 
Türklük tabiatın idi, Yüce İslam canındı
Bir tarafın Atlas Deniz, Hint-Çin diğer yanındı
Söz Şaron'un, Bush'un değil; Fatih, Yavuz Hanındı
Hak dininden, tarihinden, güç alaydın Türkiyem!..
 
Çanakkale ve Afyon'da, komadayken dirildin
Hastayken bile Haçlı'ya; hayat dersi verirdin
Atatürk'ten sonra yine, nasıl yere serildin?
Masonların tezgahlığıyla; kötü kaydın Türkiyem!
 
Milli şuur, Milli duruş; Milli Görüş olmadan
Milli onur, huzur olmaz; Masonları yolmadan
Son diriliş, son direniş; miadımız dolmadan
Artık kükreme vaktidir; şimdi haydın Türkiyem!..
 
Siyonizmin sonu geldi; çılgınlaşmış bak hele
Can havlıyla saldırıyor; sağa sola hergele
Meydan senin koca dünya; Mehmedime dar gele
Asil dönem, adil düzen; gözün aydın Türkiyem!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
AB HIYANETİ
 
AİHM yasak, koymuş türbana
Hilale düşmandır, Haçlı gâvurdur!
Kâfirler hep şaşı, bakar Kur'ana
Dışı insandır ya, özü çamurdur;
Çok görmeyin dostlar, bunlar gâvurdur!
 
Barbar batılılar, yerli hınzırlar
Bir İslam'a, bir de; orduma zırlar
Türlü hıyanete, her an hazırlar
Dikkatli olalım; bunlar gâvurdur;
Taktikleri:"kamplaştır; birbirne vurdur!"
 
AB'ye girersek,  felaket olur
Türkiye Yunan'a; eyalet olur
Egemenlik biter, hayalet olur
Yirmi altı üye, tamam gâvurdur.
Soysuza tükürsen, derki yağmurdur!
 
AB heveslisi, densiz dönekler
BOP'un görevlisi, uyuz ödlekler
Bak sonunuz geldi, topal ördekler
Sizleri ayartan, güçler gâvurdur;
İt postu taktılar, sandız samurdur!
 
Kurtuluş savaşı, niçin yapıldı?
Atatürk ten sonra, hedef sapıldı
Mandacılar, siyon sele kapıldı
Solcusu, sağcısı; aynı gâvurdur;
Fırsat bulsa Türk'ü; kökten savurdur!
 
Laiklik, demokrasi; Türkçesi gerek
Çünkü gâvurcası, hepsi engerek!
Bütün gerçekleri, eğip bükerek
Haksızlık, ahlaksızlık; huyu gâvurdur
Müslüman'ı yağsız, kapta kavurdur!
 
İslam'la savaşır; AB,Amerkan
Ilımlı İslam'a, verir taze kan
Atatürk sevmezler, bir de Erbakan
Eh, adı üstünde; kızıl gâvurudur;
Artık uyanın ki, vakit sahurdur!
 
 
 
BİZE NE OLDU?
 
Hakimdik, mahkum olduk; eyvah, barbar gavura 
İslam'dan uzaklaştık; şıramız şarab oldu! 
Namaz, Hac yobazlıkmış, kalkmıyoruz sahura 
Oğlumuz eroinman, kızım ıztırab oldu! 
 
Bağımsızlık bekamız; kutsal hususumuzdu 
"Diyalog, küresellik, AB", son pusumuzdu 
Ordumuz onurumuz; bayrak namusumuzdu 
NATO Süleymanye'de, başıma çorab oldu! 
 
"Kart-kurt" deyip dağlara; mecbur ettik Kürtleri 
Başkan, Paşa, Şeyh yaptık; dönmez "beyaz Türkleri" 
Atatürk kapatmıştı; masonik örgütleri 
Hainlerin her biri; şimdi "haşmetmab" oldu! 
 
İslam ticaretleşti, dine dinar katıldı 
Devrimler ters çevrildi, milletim aldatıldı 
Kanımdı, mezarımdı; parsel parsel satıldı 
Canım kurban verdiğim; toprağım turab oldu! 
 
Her şeyin istismarı, haine mübah göründü 
Bak, Kemal'siz Kemalizm; siyonizme büründü 
Tarihler yazan Millet; yetmiş yıldır süründü 
Maddi manevi çöktük; halimiz harab oldu! 
 
Ne gavur, ne Müslüman; şaşkın ve perişanız 
İslam'dan boşanmışız, AB'yse nişanlımız!? 
"Kapatmam olacaksın, nikâha yanaşmayız" 
Diyor şimdi Haçlılar; hayaller serab oldu! 
 
Diriliyor yeniden; ilimle ve inançla 
Bir devrim yaklaşıyor; aynı milli amaçla 
Musibet, antrenörüm; biraz daha kırbaçla 
Irkçılık başlayınca, düşmanım Arab oldu! 
 
Orduma sataşıyor, şimdi sütü bozuklar 
PKK'dan dahta çok, fırsat bulup kazıklar 
Hala hiç anlamayan, gafillere yazıklar 
Sağa sola bağlanan, umutlar kürab oldu! 
 
Kürab: rüzgârın önünde savrulan, ılgın 
Haşmetmeab: Çok saygın, hürmet ve azamet sahibi 
Yetmiş yıl: Atatürk'ün şüpheli ölümü 1938+70=2008
 
TEŞEKKÜRLER BOP'ÇULAR, GÖZÜMÜZÜ AÇTINIZ!
 
Ziyaretimize gelen bir dostumuz, MTTB yıllarında tanıdığı ve İslami gayretli hizmetlere birlikte katıldığı, şu anda önemli bir görevde bulunan, koyu bir AKP yanlısı ve Cemaat bağlısı olan şahsın, kendisine: “ABD ve İsrail Türkiye'ye saldırsa, ben Türk askerini değil İsrail'i desteklerim ve bu dinsiz ordunun burnunun yere sürülmesini isterim” dediğini nakletti. İşte şiirimizin muhatabı bu hamiyetsiz ve haysiyetsiz kesimdir.
 
Irak gibi işgal, etse yurdumu
Coniy destekleyen, soysuzlar varmış!..
İsrail'den alçak, görür ordumu
Dindarlık taslayan, domuzlar varmış!..
 
Karısı kızına, gavur göz koysa
Hatta “hikmet sayar”, yanında soysa
İnsanlık utanır, İslamlık buysa
Külahın altında, boynuzlar varmış!..
 
Kemalist kılıflı, üç beş Şamanist
Mao Hitler kafalı, Kominist Faşist
Var diye Orduma, saldıran basit
Münafık “dinci”ler, densizler varmış!
 
Tanrısı Amerka, paraya tapar
İslam aksesuar, batıl'a sapar
“Kahraman Ordu”*dan, pek kıcık kapar
Erbakan'a havlar, kuduzlar varmış!..
 
Cihat, hizmet, davet; edebiyatmış
“Adil Düzen, İslam”; hep kabahatmış
Şuursuz, AB'nin; yoluna yatmış
Başı türban, kıçı; topuzlar varmış!...
 
“Milli Görüş, dava”; tabuymuş, yıkmış…
Şimdi türbanına, hücumdan bıkmış
Zavallı boş bakan, kof adam çıkmış
Siyasette, “hokus-pokus”lar varmış!...
 
İyi ki tanıttız, münafıkları
Azdırdız uyuyan, azınlıkları
Kutsalını satıp, kazandıkları
Makamla şımaran, huysuzlar varmış!..
 
Ganimet hırsızı, bu fırsatcılar
Demokrat kesildi; tüm fesatcılar
Yalana harama, hep ruhsatcılar
Dışı düzgün, kalbi; nursuzlar varmış!..
 
İslam parçalayan, Siyon BOP'una
Çırak olup kaydız, mason POP'una
Güvenme cemaatcı, CIA COP'una
Su altında sinsi, kunduzlar varmış!..
 
Şeriat tarikat, araçmış size
Servet, şehvet, şöhret; amaçmış size
Ödül takan SİYON, anaçmış size
Arslan yutturulan, camuslar varmış!..
 
Gâvur hormonuyla, uyuz pehlevan
Sahne şovlarıyla, ucuz kahraman
Yakında ölçülür, boyuz; figüran
Çelik gülle sanlan, karpuzlar varmış!
 
* Bediüzzaman  Hazretleri şöyle buyurur:
“Fakat kahraman ve mücahid ordunun ve dindar milletin ruhlarında (saklı) iman nuru ve Kur'an ışığıyla (sonunda) hakikat-ı hali (Yahudi deccalizminin ve Türkiyedeki mason temsilcilerinin sinsi ve şeytani mahiyetini) göreceği ve o kumandanın (adına yapılan) çok dehşetli tahribatlarını tamire çalışacağı, rivayetlerden anlaşılıyor.” (5.Şua-2.Mesele-3.Cihet)
“Kahraman Ordu(nun) dizginini O'nun (Siyonizmin, Deccalizmin, süfyanizmin ve masonik sabataizmin) elinden kurtaracağı, rivayetlerden anlaşılıyor” (5. Şua-3.Mesele-3.Hadise)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ORDUMA HIRLAYAN ÇAKAL
 
Erdemsizde edep, olmazmış meğer
“Hocam” değil, “sayın” diyen gıcıktır!
Hak için bir küfür, bin zikre değer
İnsanlara tapan; ahmak, kaçıktır!
 
Gafil öze değil, hep söze bakar
Mertlik numarası yapar sahtekâr
Hiç kalbinde iman tutmuyor karar
Kahramanlık taslar, oysa kancıktır!
 
Mason mahfiller şişirip salıyor
O boş balon kendin, ermiş sanıyor
Adil Düzen, ağza bile almıyor
Onun istediği, fıstık fındıktır!
 
Edebiyat yapar, kof laf simsarı
Bina konmuş, yok sayıyor mimarı
Kitapla yüklesen, huysuz himarı
Dışı süslü içi, boş bir sandıktır!
 
Ne artistler gördük biz bu sahnede
Ne dönekler gömdük, tam kırk senede
Hain mezarına dönmüş sinede
İman barınır mı, o münafıktır!
 
Karınca incitmez, cinayet etmez
İslam’a, vatana; hıyanet etmez
Rüşvetle zalimi, ziyaret etmez
Müminler mert olur; samim sıddıktır!
 
Mescitte Hocadır, Lobideyse host
Özü çürümüş ya; düzgün kılık post
Mümin kişi olmaz, Siyoniste dost
Cahil veli sanır, o bir zındıktır!
 
Orduma hırlayan, kuduz çakallar
Hep gâvurdan TARAF, kurşun sıkarlar
Motor yağı gibi, üste çıkarlar,
Yabancı gelmiyor, bunlar tandıktır!
 
 
 
 
 
ASKER MEHMED'İM
 
 
Siyon gavur vermezse, eğer arkayı 
Vallahi düşemezler, peşen Mehmedim! 
Değil şu PKK'yı, tüm Amerka'yı 
Değişmem bir tek çürük, dişen Mehmedim! 
 
Arslanlara havlarmış, azgın kuduz it 
Bak bozuldu kalleşler, üstüne seğirt 
İsmini Peygamberden, aldın be yiğit 
Kafir aklı ermiyor, işen Mehmedim! 
 
Bu memleket bizimdir, ta ilel ebet 
Bir mangan bin Coni'ye, bedeldir elbet 
Koynunda nişanlının, verdiği tülbent 
Cennette düğün gelir, düşen Mehmedim! 
 
Hakkari dağlarında, şarkılar donar 
Kışlaya sığmazdın ya, mezara uyar 
Tevhit, tekbir şakıyan; kuşların konar 
Yirmisinde toprağa, düşen Mehmedim! 
 
Ah nice kahpelikler, gördü şu Mehmet 
Sağ kaldıkça gazidir, ölmü şahadet 
Kurda kuşa bile hep, oldu merhamet 
O düşmanın bağrını, deşen Mehmedim! 
 
Alparslan'dan, Yavuz'dan; Seyit Çavuştan 
Aslın temiz, sütün pak; ersin doğuştan 
Son bir kez vedalaşıp, çıktın koğuştan 
Kur'an'ın kültürüyle, pişen Mehmedim! 
 
Muhammet imanlıdır, Kemal askeri 
Nice devler dağıttın, kaçtı ters geri 
"Önce vatan" diyerek, cephe siperi 
Türkiyem türküsüyle, eşen Mehmedim! 
 
Feda olsun varlığım, hasılam sana 
Emanet yurdum, yuvam; ve sılam sana 
Dost hayran, düşman kindar; vesselam sana 
Şu NATO'ya bir ferman; döşen Mehmedim! 
 
İstiklâl Marşımıza, hırlayan huysuz 
Ezan, Kur'an ve Hak'tan; niye huzursuz? 
Generalden erine, gururumuzsuz 
Tarihte rastlanmıyor, eşen Mehmedim! 
 
Sana kem söz eden, dillere lanet 
Yoluna serpilmeyen, güllere lanet 
Türbanına ilişen, ellere lanet 
Bayrak, başörtü verdin; eşen Mehmedim!
 
 
 
 
 
 
 
 
PKK’YA SAYGILI, TSK’YA SALDIRI!
 
Ey orduma çamur, atan soysuzlar
Asker vatanperver, ya siz nesiniz?
Siyonist uşağı, hain huysuzlar
Boynuz görünecek, düşse fesiniz!..
 
Müslüman Milletin, evladı ordu.
Vatanın, namusun, bunlar korudu.
Yakında deşilir, çıbanız kurdu.
Kuvayı Milliye, kısar sesiniz!
 
Haç’lılara hayran, orduma düşman
Mason münafıklar; doldu danışman
Balonuz sönünce, olursuz pişman
Localar, lobiler, verir dersiniz!
 
Papa karşılayıp, kaçtız Hamas’tan
Acep ne talimat, aldız Papazdan
İmandan ayrılıp, kaldız namazdan
Daim yalan söyler, haram yersiniz!
 
Yeter münafıklık, sahtekar korkak
Ya mertçe gavur ol, riyayı bırak
Sizin Yüzünüzden, yanıyor Irak
Safsata sözleri, artık kesiniz!
 
Ordu onurludur, asker inançlı
Vatana, namusa; sahip vicdanlı
Kur’anı bayrağı; kutsal amaçlı
Siz ise Haçlıya, bir nefersiniz!
 
Orduma sataşan, aslın beyan et
Ey vah densizlere, kaldı Diyanet
Hak davadan dönmek, büyük hıyanet
Kork, imansız çıkar; son nefesiniz!.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ORDUMUZ BİZİM!
 
Hürriyet, adalet, asalet kokar
Mayamız, yuvamız, yurdumuz bizim.
Hainler birlikten, barıştan korkar
Koyunlarla gezer, kurdumuz bizim.
Peygamber ocağı, ordumuz bizim!
 
Düşmana dağ gibi, dostuna merttir
Anıt Paşalarla, yanıtı serttir
Münafıklık bilmez, hep tavrı nettir
Günahtır gayretsiz, durduğmuz bizim
İslam kahramanı, ordumuz bizim!
 
Amerika katil, İsrail gaddar
Avrupa zalimdir, gafil iktidar
Direniriz tek can, kalana kadar
Kardeş kavgasıdır, korkumuz bizim
İlişme arslandır, ordumuz bizim!
 
Siyoniste azar, azar olacak
BOP'un haritası, mezar olacak
Kem gözle bakmayın, nazar olacak
Kuyumuzu kazar, kör domuz bizim
Özgürlük sigortam, ordumuz bizim!
 
PKK ısırır, Barzani hırlar
Mehmet'e vız gelir, ıvır zıvırlar
Bunları kışkırtır, malum gavırlar
Bayrak, bağımsızlık, onrumuz bizim
Şahinler yuvası, ordumuz bizim!
 
Et kemik gibiyiz, askerdir millet
Arslanlar kükresin, bitsin bu zillet
Teslim, taklitçilik; en büyük illet
İşbirlikçi iktidar, sornumuz bizim
Atanın izinde, ordumuz bizim!
 
 
 
 
 
 
 
 
KAHRAMAN ORDUMUZA 30 AĞUSTOS HEDİYESİ
 
Laik Cumhuriyetin, inançlı bekçileri
Barışın sigortası, yiğit kadrosudur bu!..
Savaşın şahinleri, şanlı tetikçileri
İlim ile imanın, ortak kurgusudur bu!..
Alparslan şehitlerin, nurlu ordusudur bu!..
 
Çağ açıp çağ kapatan, medeniyetler kuran
Vatan için cephede, dilinde tevhit, Kur’an
Ey kahpe emperyalizm, yine korkudan kıvran
Çünkü dağları delen, Ferhat burgusudur bu!..
Muhammet Fatihlerin; muştu ordusudur bu!..
 
Ona kem söz edenler, ya ahmak, ya alçaktır
Peygamberin övdüğü, en şerefli ocaktır
Mazlumlar sığınacak, zalimler korkacaktır
Cihat için hazırdır, Hızır kurumudur bu!..
Hacı Bektaş Velilerin, kutlu ordusudur bu!..
 
Biz ki asker milletiz, Müslüman Türk, niyazdı
Tarih onu yazamaz, çün tarihi o yazdı
Kirli safha bulunmaz, her sayfası beyazdı
Kuru bir övgü değil, mertlik duygusudur bu!..
Ona Mehmetçik derler, Mehdi ordusudur bu!..
 
Malazgirt’ten, Mohaç’tan; Viyana’dan sor hele
Çanakkale, Sakarya; ne Kıbrıs’tan zor gele?
Ey PKK ağzıyla, dil uzatan hergele
Anadolu son kalem, ebet yurdumuzdur bu!..
Türk, Kürt, Sünni, Alevi; Milli ordumuzdur bu!..
 
BOP’un eş başkanları, Sevr’in taşeronları
George Bush’un piyonları, Deccal’in Şaron’ları
Çağın Firavunları, Şeddat ve Neron’ları
İsrail denen gavur, Şeytan kuduzudur bu!..
Türk askeri geliyor; huzur ordusudur bu!..
 
Bağımsızlık hayattır; hürriyete hayranım
Kanım canım kurbandır, dalgalansın bayrağım
Ezan’ım özgürlüktür; artık her gün bayramım
Dosta güven kaynağı, düşmana pusudur bu!..
Gör Mustafa Kemal’in, mutlu ordusudur bu!..
 
 
DEVRİM OLMAZSA!
 
Hep yıldızlar batıyor, güneş sönüyor
Umut kalır mı Allah, Kerim olmazsa!
Fırsat nöbetleşedir, devran dönüyor
Adam mıyım, hak cephede, yerim olmazsa!
 
Devletim yıkılırsa, ne çarkım kalır
Ne şeref, hürriyetim; ne şarkım kalır
Ahırdaki hayvandan, ne farkım kalır
Eğer vatan ve namus; derdim olmazsa!..
 
Gözyaşını boşuna, eyleme israf
Mazluma ve mağdura, etmezsen insaf
Tutarsan zalimlerin, tarafında saf
İnsan değilsin, ruhta; evrim olmazsa!
 
Al-ver, gel-git ayrıdır; dostluk başkadır
Pazarlık yapılır ya, puştluk başkadır
Şu BOP'a eşbaşkanlık, Bush'luk başkadır
Ülkem elden gidiyor, devrim olmazsa!..
 
ABD İsrail'le, özü mutabık
Gözü hep makamdadır, sözü muvafık
Yalanla yalamadır, yüzü münafık
Daim hayır hakikat; virdim olmazsa!..
 
Başörtüsü yozlaştı, modadır türban
Can odur ki canana, fedadır kurban
Kim anlardı, acaba; ne diyor Kur'an?
Mealen Türkçemize, çevrim olmazsa!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
UTANIYORUM
 
Türkiye'mi bıraktı, emanet bana 
Şehit yurdu vatandan, utanıyorum!. 
Kan ve can pahasına, ganimet bana 
Gazi, sakat hastamdan, utanıyorum!.. 
 
Adım adım işgale, uğradı yurdum 
Dilimle kalemimle, bağırıp durdum 
Kaç kişiye ulaştım, kime duyurdum 
Duyarsızlık hatamdan, utanıyorum!.. 
 
Topraklarım satılır, madenler peşkeş 
Bak, KİT'ler yağmalanır, aldırmaz serkeş 
Bir devrim yaşanmazsa, sürer keşmekeş 
"Aydın yazar" yaftamdan, utanıyorum!.. 
 
Şeytanın dolmuşuna, hep biniyorlar 
Sun'i sinsi tezgahlar, tertipliyorlar 
Başörtüsü görünce, tepiniyorlar 
Oynanan "tam-tam"dan, utanıyorum!.. 
 
Kimi istismar eder, kimisi inkar 
Devrimci sahtekar, dinci riyakar 
Bu yüzden bulamıyor, ülkem istikrar 
Bu perişan ortamdan, utanıyorum!.. 
 
Türklük ayıp sayılır, Müslümanlık suç 
Milli onur hamlaştı, bakırlaştı tunç 
Gönül kirli, gözler kör; beyinler mefluç 
Torunumdan, atamdan; utanıyorum!.. 
 
Haysiyet laçkalaştı, elmas tozlaştı 
Döneklik geçer akça, beyaz bozlaştı 
Müslüman ılımlaştı, İslam yozlaştı 
Yüzüm yok, Allah'tan; utanıyorum!.. 
 
Amerka'ya tapıp Bush'a, takla atılır 
Ambargo korkusuyla, yatıp kalkılır 
NATO'yu dost sanana, çuval takılır 
Böyle zelil hayattan, utanıyorum! 
 
Televizyon edepsiz, internet çamur 
Namus şeref satıyor, sırtında samur 
Bunlardan ekmek olmaz, mayasız hamur 
Utanmayan adamdan, utanıyorum!
ÜLKÜSÜZ OLMAZ
 
Hayat imtihandır; kazanman gerek 
Gayesiz, gayretsiz; ilkesiz olmaz!.. 
Yaratan Rabbine; boyun bükerek 
İlimsiz, teslimsiz; bilgesiz olmaz!.. 
  
Bağımsızlık, bayrak; hürriyet lazım 
Adil bir yönetim; cumhuryet lazım 
Kur'an doğal kanun; bir niyet lazım 
Devletsiz, düzensiz; ülkesiz olmaz!.. 
 
Şehvet için; şerefini, boşayan 
Karnı için, karı için, yaşayan 
Merkepten farkı ne; hep yük taşıyan 
Edepsiz, hedefsiz; ülküsüz olmaz!.. 
 
Ilımlı din, tuzak; dervişi zilli 
Sözleri cilveli; her işi kirli 
Tarihi temizdir; görüşü milli 
Bu halk, Türk'süz, Kürt'süz; töresiz olmaz! 
 
Kavmiyetçi değil; biz "millet"çiyiz 
Müslüman Türk isek; hep "ümmet"çiyiz 
Hatta tüm aleme; merhametçiyiz 
Ayetsiz, hadissiz; belgesiz olmaz!.. 
 
Ecel, günü güne; eklemektedir 
Her kul, sırasını; beklemektedir 
Artık, yorgun kalbim; teklemektedir 
İmansız, İslamsız; kıblesiz olmaz!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
DUA VE UYARI
 
BOP denen şeytan; İsrail planına 
Hizmetçi yapıp; çark yağlatma Allah'ım! 
Küreselcilik; Yahudi yalanına 
Kanıp, kapılıp; kalp dağlatma Allah'ım! 
 
Sevr'i hedefler; Barbar, Haçlı Batılı 
AB süreci; PKK bebek katili 
Mason, münafık durmaz; yoktur tatili 
Vatansız kalıp; hep ağlatma Allah'ım!. 
 
Namus şerefimiz; kafirlere ezdirme 
Ülkemde esir; boynu bükük gezdirme 
Ezansız, zelil; canımızdan bezdirme 
Gavura yatıp; el bağlatma Allah'ım! 
 
Gafil uykudan; uyandır bizi Ya Rab 
Din, devlet, ülke; yıkılsa halim harap 
Allah'a güven; doğrul, gerisi serap 
Davayı satıp; mal sağlatma Allah'ım! 
 
Sağ-sol tiyatro; ya işbirlikçi, ya Milli 
Döne döne dansözleşmiş; şu aslı kirli 
Bak orduma laf atar, karısı zilli 
Dünyaya tapıp; aşağlatma Allah'ım!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
KIBRIS, KANIMIZ BİZİM
 
Kafirden kahpedir, Kıbrıs'ı satan
Bu toprak kalemiz; kanımız bizim!
Yavru falan değil; vatandır, vatan
Batmayan gemimiz, hanımız bizim!
  
 Ne İsrail'e üs, Yunan'a rüşvet
Ne AB'ye peşkeş, Rumlara servet
Ne masona makam, soysuza şehvet
Kıbrıs hayatımız, canımız bizim!..
 
Kıbrıs'ın her taşı, elmasa denktir
Denktaş'ın denklemi: sırlı kepenktir
Tek diş canavardan, korkan ödlektir
Elbet yardımcımız; Mevlamız bizim!
 
Kıbrıs Malatya'dır, Kars'tır, Hatay'dır
Bütün bu sorunlar, sahte yapaydır
Türk'e tekme atmak, büyük hatadır.
Tarihe sor, adımız; sanımız bizim  
 
Kutsal diyarımız, Gülsüm Hala'dan
Şehit ezan okur, Girne Kaladan
Sevdalı başımız, çıkmaz beladan
Özgürlük Ferhat'ı, şanımız bizim   
 
Sahipsiz değildir, kalamaz öksüz
Satamaz Kıbrıs'ı, bir avuç köksüz
Fıtratımız İslam; Ne mutlu Türk'üz
Korkma, yere gelmez; yanımız bizim!   
 
Türksüz İslam garip; İslamsız Türk, Macar
İman olmayınca, Batı'ya kaçar
Ahmaklar emeğin, boşuna harcar
Kıbrıs kutsalımız, namımız bizim!
 
 
 
 
 
 
 
 
İHTİLAL GEREKİYOR
 
Çözüm yerine sorun, üreten bu YÖK'üne
İslamı öğretecek, ilmihal gerekiyor!
Laçkalaşıp yozlaşmış, bir düzenin köküne
Kibrit suyu dökecek; ihtimal gerekiyor! 
 
Her zulüm ve zulmetten; bir cehalet doğuyor
Barbarlar gerçekleri; beyindeyken boğuyor
Mazlumlar; devletinden, ülkesinden soğuyor
Artık kesinlikle bir, yeni hal gerekiyor! 
 
Bu yüce Dinimizi; dönek münafıklardan
Cumhuriyetimizi, masonik sapıklardan
Laik demokrasiyi; dinsiz kiralıklardan
Kurtaracak kutlu bir, ihtilal gerekiyor! 
 
Her dinden, her görüşten; herkesedir saygımız
Bağımsız ve kalkınmış; bir Türkiye sevdamız
Gâvurdan kaynaklanır; gelecekten kaygımız
Mutlu ve umutlu bir, istikbal gerekiyor! 
 
Şeytanın şebekesi, Ata'ya baş kaldırır
Dine olan hıncıyla, başörtüye saldırır
Bak halkına yan bakıp, Haçlı'ya yol aldırır
Bu soysuz gidişata; izmihlal gerekiyor! 
 
Sağ sol bitti, yerli mi işbirlikci mi
Adil düzencimisin, İMF'ye bekci mi
Yavuz'un yolunda mı,Corç Buş'a terlikci mi
Bunları konuşacak; hasbihal gerekiyor! 
 
Asker sivil kaynaşsın, dinle devlet barışsın
Haksızlığa dur deyip, hep hayırda yarışsın
Artık ayrı kalmasın, bir birine karışsın
Her şeyden önce bize; istiklal gerekiyor! 
 
Ne NATO'ya Jandarma, ne AB'ye esaret
Gâvurdan dost olur mu, nerde kaldı feraset
Tarihinden alsana, manevi güç, cesaret
Bu zilletten izzete; irtihal gerekiyor!
 
 
 
 
HAYRET
 
AB Kapısında, dilenir oldu
Bu ne kem talihtir, devrana bakın!
Türke karşı dişler, bilenir oldu.
Acep kör gidiştir, kervana bakın!
 
İttihat kafalı, mason kıratlı
Ülkeyi satıyor, gavur fırsatlı
BOP'u savunuyor, akrep fıtratlı
Siz şu kahpelere, hayrana bakın!
 
Zillet ve rezalet, onu bürümüş,
Hidayet kararmış, ruhu çürümüş
Sadece sadıklar, Hakk'a yürümüş
İbret almak için, Kur'ana bakın!
 
Ey kaşığı haram, aşa daldıran
Ezana, türbana, Dine saldıran
Üç yüz kilo topu, tutup kaldıran
Seyit Çavuş yurdu, Havran'a bakın!
 
Harput kalesinde, bir türkü diyem
"Tek canım var sana; kurban hediyem”
Ata yadigarım, kutlu Türkiyem
Şehitler şahittir, her yana bakın!
 
Zavallı zehiri, sanır pastadır
Batıldan hayır yok, Batı, hastadır.
İnançsız, ahlaksız; hepsi yastadır
Çare Adil Düzen; dermana bakın!
 
"Hocam" şiirine; hırlayan huysuz
Yahudi Ermeni; uşağı soysuz
İçi şeytanlaşmış, dışı sorumsuz
Şevket şebekesi; fgürana bakın!
 
Siyonist zalime, göğüs gerecek
Dünyaya yeniden, düzen verecek
Şeytan şatosunu, yere serecek
Erbakan geliyor; seyrana bakın!..
 
 
 
 
BU VATAN BİZİM!
 
Çanakkale geçilmez; candan geçeriz
Kanımızı dökeriz; kahır çekeriz
Sağ-sol, Türk-Kürt ayırmaz; hep can ciğeriz
Kim olduğumuz bilsin, şarlatan bizim
Bu tarih, bu coğrafya; bu vatan bizim!..
 
On beşinde cepheye, koşan fidanlar
Bak şehit bedeninden, hala kan damlar
Ey gavura güvenen, gafil adamlar
Gelibolu sırtında, şu yatan bizim
Hem bu devlet, bu Millet; bu vatan bizim!..
 
Dışına aldanmayın, bozuk içleri
Derlenip def ederiz, soysuz hiçleri
Manevi değerlerle, Milli güçleri
Üç yüz kilo mermiyi, fırlatan bizim
Seyit çavuş, Nine Hatun; bu vatan bizim!
 
Gaziler, şehitler; emaneti yurdum
Medeniyet merkezi; ziyneti yurdum
Vallahi yeryüzünün, cenneti yurdum
Ozan bizim, Ezan bizim; Yaratan bizim
Cumhuriyet, Atatürk; bu vatan bizim!..
 
İnanç ilim rehberim; dinim kuvvetim
Yalınayak, karnım aç; halis niyetim
Yuvam yıkık, yarim dul; Mehmedim yetim
Kalsın amma, bahtımız karartan bizim
Kalmasın kahpeler; bu vatan bizim!..
 
Özgürlük karakterim; iman burağım
Türkiye’m, aşım suyum; en son durağım
Dalgalansın ebedi; şanlı bayrağım
Üzerinde ay-yıldız; parlatan bizim
Trakya’m, Anadolu’m; bu vatan bizim!..
 
Şu barbar Batılıya, Haçlıya inat
Asaletime şahit, cümle kainat
Mandacı, uşak ruhlu; köhne kanaat
Şu bozduğun evladı Fatihan bizim
Dört iklim, yedi bölge; bu vatan bizim!..
 
 
 
İSRAİL DECCAL'DİR
 
Bütün geçmişin karanlık; fesat fırsat peşinde
Hep hıyanet ve sömürme, pek ustasın işinde
Sürekli tutuşturduğun, bu fitne ateşinde
Yakılacaksın İsrail, bunu çoktan hak ettin!
 
Milyonca Kızılderili, ve zenciyi boğdunuz
İslam'ın coğrafyasında, kabus gibi doğdunuz
Filistinliyi yurdundan, yuvasından kovdunuz
Yalvaracaksın yakında, ey İsrail, hak ettin!
 
Kapitalizm ve komünizm, senin iki tuzağın
Bankalar, batakhaneler, faiz altın buzağın
Avrupa Birliği denen, hepsi gizli tutsağın
Yalnız kalırsın yakında, ey İsrail hak ettin!
 
Altı milyar kölen olmuş, Amerika kahyandır
Porno, fuhuş mesleğindir, CIA MOSSAD mafyandır
Tarihin çöplüğü dolu, senin kirli foyandır
Yırtılacaksın İsrail, bunu çoktan hak ettin!
 
BM, NATO karargahın; hükümetin Bilderberg
Masonluk kutsal dergahın, ey zehirli engerek
İşkenceden zevk alırsın, Nazilere ne gerek
Yuvarlanacaksın artık; uçuruma, hak ettin!
 
Asıl kahpe katil sensin; sağ-sol sadece maşa
Birbirine kızıştırdın, sonra ettin temaşa
Kur'an haber veriyor ki; yalan olur mu haşa
Yıkılacaksın İsrail, bunu bin kez hak ettin!..
 
Tanrın, tapındığın Şeytan; Sen beklenen Deccal'sın
Hırsın için insanlığı, acımadan harcarsın
Bush, Blair uşağındır, bizde Özal, Öcal'sın
Yalvaracaksın yakında, ey İsrail hak ettin!
 
Baş sorumlusu da sensin, bunca terör savaşın
Suçluluk psikolojisi, böyle korkun, telaşın
Kurtaramayacak asla, ayak öpmen gözyaşın
Yıkılacaksın İsrail, bunu elbet hak ettin!
 
 
 
 
 
KAPİTALİZM OLMADI KOMÜNİZME KAÇALIM
 
Köpek emrine girse, bir sürü arslan kaplan
Tecrübe edilmiş ki, hepsi de köpekleşir!
Ama Arslan emrinde, o havaya kapılan
İtler de asilleşip, erce nöbet bekleşir!
 
Bir toplum aldanıp ta, uysa hep başı boşa
Dua etmeye başlar, Siyonist gavur Bush’a
Allah adil, rahimdir; hiç zulmeder mi, haşa
Basiretin körlenir, gözlerin kepenkleşir!
 
Halk, yöneticilerin; dinlerine uyarlar
Düzenin dümeniyle, değişime uğrarlar
Artık hep şaşı bakar, ve tersinden duyarlar
Bayatlaşıp çürüyen, buğday da kepekleşir!
 
Amerika olmadı, Rusya’nın kucağına
Kapitalizm kötüymüş, Komünizm tuzağına
Ama ille kaçalım, İslam’ın uzağına
Diyen ahmak zavallı, zekaca bebekleşir!
 
Kimi devrim kemirir, kimi din sömürüyor
Bütün kutsallarını, burnuyla sümkürüyor
Nefsine köle olmuş, peşinden sürünüyor
Hilekar ve riyakar, haramla göbekleşir!
 
Nice yıl hasret kaldık, haysiyetli lidere
Başa geçip son vere; bu zillete, kedere
Devri saadet ola, dostla düşman gül dere
Adil Düzen gelince, kurtlar kelebekleşir!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
AZİZ VATANIM!
 
Ovam, obam, yurdum, yuvamsın; tüten ocağım
Hem coğrafyamsın: bölgem, ilim, köyüm, bucağım
Atalar diyarım, yadgarım; ana kucağım
Kanım, canım, ceyhanım; toprağımsın Türkiyem!
 
Aziz vatanım, namım, namusum, onurumsun
Sığınağım, sancağım, gururum, göz nurumsun
Sen ki; hürriyetim, haysiyetim, huzurumsun
Ülkem, ülküm, bayramım; bayrağımsın Türkiyem!
 
Eminem, Ayişem, Mehmedim, Salihim sensin
Emeğim, ekmeğim, nasibim, talihim sensin
Bin Avrupa kurban olsun ki, tarihim sensin
Ezanım, mezarım, son durağımsın Türkiyem!
 
İstiklalim, istikbalim, en şanlı devletim
Bin senedir saldıran, bin belayı defledim
Atalarım, torunlarım, validem veledim
Aşım, suyum, ayranım; çardağımsın Türkiyem!
 
Allah gayem, Resul rehberim, sen de sevdamsın
Düğünüm, derneğim, tesellim; derdim davamsın
Dileğim, ümidim, temennim; her dem duamsın
Tecelligahım, kutlu Tur dağımsın Türkiyem!
 
Medeniyet beşiği, İslam’ın mert kalesi
Ki asla sönmeyecek, Kur’anın meş’alesi
Soysuzların olmazmış, bir vatan gailesi
Dünyadaki cennetim, hoş bağımsın Türkiyem!
 
Atatürk’e yoldaştır, Libyalı Şeyh Sünusi
Türküm, Kürdüm gardaştır; Alevisi Sünnisi
Senin her şeyin güzel; tabiisi sun’isi
Şarkım, şiirim, ilham kaynağımsın Türkiyem!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ÇARESİZLERE ÇAĞRI
 
Milli duruş, milli çözüm; zor iştir.
Hak davada; sıkıntı var, çile var!
İslam demek: selamettir, barıştır.
Batıl yolda; barbarlık var, hile var!
 
AB'ci NATO'cu; batı fikirli
Moon tarikatlı, mason zikirli
Ahlakı yalama, kafası kirli
Faiz, fuhuş, yalan; rüşvet bile var!
 
Bazı Ulusalcı, hala uslanmaz
Çünkü Millet; Yunanlaşmaz, Ruslanmaz
Liberalden, kominizmden, hoşlanmaz
Bırak bunu; milli, yerli dile var!
 
Kimi din sömürür, kimisi devrim
Adamı oluyor, her yeni devrin
Bosna, Kıbrıs, Kerkük; hep benim derdim
Kızılırmak Fırat'tan geç; Nil'e var!
 
TÜSİAD ne bilir; ezilmek, yokluk
Komşusu aç iken, reva mı tokluk
Türban yasak, Kur'an suç! Bu nasıl çokluk
Yüzde birden halka; her gün sille var!
 
İktidara geldi; gaflet dalalet
Ar namus kalmadı, nerde asalet
Burnudur kalkınma, hani adalet
Vatandaş elinde, hep boş file var!
 
Halk partisiyim der, halkla savaşır
"Ortaçağ, irtica..", dine sataşır
Kemalist geçinir, BOP'a su taşır
Bre hain sen git, İsrail'e var!
 
Çuval geçirene, güvenen paşa
O gavur seni de, getirir tuşa
Milleti horlayıp, yanaşma Bush'a
Allah'a sığın da, hak menzile var!
 
Sen ey Müslüman Türk; gel aslına dön
İlim irfan, iman; Kur'an sana yön
Atatürk Kurtuluş, filmindeki jön
Onu doğru tanı, nur sahile var!..
YÜRÜYÜŞ ÇAĞRISI
 
Hürriyetin, haysiyetin; ayak altında
Dindaşların, soydaşların; dayak altında
Kıymeti yok korkakların, Allah katında
Bu rezalet sefaletle, çürüyeceksin,
Hem de böyle ömür boyu, sürüneceksin!
 
Hadımlaşmanın Türkçesi; Ilımlı İslam
Amerika'nın metresi, onursuz insan
Ne Milli haysiyet kaldı, ne şuur iz'an
Batılı katillere hoş, görüneceksin,
Sen bu gidişle; daha çok, sürüneceksin!
 
Bu ne vurdum duymazlıktır, bu gaflet niye?
Anadolu kaplanları, dönmüş kediye
Edilir mi hiç, ey millet, vatan hediye?
Böyle giderse; zillete, bürüneceksin,
Ve demokrat köle olup, sürüneceksin!
 
Hükümetin AB denen, sele kapılır
Diyanetin Vatikan'a şube yapılır
Bak, diyalog davuluyla, dinden sapılır
Ya sen: dirilip, derlenip, yürüyeceksin,
Ya da hep, böyle yüzüstü, sürüneceksin!
 
Haçlı ittifakı kurar, Patrik, Ak-Papa
Cumhuriyet can çekişir, bekler akbaba
Türkiyemin talanını, gözler Avrupa
Kalk artık, bu hıyanete, direneceksin,
Veya, böyle per perişan, sürüneceksin!
 
Yar giderken yan yatılmaz; haydin gel hele
Bugün sağ-sol, sivili-asker; versin el ele
Hainlerin yüreğine, düşsün velvele
Hala yiğit diye, nasıl, gerineceksin,
Ya yürüyeceksin; ya da, sürüneceksin!
 
Gelin birlik yürüyelim, talih düzelsin
Hemen şimdi yürüyelim, tarih değişsin
Diril, dimdik yürüyelim, garip değilsin
Ya Meclise yürüyecek, gürleyeceksin
Yoksa ayak altında hep, sürüneceksin!
 
 
 
YALVARIŞ…..
 
Ya Rab, senden dileğimiz; Türkiyesiz bırakma
Bayrağımı başörtümü; barbarlara çözdürme!..
Onur ve huzurla yaşat, lütfet helal bir lokma
Avrupa’nın kapısında, uşak gibi gezdirme!..
 
Lider ülke Türkiyeýi, görmek bize nasip et
Bölünmüş başıboş ülke; ne büyük bir musibet
Dünyanın cehennemidir; her tür zillet, esaret
Namusumuzu çiğnetip, şerefimiz ezdirme!..
 
Dinimize töremize; elbet sahip çıkalım
Hem laik, hem demokratik, halka saygı duyalım
Devlet millet barışalım, kaygıları aşalım
Ya rab, sen ben kavgasıyla; canımızdan bezdirme!..
 
Yoksulluk ve anarşiden, bizi huzura erdir
Hain yöneticilerden; kurtarıp ta sevindir
Elimizi boş çevirme, kuvvet kudret senindir
Ümitsizlik batağında; çırpınıp ta yüzdürme!..
 
Yepyeni bir medeniyet, merkezi kıl ülkemi
Hep gelişip güçlenelim, terk etmeden ilkemi
AB’yi kurtuluş gören; bilinçsiz mi, bilge mi?
Hain cahiller yüzünden, milletimi üzdürme!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
TEBRİKLER DANSÖZ HANIM
 
Tebrikler, ey dansöz, Tanyeli hanım
Daha duyarlısın, Sen AKP'den!..
Elli bin doları, yüzüne çarptın
Bağdat davetine, baktın tepeden!,
 
"Mazlum insanları, kavuranlara
Ben göbek atamam, bu gavurlara"
Diyerek gitmedin, o programa
Daha tutarlısın, her sünepeden!...
 
Muslümanı ezen, Bush domuzundan
Ona fırsat veren, pis soysuzunudan
Elbet vicdanlısın, onursuzundan
Conilere destek, olan akrepten!...
 
Zalim alkışlayıp, türban takanlar
Bin dolara elli, takla atanlar
Sizden şereflidir, bu oryantallar
Sökmez onurunu, dolar kerpeten!..
 
Bir milyon mazlumun kanı üstüne
Makam için vatan, satan yüzsüze
Bakın örnek olsun, Tanyeli size
Hayır gelmez ödlek, dönek kahpeden!...
 
Vah, yürekli yönetime, hasretiz
Vahdet olsa, zalimlerden; kesretiz
Bir yürüsek, bizler bize nusretiz
Kıçımız kalkınca, hoş kanapeden!...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ÖZÜNE DÖN!
 
Sağ-sol ölçü değil, sen safın söyle
Vatan satar alçak; dolara marka!
Kur'an mı, "layf'lık mı? mushafın söyle
İhtiyacımız yok batıya şarka!
 
Kutsal amaç yaptın, Sevr'in BOP'unu
Bir makam uğruna, çevir poponu
Yiyince anlarsın, gavur copunu
Devlet pazarlanır, otuza kırka!.
 
Çarşıda sefalet, çadırda iftar
Vatandaş bin türlü, derde giriftar
Siyon madalyayla, eder iftihar
Sana taktıkları; bir sahte marka!
 
Büyük israil'e, gayret ediyor
Herkes halinize, hayret ediyor
Hazreti Muhammet, lanet ediyor
Neme lazım soktun, her eve barka!
 
Ross Wilson domuzu, orduma hırlar
Nasıl seviniyor, kahpe hınzırlar!?
Her tür uşaklığa, her an hazırlar
Bak milli gömlekle, şu kirli farka!
 
Hoşgörü diyalog, nifaka maske
Corc Buş kadar açık, olsaydın keşke
Erbakan'a topuz, coniye fiske?...
Fetullah çıkıyor, zalime arka!
 
AB bizle resmen, alay ediyor
Sevrin yollarını, kolay ediyor
Hala AKP'yi, kalay ediyor
Bak şu şahsiyetsiz, ırzı kırıka!..
 
BOP, AB tuzaktır; hep pusun olur
Vatansız, tarumar; namusun olur
Bu boş hayallerin, kâbusun olur
Malzeme olursun, Siyonist çarka!
 
 
 
HARPUTLUYUZ!
 
Müslümanız, yobaz değil
Akıl vicdan komutluyuz!
Yapılır mı, zulme meyil
Yüce Kur’an’la kutluyuz!
 
Pekmezle pislik karışmaz
Mümin nifakla yarışmaz
İslam-İsrail barışmaz 
Devran döner, umutluyuz!
 
Demokratız, dine sadık
Sevgi saygıyı kutsadık
İki yüzlüden usandık
Ne Haçlı ne de putluyuz!
 
Uğraşırız hasmımızla 
Kazanırız sabrımızla
Barışığız Rabbımızla
Haktan tarafız, mutluyuz!
 
İnsaniyet divanesi
Yiğitlerin merdanesi
Medeniyet Medine’si
Anadolu, Harputluyuz!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
AYASOFYA
 
Özgürlükle ilgili
Husustur Ayasofya!
Türkiyem'in tescili
Tapsudur Ayasofya!
 
Peygamberin müjdesi
Mehdiyet Medinesi
Kur'andaki; "Bünyanün
Mersus"tur Ayasofya!* 
 
Kurt girmiş kuzu kürke
"Tek dişli" den kim ürke
Gerçek, Müslüman Türk'e
Mahsustur Ayasofya!
 
Gizli Gavur sultadır
Bağımsızlık laftadır
Nice yıldır, haftadır
Mahpustur Ayasofya!
 
Ruhum kalkar isyana
Can kurbandır, bin sana
Haysiyetli insana
Kabustur Ayasofya!
 
Bazı hain, iz'ansız
Diyorlar ki: Bizans'ız!?
Minareler ezansız
Sus pustur Ayasofya!
 
Ezan sesine kükrer
Uyuz kuduz köpekler
Yeni Fatihi bekler
Mahsundur Ayasofya!
 
Bir taktikdir, "müze"lik
Yetti be gevezelik
Bitsin bu kepazelik
Namustur Ayasofya!
 
 
 
DİLEĞİM
 
Allah’ımdan benim, budur dileğim
Yurdum ve onurum, taciz olmasın!
Dıştaki düşmanlar, bükmez bileğim
Yeter ki iktidar, aciz olmasın!
 
Dalgalansın daim, şanlı bayrağım
Ezanla zevklensin;  ruhum, kulağım
Korkarım ki dostlar, vatan toprağım
Bu borca karşılık, haciz olmasın!
 
ABD güdümlü, AB peşinde
Yüz suyu döküyor, el eşiğinde
Aç kalınca azar; kızın, eşin de
Ya Rab, namusumuz; naçiz olmasın!..
 
Sağı solu bırak, sağlam yola gel
Kin nefretten uzak, hep kol kola gel
Kurtul bu darlıktan, refah bola gel
Ki yediğin haram, faiz olmasın!.
 
Dinsizle, densizle; devlet yıkılır
Fakr-u zaruretle; Millet sıkılır
İmanla, irfanla; düze çıkılır
Hain hükümete, haiz olmasın!..
 
Laiklik yozlaştı, ham demokrasi
Yıllık gelir, fayze; tam diş kirası
Milli Güçler kalksın, şimdi sırası
Yeter, mason, moon; aziz olmasın!..
 
Emanet ehline, vermeye bakın
Zalime uzak dur, mazluma yakın
Mert kafirden korkma, nankörden sakın
Münafıklar bize, vaiz olmasın!
 
 
 
 
 
 
 
 
ÖZGÜR İNSAN
 
Olgun insan onurludur
O özgürlüğe âşıktır
Aydın, akıllı nurludur
Vicdanıyla barışıktır!...
 
Amerika’ya sığınan
AB’yi kurtuluş sanan
Bir inek gibi sağılan
Hep ahıra muvafıktır!...
 
Milli şuur taşımayan
Mazlum başı kaşımayan
Vicdanı hür yaşamayan
Köle ruhlu bir fasıktır!...
 
Türkiyem’i BOP’a katan
Dinini dolara satan
“Ilımlı İslam” safsatan;
Âlim geçinme, yazıktır!...
 
Bak şu nesebi kirliye
Öz yılan; tatlı diliyle
Çatar Kuvay-ı Milliye
Vallahi tam münafıktır!..
 
Atatürk’e kara çalar
ABD’nin kıçın yalar
Irak’ta mümin parçalar
Yahudiye kiralıktır!..
 
Eğer sağcı, eğer solcu
Değil ise hayra yolcu
Ne fark eder şucu bucu
Soyu sopu karışıktır!...
 
Vatan vücut; İslam candır
Türkiyem, taşı mercandır
Esaret bize hicrandır
BM, NATO; hep kazıktır!..
 
 
 
 
CENNET YURDUM!
 
Peygamber müjdesinin, medinesisin
Sana göz dikeni hiç, yaşatırmıyız?
Ceddimizin en kutsal, hediyesinin
Şanlı tarihimize, taş atarmıyız?
 
Namusum, onurumsun; yurdum yuvamsın
Hürriyetim, huzurum; mutlu rüyamsın
İslam dünyasına mihrap; kutlu davamsın
BOP’un keyfi için, boşaltırmıyız?
 
Servi sayıklayan şu, soysuzlara bak
Kıbrıs değil, karın sat; boynuzları tak!
İsrail’den Haçlıdan; hayr uman ahmak
Sağalan yaramızı, kaşıtırmıyız?
 
AB’den NATO’dan, ne hayır gördük
Kurtuluş savaşında, daha özgürdük
Sanmayın gururumuz, tarihe gömdük
Gavuru kızımıza, taşıtırmıyız?
 
Türkiyem, tarihim; dünya cennetim
Rabbimizden gayrıya, yoktur minnetim 
Şeref uğrunda, şahadetim mihnetim 
Neslimizi Kurandan, şaşırtır mıyız?
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
MİLLİ GÖRÜŞÇÜ MİTİNG ŞEHİTLERİNE
 
Diyarbakır’da miting var, canlar çağrıyı duyunca
Vicdan ehli mücahitler, yorula yorula gider!..
Tevhit ve tekbir sesleri, yükselir yollar boyunca
Sadıklar göz yaşlarıyla, durula durula gider!..
 
İstasyon meydanı o gün, mümin kadın erkeklerle
Filistin’e destek verdi, dualar ve dileklerle
Bulutlar gölge etmişti, ruhaniler, meleklerle
Serin rüzgarda bayraklar, savrula savrula gider!..
 
Hak davadan cayılır mı, Rabbine ahit vermişti
Her türlü kaza belaya, sabırla göğüs germişti.
Şehadet sevdalıları, şerefle Dosta ermişti
Bak Anteb’in Gazileri, vurula vurula gider!..
 
Bizi hasretle kahretme, “Fethi mübin” hitabın var
Filistinli şehit Ömer, Urfa’dan da ahbabın var
Bekle ey kuduz İsrail, görülecek hesabın var
Birgün Kudüs’e yiğitler; kurula kurula gider!..
 
Ya Rab, lütfet şehadeti, bizlere de nasib eyle
Arındır kirden küfürden, cennete münasip eyle
Milli şuurla diriltip, nefsine muhasip eyle
Herkes mezar ve mizana, sorula sorula gider!..
 
Tohum toprağa girmeden, meyveli ağaç çıkar mı?
Dosta kurban olmayanı, gökte melekler yıkar mı?
Mevlasına aşık kimse; yükten, çileden bıkar mı?
Sadıklar cennet yurduna; yoğrula yoğrula gider!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
GURBETCİYE SELAM
 
Gurbet elde vatana, hasret çekenler
Size Anadolu’dan selam getirdim!
Ülkem kan ağlar diye, boyun bükenler
Yunus, Karacoğlan’dan selam getirdim!..
 
Kim hainden yanadır, şeytan fikirli
Niye bize katılmaz, kafası kirli
Yeniden diriliyor, Kuvayı Milli
Erciyes’ten, Ağrı’dan selam getirdim!.
 
Türk, Kürt biriz, beraber, sünni Alevi
Korkmayın bu toz duman, saman alevi
Haçlıya kaptırmayız, bu son kaleyi
Şuheda evliyadan selam getirdim!.
 
Asya’ya liderlikten ürkmek, ne diye
Avrupa kapısında dilenmek niye
Mevlam bin türlü servet, vermiş hediye
Size Cizre’den, Bor’dan selam getirdim!.
 
İşbirlikçi hainler, ezber bozanlar
Türkiye bölünmez, susmaz ezanlar
Malazgirt, Çanakkale, destan yazanlar
Size Dumlupınar’dan Selam getirdim!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
MİLLİ
 
ÇÖZÜM
 
ERLERİ
 
 
 
 
 
 
 
 
 
MÜNAFIKTAN FARKIMIZ!
 
Siz, Haçlı'nın uşakları;
Biz Hilal'in aşıkları
Siz hesabi, biz hasbani;
Siz o taraf, biz bu taraf!
 
Siz Papa'nın piyonları;
Biz Peygamber bağlıları
Siz Haccac'i, biz Haydari;
Siz o taraf, biz bu taraf!
 
Siz diyalog davulcusu;
Biz Adil Düzen yolcusu
Siz nefsani, biz Rabbani;
Siz o taraf, biz bu taraf!
 
Siz gavurun puştlarısız;
Biz mağdurun dostlarıyız
Siz küfrani, biz şükrani;
Siz o taraf, biz bu taraf!
 
Sizler kuyruk, biz öncüyüz;
Sizler kukla biz yöncüyüz
Siz kitabi, biz Kur'ani;
Siz o taraf, biz bu taraf!
 
Siz Amerkan hizmetkârı;
Biz Erbakan hürmetkârı
Siz hasmani, biz vicdani;
Siz o taraf, biz bu taraf!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
YENİLDİM; YENİLENDİM!
 
Yenildim, yenilendim
Usanmadım, bilendim
Yan çizmedim davamdan
Dövüldüm, değerlendim!..
 
Hak tencerede piştim
Hayra doğru değiştim
Çünkü “Bela!” demiştim
Ezildim, eğilmedim!
 
Dünya denen handayım
Her an imtihandayım
Bilmezler ne haldayım
Yandıkça dirilendim!
 
Erimeden erilmez
Dosta vuslat verilmez
Çeliksiz yay gerilmez
Kirlendikçe körlendim!
 
Asıl amaç Hak imiş
Gerisi vak vak imiş
Hakimi mutlak imiş
Boşuna kederlendim!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
MİLLİ ÇÖZÜM EKİBİ
 
Hepsi Hakka bağlıdır, haza mümin muvahhid
Sadıklar topluluğu, Milli Çözüm Ekibi!
Kur’an yol, Rasül rehber; Dost uğrunda mücahid
Davaya baş koymuşlar, sürdürürler takibi
Zalimleri ürkütür, Milli Çözüm Ekibi!
 
Gerçeklere tercüman, Hoca’sının izinde 
Yan çizip yamulmazlar, fer kaldıkça dizinde
Katıl kutlu kervana, payız olsun sizin de
Hayat; iman ve cihat, ihlas ihsan terkibi
Hainleri korkutur, Milli Çözüm Ekibi!
 
Güvenirler Mevla’nın, kudretine va’dine
Vefasızlık etmezler, sahibine ahdine
Huzur ehli olursan, her yer Mekke Medine
Şeytanlar şarlatanlar, hep bunların rakibi
Çıbanları deşiyor, Milli Çözüm Ekibi!
 
Hidayeti kararan, kâr bilir hıyaneti
Siyonizme uşaklık, insanlık cinayeti
Dostları kenetlemiş, Allah’ın inayeti
Bu çağın kürsüsünde, bak Kur’anın hatibi
Doğruları yazıyor, Milli Çözüm Ekibi!
 
Kimi Dine düşmandır, kâfirlere kiracı
Kimi istismarcıdır; İslam, çıkar aracı
Adil Düzene hizmet, Mü’minlerinMi’racı
Ruhları arınmıştır, vicdanları kar gibi
Olsun diye çırpınır, Milli Çözüm Ekibi!
 
Ayet, hadis, ilimle; hikmeti örüyorlar
Hasetçi münafıklar, buğzedip ürüyorlar
Kabri; Cennete çıkan, bir kapı görüyorlar
Günahları dökülür, alındaki ter gibi
Mehdiyyet hizmetçisi, Milli Çözüm Ekibi!
 
Onikiden vururlar, dedikleri çıkıyor
Feraset incisini, hidayetle yıkıyor
Ne yılgınlık duyuyor, ne külfetten bıkıyor
Küheylanı kıskanır; hain uyuz “ker” gibi 
Hak devrim fedaisi; Milli Çözüm Ekibi!
 
Amerka’ya tapınan, “ılımlı İslam”; yavan
Namus pazara düşmüş, Türkiye olur Tayvan
Dert dava dünya ise, insan suretli hayvan
Ha bir tekkenin şeyhi, ha kilise rahibi
Kur’an bayraktarıdır, Milli Çözüm Ekibi!
 
Sağlam kale benzeri, vücut gibi kaynaşmış
Fani olandan geçip, Baki Rabbe yanaşmış
Hepsi rezil olmuştur, kim Şeytanla oynaşmış
Her yerde izzet bulur, edep hürmet sahibi
Nefsini düşman bilir, Milli Çözüm Ekibi!
 
Milli Görüş dertlisi, rü’yetüllah harisi 
İsa’nın müjdecisi, Erbakan havarisi
Deccali devirecek, hakikat habercisi
Zalimlerin hasmıdır, ezilenin nakibi 
Şuur huzur ehlidir, Milli Çözüm Ekibi! 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
AZ, AMA ÖZ!..
 
Birkaç kilo meyve, tohumu aldım
İçinde bir milyon, çekirdek vardı
Hepsini sürülmüş tarlaya attım
Sadece bin tane, filiz çıkardı!..
 
Bin filizden kaldı, yüz tane fidan
On adedi ağaç, oldu ardından
Bir tanesi aşı, tuttu dalından
Beş ton yemiş verdi, gören hayrandı!..
 
Şükret Mevlaya ki, vermiş nasibin
Bir milyara denktir, halis bir mü’min
Tek ümmeti varmış, Zülküfl Nebinin
Kur’anda övüldü, en bahtiyardı!..
 
Hakikati bilen, insaf ehlidir
Elmasa milyon taş, feda edilir
Bir şahsa, bir rasül; israf değildir
Çün bunu anlatan, Yüce fermandı!
 
Kurban eder diye, mürit dağılmış
Şeyh Hacı Bayram’a, birisi kalmış
Bin çiçekten çıkan, bir gram balmış
Velakin bin türlü, derde dermandı!..
 
Davası Hak olan, derde belenir
Yazık ehli dünya, hep debelenir
Nasipsiz dökülür, dibe elenir
Samimiyetsizin, sonu hüsrandı!..
 
Yalan haram uymaz, kendi özüme
Hak için halkıma, Milli Çözüme
Gayret eden erler, “Fer”dir gözüme
Bu yiğitler dimdik, mertçe davrandı!..
 
 
 
 
Fer: Işık, aydınlık, kuvvet, destek olmak
Belenmek: Sarılmak, karışmak, bulanmak
Debelenmek: Toz toprak içinde boşa yuvarlanıp durmak
 
 
BATININ BARBARLIK DÜZENİ
 
Hele Bak şu düzene
Hepsi tuzak, düzene!
Bu düzeni düzene
İnsanlık lanet okur!
 
Ah, bu çağın düzeni
En alçağın düzeni!..
 
Laiklik laçkalaştı
Kemalizm başkalaştı
Siyonizme yaklaştı
Bize tehdit savurur!
 
Ah, bu çağın düzeni
En alçağın düzeni!..
 
NATO- Mason kafadar
Erbakan’a laf atar
Kerkük Kıbrıs’ı satar
Loca emir buyurur!..
 
Ah, bu çağın düzeni
En alçağın düzeni!
 
Kahpeliktir sıfatı
Bozuk, barbar fıtratı
Hain bulmuş fırsatı,
Zalim, vurur da vurur!
 
Ah, bu çağın düzeni
En alçağın düzeni!..
 
Saldırıyor kuduz it,
Kalleş haçlı Siyonist,
Durup seyreder, Yezit
Sanki gavurdur, gavur!
 
Ah, bu çağın düzeni
En alçağın düzeni!..
 
BM’si ve NATO’su
AB Şeytan şatosu
ABD’nin vetosu
Mazlumları kavurur
 
Ah, bu çağın düzeni
En alçağın düzeni!..
 
Soysuz zalime, “gülüm”
Garip mazluma, ölüm!
Azmış küfür ve zulüm
Her an daha kudurur!..
 
Ah, bu çağın düzeni
En alçağın düzeni!..
 
İsrail Şeytan Firavun
ABD Şeddat, Karun
Yoldadır Musa, Harun
Çıkıp zulmü durdurur!..
 
Mazlumun ezenidir
Bu Deccal düzenidir
Erbakan, panzehridir
İnsanlık selam durur!
 
Yıkılır Zalim Düzen
Yakındır Adil Düzen
Hakkındır Milli Düzen!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ZALİMLERE UYARI
 
Sözde yazar, edepsiz
Bize çatar, sebepsiz
Hain dönek, nesepsiz
O’nun derdi, tirajdır!
 
Mü’min kişi, mert olur
Belki biraz, sert olur
Dili yüz bir, kert olur
Kalbi engin, barajdır!
 
Hep sap saman, yediğin
Yakın tarih, dediğin
Senin gibi, nice bin
Külüstüre, garajdır!
 
Siyon ipi, geriyor
Türkün sabrı, eriyor
Kur’an sinyal veriyor
O ilahi, mesajdır!
 
Dinle devlet barışır
Halk hayırda yarışır
Ortadoğu, karışır
Belki bu son, virajdır!
 
Tüm İsrail, vurulur
Sonra sular, durulur
Adil Düzen kurulur
Bu ne kutlu, miraçtır!
 
Amerikan rüyası
Biter, Batı hülyası
Artık İslam dünyası
İnsanlığa, imajdır!
 
Hakka açtım avcumu
Bu Orhan’ın, suçu mu?..
Zalimlerin hücumu
Bizi bilyen, masajdır!
 
 
 
 
 
GÖNLÜMDEN GEÇEN
 
Hikmet deryasında, bol inci mercan
Sen güller bitiren, kil getir bana!
Kalbim yaraladı, dost bildik her can
Gönlümü alacak, dil getir bana!
 
Mümin Din, devlete; yüzün döndürmez
Canavar değilse, asker öldürmez
Vicdanım yanıyor, Fırat söndürmez
Firavunlar boğan, Nil getir bana!
 
Marazlı: yüz yıllık, yarayı kaşır
Böyle devlet-millet, nasıl barışır
Benim efkârımı, katır mı taşır
Derdim yüklenecek, fil getir bana!
 
İnsanlığın derdi, kahrım beş öğün
Komşu yas tutarken, olur mu düğün
Adil bir düzenin, kurulduğu gün
O zaman oynarım, zil getir bana!
 
Amerikan taparlık, aşağılıktır
Münafık şeytanla, tam bağdaşlıktır
Batılı barbardır, ne çağdaşlıktır…
Avro dolar sahte, çil getir bana!
 
Atatürk direniş, dirlik bayrağı
Tapan da, çatan da; ahmak bayağı
Demek özlemişler, gâvur dayağı
Beynine takacak, pil getir bana!
 
Sanma ki şefkatim, hep Müslümana
Merhamet ederiz, her tür insana
Zalimin hasmıyız, yav anlasana
Nemrut’un gözüne, mil getir bana!
 
Vatansız devletsiz, koyma Sübhanım
Din ve millet kalmaz, olmaz sabahım
Sonra fayda vermez, billâh son ahım
Şimdi kararını, bil getir bana!
 
Zulüm yıkılacak, Kur’an’ın va’di
İşbirlikçi adam, İblis’ten adi
Diril be kardeşim, uyan be haydi
Yüzünden karayı, sil getir bana!
MİLLİ ÇÖZÜM'Ü MERAK EDENLERE
 
Edebiyat, sanat değil; dava, tebligat
Politika, palavra yok; aynı hakikat
Amaç; şeytanı deşifre, şerre barikat
Milli Çözüm; Hakk'a bağlı, Milli Görüştür
ABD uşağı olan; kirli görüştür!
 
Labaratuvarız; tahlil, teşhis yaparız
Mikropları belirleriz, "ters iş"(!) yaparız
Eh, çürük'e çıkanları, terhis yaparız
Milli Çözüm; Furkan ehli, Milli Görüştür,
Sanma; Siyonist, sosyalist, pilli görüştür!
 
Asla "Layt Müslüman" değil; mert müslümandır
Zalime, haine karşı; sert müslümandır
Zulmü hoş gören münafık; dert müslümandır
Milli Çözüm; çelik gibi, Milli Görüştür,
Dönekler; ham paslı demir, telli görüştür!
 
Bir mazlumu haksız yere, öldüren zalim
İnsanlığın katli sayar, Kur'anı kerim
Peki, Irak'ta soykırım, yapan kafir kim?
Bunlara arka çıkanlar, kirli görüştür,
Milli Çözüm: vicdan, iz'an; Milli Görüştür!
 
Aynaya kızacağına, yüzünü yıka
Ey Münafık, hem fossur, hem; burnunu tıka!?.
Yahudiye uşak olan, adi yalaka
Devşirme, mason değil bu; Milli Görüştür
Taklitci kopyeci değil, yerli görüştür!..
 
Evi yananın feryadında, nota aranmaz
Hakkın rızasına talip, halka yaranmaz
Kara sinek kire konar, güle daranmaz
Milli Çözüm; sır aynası, Milli Görüştür,
Batı; insanlıktan çıkmış, filli görüştür!..
 
İzzetli fakir; zilletli, zenginden üstün
Okuyan şuurlu insan, denginden üstün
Albayrağımın değeri, renginden üstün
Milli Görüş, aslımızdır; yerli görüştür,
Sağa sola aldanmayın; şerli görüştür!
 
"Hakk'a hürmet, halka hizmet"; tek amacımız
Mutlu hedeflere varır, dik yamacımız
Ülkem, bölgem, alem yanar; bitsin acımız
Milli Çözüm, Milli Görüş; düğümümüzdür,
Aşımız, şarkımız; kutlu, düğünümüzdür!
 
Yusuf, Eyyub nebileri, pir tutuyoruz
Gayrı övenle söveni, bir tutuyoruz
Nurla besleniriz; sanma, kir yutuyoruz
Çok haram değil, az helal; Milli Çözümdür,
Davasız, sevdasız olmaz; dertli görüştür!
 
Erbakan hayranıyız ya, resmiyet yoktur
Riyakar münafıkta hiç, ünsiyet yoktur
Anladık; alem görüntü, cismiyet yoktur
Milli Çözüm; öze dönüş, Milli Görüştür,
Duamız; "Allahım bizi, erken görüştür!"
 
Sağlam sadık Müslümanız; Atatürkcüyüz
Miliyetciyiz; maymun değil, Adem kökcüyüz
İt postu giymeyiz asla, samur kürkcüyüz
Orhan'lardan Osman'lara; Milli Görüştür
Bedavacı, tembel değil; terli görüştür!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
EĞER ALLAH’I BİLSEYDİNİZ!
 
Eğer gökleri gezip
Dünyanın üzerindeki sırlı çadırları görebilseydiniz
Kaderin Rahman’a bağlı olduğunu sezip
Şeytanların atomunu kıyamet sebebi görmezdiniz…
Boşluk zannettiğiniz muhteşem göklerin
Yeryüzündeki “Gizli iktidar”ını bilseydiniz
Zalimleri “süper güç” saymaktan utanarak
Kâinatın o eşsiz mimarına titreyerek secde edip
Nefsi duygu ve tutkularınızı unutarak
Kendinizden geçerdiniz…
Eğer Allah’a hakkıyla iman etseydiniz
Çağdaş Firavunlara ve Karunlara güvenmezdiniz… 
Oysa kader filminin her karesi tespit edilmiştir. 
Bunun değiştirilmesi ve geciktirilmesi mümkün değildir.
Biz sadece şu andaki
Ve bizim imtihan sahamız ve görüş alanımızdaki kareyi seyretmekteyiz
Allah ise, geçmiş ve gelecek bütün kareleri
Aynı anda görmekte ve bilmektedir.
Onun katında olmuş ve olacak her şey
“Kün” emriyle olup bitmiştir.
Dünya ve ahiret, hepsi bu görüntülerden ibarettir.
Rabbimizin, ruh ekranımızdaki kader filminin görüntülerini
Bize gerçek gibi algılatıp yaşatması bir mucizedir.
Allah’tan gayrı gerçek mevcut olmadığına göre
Gölge varlılarda kuvvet vehmedip onlara güvenmek büyük gaflettir.
Zahiri sebeplerin hepsi bahanedir
Ve imtihan vesiledir.
Önemli ve geçerli olan Allah’ın vadi ve müjdesidir.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ZAMANE HALKI
 
Nankörlük, hıyanet, almış yürümüş
Abı hayat sunsam, zehir aş derler!
İz’an insaf kalkmış, ahlak çürümüş
Yakut elmas versem, çakıl taş derler!
 
İnsanları bozan, kötü niyettir
Merhametten maraz, doğar hayrettir
Aleme yaranmak, boşa gayrettir
Sırtında taşısan, dur yavaş derler!
 
Rabbine yakın ol, şeytana ırak
İslam’a hadim ol, Kur’an’a çırak
Sen vicdanlı davran, devranı bırak
Gonca gül taksan da, bu haşhaş derler!
 
Şaşa hor gelirmiş, türlü çiçekler
Canavar görünür, börtü böcekler
Namerde yedirsen, taze çilekler
Bu kartlaşmış; sanki, yetmiş yaş derler!
 
Tek geçim kaynağı, hile sömürü
Sen boşa harcama, servet ömürü
Kimine hoş gelir, Çingen kömürü
Bak gözleri zeytin, karakaş derler!
 
Kazancına haram, yalan katana
Vicdan onurunu, ucuz satana
Kart bir öküz gibi, yiyip yatana
Hikmet keramet var, “ağır baş” derler
 
Kafası türbanlı, kalbi haspadır
Hainlerin sonu, zindan sehpadır
Yahudiler gibi, kahpe kaypaktır
“Sen Rabbinle birlik, git savaş” derler!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
SEN DE YIRTILACAKSIN!
 
Bir Hak yolcusu, gönderdiği hayra davet mektubunu yırtan soysuza: “Sen de aynen öyle parçalanasın!” diye beddua etmişti. Bir müddet sonra, ava çıkan bu şahsın, canavarlar tarafından parçalandığı haberi gelmişti.
 
Hakka tarafgir olmak, bil imanın canıdır
Dergimi yırtan yamuk, sen de yırtılacaksın!..
Erbakan Hoca Hakkın, hayrın tercümanıdır
Yüzündeki karadan, nasıl kurtulacaksın?
 
Dava hainlerine, hürmet minnet ödersin
Amma Milli Çözüme, töhmet zahmet edersin
Nasıl bir vicdanın var, Şeytan mı verir dersin?
Mazlumun lanetiyle, yanıp kavrulacaksın!..
 
Hoş oturup kalkarsın, AKP'li dostunla
Din dava sana araç, hep dünyalık kastınla
Mü'min mi oldum sandın, Milli Görüş postunla
Şekil değil niyetle, elbet tartılacaksın!..
 
Milli Görüş part değil, evrensel bir davadır
Hak çizgiden ayrılsan, emekler berhevadır
Rabb rızası pahalı, sanma ki bedavadır
Tevbe et, insafa gel; yoksa savrulacaksın!..
 
Gerçekleri duymaya, tahammülün yok senin
Ucuz bir kahramansın, gizli putun çok senin
Mağdur muhtaç takmazsın, çünkü karnın tok senin
Bedduamız üstünde, kahra katlanacaksın!..
 
Bu nefretin kaynağı, ya Haktır, Rahmanidir
Oysa tüm yazdığımız; Kur’ani, vicdanidir
Demek ki bu kininiz, nefsani şeytanidir
Bir gün tabuta konup, sen de sırtlanacaksın!..
 
Saadetçi geçinip, Hakka hıyanet etsin
Münafık müfteriye, Allah’ım lanet etsin
Sadık dava erine, Mevlam inayet etsin
“Amin” diyemiyorsun, kime yutturacaksın!..
 
 
 
 
 
 
 
“PUT”LARIMIZ
 
Hak’tan gayrı, güvendiğin
Dost ve yoldaş, ahfadın put!..
“Bey”dir diye, beğendiğin
Ağan paşan, ahbabın put!
 
Varlığın benzer seraba
Yakında döner haraba
Makam, apartman, araba
Tapındığın, evladın put!
 
Yetkin, etkin ve şevketin
Hürmet, rağbet, şan şöhretin
Peşine düştün şehvetin
Kul olduğun, avradın put!
 
Hayal, heves, emellerin
Riya kokan, o hallerin
Mağrur eden amellerin
Övündüğün, evradın put!
 
Hakikaten var sandığın
Sana sadık yar sandığın
Haramını kâr sandığın
Paran pulun, emvalın put!
 
Boşuna, telaş kederin
Değişir mi, hiç kaderin
Gizli nifakın, pek derin
Şekva, isyan, efkârın put!
 
Şeyh dediğin, sahte mürşit
Kalıbı hoş, kalbi müfsit
Cihatsız kişi, bir meyyit
Sohbetin put, ezkârın put!
 
Siyasette soysuzlaştın
Gidip Siyonla uzlaştın
Tuzlaya düşüp tuzlaştın
Alkışlayan, efradın put!
 
 
 
 
 
HAK DAVANIN “KITMİR”İYİZ
 
 
Gâvura uymak, ne zillettir
Biz Mevla’nın, Kıtmiriyiz!
Hain kovmak, meziyettir
Biz Sultanın Kıtmiriyiz!
 
Kıtmir, sadık bir köpektir
Dönekler ise, köçektir
Sözüm, haine kötektir
Biz Kuran’ın Kıtmiriyiz!
 
Amerka’dan icazetli
Kalıp hoş, kalp necasetli
Sanma deli cesaretli
Biz Dava’nın Kıtmiriyiz!
 
Din verip dünya sağlamış
Allah onu aşağlamış
AB’ye umut bağlamış
Bizler Hakk’ın Kıtmiriyiz!
 
Kahpelik bunların harcı
Kof etikette kiracı
Dinleri, dinar aracı
Biz İslam’ın Kıtmiriyiz!
 
BOP’a mavinlik, keneftir
Hakka hadimlik, şereftir
Özgür ruhumuz, Refref’tir[1]
Biz bir aşkın Kıtmiriyiz!
 
Nifak, gavurluktan beter
Bu mal makam, bir gün yiter
Helal, kuru ekmek yeter
Bir sevdanın Kıtmiriyiz!
 
Dışı Hoca, içi rahip
Değil onuruna sahip
O siyon şeytana muhip
Biz Rahman’ın Kıtmiriyiz!
 
“Bel hüm edall”, olan kişi
Gâvur’a merkeplik işi
Çekilmiş hidayet fişi
Biz vatanın Kıtmiriyiz!
 
Kur’an lanetler Samiriy
Oysa o çok, bilgiç biri
Ayetler över Kıtmiri
Bizler Rabbın Kıtmiriyiz!
 
Kıtmir, şan şöhret zevklemez
Ücret ve servet beklemez
Dostun kapısın terklemez
Erbakan’ın Kıtmiriyiz!
 
 
 
 
 
Refref: Hz. Peygamberimizin Miraçtaki nurani bineği
 
 
 
 
 
 
 
BUNLAR HAKİKAT, SUİZAN DEĞİL
 
 
Beş kez safa durur, kılmıyor namaz
Aç susuz kalınır, ramazan değil!
Fatiha anlamaz, Rabbını anmaz
Ayarlar bozulmuş, o mizan değil!
 
Abdest alır; taharetsiz, helâsız
Cenaze kıldırır, cünüp selasız
Bilal olunur mu, dertsiz belasız
Bugünkü ezanlar, o ezan değil!
 
Dindar rolü oynar, dinara tapar
Kâbe'ye yönelir, kahpelik yapar
Vicdansız vefasız, davadan sapar
Bu hazan bildiğin, o hazan değil!
 
Riyakârlık sanat, ahlak yozlaşmış
Hiç meal okunmaz, rafta tozlaşmış
Ak kara bellolmaz, herkes bozlaşmış
İnsanlar beleşçi, bağ kazan değil!
 
Zahir, mü'min masum; özde mel'undur
Şeytanla masonla, izde uygundur
Feraset ehline, hepsi malumdur
Kemalist geçinir, Hak yazan değil!
 
Edep hayâ kalkmış, gençten kocadan
Millet yönetilir, gizli locadan
Allah'a sığındık, Haçlı Hocadan
Yunus'a özenir, o ozan değil!
 
Devletim dağılır, deyyusa batmaz
Zaten onur olsa, gâvura yatmaz
Sonu rezilliktir, hesaba katmaz
Hidayet kararmış, suizan değil!
 
Dağlarda Mehmedim, tatlı can verir
TAYYO demokratik, çözüm önerir
FETO'cu, APO'cu; över güvenir
Ahmak, İnek Şaban; o Tarzan değil!
 
NATO Deccal gücü; düşmanı İslam
Bu yüzden Afgan'da, hasılı kelam
Karşılıksız dolar, basılır devam
Amerka görülmüş, kalpazan değil!
 
Umutluyuz; ufuk, ağarıyor bak
Bir ses bizi Hakk'a, çağırıyor bak
Ana bacı, eş dost; haykırıyor bak
Artık durulacak, bir zaman değil!
 
Ya bir devrim, ya da; izmihlal gerek
AB esarettir, istiklal gerek
İlimle İslam'la, istikbal gerek
Bunlar hain; basit, borazan değil!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
CUMHURİYET ÜŞÜYOR
 
Siyonist Haham Hayim Nahum planı
Adım adım işliyor!...
Açlık, sefalet
Ahlaki yozlaşma, İslam’dan uzaklaşma
Borca esaret
Milli birlik ve dirlikten kopuşma, kapışma ve kamplaşma sürüyor.
Bütün kalelerimiz, bir bir düşüyor!
Dış güçleri, işbirlikçileri
Hepsi, Sevr’i düşlüyor…
Gaflet, dalalet ve hıyanet
Kol geziyor
Diyalog davulcuları,
Demokrasi çapulcularını, davet ediyor
Emperyalist leş kargaları
Başımıza üşüşüyor…
Eşkıya Kandilden inip
Mecliste yol kesiyor!...
Uyanın dostlar
Dayanın dostlar
Cumhuriyet üşüyor!...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
YA İSLAM, YA ESARET
 
İslam, barış demektir
Ya İslam, ya adavet!
Nura varış demektir
Ya İslam, ya dalalet!
 
Vicdan kini silmez mi?
Kul Rabbe eğilmez mi?
Halk eden hiç bilmez mi?
Ya İslam, ya musibet!
 
Adalet terazisi
Asalet terbiyesi
Ruhların tedavisi
Ya İslam, ya husumet!
 
Feraset, hidayettir
Gerçek cumhuriyettir
En yüksek hürriyettir
Ya İslam, ya esaret!
 
Dine karşı çıkanlar
Hak nizamı yıkanlar
Cana kurşun sıkanlar
Ya İslam, ya cinayet!
 
Bu yol duygu, dostluktur
Buyruk; dost doğruluktur
Mutluluk duygusudur
Ya İslam, ya cehalet!
 
İslam medeniyettir
Dizsizlik deniyettir
Nifak, adi niyettir
Ya İslam, ya rezalet!
 
Edep, güzel ahlaktır
Her hükmü, hayır haktır
Tek sığınak Allah’tır
Ya İslam, ya hıyanet!
 
İmansız insan olmaz
İkramsız ihsan olmaz
Kur’an’sız irfan olmaz
Ya İslam, ya sefalet!
 
Kolay; sanma ki zordur
Tam mutluluk, huzurdur
Küfür, en büyük kusurdur
Ya İslam, ya hakaret!
 
Zindandır dinsiz hayat
İslamsız her şey bayat
Dünya rüyadır, heyhat
Ya İslam, ya hasaret!
 
Gavur aşıklarından
Siyon uşaklarından
Mümin olmaz şaşkından
Ya İslam, ya da gaflet!
 
Kur’an’dan gıcık alan
Kafadan kaçık adam
Kıç göbek açık madam
Ya İslam, ya melanet!
 
Mümin merttir, metindir
Zalime çok çetindir
Ey şeytan, son kertindir
Ya İslam, ya felaket!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ÖZLEM!
 
Rehberi ilim, Kur’an
Asıl hedefi insan
Bir dava güdüyorum!
 
Her yerde barış olan
Hayırda yarış olan
Bir nizam düşlüyorum!
 
Halkları saygı gören
Haksıza kaygı veren
Hak yasa bekliyorum!
 
Özgür, onurlu, rahat
Dindar, dürüst, demokrat
Eşit halk; coşuyorum!
 
Bütün sosyal ihtiyaç
Muhtaca aş ve ilaç
Bedava istiyorum!
 
Düşmana güçlü ve sert
Dostuna gayet cömert
Bir devlet diliyorum!
 
Müminleri metin, mert
Kâfiri medeni, net
Bir dünya özlüyorum!
 
Amirleri hep adil
Hem alimleri fadil
Bir ümran gözlüyorum!
 
Bir hayale kandığım
Masal, hayat sandığım
Boşluğa düşüyorum!
 
Riya, yalana; yasak
Haset nifaktan uzak
Sevdaya koşuyorum!
 
Dertsiz, düşmansız diyar
Dört mevsim, daim bahar
Sonsuza göçüyorum!
 
Dostla birlikte vuslat
Aşk, dirlik, gerçek hayat
Ukba’ya uçuyorum!
BİZE ÇETE DİYENİN DE
 
Ergenekon çetesine
Milli Çözüm eklyenin de
Gülün çirkefte işi ne?
Bize örgüt diyenin de...
 
CIA, MOSSAD, Fetullahçı
Olmuş fesat bulamacı
Bizi susturmak amacı
Korkup sinen ödleğin de...
 
Milli Görüşçü geçinip
İftiraya çok sevinip
"Bizden değil" der, tepinip
Alçak, topal ördeğin de...
 
Karısının "kamu"sunu
Satmış dini, namusunu
Almış dünya tapusunu
Diyetini ödyenin de...
 
Brüksel'e Hacca giden
Siyonizme secde eden
Bin bahane heceleyen
Kahpe kalleş döneğin de...
 
Orduma kin besleyerek
Kiri nurla süsleyerek
Gavurluğun gizleyerek
Her hileyi denyenin de...
 
Bunlar şeytanın ekibi
Boşa çıktı her takibi
Yalanları gerçek gibi
Sunan soysuz medyanın da...
 
Allah kerim, devran döner
İftira mumu, tez söner
Zor zamanda mertlik, hüner
Höt demeden, ötenin de...
 
Hakka güven, çıkar ahın
Musibet siler günahın
Yakın selamet sabahım
Sizden medet dilyenin de...
.............................
Hepsi belasını bulur!.
 
ŞİİR
 
Her Adem suretli, insan olur mu?
Her Arabça yazı, Kur'an olur mu?
 
Kimi Musrafa'da, Kemal'i görür
Kimi irtidadı, zevali görür
 
Kemalsiz Kemalizm; masonik düzen
Demokrat kılıflı, despotik ezen
 
Hayrihi ve şerrihi, minelallahi Hak
Amerka değl Allah, kadiri mutlak
 
Zalim zaafından, zorbalaşır, bil
Amerka saldırır, gücünden değil!.
 
Sen millici misin, işbirlikçi mi?
Fitne fesatçı mı, yok dirlikçi mi?
 
Örnek bir laiklik; din-devlet ayrı
Düşman değl, barışık; huzur var gayrı!.
 
Saha, sahne O'nun; sen takımın tut
Kaderdir oynanan; gayrıyı unut!..
 
Lambadan ne fayda, gece yakmazsan
Soruna temelden, Erce bakmazsan!..
 
Reha Muhtar makinesinden korkar
Hakka nasıl hesap, verecek murdar?
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
MUSTAFA İLE KEMAL!?
 
Ne zihinler, ne hayaller; erişemez sırrına
Hidayetin yar olmazsa, akıl etmez sultanım!
İnayetsiz varılamaz, mahremin sınırına
İman fezasında füze, yola gitmez sultanım!.
 
Ta ezelden nişan koydun; Ey can, sevdiklerine
Benlik putlarını kırıp, yere serdiklerine
Nefse uşaklıktan alıp, aşka seçtiklerine
Yüz bin şeytan hücum etse, gücü yetmez sultanım!
 
Deryaya düşen damlanın, kalır mı ihtiyarı
Çün sevgiliye varıştır; "ben"liğin intiharı
"Vahdet"te fani olandır, kulların bahtiyarı
"Ene" dedikçe enayi, cefa bitmez sultanım!
 
Harikalar evreninde; nakış nakış ören Sen
Bu tecelli aleminde; görünen Sen, gören Sen
Her şey resim ve isimdir; "la mevcude, illa ent.."
Ey sevgili, en sevgili! Ezel Ebet sultanım!
 
Mustafa ile Kemal'i, yazık, ayrı sandılar
Bir aynanın önü ardı; keşke anlasaydılar
Hak: hayır ve şer Ondandır; şirk koşup aldandılar
Rahman'a ram olanları, şeytan gütmez sultanım!
 
Mevlana'sız Mevlamıza, yol bulmak zor olurdu
Vesilesiz vasıl olmaz! aşık çok yorulurdu
"Ahed" ile "Ahmed"in; "mim" sırrı bozulurdu
"Bana vesile arayın[1]", hükmün, güzel sultanım!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
NİÇİN SERTİM?
 
"İma"dan anlayan yoktur
Dava mertlik gerektirir!
Felsefeye karnım toktur
Mertlik, sertlik gerektirir!
 
Dolaylı anlatsam, duymaz
Daldan dala konar, aymaz
Dobra demeyince, uymaz
Sertlik, erlik gerektirir!
 
Beyinler, felç olmuş gibi
Kumandalı robot sanki
Göstersen de, sorar; hangi?!
Çok metinlik gerektirir!
 
Uyku değil, koma hali
Şok lazım ki, duysun bari
Basiretli adam hani?
Pek çetinlik gerektirir!
 
İçim dışım birdir benim
Ayırmam dayı yeğenim
Sertlik için var nedenim
Gerçek, netlik gerektirir!
 
Doğru, kimseye yaranmaz
Kel baş şimşirle taranmaz
Feryatta nota aranmaz
Aşk, dertlilik gerektirir!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAİNLERİN İSTİKBAL ŞARKISI
 
Takma, çakmaz hiç kimse; devleti soymaya bak 
PKK'ya on kurban; vermedikçe her bucak 
Kimin haddine düşmüş; Türkiye'den kovacak? 
Bu ülke sömürgemiz; daim böyle kalacak!... 
 
Asma sakın çehreni; ey mason dönme iclal 
Vurgun düzeni sürer; haramlar bize helal 
Onu öldürdük, artık; çıkmaz Mustafa Kemal 
Hakkıdır Hak'tan sapan; bir millete izmihlal!.. 
 
Tarihlerden beridir; haksız kazanç toplarız 
Allah kitap istismar; biz dünyaya taparız 
Servet şöhret düşkünü; insanları kaparız 
Makamla mason edip; sonra uşak yaparız!.. 
 
Baktığın yeri torak; diyerek geçme sakın 
Miras kalmış hazine; hemen satmaya bakın 
Kur'ana uzak durun; Amerka'ya çok yakın 
Demokrat köle olmak; senin yegane hakkın!.. 
 
Dinsizlik fakirlikle; yıkılmalı temeli 
Ezan Kur'an millete; ninni gibi gelmeli 
Narkoz: ılımlı İslam; hep böyle sürünmeli 
Sevr ile BİP'i kurmak; kutsal siyon emeli!.. 
 
Rantiye hortumunu; kim kesermiş şaşarız 
Havuz sistemi kuran; hükümeti aşarız 
Gerici yobaz diye; iftiraya başlarız 
Erce bakan başına; gör ne işler açarız!.. 
 
AB'yle oyalarız; çekilmiş gizli duvar 
Despotizm uygularız; demokrasi adı var 
Bizler has insanlarız; başkalarıysa davar 
Sırtlarına binmenin; çok ta güzel tadı var!.. 
 
Laiklik elde kalsın; ister yıkılsın vatan 
Tehlikeli başörtü; İslam'ı hatırlatan 
İstismarı serbesttir; onunla hava atan 
Dönek ödlek iktidar; bize fırsat yaratan!.. 
 
Kışkırt, Alevi Sünni; sağ-sol diye ayırın 
Milli olan dışlayın; münafıkı kayırın 
Çün kaynağı imandır; güzel ahlakın, hayrın 
Asker sivil kin tutsun; başıboş bırakmayın! 
 
Ruh iklimin kurutun; bütün Müslüman Türk'ün 
Maymundan gelmiş deyin; Adem değildir kökün 
İnanmışsa farkı yok; Laz'ın, Çerkez'in, Kürt'ün 
Birbirine kırdırın; kirlenmesin hiç kürkün 
Petrol Hayfa'ya aksın; Musul'un ve Kerkük'ün!.. 
 
Yalnız bize sunacak; mutlu günler istikbal 
İşbirlikçi haine; rüşvet, siyasi ikbal 
Gizli Yahudinindir; bu ülkede istikrar 
Şuurlu dindar kesim; görmeyecek iktidar 
Hakkıdır şer şebeke; masonların istiklal 
Hakkıdır Hak'tan sapan; Müslümana izmihlal!.. 
 
Demiştik amma, eyvah; hayalimiz yanıyor 
Bu Millet yıkılmıyor; inançla dayanıyor 
Öldü sanıp yanıldık; Atatürk uyanıyor 
Hanif İbrahim kolu; şuurla boyanıyor 
Mazlumlar dünyasına; İslam motor olacak 
Türkiye merkez, yeni; bir düzen kurulacak!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
MİLLİ ÇÖZÜM EKİBİNE
 
O kadar güzelsiniz ki, güller sizi kıskanır 
Kadir Mevlam, kem nazardan ve kazadan saklasın 
Anlatmaya kıyamazlar, diller sizi kıskanır 
Yüce Allah her zalimden, her ezadan saklasın 
 
Mutluluklar sizin olsun, kutlu olsun bayramız 
Riya kibirden kurtulun; biz ki, Hakka hayranız 
Batıl düzen yıkılınca, o gün başlar devranız 
Rahman sizi iftiradan, her cezadan saklasın 
 
Ruhaniler destek verir, melekler duacıdır 
Münafıklar haset eder, masonlar davacıdır 
Aşık çırpınır, çabalar; fasık bedavacıdır 
Rabbim dünya belasından, hem fezadan saklasın 
 
Uhuvvetiz daim olsun, muhabbetiniz safi 
İhlas ile ihya edin, Rabbin rızası kafi 
Mazlumlara sahip çıkın, bırakmayın insafı 
Cenabı Hak, fitne, fesat; ve nizadan saklasın! 
 
Milli şuur fedaisi, Milli Çözüm erleri 
Mücevherle tartılacak, sadıkların terleri 
Manevi bereket kaplar, gezdiğiniz yerleri 
Döneklerle aynı saftan, ve hizadan saklasın 
 
Bu ne soylu bir tavırdır, ne onurlu ekiptir 
Görevi, hakkı haykırmak, hainleri takiptir 
Hay bahtınız açık olsun, şeytan size rakiptir 
Mevlam sizi sapıtmaktan, azıtmaktan saklasın 
 
Her an kötülüğe siper, iyiliğe yarar olun 
Eşiz, dostuz, çevrenizle; aziz bahtiyar olun 
Hocamızın himmetiyle, hayra hizmetkâr olun 
Ahretteki azaptan, ahu zardan saklasın
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
NEFİS
 
TERBİYESİ
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
EY İNSAN!
 
Olayları Kur’andan farklı görürsün
Ey cahili kültürle yoğrulan insan!..
“Allah Hak” Der, Amerika’yı haklı görürsün!
Hep dünyalık peşinde yorulan insan!
 
Korkuların put senin, arzuların put
Tapınağın paradır; makam çul-çaput
Dindarlık, nifakına sadece kaput
Nefsinin havasıyla savrulan insan!..
 
Fedakârlık gerekse saklanır hemen
Birazcık zoru görse çevirir dümen
Acaba düşünür mü,  nedir cehennem?
Ağustos sıcağında kavrulan insan!
 
Pahalı giysilerle, tatlı besinler
Tek arzun: İnsanlar iyi desinler
Dünyaya taptığın nerden bilsinler
Sahte hürmet şöhretle kurulan insan!
 
Allah’tan ve Kur’andan gafil yaşarsın
Batıl amaçlarla, boşa koşarsın
Basit kazanımlarla oynar çoşarsın
Ah, tabuta girince durulan insan!..
 
Zikirsiz ve fikirsiz gönül paslanır
Allah’tan uzaklaşıp, kula yaslanır
Bana top güllesi de kār etmez sanır
Küçücük bir kurşunla vurulan insan!..
 
Çıbanlarını deşer Bayramın sözü
Haktan taraf olmaktır imanın özü
Ahireti görmez ki ahmakın gözü
Ey, rahmet dergahından kovulan insan!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
KANDIRDI BENİ
 
Hep kader her şeye hükmediyordu
Nefsim tevekkülden caydırdı beni!
Vicdanım, “peşine gitme!” diyordu
Yine de şeytanım kandırdı beni!
 
Hidayet ve huzur, ne büyük devlet
Her türlü felaket kapısı: Gaflet
Dünya dedikleri, bir sürü külfet
Değersiz çöp çakıl, saydırdı beni!
 
Kimi deli, kimi veli sanıyor
Nefsim ne uzlaşıyor, ne uslanıyor
Düşmanlar davacı, dost usanıyor
Yalnız beş-on sadık kayırdı beni!
 
Geçsem bu benlikten, ersem birliğe
Ruhumla barışsam, girsem dirliğe
Aldanmayın sakın bu şairliğe
Lafçılık; saflıktan ayırdı beni!
 
Akıllı, muttaki rolü oynadım
Boş kaleye beleş golü oynadım
Hem Ahmet, bazen ak-gülü oynadım
Her ikisi birden kandırdı beni!
 
Nefsimle tükendim, gayrı tıkandım
Hidayet nuruyla, yandım yıkandım
Şükür ki inandım, şükür ki kandım
Sultanım lütfuyla uyardı beni!...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
CEFASIZ OLMAZ
 
Dünyada rahat yok, cenneti özle
Saadet yurdudur, sefasız olmaz
Devamlı inayet yolunu gözle
Hidayet Allah'tan, şifasız olmaz
 
Merkeyle çıkılmaz tavşan avına
Döşekle almazlar, test sınavına
Değnekle varılmaz, dost sarayına
Sevilmek, sayılmak, vefasız olmaz..!
 
Takdir sırlarını sorma ki, derin
Planı yürümekte, her anı Kaderin
Teslim ol da kurtul, boşa kederin
Cennet istiyorsan, cefasız olmaz!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BİZİM ELLER
 
Dünya dedikleri diyar-ı gaflet
Gel bizim ellere gidelim gönül
Nicedir çekeriz Mevtaya hasret
Gel, bizim ellere gidelim, gönül
 
Dilleri konuşmaz, halleri hoştur
Bülbülü zikreder, gülleri hoştur
Dört mevsimi bahar, yelleri hoştur
Gel bizim ellere gidelim, gönül
 
Bu aynı hakikat, sanma hayaldir
Ne bir hikayedir, ne de masaldır.
Burda gördüklerin hepsi "misal”dir
Gel bizim ellere gidelim, gönül.
 
Lamekân şehrinde, vuslat sarayı
Aşıksan seherde dostu arayı
Ruhlar aleminde, vahdet diyarı
Gel bizim ellere gidelim, gönül.
 
Hayat dedikleri, gerçek hülyadır
Varlık zannettiğin her şey rüyadır
Anlamadın hala, yalan dünyadır
Gel bizim ellere gidelim, gönül.
 
Şehvet putlarını kır büyümeden
Şeytanlar ruhuna kir bürümeden
Günahla imanda sır çürümeden
Gel bizim ellere gidelim, gönül.
 
Gel bizim ellerin fesadı yoktur.
Herkes dost bağında, hasedi yoktur.
Tohum ekmeyenin hasadı yoktur
Gel bizim ellere gidelim, gönül.
 
Gör eşyada tecelli eden manayı
Mikail at gönülden tüm masivayı
Bulmak istiyorsan Sen de Mevlayı
Gel bizim ellere gidelim, gönül.
 
 
 
 
 
ALLAH’A TESLİMİYET
 
Ben gazabından, ol Sultana sığındım
Takdir O’nundur, haşa, tartışmak olmaz!
Allah’ım Sen’den yine Sana sığındım
Görevim kulluk; işne karışmak olmaz!
 
Nasibin neyse gelir, korkun nafile
Nimeti hor görüyor, nankör kafile
Nasihat kar etmiyor, cahil gafile
Şeytan’la şer yolunda, yarışmak olmaz!..
 
Hidayete erdikçe bildim kusurum
Nefsime dur dedikçe, buldum huzurum
Kur’anın furkanıyla, baktı göz nurum
Dost cemalin görünce, ayrışmak olmaz!..
 
Nefsim ki, hem bineğim; hem düşmanımdır.
Canım hem canavarım; imtihanımdır
Ona aldandım diye, hep pişmanındır
Nefsimle mahşederek, barışmak olmaz!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
EY ÖZÜM
 
Gerçek pazarda geçmeyen; sahte para gibisin
Ey gönlünü kirletip de; gözün kurutan özüm!..
Günahlarla yaralanmış; batan çürük gemisin
Ey aleme nizam verip; derdin unutan özüm!..
 
En aşağılık esaret; nefsine köleliktir
Bencilin bütün gayreti; kendine yöneliktir
Katmerli gizli günahlar; bilmem kaç seneliktir
Allah’ı aldattım sanır; kendin uyutan özüm!..
 
“Gündüz otlak, gece yatak”; sence insanlık bu mu?
Kalk ki, hain iktidarlar; talan etti yurdumu
Körletmek ister ordumu; hem Milli onurumu
Şeytanın tüm hilesini; yazık, hep yutan özüm!..
 
Hürmet rağbet gösteren; fasıkları översin
Kodamanı sayarsın da; garibanı döversin
Münafıkları pek sever; sadıklara söversin
Hatanı hatırlatana; kızıp kin tutan özüm!..
 
Milletimi düşünmekten, ahreti tezekkürden
Vatana hizmet etmekten, Allah’ı tefekkürden
Düşmana metin mertlikten; dostlara teşekkürden
Davadan, hayırdan kaçıp, beni soğutan özüm!..
 
“Rabbena, hep bana!” dersin; şefkat merhametin yok
Şerre eşeklik edersin; hayra marifetin yok
Acı bana Hakka doğrul; başka bir Ahmetin yok
Biraz namaz hac,oruçla; beni avutan özüm!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
NAMUS PAZARA DÜŞTÜ!
 
İşi gücü yemek içmek; gezip gönül eylemek 
Din davası olmayan, vallahi hayvan imiş!.. 
Kendi şahsi menfaatin, memlekete yeğlemek 
Alçaklık değil midir ki, tüm derdi ayvan imiş!.. 
  
Bu milletin tarihine, töreme taş atanlar 
Fuhuş kanserden beterken, örtüme sataşanlar 
Bindiği gemi batarken, üst katta çataşanlar 
Namus pazara düşünce, sonumuz Tayvan imiş!.. 
 
Bir mert mümine rastlasam, onu sırtımda taşırdım 
"Din iman karın doyurmaz" mış!.. duyunca şaşırdım.. 
Kanaat bereket demek, ne çaldım, ne aşırdım 
Ayrılma Hak'tan, hayırdan; bu kutlu kervan imiş!.. 
 
Ülkesinden önemliyse, şervolesi, şatosu 
Onu kurtarabilir mi, apoleti, NATO'su!.. 
Çoğu ekmek bulamazken, nerde samur mantosu? 
Vatanı aziz bilenin, cenneti Tatvan imiş!.. 
 
Bu dik duruş, milli şuur; Kuvay-ı Milliyedir 
Sözüm vatanı satana, karısı zilliyedir 
Şehitlerin laneti de, kafası kirliyedir 
Ceddim haysiyet sahibi, ekmeği yavan imiş!.. 
 
Haksızlık ve ahlaksızlık, çürütüyor toplumu 
İşsizlik, terör ve açlık; Atatürkçülük bu mu? 
Kabirde kim kurtaracak, yoksa tapun, topun mu? 
Azrail kapın çalınca, hayatın tufan imiş!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
"VESVASİL HANNAS 
MİNEL CİNNETİ VENNAS" 
 
İlahlık davası güdüyor hain 
Haset zekavetle şeytana benzer!.. 
Keramet sanıyor, zannını kâhin 
Aslında sui zan, bühtana benzer!.. 
 
Zatından kopanı kafir sayıyor 
O her vesveseyi, vahiy sanıyor 
Saflar, safsatayı sahih sanıyor 
Aynen azdırıcı süfyana benzer!.. 
 
Kafaları meşgul, hep muhal ile 
Saltanat kurgular, ham hayal ile 
İçtihat yapıyor, ilmihal ile 
Sinsice saldıran sırtlana benzer! 
 
Ulvi gerçekleri dun hevesine 
Perde yapar nefse, avanesine 
Makamlar dağıtır, bir bir hepsine 
Şeytanlara tapan, "satan"a benzer! 
 
Şampiyon geçinir, şebek cinsinden 
Tevil tefsir yapar, işkembesinden 
"Ensar" diye bahseder şebekesinden 
Hala yem bekleyen, kurbana benzer! 
 
Hükmüne itiraz büyük günahtır 
İftira, fesatlık her yol mubahtır 
Rakip gördüğüne Hasan Sabbah'tır 
Ganimet delisi, korsana benzer! 
 
Hakikatle her şey, hayır hikmettir 
"Halkı şer şer değil, kesbi şer şerdir" 
Nice vesvas var ki, zahir beşerdir 
Özü iblis yüzü, insana benzer!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
MÜNAFIK MANZARALARI
 
1. DİN MÜNAFIKI
Siyonist, emperyalist merkezler uşağıdır. 
Sahte mehdilik satar, masondan aşağıdır. 
Papaların hayranı, hahamlar aşığıdır. 
Saptırmak için ayet, hadis söyler münafık!.
 
2. DEVLET MÜNAFIKI
Bunlar için egemenlik devri ayıp değildir.
Bizans, Kürdistan kurmak, asla kayıp değildir. 
Gelini gavura öptürmeyen tayip değildir.
İşte böyle zelil, rezildir, beyler münafık!
 
3. DAVA MÜNAFIĞI
Kurmay sanılırlar, liderin etrafındalar.
Muhterem tanınırlar, düşman tarafındalar.
Fasıklar el üstünde, sadıklar tufandalar. 
Cesur görünüp te casusluk, eyler münafık!
 
4. DOST MÜNAFIKI
Nefislerini amaç edinip kayarlar.
Çevrelerini araç yerine koyarlar.
Kahpelik, keleşlik için fırsat kollarlar.
Dostuna kazık atıp, gönül eyler münafık!...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
TAVAF 
 
Melekler, felekler zevk ile döner 
Zerreler, küreler şevk ile döner 
Mest olmuş mü'minler, meşk ile döner 
Allah'ım rızana; amacına geldim! 
 
Nebiler, Veliler yürüyor saf saf 
Cümle ruhaniler eyliyor tavaf 
Herkes "Allah!" diyor, yoktur başka laf 
Lebbeyk!, kulluğun baş tacına geldim! 
 
Adem'le Havva'nın aşkına benzer 
Cezbene kapılmış, şakına benzer 
Kaynar gözyaşlarım, taşkına benzer 
Bedenim benliğim harcına geldim! 
 
Dön divane gönül, Kabe'ye doğru 
İnsafla gel artık, tövbeye doğru 
Şeytanlar çekiyor, AB'ye doğru 
Lebbeyk, Haç'tan kaçıp, Hacc'ına geldim!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
VAKFE DURUŞU! 
 
Vakfe, durmak demek; mertçe Mü'mince 
Hazreti Adem gibi; ne sadık duruş!... 
Özü sağlam, sözü sağlam değilse 
Davasından caymak, en fasık duruş!... 
 
Hakk'a karşı boynu; eğik gerektir 
Haksızlığa karşı; çevik gerektir 
Aç kurtlara aciz, geyik gerektir 
Ne çirkin; riyakar, münafık duruş 
 
Zulme meydan verme; dik dur, diri dur 
Haram, haksız kazanç, pistir, geri dur 
Kaytarıp ta kaçma, münkeri durdur 
Budur insanlığa, muvafık duruş! 
 
Edeple, erdemle kalmak huzurda 
Vakfe, hizmet için durmak hazırda 
Müslüman utanır, mason safında 
Gavura uşaklık, bu sapık duruş!...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
CEMRE MERMİLERİ 
 
Bu taş Deccal için ve İsrail'e 
Bak Bağdat'ı yıkar, hem Basra ile 
Zalimlere, hainlere, hep sıra ile 
Atıyom taşımı, ulaştır Ya Rab!.. 
 
Uhud da, Hendek te; kum taneleri 
Olmuştu Resulün cephaneleri 
Ebabiller taşır, bu mermileri 
Atıyom taşımı, ulaştır Ya Rab!.. 
 
Ebrehe ABD olmuş saldırır 
Bebek parçalanır, gelin çıldırır 
Hangi vicdan bu vahşeti kaldırır 
Atıyom taşımı, ulaştır Ya Rab!.. 
 
Yalan, haram, zulüm; tüm günahları 
Riya, kibir, haset, fesatlıkları 
Şeytandan aldığım kötü huyları 
Hep geri Atıyom, Şahid ol Ya Rab!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
EY GAFİL!..
 
Takdir, taksim yapılmış; nedir bu hırs bu haset
Haşa, eksik mi tartar, hakkını mı yiyecek?
Melekler filmin çeker; hayatın tümü kaset
Burda imtihandasın, O seni deneyecek!..
 
Nazlanmak düşmez sana; dua niyaz görevin
Gönül gözü açıktır; her şeyde Hak görenin
Başka derdi kalır mı, dost evine girenin?
Nankörlük yaparsan kim, sana kulum diyecek?..
 
Hevasına tapanlar; riyakâr ve sahtekâr
Çıkar peşinde koşar; halka dervişlik satar
Gel Hakka teslim ol ki, hiç zarar yok, sade kâr
Milli, gömlek çıkaran; kirli kefen giyecek!..
 
 
Dava dürüstlük ister, Allah’la oyun olmaz
Kul hakkından çok sakın; dünyaya doyum olmaz
Dönmelere oy verme; Müslüman koyun olmaz 
Beş yüz katrilyon borcu, söyle kim ödeyecek?..  
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
NEYE YARAR!
 
Yalan gözaçıklık, rüşvet hediye
Haram, hilekârlık, faiz; rantiye
Ahiret servetini yükler kediye
Ağa neye yarar, bey neye yarar!
 
Haramla yoğrulmuş, eti kemiği
Hiç aslan olur mu, itin eniği
Hıyanet ve riya, tüm etkinliği
Aşka erdirmeyen ney, neye yarar!
 
Kimi milli görüş mirasını yer
Kutsalını satar, parasını yer
Kim mürşitlik yapar, kirasını yer;
Harbereft zikrinde “Hey” neye yarar!
 
Ahirete azap gönderdin ise
Davasız, duasız geberdin ise
Hain’e dönek’e oy verdin ise;
Seçim neye yarar, rey neye yarar!
 
Elle birlik uydun kalabalığa
Sırt döndün ahbaba, akrabalığa
Yuttun bal börekten, alabalığa
Sevap getirmeyen şey neye yarar!
 
Dengesiz olursun, başın dolanır
Yediğin kusturur, miden bulanır
Herkesi küstürür, beynin sulanır 
Bu içki fışkıdır, mey neye yarar!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İNKÂRI BIRAK!
 
Talip ol rızasına, bu gafletten çık artık
Lezzet ruhunda senin; ne balda, bademdedir!
Sahip ol ravzasına, engelleri yık artık
Kuvvet özünde saklı; sanma kol, kademdedir!..
 
Yeniden tövbe edip, verip ikrarı mutlak
Her şey O’nun elinde, ey can, inkarı bırak
İman en büyük nimet, Hakkın ikramına bak
Geçmiş gelecek zaman; hepisi bu demdedir!..
 
Dünyayı dert edinmek, boşuna bir kederdir
Çün hiçbir şey değişmez, hayatın mukadderdir
Her “baba” mürşit olmaz, papazlar da pederdir
Lakin, tevhitten uzak, o hala “totem”dedir!..
 
İsyan, inkara yakın; imana ters, itiraz
Fark yok, kavlen, ha kalben; Allah’tan utan biraz
Aşk davası güdersin, kafa, kalb, dolu maraz
Benim sevdam özümde, sanma ki midemdedir!..
 
Teslim olsan vicdanın; irfan ve iz’anındır
Sümbüller canlı Kur’an, bülbüller ezanındır
Alemde her şey mevhum; Mevcut senin zannındır
Adem alemde değil, alemler ademdedir!..
 
Mevla’yı görebilen, mir’atı Muhammet’ten 
Vahdete varabilen, vuslata muhabbetten
Gayri minnet dilenmez, münafık muhannetten
Sanma ki bütün hüner, rütbede kıdemdedir!...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
SİGARA
 
Keleklerin gıdasıdır, meleklere zehirdir
Sigara, hem ciğerin; hem ruhun kurutacak!
Ne yazık ki; iradeniz, sigaraya esirdir
Bu nefsani tutkudan, seni kim kurtaracak? 
 
Olgunlaşmanın şartı, nefse muhalefettir
Keyfine hizmet etmek, manevi bir afettir
Bu tutku ve bağımlılık, emin ol sefalettir
Sabırla olgunlaşmak, elinde kâr kalacak!
 
Haydi, diril ve durul; basit görme hatanı
Sen düşman bilmezmisin, aşına zehir katanı
Pis nefsine uyup ta, her günaha batanı
Sorgulamak üzere, mahkeme kurulacak!..
 
Yanlışlıklarda inat, pahalıya mal olur
Nasihat tutmayanı, musibetler doğrultur!..
Gel sigarayı bırak, sen bu beladan kurtul
Yoksa bu duman; gönül ekranın, karartacak!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
SAKIN ALDANMA!
 
Nimeti hak edecek, gayretle eken
Hak’kı aramayana hidayet olmaz!
Rahmete erişecek, zahmeti çeken
Fazilet olmayanda, feraset olmaz!...
 
Dinini, davasını satan birinde
Her sözüne bir yalan katan birinde
Gösterişle boş hava atan birinde
Cesaret olmayanda, dirayet olmaz!...
 
Ahlak, ayar değişse, fıtrat bozulsa
Her melaneti işler, fırsat bulursa
Sağlamları sökemez, fırtına olsa
Adalet olmayanda, diyanet olmaz!..
 
Tembel ile topallar, düzde bir olur
Harmanlar hazanlar, güzde bir olur
Sağlam sadık insanlar, yüzde bir olur
Aslı bozuk değilse, hıyanet olmaz!..
 
Yeter ey dost, laf uydurmak kolaydır
Başlayıp ta başarmak, büyük olaydır.
Nice paslı bakır var, üstü kalaydır,
Hevasına tapanlar da, haysiyet olmaz!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
AMELSİZ KEMAL BULUNMAZ!
 
Kahramanlık taslıyor, kof hatipler dailer
“Ben”lik feda etmeden, “bir”lik arıyor gafil!
Ten kabrinden kurtulan, Hak yolda fedailer
Dünyaya tapınıyor, iman mahrumu sefil!
 
“Enel Hak” diyen ermiş, benlik resmini silmiş
Hayal gölgeden geçip, dosta nazar kesilmiş
Kur’andan habersizler, ne nasip nesilmiş
Rehbersiz bu deryada, nasıl bulunur sahil?
 
“Enel Hak”ta tevazu, çün benlikte kibir var
Ölümü öldürene, ne Azrail kabir var
Halk için hayır düşün, her şey bilen HABİR var
Cihatsız bir cenneti, mümkün sanıyor cahil!
 
Hak tezahür eylemiş, hep eşya tecellidir
Tüm çizgi daireler, tek nokta temellidir
Bir gün vuslat umudu, en büyük tesellidir
O, alemler Rabbidir; sırf kendin korur bahil
 
Sen hükümle amel et, velakin hikmetle bak
Rahmani ve şeytani; hayır da hak, şer de hak..
“Kesb-i şer, vebaldir; halk-ı şer, hikmet”, işte fark
Sen zalime engel ol, bütün mazluma kefil!..
 
Kimi Bel’am tavırlı, kimi de aynı İdris
Bazı melek fıtratlı, bazı fesatçı iblis
Ama hepsi lazımdı; tüm mevcudat, cin ve ins
 
Şeriatsız bir dinin,i kitap yüklü merkebi
Muhammedsiz tarikin, muhabbetsiz mektebi
Her şeyin aslı birdir, her zerrenin terkibi
Cümlenin sığınağı, herkese Mevlam vekil!..
 
Kal ile hal bulunmaz, senin bildiğin kabuk
Kulluğun nefsinedir, haktan cayarsın çabuk
Meyveyi veren kimdir, avama sorsan, çubuk..
Gönül gözü kör kişi, olmaz irşada ehil!..
 
Hakkı tut, hayrı konuş; susanlar cenazedir
Ehli sünnet düşmanı, sapıtmış kepazedir
Eskimeyen hakikat, Kur’an dirü tazedir
Tecelli mehşeridir, her an başka bir şekil!..
 
MERT MÜ’MİN OLMAYAN MÜCAHİT OLMAZ!
 
Kur’anı tam ölçü, tutmayan gafil
Hak ile batılı, tartmayan cahil
Kafirle dost olan, gavura dahil
Kahpeden kaypaktan, Müslüman olmaz!
 
İşbirlikçi hain, ucuz kahraman
Sütü bozuk dönek, cayar her zaman
Münafık marazdır, olur mu derman
Alıktan ahmaktan, mücahit olmaz!
 
Azıcık her zoru, görünce pusan
En küçük fırsatta, zehrini kusan
Hoca’ya hakaret, duyup ta susan
Bir kansız korkaktan, mücahit olmaz!
 
Öküzhan denilen, bozuntu lider
Erbakan’a isnat, atıp ta gider
Duyan dilsiz şeytan, hep sükût eder
Gayretsiz alçaktan, Mücahit olmaz!
 
Vefasız; dostunun, kuyusun eşer
Dünya çin davasın, karnını deşer
Mü’min de beşerdir, günaha düşer
Amma ki kancıktan, Müslüman olmaz!
 
Şeriatsız bir din, uyduran sapık
Ilımlı İslamcı, haza münafık
Amerkan kuklası, sanma uyanık
Kiralık manyaktan, mücahit olmaz!
 
Din istismarcısı, dava simsarı
Arslan sanıyorlar, uyuz sansarı
Höt de, ödü patlar; rengi sapsarı
Kıvırıp kaçaktan, mücahit olmaz!
 
Çileyle pişmemiş, sabır ekmemiş
Tevhit bayrağını, kalbe dikmemiş
Saldırgan küffara, kılıç çekmemiş
Pinti pısırıktan, mücahit olmaz!
 
Hakikat dinimdir, şehadet yolum
Vücudum rahat ya, zindanda gönlüm
Zelil yaşamdansa, şerefli ölüm
İstemez adamdan, mücahit olmaz!
TUZ KOKARSA, NE ÇARE
 
 
Asıl azmaz, bal kokmaz
İpek telli, şal kokmaz
Köke bağlı, dal kokmaz
Muz kokarsa, ne çare…
 
Balık baştan kokarmış
Devlet “YAŞ” tan kokarmış
Bakış, kaştan kokarmış
Göz kokarsa, ne çare…
 
Ayran ekşir, satılır
Yağ kokarsa, atılır
Et peynir, tuz katılır
Tuz kokarsa ne çare…
 
Boy uzun, beyni kısır
Sen tut, dost elin ısır
Kalbi bağlamış nasır
Gürz kokarsa, ne çare…
 
Müslümanız, çok şükür
“Ilımlı İslam”, küfür
Bozuk vicdana tükür
Öz kokarsa, ne çare….
 
Hükümet dışa bağlı…
Kar rahmet, kışa bağlı
Buz dolap, fişe bağlı
Buz kokarsa, ne çare…
 
Sinek, küle seğirtir
Bülbülü, gül eğitir
Bebeği, dil eğriltir
Kız kokarsa, ne çare…
 
Vatana hain soysuz 
Namus satandan huysuz
Utanmaz yüzü nursuz
Yüz kokarsa, ne çare…
 
Çürük meyve, tez düşer
Çiğ et, kokuşup şişer
Kebap, ateşte pişer
Köz kokarsa, ne çare…
 
Çamur kurur, toz olur
Huy yamulur, yoz olur
Sır, açıkta bozulur
Söz kokarsa, ne çare…
 
 
 
 
 
 
 
 
EY GAFİL VE CAHİL
 
 
Tüm gözlerde O’dur, bil seni gören
Bir dantel misali, hücreyi ören
Zerreler kürreler, zikirle tören
Yapıyor her daim, ibretle seyret!
 
Her şeyde O’nu gör, herkeste O’nu
Gerçeğe dönüşür, gölgenin sonu
Hürmet edep olsun, sesinin tonu
Muhabbet asıldır, fasıldır nefret!
 
Tecelli eyliyor, her an her şeyde
Bitkide böcekte, evren beşerde
Gafil fani için, derde düşer de
Ebedi ahiret, düşünmez hayret!
 
Balıklar “Hay” çeker, suda yüzülür
Turna “Ya Hak” diye, gökte süzülür
Cahil dünyasına, tapıp üzülür
Ebedi cennete, çekmiyor hasret!
 
Hayrı şerri Haktan, bilirsen eğer
Bu itiraz isyan, boşaymış meğer
Servetler rütbeler, geçici değer
Kesretten kurtulsan, bulursun vahdet!
 
Seveni söveni, Ondan bilesin
Övmesi dövmesi, kader cilvesin
İman hakikattir, olmaz hilesin
Maksuda varmaya, lazımdır gayret!
 
Nefsin yok eylesen, yar olur Rabbin
Vuslatın kapısı, görünür kabrin
Şirkten şekavetten, arınsa kalbin
Saadet doğurur, sendeki saffet!
 
Cihadın taatın, şevkin olursa
Dert içinde derman, zevkin olursa
Asla mahrum kalmaz, her kim olursa
İmdada yetişir, Rahmani rahmet!
 
Hayatım onurlu, ölümüm huzur
Olsun istiyorsan, Kur’an’dır düstur
Haşa ki bulunmaz, kaderde kusur
Hep kendin edersin, kendine zahmet!
 
Zalim kafirlere, yavuz gerektir
Münafık haine, buğuz gerektir
Amma gayrısına, havuz gerektir
Sende yıkananlar, pak olsun sabret!
 
 
 
 
 
 
 
YORULMAYAN YOĞRULMAZ!
 
 
Ahlaken hafif isen, kolayca savrulursun
Saygı duyulmak için, ağır olman lazımdır!
Vicdan rahatsız olsa, ruh yanar kavrulursun
Yemek marifet değil, çün gereken hazımdır!
 
Her şey engel görünür, hedeften göz ayırsan
Canana varamazsın, eğer canın kayırsan
Aşk yolunda pişersin, şayet cayır cayırsan
Fikrullah haz kaynağım, zikrullahsa sazımdır!
 
Beyin olgunlaşır mı, bedeni soldurmazsan
Hamur ekmek olur mu, yoğurup yorulmazsan
Boş silahı doğrultma, mermiyi doldurmazsan
Yabana sitem etmem, hep dostuma nazımdır!
 
Uçmaya kalkmasınlar, koşmayı bilmeyenler
Cihat zevki tadamaz, ölüme gülmeyenler
Bin belaya çarpılıp, hizaya gelmeyenler
Artık kışı yaklaşmış, o sanıyor yazımdır!
 
Kulağı sağır ise, netsin hoca hoparlör
Tedbir tevessül şarttır, tevekkülse garantör
Belalar üstadımız, zorluklar antrenör
Gafil musibet görür, oysa benim hazzımdır!
 
Temel yok, tembellik çok; boş emek, kuru heves
Hiç büyük düşünemez, savaşmadan hemen pes
Tilkilik kolaycılık, bulmuşsun hazır kümes
Emellerim avımsa, gayretim de tazımdır!
 
Sevgi sarılmak değil, bir hedefe bakmaktır
Geri dönmemek üzre, gemileri yakmaktır
Sadakat çivisini, aynı şevkle çakmaktır
Kulluk imtihanında, sabır benim farzımdır!
 
Hatasız dost arama, insan kusursuz olmaz
Dürüst dengeli kişi, asla huzursuz olmaz
Erimeyen erişmez, dertsiz fütursuz olmaz
Kaderime razıyım, çünkü alın yazımdır!
 
Kavaktan kılıç olmaz, ıspanaktan yağ çıkmaz
Sütübozuk hainse, zalim düzeni yıkmaz
Arsız yüzüne tükür, hayâsızlıktan bıkmaz
Gizli adı Salamon, resmi adı Kazımdır!
 
Sert ve sivri olsa da, hakikati haykırmak
Gövde kurtarmak için, gerekirse dal kırmak
Deprem defetmek üzre, bomba atıp fay kırmak..
Kınamayın be dostlar, bu da benim tarzımdır!
 
 
 
 
 
 
 
DOSTÇA UYARI
 
Kur’an’ı tebliğ et, Hakkı tavsiye
Gerçeği yaz-oku, zakir olursun!
Kalpten şirki kiri, eyle tasfiye
Günaha düşersen, hakir olursun!
 
Yalandan uzak dur, riyadan vazgeç
Herkes ayarını, bilecek er geç
Hayat bir imtihan, musibet süzgeç
Sabrü kanaatle, şakir olursun!
 
İsyan ile İslam, asla uyuşmaz
Günaha düşkünler, Şah’a kavuşmaz
Nefsin besledikçe, şeytan savuşmaz
Yoz bedenle ruha, kabir olursun!
 
Mazluma şefkatli, zalime çetin
Davada mert mümin, çilede metin
Rabbinden çok dile, kısmetle yetin
Kanaat yok ise, fakir olursun!
 
İlimle yetişsen, sabırla pişsen
İlmik ilmik örsen, iğneyle eşsen
Münafık kalpleri, kalemle deşsen
Çakıl taşı iken, safir olursun!
 
Riya ve istismar, kökü kurusun
Yalnız O’ndan iste, her türlü arzun
Umudun ve korkun, tek Allah olsun
Gayrıdan bilirsen, kâfir olursun!
 
Allah var, kader hak; en büyük gerçek
Gayen kutsal olsun, gayretin yüksek
Hedefe vuramaz, himmeti gevşek
Süslü sözle ancak, şair olursun!
 
Amerkayı Ma’bud, çıkarını put
Devleti yük saysan, Bayrağı çaput
Ilımlı Hocalar; Bel’am ve tağut
Sen münafıklıkta, mahir olursun!
 
 
 
 
 
AMAN DOSTLAR
 
Ömür tükeniyor, fırsat kaçıyor
Yeşillerim döndü, gazele dostlar!
Güz ayında güller, soluk açıyor
Gayrı belim nasıl, düzele dostlar!
 
Nefsimi azdırdı, şeytan kefere
Gaflet yaraşır mı, mümin nefere
Hazırlık yapmadım, sonsuz sefere
Artık uyanayım, tez hele dostlar!
 
Dünyaya tapındım, dinle avundum
“Bir tövbe kurtarır”, diye savundum
Bağışlanmak için, bu son umudum
Yüzüm döndüm Ebed, Ezele dostlar!
 
Son pişmanlık para, edecek sandım
Allah’la aldatan, Bel’ama kandım
Dünyalardan doydum, candan usandım
Gönül verdim solmaz, güzele dostlar!
 
Dava Kıtmirleri, neyler madalya
Can feda kılmışlar, Yüce Mevla’ya
Aşkın şehitleri, sığmaz manaya
Girmeyin pek fazla, özele dostlar!
 
“Çok ayet, geçersiz”, diye konuşan
Günahla yoğrulup, haramla coşan
Faiz parasıyla, Umreye koşan
Çürük imanını, tazele dostlar!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ISPANAKTAN YAĞ ÇIKMAZ!
 
Kendi aksini yapar, başkasına ders verir
Ucuz kahramanlıklar, hiçbir işe yaramaz!
Doğruluktan dem vurur, şahitliği ters verir
Kolay çabuk pes eden, hedefine varamaz!
 
Zindanlara hazırım, haksızlığa susmaktan
Aç ölmeye razıyım, haram yeyip kusmaktan
Mazlumun avazıyım, utanırım pusmaktan
Hakka hıyanet eden, halk yarasın saramaz!
 
Ruhun saf ve hür kalsın, zahmet çeken bedendir
Takdir buyuran Rabbin, bu itiraz nedendir
Bir kez hakkı haykırmak, bin cennete bedeldir
Gevşek adam korkudan, dost hatırın soramaz!
 
Dava diye yırtınıp, dünya için çırpınan
Milli Görüşçü olmaz, süper güce tapınan
Haine hürmet eden, himmetine sığınan
Eli titreyen korkak, on ikiden vuramaz!
 
Milli Görüş mekteptir, bitiren yüzde birdir
Teneke kolye olmaz, çünkü paslı demirdir
Kürsüde hava atar, ahlaken çok fakirdir
Adi hesaplar güden, Adil Düzen kuramaz!
 
Niceleri kaytardı, ANAP’a, AKP’ye
Netsin cihat aşısı, ayarsız sünepeye
Satarlar kutsalını, koltuğa kanepeye
İşi bittikten sonra, artık seni aramaz!
 
Sünnetullah böyledir, gittikçe azalacak
Hakta hayırda sabit, kalanlar kazanacak
Seferi şeref sayan, zafere uzanacak
Rahatına tapınan, zulme karşı duramaz!
 
Hoca’ya iftirayı, atan soysuz moruğa
Hala iltifat eden, ulaşır mı doruğa
Kimi çoluk çocuğa, kimisi ham koruğa
Bel bağlayan zavallı, canın zorda yoramaz!
 
Ya mümin gibi davran, ya mert kâfir ol, yeter
Türkçü, Kürtçü, ılımlı; münafıktan de beter
Gâvur gibi düşünse, fark etmez Recep, Peter
Katı kalpli vicdansız, yetim başı taramaz!
VİCDAN AYNASI
 
Vicdan aynasında, baksa kendi yüzüne
Kişi ne mal olduğun, herkesten ala bilir!?
Evliya görünse de, insanların gözüne
Şeytani niyetini, Allahu Ta’la bilir!?
 
Aklını kullanmayan, Kur’an’a hiç bakmayan
Karanlık kafasında, kalp fenerin yakmayan
Hayvan gibi yaşayan, hakikati çakmayan
Gece sarhoş çığlığın, Ezan ve sala bilir!?
 
Keramet meyvesi yer, yılın kara kışında…
Milli Çözüm’den ürker, eriyor bakışında
Herkesi hoş görüyor, Erbakan’ın dışında
Sabatasit Altan’ı, öz evlat bala bilir!?
 
Dost düşmanı bilmeyen, Hak Batılı Seçmeyen
İnançları uğrunda, rahatından geçmeyen
Gözü açık takılıp, bulanık su içmeyen
Ermeni Manukyan’ı, şefkatli hala bilir!?
 
Kutbu Azam geçinir, kutupların ayısı
Masonu Müslim sanır, Siyonizmi kayısı
Avrupa amcasıymış, Amerika dayısı
Kendi bahçe duvarın, aşılmaz kal’a bilir!?
 
Servet rütbe kölesi, doymuyor şehvetine
Firavun gibi nefsi, kapılmış şevketine
Nice zavallı safdil, aldanır şöhretine
Küçük cep bıçağını, Osmanlı pala bilir!?
 
İman hakikatini, etmeden kalpte hazım
İsme kanıp demeyin; kâfir olur mu Kâzım?
Kur’an ile herkesi, yine uyarmak lazım
İnsan şeytana uyup, gaflete dalabilir!?
 
 
 
 
 
 
 
 
 
YALANDAN SAKIN
 
“Yalancının mumu, yatsıya kadar”
Sonra rezil olur, çirkefe batar
Üç doğruya beş de, uydurup katar
Zavallı karartır, yüzünün akın 
Bir yalandan bir de, haramdan sakın!
 
Mert mümin yalana, tenezzül etmez
Hain sahtekârlar, maksuda yetmez
Çürük tohumlardan, meyve gül bitmez
Doğruluk yoludur, Cenabı Hakkın
Bir yalandan bir de, haramdan sakın!
 
İnkârın nifakın, aslı yalandır
İftiracı insan, aynı yılandır
Yalancının işi, fitne plandır
Şeytana uzak dur, Rahmana yakın
Bir yalandan bir de, haramdan sakın!
 
Sahtekâr sözüne, yalan sokuyor
Hayali kitaptan, maval okuyor
Örümcek ağıyla, kumaş dokuyor
Hiç taşıma suyla, döner mi çarkın
Bir yalandan bir de, haramdan sakın!
 
Âlim geçiniyor, zalim tadına
Fetvalar uydurur, AB adına
Ahirette imrenir, kahpe kadına
Allah’tan utanıp, edebin takın
Bir yalandan bir de, haramdan sakın!
 
İktidara gelmiş, sahte boyalar
Siyonizme sadık, halkı oyalar
Yakında ortaya, çıkar foyalar
Gafiller peşine, ediyor akın
Bir yalandan bir de, haramdan sakın!
 
İnkârcı akılsız, münafık arsız
Karıncaya acır, halka duyarsız
Yalanla kahraman, olmaz ayarsız
Doğrulukta sabit, durmaya bakın
Bir yalandan bir de, haramdan sakın!
 
 
HAYDİ GAYRET
 
Kuru taşa bahar, neylesin dostum
Toprak ol ki çimen, gül bitiresin!..
Ehli dünya dönüp, eğlensin dostum
Sen Mevla’ya yönel, yol bitiresin!..
 
Aldanma faniye, dalma fenaya
Devam eyle canım, hamdü senaya
İbretle nazar kıl, arzı semaya
Gönül ehli ol ki, dil bitiresin!...
 
Taksimin gelecek, bu telaş niye
Helal şifa benzer, haram zehire
Bu hidayet bize, Haktan hediye
Kıymetin bil dostum, hal bitiresin!..
 
Nefsine uyanlar, uzak Rabbine
Ham kalırsan yazık, zikrü hamdine
Takdire itiraz, düşmez haddine
Himmetin yüce tut, yıl bitiresin!..
 
Putların çoğaldı, kafan dağıldı
Deli koyun gibi, sütün sağıldı
Ev barkım sandığın, sana ağıldı
Fareyken istersin, fil bitiresin!..
 
Ayar belli olur, bil ki seçimde
Batıla meyleder, türlü biçimde
Muhammed gayreti, yoksa içinde
Ne fayda sakalda, kıl bitiresin!..
 
Davadan dönekler, marazdır derttir
Mü’min kancık olmaz, dürüsttür merttir
Mazluma şefkatli, zalime serttir
Cehd et ki kafirde, pil bitiresin!..
 
Milli Çözüm okut, Millet uyansın
Çün sen sorumlusun, Hakkı duyansın
Mü’min kişi Kur’an, renge boyansın
Çorak topraklardan, kil bitiresin!..
 
 
 
 
EYVAH
 
Sebat edemedim, istikamette
Eğrilip yamuldum, düzüm mü kaldı?
Burda rezil etme, hem kıyamette
Kış dayandı; yazım, güzüm mü kaldı?
 
Pişman perişanım, utancım büyük
Vicdanım sızlatır, kahreden bu yük
“Nefsiniz öldürün! , emrine uyup
Tam tevbeden gayrı, çözüm mü kaldı?
 
Gizli günahlarım, açığa vursan
Çirkef kokularım, halka duyursan
Selam veren olmaz, rüsvay buyursan
Yalansız riyasız, sözüm mü kaldı?
 
Korkmayan kafirdir, çetin azabın
Ebedi mahveder, senin gazabın
Kolay kıl ilahi, şedit hesabın
Huzura çıkacak, yüzüm mü kaldı?
 
Şımartma Ya Rabbi, artık şaşırtma
Ahdimi bozup ta, haddim aşırtma
Gurura kapılıp, Haktan kaçırtma
Terk ettim Mushafı, cüzüm mü kaldı?
 
Takvayla cihatla, kesildi hattım
Nefs uğruna türlü, belaya çattım
Dinimi davamı, dünyaya sattım 
Şirke bulaşmayan, özüm mü kaldı?
 
Mayası bozuldu, insanoğlunun
Bak hem Batılının, hem doğulunun
Meyve sebze bile, hormon çoğunun
Şarap yapılmayan, üzüm mü kaldı? 
 
Liberal sosyalizm, Şeytan düzeni
Gafil fark etmiyor, halkı ezeni
Çağdaş diye över, çıplak gezeni
Harama batmayan, gözüm mü kaldı?
 
 
ESKİ BİR DOSTA
 
 
Vahdet iklimine doğru
Yola çıktık, uyan olmaz!
Hak için cihada çağrı
Yaptık amma, duyan olmaz!
 
Tek ölçü, “Haktan gelen”di
Çürük düşükler, elendi
Kana çamura belendi
Cesedimiz, yuyan olmaz!
 
“Hak yönetir salihleri” (Araf: 197)
İhlâs ihsan, nasipleri
Mevla olur sahipleri
Hazinesin, soyan olmaz!
 
Kalp, kir küfürle dolmuşsa
İmanın nuru solmuşsa
Gönül gözü, kör olmuşsa
Hakikatler, ayan olmaz!
 
Dilde ayet hadis, zikir
Nefs peşinde, akıl fikir
Ol kendine, Münker Nekir
Yüz kızartan, foyan olmaz!
 
Boş gurura kapılırsın
Hep dünyaya tapınırsın
İnsanlardan utanırsın
Hiç Allah’tan, hayân olmaz!
 
Nefsin şerde yarıştırdın
Hak batılı, barıştırdın
Yalan haram, karıştırdın
Hırs şehvetle, doyan olmaz!
 
Suizan eder, fişlersin
Öper gösterip, dişlersin
Öyle günahlar, işlersin
Sanırsın hiç, sayan olmaz!
 
Rabbin, başıboş bıraksa
İçin dışına bir çıksa
Cerahat kokuşup aksa
Adam yerne, koyan olmaz!
 
Sen özüne savaş açtın
Taat takva, uzak kaçtın
Ömrünü hevaya saçtın
Cehenneme, dayan olmaz!
 
 
 
 
 
 
 
 
GAFİL, NE BİLSİN
 
Tarlaya tohum ekmeyen
Toprağa fidan dikmeyen
Meyvenin kahrın çekmeyen
Dalın kıymetin ne bilsin…
 
Helal azdan, haz almayan
Ayet hadis, baz almayan
Ter döküp te kazanmayan
Malın kıymetin ne bilsin..
 
Kalbi iman dolmayınca
Havfullahla solmayınca
Atı sakat kalmayınca
Nalın kıymetin ne bilsin..
 
Gurur kibirde birinci
Sanır kendini, bir inci
Beğenmez etli pirinci
Yalın kıymetin ne bilsin…
 
Gerçek dost, ne büyük nimet
Nasihatın bil ganimet
Beş kuruşa eder minnet
Halın kıymetin ne bilsin..
 
Vahdet sırrına yetmeyen
Allah davasın gütmeyen
Arıya hizmet etmeyen
Balın kıymetin ne bilsin…
 
Hak sedasın sezmeyenler
Masivadan bezmeyenler
Yalın çıplak gezmeyenler
Şalın kıymetin ne bilsin…
 
Zikre girmemiş, halkayla
Derde düşmemiş halkıyla
Boğuşmamışsa dalgayla 
Salın kıymetin ne bilsin..
 
Makam mal ile tavlanan
Dünya yemiyle avlanan
Hilal görünce havlayan
Al’ın kıymetin ne bilsin..
 
Nefsi necise meyilse
Her umduğuna eğilse
Rüstem pehlivan değilse
Zal’ın kıymetin ne bilsin…
 
ABD’ye uşak teres
Mason, Yahudi’ye metres
Onun şeyh’i, Şimon Peres
Halkın kıymetin ne bilsin…
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
YETMEZ Mİ?
 
Haktan gayrı dost aramak; gaflet, zahmet, divanelik
Ol Sahibü Kevnü mekân; ey can, sana yar yetmez mi?
Ezel güneşi dururken, mum ışığa pervanelik
Özünü israf etmeklik, bir aşıka ar* yetmez mi?
 
Her an yaratır donatır, cümle zemini zamanı
Kader filminde oynatır; Musa, Firavun, Haman’ı
Hep Biri gör, hem Ondan bil; nimet, musibet, yamanı
Bu dünya gurbet yurdudur; hasret sana zar* yetmez mi?
 
Ömür en büyük fırsattır, herkes kendi ayarında
Aklın Allah’ın da olsun, huyun Kur’an miyarında*
Vücut hayal dünyasında, kalbin Rahman diyarında
Zikir fikir ikliminde,  nurla yağan kar yetmez mi?
 
İman, iylik, istikamet; bunlar cennet tohumudur
İnkâr, itiraz ve isyan; sende şeytan ruhu mudur?
Yalan, haram ve haksızlık; bil cehennem zakkumudur
Ayva narı beğenmeyen, nankörlere nar* yetmez mi?
 
“Ene”sini ezmeyenler, emeline hiç eremez
Halka merhamet etmeyen, Halıka meyil veremez
Himmeti yüce değilse, mihnete* göğüs geremez
Hayat bahçesin bozmaya, ecel suyu har* yetmez mi?
 
Geçmiş kayıp, gaflet ayıp; gayret burak, edep azık
Dünya’ya dalmak hayıftır; Onsuz geçen ömre yazık
“La uhibbül afilin”* çek; şirkten kurtul, be hey fasık
Nefsü hevaya tapınma, Hüda sana bar* yetmez mi?
 
Dilde Mevla, kalpte dünya; ne mürai mahlûksun sen
Hevan için bütün davan; fani, gölge, yokluksun sen
Yalandır hep boş iddian; mikrop akan musluksun sen
“Küllü şey’in halikün”* dür, Ezel Ebed var yetmez mi?
 
İman santral, kalp trafo; amel onun yansıması
Ceryan zayıfsa gönülde, sönüktür ahlak lambası
Celal Cemal tecellisi, alem hakikat aynası
Ey dostum, vuslata ermek, kâr içinde kâr yetmez mi?
 
* Ar: Utanma ve hayâ duygusu
* Zar: Feryat, figan, acı ve ıztırapla bağrışmak
* Miyar: Ölçü, değer, denge
* Nar: Cehennem ateşi
* Mihnet: Zorluk, sıkıntı
* Har: Çiçeklerin solup harap olması, bağ bahçenin bozulması
* “Hz. İbrahim: Batıp kaybolacak ve elimden alınacak fani şeyleri sevmeye ve gönül vermeye layık bulmuyorum” demişti.” (En’am: 76)
* Bar: Sahip çıkan, sakınıp koruyan Allah, Bar-i Hüda
* “Allah’ın yüzünden (zatından) başka her şey (ve herkes) helak (yok) olucudur” (Kasas: 88)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
GEL, DOSTA GİDELİM
 
Ruhum rahmete maruzdur
Ey can, gel Dosta gidelim
Ölüm ki, şeb-i aruzdur
Ey can, gel Dosta gidelim.
 
“Nefsin rehin”, Hak buyurdu
Çalış kurtar, imtihan bu
Kalbten boşa, fani yurdu
Ey can, gel Dosta gidelim.
 
Hayali ver, hakikat bul
Sonsuzluğa, tarikat bul
Yıkılır Harput, İstanbul
Ey can, gel Dosta gidelim.
 
Ölüm gelir mutlak, er geç
Şeytanı sür, Rahmanı seç
Bu isyanu günahtan geç
Ey can, gel Dosta gidelim.
 
Nice yıldır, hep gizledim
Bir lütfü Yezdan gözledim
Gayrı Cananı özledim
Ey can, gel Dosta gidelim.
 
Yetsin ecel, bitsin hasret
Kim vuslattan kaçar, hayret
Vahdete dönüşsün kesret
Ey can, gel Dosta gidelim.
 
Tecelli aynası Adem
Arşa Kürse, bastı kadem
Burda karar olmaz madem
Ey can, gel Dosta gidelim.
 
Hepsi fitne, malu evlat
Fayda vermez, ahu feryat
Nefs dağını delen Ferhat
Ey can, gel Dosta gidelim.
 
Emaneti benim sandım
Çok yanıldım, geç uslandım
Ben bu dünyadan usandım
Ey can, gel Dosta gidelim.
 
Arka çıkma zalimlere
Hem hor bakma, halimlere
Takva cahit alimlere
Katıl, gel dosta gidelim.
 
Taptın para pul, çul çaput
Riya şirktir, şöhret bir put
Bu beden, ruhuma tabut
Ey can, gel Dosta gidelim.
 
Dünya dedikleri zindan
Kabir kapı, ardı Cinan
Mahpus kalsın, kirli vicdan
Ey can, gel Dosta gidelim.
 
Başında bebek beşiği
Sonunda kabir eşiği
Ömür öğütür kişiği
Ey can, gel Dosta gidelim.
 
Azrail; ten, kan alacak
Ahmet, sonsuz can bulacak
Kim bu fenada kalacak?
Ey can, gel Dosta gidelim.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
DİLİNİ DİZGİNLE
 
Dil var, yalar sağaltır; dil var yaralar
Dil var, sarar bağlar; dil var paralar
Dil var, aklar paklar; dil var karalar
Tatlı dile her dem, itibar olur!
 
Bir tatlı söz, bin acı köz söndürür
Bir acı söz, bin tatlı öz öldürür
Bir fitne dil, nice yiğit gömdürür
Vicdan ehli dürüst, hem kibar olur!
 
Dikkat, ömür kısa; hayat pusludur
Nefis berbat; şeytan, şer kapusudur
Diline sahip çık, gizli pusudur
Kem sözü saklarsan, kehribar olur!
 
Haksızlığa susmak, münafıklıktır
Hainle zalimle, mutabıklıktır
Tebliğde kibarlık, muvafıklıktır
Haddi aşan herkes, bir barbar olur!
 
Kem söz sahibini, esir edecek
Tatlı dil azını, kesir edecek
“Kavli leyyin” kalbe, tesir edecek
Sakin ol ki, zorlayan; bil cebbar olur!
 
Delilik velilik, dilden bellidir
Kimi vakur, kimi; çifte tellidir
Asil kişi edep, irfan ehlidir
Saygısız hürmetten, bi haber olur!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
DUASIZ, DAVASIZ NEYE YARARSIN!..
 
Dünya, deryanda damla; ey sahibi kâinat
Vahdet huzruna erdir, kurtar benlik şirkinden!
Şeytan huylu bu nefsim, direnir akla inat
Rüyayı gerçek sanır, geçmez sabit fikrinden!
 
Yoktur Zatından gayrı, billâh hakiki mevcut
Hepsi gölge resimdir, Sen’sin yegâne Ma’but
Korkulan ve umulan, odur put, odur maksut
Kalpte hikmet uyanır, masivanın terkinden!
 
Kudret hikmetle döner, galaksiler kürreler
Bin bir ismin sırrıyla, coşup durur zerreler
Her an tekrar yaratır, milyon milyar kerreler
Hisseden hayran kalır, âlemlerin zikrinden!
 
Gözde gören, dilde diyen, kalpte sezen kim?
Suda yüzen, gökte uçan, yerde gezen kim?
Sadıkları aziz eden, fasıkları ezen kim?
Nankörlükten uzak dur, razı olur şükründen!
 
Duan ve davan yoksa, netsin seni Yaradan
Arsız hayâsız toplum, ne farkı var haradan
Hak batılı ayırmaz, doymaz gözü paradan
Hayır gelmez bunların, Arabından Türkünden!
 
Manasını okumaz, merak etmez Kur’an’ı
Hükmüne razı olmaz, arar sahte bûrhanı
Haccı seyahat sayar, kavurmadır Kurbanı
Zalime övgü düzer, rüşvet alsa her kimden!
 
Ölümü sevmez mi hiç, Dosta vuslat özleyen
Katmerli münafıktır, gavurdan rant gözleyen
Kalbi şeytan çarşısı, dili Hak-aşk sözleyen
Kör adam ne anlarmış, güzellikten çirkinden!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ŞUUR VE HUZUR
 
“Nahoş”luk “arizi”dir; her şey hoş; huzur, keder
Her varlık birer ayna; görünen O, pür cemal!
Rahmani ve şeytani; hepsi Rabbani kader
Niyet, mahiyet bozar; hükmü değişir derhal!
 
Musa da, Firavun da; bir ismin tecellisi
Osmanlı, Amerika; “El-Hakim” temsilcisi
Saniye ertelenmez; en uzun “ecelli”si
Sen gel, Haktan taraf ol; simgen Haç değil, Hilal!
 
Daim kudret elinde; hücreler galaksiler
Emrü izniyle yürür; at, uçak ve taksiler
Hep O’nun iradesi; akıllılar, aksiler
Esbab şirkinden kurtul; her işi hikmet, Kemal!
 
Ruh ekranına yansır; görüntüler gölgeler
Onun kudret çarşısı; kıtalar ve bölgeler
Kaydedilip saklanır; hayat bilgin, belgeler
Seyredersin filmini; ahirete has kanal!
 
Gaffar da O, kahhar da; ibret gözüyle bakın
Ganiyken fakir kılar; itiraz etme sakın
Gâh bala, gâh belaya; daim edebin takın
İmtihan eder seni; ol Kerimü Zül Celal!
 
Takdirine boyun eğ; taksimine razı ol
Hep Dosta doğru yönel; huzurunda hazır ol
İbilis’e vezir değil; Hak elçiye nazır ol
Ey kitap yüklü merkep; ey siyon nefse hamal!
 
Aksesuar edindin; oysa Kur’an “esas”tır
Beytullah istismarın; kıblen Newyork, Teksas’tır
Ömür takvimin doğrar; gece-gün bir makastır
Mü’min mazlum bıraktın; gavur katında nam al!
 
Niçin yaratıldınsa, o müyesser kılınır
Mayan miyar bozuksa; Amerika kullanır
Kafan mezar taşına; çarpınca akıllanır
Şu tapındığın dünya; tamamı yapay, sanal!
 
Hayal heves uğruna; fırsatın telef eden
Dünyasın saray yapıp; ukbasın kenef eden
Mevla bahanesiyle; Leyla’yı hedefleyen
Dilsiz şeytan gibisin; ey zulme sağır ve lal!
 
Bala: Yüksek, yüce makam, yukarı derece
Arızi: Asli değil, hikmet ve imtihan gereği ortaya çıkıp sıkıntı verici; gerçeği örtüp gizleyici, gelip geçici
HAK’TAN SAPAN, ŞEYTANA TAPAR!
 
“Şeytanlıktır; haksızlık, görüp de susmak”
Zulme arka çıkanı, kovan da Haktır!
Papa’ya hürmet, bize; zehrini kusmak
İsteyen mayasıza, söven de Haktır!
 
Kur’an’dan öğrenilir, en büyük edep
Haini tarif eder; “kitap yükü merkep!”
CIA, MOSSAD destekli, açarmış mektep
Ah inansak; süren de, seven de Haktır!
 
İman: tevhit, teslimdir; tevekkül gerek
Şeref kalmaz, kâfire; boyun bükerek
Çün, izni olmadıkça; sokmaz engerek
Bizi ödüllendiren; döven de Haktır!
 
Askerdir; devlet, namus, vatan bekçisi
Ey ABD, AB’nin; kof tetikçisi
Kaplana kafa tutan, siyon keçisi
Sizi rezil, perişan; koyan da Haktır!
 
Riya, halka tapmaktır; Halık bahane
Yahudi sayesinde, şöhret şahane
En yüksek uşaklığa, erdin daha ne
Dava sadıklarını, öven de Haktır!
 
Alınma sözlerime, yaran yok ise
Rağbet hizmet görürsün, paran çok ise
Meziyet mi sanırsın, saran tok ise
Bil, açların sırtını; ovan da Haktır!
 
Ölçülür ayarımız, saf ve sabrımız
İmtihan bitse canı, alır Rabbımız
Kârı zararı bize, kalır tavrımız
Ki, davan hayır ise; duan da Haktır!
 
Herkes ettiğin bulur, cefası kordur
İlaçlar acı olur, şifası zordur
Vicdanın rahat ise, sefası boldur
Nasip kader; yağ bal da, yavan da Haktır!
 
Gönül, Haktan gayrıyı, aklından çıkar
Bütün hayal dünyanı, yakında yıkar
İsrail’i kınamaz, o biraz sıkar
Oysaki her belayı, savan da Haktır!
NE BİLSİN?
 
Tarlaya tohum ekmeyen
Toprağa fidan dikmeyen
Meyvenin kahrın çekmeyen
Dalın kıymetin ne bilsin..
 
Az helaldan, haz almayan
Ayet, hadis; baz almayan
Ter döküp te, kazanmayan
Malın kıymetin, ne bilsin...
 
Kalbi iman dolmayınca
Havfullah'la solmayınca
Atı sakat olmayınca
Nalın kıymetin ne bilsin...
 
Gurur kibirde birinci
Sanır kendini, bir inci
Beğenmez etli pirinci
Yalın kıymetin ne bilsin...
 
Gerçek dost, ne büyük nimet
Nasihatın bil, ganimet
Beş kuruşa eden minnet
Hal'in kıymetin ne bilsin...
 
Aşk gölüne dalmamışsa
Gönlün Dost'a salmamışsa
Yalın, çıplak kalmamışsa
Şalın kıymetin ne bilsin
 
Zikre girmemiş, halkayla
Derde düşmemiş, halkıyla
Boğuşmamışsa, dalgayla
Salın kıymetin ne bilsin...
 
Vahdet sırrına yetmeyen
Allah davası gütmeyen
Arıya hizmet etmeyen
Balın kıymetin ne bilsin
 
 
 
 
EYVAH GÖNÜL
 
Şehvetine alet ettin, sen beni
Nice bin belaya, uğrattın gönül!
Marifet zannettin, türlü zenbini
Her gün günahımı, çoğalttın gönül!
 
Her sözün başında, kaydın yalana
Vicdanımı bozdun, yaptın yalama
Dost sanırdım, oysa; döndün yılana
Her fırsatta beni, ayarttın gönül!
 
Beni rezil ettin, düşmana dosta
Takva diye taptın, dergaha posta
İhlasa yabancı, riyada usta
Ne zaman yüzümü, ağarttın gönül!
 
Şöhret için, şerefini yitirdin
Servet için, haysiyetin bitirdin
Nefse uyup sahte, fetva getirdin
Düşün ne mazlumlar, ağlattın gönül!
 
Ahireti, hiç hesaba katmazsın
Hesap derdin olsa, böyle yatmazsın
Dünya hevesine, dini satmazsın
Cennet yollarımı, bağlattın gönül!
 
İçin dışa çıksa, herkes kaçışır
Sen Hak'tan uzaksın, nara yakışır
Daim rol yaparsın, sahte bakışır
Hayatım Şeytan'a, doğrattın gönül!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ÖFKELENME EY GÖNÜL
 
Fırtına koparırsın bir avuç suda
Yeter bulandığın, durul be gönül
Kızmanı bekliyor, şeytan pusuda
Yeter bulandığın, durul be gönül
 
Üfürünce havalanma, ağır ol
Her kusuru görme, bazen sağır ol
Euzu besmele çek, hakkı çağır ol
Yeter çalkalandım, durul be gönül
 
Hakkını bil ama, haddini de bil
Hiç kimse, senin mahkumun değil,
Öfkeli kişiye şeytandır delil
Yeter kabardığın, durul be gönül
 
Sağır çarşısında saz pazarlama
Efendilik edeptir, hiç azarlama
Münakaşa maraz, aklı zorlama
Yeter havalandın, durul be gönül
 
Hikmet için ruhları eşmek istersin
Beyin çıbanlarını deşmek istersin
Ameliyat ederken, derin kesersin
Yeter çırpındığın, durul be gönül
 
Ahmedim tevbe et, kendini topla
Herkesle iyi geçin, nefsini copla
Saygınlık olur mu böyle hop hopla
Yeter bulandığın, durul be gönül
 
Sabır sükunetle yoğrul be gönül
Çık gafletten Hakka doğrul be gönül
Nasibi olmayan, nasihat almaz
Yeter kabardığın, durul be gönül
 
 
 
 
 
 
 
 
 
EDEPSİZ GAFİL
 
Dünyalar dar gelir, uzaya sapar
Vücut aleminden, habersiz gafil!
Atomu parçalar, Ay’a yol yapar
Nefsinin elinde, çaresiz gafil!
 
Beden ikliminin, gezegeninde
Hayatın şifresi, her bir geninde
Beyin hücresinde, göz bebeğinde
Düşün iş gören kim, edepsiz gafil!
 
Arzu emellerin, tüm heveslerin
El, ayak, göz kulak; sinir sistemin
Mide, böbrek, ciğer, türlü hislerin
Allah’sız olur mu, beyinsiz gafil?
 
Ölümü öldürsen, iman nuruyla
Ölümsüz olursun, Hak huzuruyla
Nefsine tapınan, aklın zoruyla
İslam’a düşmandır, şerefsiz gafil!
 
Sen ruhun sırrına, eremedikçe
Kur’an sınırına, giremedikçe
Elini Mevlaya, veremedikçe
Dolaşırsın böyle, hedefsiz gafil!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
DİN TACİRLERİ!
 
Kimisine dünya; hayvan misali
Çifte atıp dolaştığı tavladır!.
Mü’minler hasretle bekler visali
O’nun derdi ve davası Mevladır!
 
Kuruda kalmaktan korkar kurbağa
Bazı böcek kendin sanıyor boğa
Kargalar da uğrar sümbüllü bağa
Alçağın kıblesi şehvet, malıdır!..
 
Münafık tavırlı, kirli kuruşçu
Makam çıkar için, Milli Görüşçü
Kutsalını satan, sahte gülüşlü
Merkepten marifet çıkmaz, muhaldır!..
 
Tanrı diye tağutlara tapılmış
Amerka’nın havasına kapılmış
Gayret ölmüş, gavatlığa sapılmış
Yalan çiğner, sanılır ki, helvadır!..
 
Irak’taki zulme ortak vicdansız
Fetva verir Firavun’a, Kur’ansız
Bak Şeytan’dan şevkat umar, iz’ansız
Münafıklar başımıza beladır!..
 
“Ilımlı İslam”la, Dini bozarlar
Şöhret için, Kutsalını pazarlar
Sözde Mehdiyete zemin hazırlar
Gavur kucağında boşa hülyadır!..
 
Tarikat, hakikat; ayağa düştü
Sinek tipler, hep pekmeze üşüştü
Pasta payı için; dostlar küsüştü
Utanmak gerekir, nasıl bir haldır?
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVALI GÖNLÜM
 
Niye şımarırsın, niye şaşarsın
Ey gaflet küfesi, havalı gönlüm
Kulluğun unutur, haddin aşarsın
Serseri nefsimin, kavalı gönlüm
 
Unutma aslını, bir damla meni
Gaflet perdeliyor, Hakkı görmeni
Bazen Müslümansın, çoğu Ermeni
Kur`an dilli; Şeytan, kafalı gönlüm
 
Bil imtihandasın, huzurunda sen
İnat etme sakın, kusurunda sen
İsyana kalkarsın, her sorunda sen
Utanmadan İslam, davalı gönlüm
 
Sen Halıka değil, halka taparsın
Hayırlı geçinip, Haktan saparsın
Nefsine kölesin, hep rol yaparsın
Başına geçirmiş, çuvalı gönlüm
 
Zalimlere alkış, tutma ayıptır
İsrail’e yaryan, amel kayıptır
Gaflet uykusundan, kendin ayıktır
Bu fani dünyaya, sevdalı gönlüm
 
Herkesler evliya, bilse ne fayda
Münafıkın aklı, sohbette çayda
Amerikan uşağı, değer mi kayda
Zakkum değil, sen ol; gül dalı gönlüm
 
Hakikat bulunmaz, kuru hevesle
Ömrünü harcadın, boşa nefesle
Kalıbın mezarlık, kalbini besle
Nefsi emmarenin, hamalı gönlüm.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
DERSİN YALANI, YERSİN HARAMI
 
Takva numarası, yapan sahtekar
Söylersin yalanı, yersin haramı!
Ahiret unutmuş, dünyaya tapar
Verseler doymazsın, bütün Harran’ı
Söylersin yalanı, yersin haramı!
 
Amacın gösteriş, amelin riya
Haşa, aldanır mı, Zatı Kibriya
Bir gün uyanırsın, bu hayat rüya
Münafıklık etme, açma yaramı
Söylersin yalanı, yersin haramı!
 
İslam sadeliktir, seninki külfet
Dönek hainlerle, edersin ülfet
Yarabbi Sen bize, ihlası lütfet
Manasını öğren, dinle kur’anı
Söyleme yalanı, terk et haramı!
 
Mert Mümin olur mu, Batı aşığı
Pisliğe sokarsın, altın kaşığı
Gavura güvenen, ondan aşağı
Niyet bozuk; gayret, işe yarar mı?
Söylersin yalanı, yersin haramı!
 
Patrik’e Papa’ya, uyarsın yazık
Masum Müslümana atarsın kazık
Amerkan yandaşı, ey sütü bozuk
Kurşun yarasını, “kurs”un sarar mı?
Söylersin yalanı, yersin haramı!
 
Laytlaştıkça yozlaştın, laçkalaştın
Nasıl yabancılaştın, başkalaştın
Haktan kaçıp Haçlılara yaklaştın
Böyle münafıklık, kar mı zarar mı?
Söylersin yalanı, yersin haramı!
 
“Allah var” demek, iman değildir.
Kur’an nizamına, taraf gerektir.
Kim ki istismarcı, özü eğridir.
Gafiller seçemez, ak mı kara mı?
Söylerler yalanı, yerler haramı!
 
Sen Şeytanı değil, hep Rahmanı duy
Yanlış yorumlama, gel Kuran’a uy
Yahudi hayranı, tam zındıka huy
Kiliseye verir, zekat paramı
Hoş görü hödüğü, hayra vara mı?
YAYA KALIR
 
Amerkaya güvenen
Günleri saya kalır
Küresel geveleyen
Kum gider, kaya kalır!
 
Bu gün böbürlenenler
O makamdan inerler
El atına binenler
Bayramda yaya kalır!
 
Gavur üstünü arar
Onursuz ün, ne yarar
Zillet yüzünü sarar
Utançtan doya kalır!
 
Halka hava basmalı
Saflar kulak asmalı
Madalyalı tasmalı
Fors biter, foya kalır!
 
İyileşmez yarası
Hiç terk etmez sarası
Gitmez yüzün karası
Alnında boya kalır!
 
Dine devlete hain
Ele kuş bize şahin
Mason locadan tayin
Dünyalık paya kalır!
 
İsraf eden nefsini
Alsa da hevesini
Azrailin sesini 
Yakında duya kalır!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAYDİ YÜREĞİM
 
Haydi dayan yüreğim
Kanadıkça kanacaksın
Yandıkça uyanacaksın…
Ey, kaidesinden kayan yüreğim!
Saat sesi kesilsin,
Hikmet ikliminde… 
Zaman eriyip tükensin,
Kısmet diliminde..
“İttekuu!” ilhamıyla ürpereyim!
Uyan yüreğim,
Dayan yüreğim,
Ki, “Sibğatullah” Sırrına ereyim!..
 
Gönül yarasında, 
Faydası yok hekimin..
Feryadı dinmez olur,
Payına sevda düşerse
Her kimin...
İlk işim, gece yarısında
Gönül evindeki çöplükleri küreyim…
Çün, “Padişah konmaz saraya 
Hane mamur olmadan…”
Layık mıdır ey gönül,
Yan gelip kurulayım?.!
Bırak, yoğrulup olmak için,
Uğraşıp yorulayım..
Yoksa alırlar mı sıraya,
İman ile, irfan ile dolmadan?
Yan yüreğim,
Dayan yüreğim,
Ki, cefa diyarında bile
Sefa süreyim!..
 
En çok sevip saydığın,
Yolunda yorulup durduğun,
Gözüne ve gönlüne girmeye çalıştığın,
Elde etmeye, 
Ve ulaşmaya uğraştığın,
Hasretiyle kavrulduğun:
Kim ve ne ise?.
İşte tapındığın…!
 
Ve yine;
Kaybetmekten en çok korktuğun,
Uğrunda herkese savaş açtığın,
Kim ve ne ise?
 
İşte odur Rabbın.!.
Ey nefsim
İlaç sanıyorsun şeytanın zehirli incirlerini.
Puthaneye dönmüş,
Beytullah olan gönül evin..
Kulu, tutkunu olmuşsun,
Bir sürü sahte tanrıların..
Ferasetin sönmüş,
Vicdanın körelmiş,
Kır bu esaret zincirlerini…
Anlasana, bu hayat sana göre değilmiş.!
Artık, ayaklan yüreğim,
Aklan yüreğim,
Haydi, 
Seni göreyim!.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
NEFSİME NASİHAT
 
Bir köşede emperyalizm; ezilenler bir cephede
Herkes ayarına göre, bir tarafta saf saf olur!
Korkak, kaypak olan kimse, hala tereddüt şüphede
Zulme destek çıkan alçak; bir gün onunla mahf olur!
 
Uşak ruhlularda onur, Hak’tan sapanda haysiyet
Hain olanlarda huzur, kalır mı hiç şeref, izzet?
Ancak hınzırlaşan kişi, pisliklerden alır lezzet
Özü hayvandan aşağı, insan sureti zarf olur!
 
Helal haram tanımayan, Hak ve hukuk gözetmeyen 
Göstermelik dua yapan, davadan hiç söz etmeyen
Dış kalıbın cilalayıp, kalb içini düzeltmeyen 
Yazık ömür sermayesi, şeytan yolunda sarf olur!
 
Ayar bozuk, tavrı sahte; içi dışı bir olmayan 
Dili zikir ile meşgul, kalbi nice kirle dolan
Beş günlük makam aşkına, İsrail vampirle kalan
Kendini kitap sansa da; çok yakında bir harf olur!
 
İyilik kötülük sende; herkes aynan, kendini gör
Gururlanıp şeytan gibi, Hakka karşı olma nankör
Keyfine eşeklik yapma; vicdan nefse olsun şoför
Aleme savcı, nefse yargıç ol; işte bu insaf olur!
 
Riya, kibir, haset, gıybet, şan şöhret sığmaz avluya
Döneklere övgü dizer; yaş ayak basmaz havluya
Hak davaya omuz vermez; sıfatı, alim evliya
Sevdiğiyle cehenneme, girmesi ne tuhaf olur!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HASET VE HIYANET
 
"Eşi bulunmaz bilge" geçinirler ya her yerde
Hiç samimi olmazlar, sahtedir sevgileri de
Çokça çözüm uydururlar amma, bin türlü derde
Daha azdırırlar her yarayı, hiç derman olmaz!
 
Siyaseti, hıyanettir, yakınlarına bile
Onların tek silahı var, fesatçılık ve hile
Marifeti mide bulandırır, alınmaz dile
Namert ve nankörden sakın, ondan dost insan olmaz!
 
"Hiç kimse beni aşamaz, Allah'tan sonra Benim.
Bir "Ben" varım bu dünyada ve bir de bendelerim.
İblis gibi kıskanır, kuyu kazar, perdelerim"
Diyen alçak ruhlarda, zerrece vicdan bulunmaz.
 
Şayet ki vakıf bulunmak yetse idi, gerçeğe
Hele Şeytan düşer miydi, bu çirkin dereceye
Onun bunun düdüğüyle hep girerler gerdeğe
Hem, kalleşten ve kahbeden, asla kahraman olmaz!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ÖFKELENME EY GÖNÜL
 
Fırtına kopardın, bir avuç suda 
Yeter bulandığın, durul be gönül 
Kızmanı bekliyor, şeytan pusuda 
Yeter bulandığın, durul be gönül 
 
Sabır sükûnetle, yoğrul be gönül! 
Sen yönünü Hakka, doğrul be gönül! 
Nasibi olmayan, nasihat almaz 
Yeter kabardığın, durul be gönül! 
 
Hemen havalanma, biraz ağır ol 
Her kusuru görme, bazen sağır ol 
Evzü besmele çek, Hakkı çağır ol 
Yeter çalkalandın, durul be gönül! 
 
Öfkelenip nice, kalpler kırarsın 
Sonrası pişmanlık, neye yararsın 
Kızıp kabarınca, küllü zararsın 
Yeter bulandığın, durul be gönül! 
 
Hakkını bil amma, haddini de bil 
Çün, hiç kimse senin, mahkûmun değil, 
Gazaplı kişiye, şeytandır delil 
Yeter kabardığın, durul be gönül! 
 
Sağır çarşısında, saz pazarlama 
Edep efendilik, hiç azarlama 
Münakaşa maraz, aklı zorlama 
Yeter havalandın, durul be gönül! 
 
Hikmetle ruhları, eşmek istersin 
Beyin çıbanını, deşmek istersin 
Amelyat ederken, derin kesersin 
Yeter çırpındığın, durul be gönül! 
 
Arın ve ar eyle, kendini topla 
Hoş tut, iyi geçin, nefsini copla 
Saygınlık kazanmaz, kimse hop hopla 
Yeter bulandığın, durul be gönül!
 
 
 
 
 
ALDANDIM!
 
Nefsim için gazabım
Yularını koy verdim!.
Artar vicdan azabım
Döneklere oy verdim!
 
Zulmüne alet oldum
Manevi lanet oldum
Ne kötü halet oldum
Vicdan sesim, duy verdim!.
 
Allah’tan Amerka’yı
Güçlü sandım, Kargayı
Modayı ve markayı
Asıl amaç say verdim!.
 
Tutmadı kehanetim
Yanlışmış kanaatim
Vatana ihanetim 
Şeytanlığa doy verdim!
 
Kurtul gavur malından
IMF sarmalından
Ham meyveyi dalından
Koparıp ta, soy verdim!.
 
Dürüst olan; “insan”mış
Hakkı tutan; “İslam”mış
Tüm nimetler; “ihsan”mış
Nankörlüğe, koy verdim!
 
Mason, AB aşağı
Gavurdan da, aşağı
Amerka’nın uşağı
Olanlardan, cay verdim!.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
DUA
 
VE
 
TEMENNİ
 
 
 
 
 
 
 
TABUT YOLCULUĞU
 
Tez geçti bahar yaz, güz mevsimidir
Bel bükülmüş, yüzler solgun gidiyor!
Ömür hikâyenin bu son demidir
Hayattan usanmış, yorgun gidiyor!
 
Kimi vuslat bulmuş, kimi hasrette
Kimi şaşkınlıktan daim hayrette
Sadıklar vahdeti bulmuş kesrette
Gönül var, dostuna vurgun gidiyor!
 
Hayal ve hakikat, iç içe burda
Bugün taptazeler, yarın ki hurda
Bin türlü meşgale biter çukurda
Coşkun sular şimdi, durgun gidiyor!
 
Kimi tevbe edip insafa gelmiş
Kimisi çok şükür ihlasa ermiş
Kimi sermayeyi iflasa vermiş
Kimisi boş geldi, dolgun gidiyor!
 
İmansız, insafsız kim, neye yarar?
Şefkatsız, gayretsiz “kin”, neye yarar?
Düzensiz, devletsiz, din neye yarar?
Hain cehenneme sürgün gidiyor?
 
Kardeşim çiğ kalan kokar sonunda
Pişmeyenler pişman çıkar sonunda
Herkes bu dünyadan bıkar sonunda
Bütün yollar kabre uygun gidiyor!..
 
Kulluk ettin nefse ve de tağut’a
Bak sonunda girdin, tahta tabuta
Ya Asri mezara, ya da Harput’a
Ahbap akrabaya kırgın gidiyor!... 
 
 
 
 
 
ZAMANI GELDİ
 
“Küçük”ler, “düşük”ler dökülür gayrı
Buğdayın elenme zamanı geldi!
Tüm çürük çoraplar sökülür gayrı
Geçiş döneminin hazanı geldi!
 
Asli Türk geçinir, aslı karışık
Mü’mine kin besler, haynle barışık
Paslı bakır kazan, altın sarışık
Sadıklara kuyu kazanı geldi!
 
“Dava derdim benim, çile zevkimdi”, 
Diyen ey sadıklar, sevinin şimdi.
Sırlı seherlerde ağlıyan kimdi?
Vuslat sabahının ezanı geldi!
 
Zafer müjdesine aşık mücahit!
Allah’ı arayan, olmaz mı zahit?
Dalgalar duruldu, şartlar müsait
Mü’minle münafık mizanı geldi!
 
Koy güller açılsın gülen gözlerde.
Gönül iklimine giren gözlerde.
Hasretle Leylayı gören gözlerde
Sevda türküsünün ozanı geldi!
 
Bir gün, unutursun, derd-ü gamını
Gör nice alır Hak, intikamını
Kim önler, takdirin programını?
Hakikat fermanı yazanı geldi.
 
Kudret mayasını sağlam yoğurmuş
Analar kimini şanslı doğurmuş
İbrahim olana, ateş soğurmuş 
Şeytan hilesinin bozanı geldi! 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
NE KALDI?
 
Hepsi heba oldu gençlik çağlarım
Ey gönül, ömürden bize ne kaldı?
Sarardı güllerim, soldu bağlarım
Geçti bahar ve yaz, güze ne kaldı?
 
Aldandık bu resmü rüyaya gönül
Kapıldık zahire, riyaya gönül
Eyvah ki tapındık hevaya gönül
Giyecek kefenden beze ne kaldı?
 
Yaş elliyi geçti, ellerin titrer
Ecel tuzak kurmuş, yolunu bekler
Ağrılar, sızılar, her gün bin beter
Belden bacağa indi, dize ne kaldı?
 
Bedenler bayındır, beyinler hasta
Nefisler keyfeder, gönüller yasta
Hazırlan ki ölüm, vuslattır Dosta
Yamaç, yokuş bitti, düze ne kaldı?
 
Ahmedim, ahdine vefalı davran
Sabret ki bize de gülecek devran
Dünya dert ocağı, olur mu derman
Gafiller, hainler, size ne kaldı?
 
 
 
 
 
 
 
 
 
SON PİŞMANLIK
 
Eyvah, hayat hazinemi, yine kendi ömrümden
Nefsü hevama harcayıp; çaldım diye yanarım!..
Elmaslarımı yitirdim, elde kalan kömrümden
İflas etmiş tüccar gibi; kaldım diye, yanarım!
 
Bana emanet edilen, kutsal vücut binamı
Sonra tertemiz verilen, akıl vicdan dünyamı
Hor kullanıp kirletmişim; Bunlar Hakka reva mı?
Bak sofraya döndüm, önce; baldım diye, yanarım!
 
Bahri umman zannetmişim, bir küçücük gölümü
Aşkullahtan bahsedenler, nasıl sevmez ölümü?
Beytullah olması lazım; şu divane gönlümü
Fani dünya sevdasına; saldım, diye, yanarım!..
 
Amelime riya kattım, sözlerime yalanı
Hile ile harmanladım, helal ile haramı
Kıskandım ve gıybet yaptım; filan ile falanı
Yazık ki, derin gaflete; daldım diye, yanarım!
 
Madde için manevyatım, ayak altına serip
Şöhret, servet toplamışım; dava takva gösterip
Dünya ahırı aşkına; ahiretimi verip
İnci satıp boncukları; aldım diye, yanarım!.
 
Zalimlere destek çıkıp, hainlere oy verdim
Çocuklara miras yığıp, yularını koy verdim
Avrupa’ya bel bağlayıp, “Allah bilmez” say verdim
Kur’ana teslim olmadım; aldandım da yanarım!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
UTANIYORUM ALLAHIM!
 
Yüzüm kızarır hatamı, hatırladıkça Efendim
Sana mahcup ve mahzunum; utanıyorum Allahım!
Sermayemi sele verdim, iflas edüben tükendim
Hala, verdiğim sözleri, tutamıyorum Allahım!..
 
Acep içim dışa çıksa, yüzüme bakan olur mu?
Ayarım aşikâr olsa, adam yerine konur mu?
İnsafa gel, eya nefsim; yalancı şöhret, onur mu?
Hidayet buyurdun, kendimi; tanıyorum Allahım!..
 
Korkmam gerek akıbetten; ki Azrail iblis olur
Tevhit teslise dönüşse; Bitlis iken Tiflis olur
Her günah, küfür tohumu; şeytan sular, filiz olur
Bir damlamı, nur deryana; katamıyorum Allahım!
 
İkramını beğenmedim; nimete nankörlük ettim
Garip düşküne vermedim; boş yere bonkerlik ettim
Rahmet evinde beslendim; şeytana askerlik ettim
Düşündükçe lokmalarım, yutamıyorum Allahım!..
 
Ben kuluna acıyıp ta, hatırlattın günahımı
Yoksa kime arz ederdim, her gece gündüz ahımı
Bunca isyanıma rağmen, kapatmadın dergâhını
Sonsuz ihsanını anıp, yatamıyorum Allahım!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
SEN ÖZÜNE DÖN HELE
 
Birinci derdin, davan; olmadıkça ey dostum
Ehli dünya olursun, gökyüzüne dön hele!..
Kış kahrını çekmeden, bahara ermez tohum
Nefis kabuğun çürüt, sen özüne dön hele!..
 
Halden anlamayan can; bak ki ne diyeceğim
“Ağzımla isteyince, neremle yiyeceğim?”
Dünyayı üç talakla, boşayıp gideceğim
Dalavereyi bırak, dost izine dön hele!.. 
 
Dostluğu yük sanırsın, Milli çözümü külfet
İçtenlik olmayınca, olgunlaşır mı ülfet?
Allah’ım sen bizlere, ihlas ve şuur lütfet
Yanmayan yare varmaz; ruh gezine dön hele!..
 
“Bir emrin var mı?” deyip, yüze gülmek ne fayda
Yapılan ricaları, hep saydıkça angarya
Maksuda varılır mı, geri vites anarya
Aynaya kızma dostum, sen yüzüne dön hele!..
 
Benim gözüm servette, değil, billah sendedir
Görüyorum ki akrep, sokacak ensendedir
Sanma ki tüm şerefin, kasanda kesendedir
Şımarıklık hoş değil, sen hüzüne dön hele!.
 
Biz ortaya söyleriz; yarası olan alsın
Hikmet pahalı, helal; parası olan alsın
Milli çözüm temizler, karası olan alsın
At gözlüğünü çıkar, sen gözüne dön hele!..
 
Uyarmaktan usandım; bu ne vurdum duymazlık
Hayra alamet değil, bu pişkinlik aymazlık
Birbirimiz idare!... Nerye kadar cambazlık?
Eğri büğrü olmuyor; dümdüzüne dön hele!..
 
Bilmezsin kar zararın, sana sahip gerekli
Bir manevi hastasın, sana tabip gerekli
Bu Hak dava her şeyden, daha habip gerekli
Sende cevher var amma; kor közüne dön hele!..
 
Hocan acı söylüyor; velakin ilacındır
Nefsi gurudan kaçış; hicretin ve Haccındır
Dünya ayak prangan, bu dava baş tacındır
Mazerete sığınma, Hak sözüne dön hele!..
DİKKAT ET, GİTMESİN!
 
Tez kızıp ta, çok köpürme
Çünkü ağırlığın gider!
Yediğin kaba tükürme
Bak bütün varlığın gider!
 
Yavaş konuş, hem bağırma!
Kötü sözlerle çağırma
Adil ol taraf kayırma
Sonra saygınlığın gider!
 
Girme noldum havasına
Düşme benlik davasına
Hiç güvenme dünyasına
Patronluk, çarlığın gider!
 
Net duran, ağrımaz başı
Sert vur zındıklara taşı
Mert ol, münafıka karşı
Yoksa dindarlığın gider!
 
Kulluk; yanıp közleşmedir
Ta, dost ile özleşmedir
İman; Hak’la sözleşmedir
Dikkat! Pazarlığın gider
 
Çok sabırlı, hem sakin ol
Her haline sen hâkim ol
Ahmed’m Allah’a yakın yol
Ki, cümle darlığın gider.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HADDİNİ BİLKİ, HAKKI BULASIN 
 
Kulluğun unutma, kusurunu bil... 
Çünkü İslam baştan sona edeptir!... 
Hüsrana düşersin, huzurunu bil 
Huysuz ve huzursuz; sanki merkeptir! 
 
Niyet bozuk ise, gayret faydasız 
Unutma ki vuslat, olmaz sevdasız! 
Haram yalan ile yürür hayâsız 
Kur'anı öğren ki, Kutsal Mekteptir! 
 
Hala vazgeçmedin, riya kibirden 
Ve temizlenmedin günah kirinden 
İbret almaz mısın, ölüm kabirden 
Şeytani cesaret, küfre sebeptir! 
 
Kuvayı Milliye, vatan demektir 
Hain; davasını satan demektir. 
Cahil; gafret ile yatan demektir. 
İman vatan kopmaz, "ya hiç, ya hep"tir.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BASİRET VE BAYRAK 
 
İmansızdan, insafsızdan hayır bekleme
Allah’ını bilmeyenin ahlakı olmaz!..
Granit kayadan çiçek, çayır bekleme 
Din istismarından daha, alçağı olmaz!..
 
Sanatcı denirse şayet, arsız donsuza
Devlet teslim edilirse eğer dinsize
Boşuna laf anlatmaya kalkma densize
Gavuru dost sanandan, ahmakı olmaz!
 
Soysuz olan düşünüyor hep cüzdanını
Körletmiş kalbini hain, hem vicdanını
Makam menfaate satar, öz vatanını
Hala anlamayanlardan, manyakı olmaz!
 
Atatürk’e deccal diyor, SAM’ın aşığı
Pilavı Amerika’da, İsrail’den kaşığı
Sen Paşa değil maşasın, mason uşağı
Kıyamet kopsa Kıbrıs’ın, ilhakı olmaz!
 
Vatan olmazsa ne İslam kalır ne namus
Hayat cehenneme döner, esaret kâbus
Ey yurdunu kıskanmayan, duyarsız domuz
Irak’tan ders almayanın, hiç aklı olmaz!..
 
Kanmayın siz sakın, sütü bozuk kirliye
Gözü yaşlı, gönlü paslı, tatlı dilliye
Çok şükür diriliyor bak Kuvay-ı Milliye
Basireti bulunmayan, bayrakı olmaz!.
 
Nevzat’ım sen aldırma ha, soysuz itlere 
İlim, iman, ahlak rehber; Mert yiğitlere
Tek millet yaraşır, Türklere ve Kürtlere
Laz, Çerkez diye bölenin bir hakkı olmaz!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
AŞK, İLAÇTIR!
 
Kim ki aşkın derdine düçar ise
Anın işi daim ah-u zar olur
Kim ki halktan, Halık’a kaçar ise
Cemalüllah ana, hep nazar olur!
 
Tevekkül ol, hem takılma geçmişe
Hak ile huzur et, düşme teşvişe
Kim bu aşk ile yürürse ateşe
Billah ona, cehennem gülzar olur!
 
Benlik buzun eritmeyen aşk ile
Gafil ruhun diriltmeyen aşk ile
Hak safını belirtmeyen aşk ile
Şeytan ona bir tuzak kazar olur!
 
Cananın bahası candır bilesin
Kimi düşünürsen, anın ilesin
Aşıka kâr etmez şeytan hilesin
Kalbi okur, hem eli yazar olur!
 
Aşk ile divana dönerse yönün
Tecelli sırların görürse gönlün
Ta Darüs selam’a açıktır önün
Nerde böyle merdane Pazar olur?
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
RABBIMA SIĞINDIM!
 
Sahtekârlık, riyakârlık; ham yobazlıktan
Küfür, nankörlük; zulümden sana sığındım!
Haksızlık, hayâsızlık ve de hokkabazlıktan
Gübre kokuyor; gülümden sana sığındım!
 
İki rekât fazla namaz, üç gün oruçtan
Fenafillâhtan bahseder, arşa “uruç”tan 
Allah için geçmez, rahatından kuruştan 
Vesvas villası gönlümden sana sığındım!
 
Herkes makbul sanır, ben beni tanıyorum
Hayatımdan, hatıramdan; utanıyorum
Huysuz, huzursuz haline katlanıyorum
Takva, tevekkül rolümden sana sığındım!
 
Derviş mücahit geçinir, derdi dünyadır
Bilmez ki Allah’tan gayrı, hepsi hülyadır
Taptığı bu hayat; gerçek değil, rüyadır
Rabbim, imansız ölümden sana sığındım!
 
N’olur katma beni, münafıklar safına 
Mahcubum elim boş, yine geldim kapına
Gazabından lütfuna, azabından affına 
Rabbim, bu Ahmet kulundan, sana sığındım!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
USANDIM VE UTANDIM!
 
Sen Kadirsin, Bense, aciz Allah’ım
Geçen elli altı,  yaştan usandım!
Ben asiyim, sense, Aziz Allah’ım
Gözlerimden akan, yaştan usandım!...
 
Boş heva hevesle, ömür yitirdim
Hafta, ay, yıl, derken; günüm bitirdim
Uzun sanmış idim, sonum getirdim
Ders almaz; akılsız, baştan usandım!
 
Bu makam koltuğu, sihirli tuzak
Şımarıp şaşırır, kimi oturtsak
Samimiyet mertlik, mazide tutsak 
Sahte bakış; sun’i, kaştan usandım!
 
Dünya, sevdiklerim yar etmez bana 
Gelenler gidiyor, dönüp baksana
Düşmanın mermisi kâr etmez bana 
Dostların attığı, taştan usandım!
 
Hepsi eski raflarda, Kur’an tozlaştı
İzan irfan dondu, vicdan buzlaştı
“Diyalog, hoşgörü”, kavram yozlaştı
Boynu hilal; koynu, “Haç’tan usandım!...
 
Paşaların NATO, kafalısından 
Hocaların MOON havalısından 
Mason bürokratın, mafyalısından 
Kalp gözü kör, ahmak; şaştan usandım!
 
Kalıp kovboy; kafa, kuştan bıkmışız
Baba Coni, bebe Bush’tan bıkmışız 
Sırtımız hep yerde, tuştan bıkmışız
Şike, şaibeli maçtan usandım!
 
Vatanı satıyor, soysuzlara bak
Sahipsiz sanıyor, beyinsiz kabak
Küsmüş bana, haklı; su, hava, toprak! 
Yediğim ekmekten, aştan utandım! 
 
 
 
 
BİZ NEYİZ?
 
Günahlar üst üste, katlanır heyhat
Nice bin ayıbı, perdeleriz biz!..
Onu andıkça anlam kazanır hayat
Daldıkça gaflete, derbederiz, biz!..
 
Gayrı her şey hayal, tek mevcut o var
Ey müşrik, bu benlik, gafletten duvar
Hidayet Hak nur batılı kovar
Ezel Ebed Sübhan, hep “Hay”deriz biz!..
 
Bir şefkat tokadı, vurur ensene
Nefsini bırakıp Hakkı bilsene…
“Ben, ben” dedikleri, mevhum bir ene
Ezelde çizilmiş, mukadderiz biz!..
 
Bu saf Rahmanın, şu da şeytanın 
Askeri hücuma, geçer Sultanın
Ayrı güç, ayrı Rab, senin bühtanın
Bu kader filminde, harbederiz biz!.. 
 
Cüzi iradeyle, hangi yandayız 
Niyet, gayret ile imtihandayız
Yakında yolcuyuz, şimdi handayız
Dünyaya dalarsak, kaybederiz biz..
 
Zikrinle avundum, o nur dağında
Fikrinle vücudum, huzur bağında
Şükrünle vicdanım, şuur çağında
Küfredersek Şeytana, biraderiz biz!..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
NAZ DEĞİL, NİYAZ!
 
Ümit kesmem, ol Rahimü Rahman’dan 
Her kuluna kâfi şifası vardır!
Dert içinde saklı olan dermandan
Habersizin, sanma kafası vardır!
 
Kapında köleyim, hünkâr etsen de
Nazlanıp aşkımı, inkâr etsen de
Bir Yâri değer mi, bin kâr etsen de...
Elbet, her cefanın sefası vardır!..
 
Aşkından söyledim, şair dediler
Dünya hayal dedim, kâfir dediler
Yetmez mi, çektiğin kahir dediler
Her derdin mutlaka devası vardır!..
 
Bağındaki bahçıvan, ak güller derdi
Hasret; sevenlerin en güzel derdi
Yanında olsaydım, “hiç gitme” derdi.. 
Benim sultanımın vefası vardır!.. 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
OLUR MU?
 
İnsana şeref veren, iman ve ahlak
Terbiyesiz, töresiz; insan olur mu?
Diplomalı danadır, bir sürü ahmak
Hiç, korkak kedilerden, arslan olur mu?
 
Şu, tembel ve uyuşuk, otlakçı tipler
Bencil ve beleşçi bir, ruha sahipler
Hep olgun müminlere gelir nasipler
Kur’ana uyanlardan, korsan olur mu?
 
Nasıl canını Canan yoluna sermez
Riyakar ve sahtekar, maksuda ermez
Kuru laf ehline Hak, hiç değer vermez
Ey, her hasan, Hazreti Hasan olur mu?
 
Ahmedim, sen doğru ol, mevlana doğrul
Yalandan ve haramdan uzaklaş, kurtul
Sabırla piş; ilimle, irfanla yoğrul
Karakış geçmeden bahar, nisan olur mu?
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
YARADANA YAKARIŞ
 
Şükür varlığından haberdar etin
Allah’ım zikrinden gafil eyleme!..
Lütfu hidayette berhüdar ettin
İrfandan ilimden cahil eyleme!..
 
İmandan ihlastan artır nasibim
Kapına gelmişim, E ya sahibim
Sorgumu kolay et, Rabbim, hasibim
Mahşer meydanında, rezil eyleme!..
 
Nolur bu gönlümü, Senden yana al
Ruhundan kalbime açıver kanal
Dünya dedikleri hayal ve sanal
Fitne fesatlığa fail eyleme!..
 
Rızan, vuslatındır bütün emelim
Puta, tağutlara, eğdirme belim
Zatından gayrıya açtırma elim
Yüz suyu dökecek sefil eyleme!..
 
Ruhum ve rahatım, zevkim de Sen’sin
Arzum da, aşkım da, şevkim de Sen’sin
Halık da, Razık da, hakim de Sen’sin
Hain, zalim, nankör; kafir eyleme!..
 
Sağım solum dolu, Şeytani tuzak
Günah cadıları, açıyor kucak
Haktan taraf eyle, batıldan uzak
Masonlara kanan, safdil eyleme!..
 
Şeriat Kur’an’dır, sünnet argüman
Tarikat takvadır, mürşit tercüman
Hakikat vuslattır; ümit ve güman
Ahmet sakın sahte, kavil eyleme!.. 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
AHMET AKGÜL KİMDİR?
 
Araştırmacı-Yazar, Düşünür ve Siyaset Bilimci olarak tanınan Ahmet Akgül, Milli Görüş çizgisinde önemli bir fikir adamıdır. Olaylara insan eksenli ve İslam endeksli yaklaşmaktadır.
2004 Ocağında, arkadaşlarıyla birlikte İstanbul’da aylık olarak yayınlanan “Milli Çözüm” Dergisini çıkarmaya başlamıştır.
Uzun süreli, ciddi ve çileli bir mücadele dönemi yaşamış ve kırk yıldır bu duyarlı ve tutarlı tavrını bırakmamıştır. Bu yüzden pek çok sıkıntı ve saldırılara uğramış, defalarca mahkeme açılıp tutuklanmış ve hapis yatmıştır.
İnancımız ve ihtiyacımız olan evrensel hukuk kurallarının; bütün insanlığın ortak değeri ve hayat düzeni haline getirilmesi, “Demokrasi, Laiklik ve özgürlükler” gibi çağdaş kurum ve kavramların; ilmi ve insani temellere göre yeniden şekillenmesi… Ve Türkiye’nin yeni bir barış ve bereket medeniyetine öncülük etmesi konularında yoğunlaşmıştır.
Milli siyaset ve sorumluluk düşüncesini farklı bir boyutta ele alan ve yorumlayan Hocamız; yaklaşık 30 yıldır Türkiye’mizin her yerinde, Avrupa’da ve İslam ülkelerinde, önemli seminer ve konferanslara katılmaktadır.
Oğuzhan Asiltürk - Şevket Kazan ekibinin gizli niyet ve tertiplerini ve uzun vadeli hedefler ve stratejik tavizler sonucu Partiye girdiklerini sezmesi ve söylemesi nedeniyle, Ahmet Akgül’ün teşkilatlarda ve Milli Görüşçü kuruluşlarda hizmet vermesi yasaklanmış; Erbakan Hoca ise, kendisinin daha bağımsız davranabilmesi ve nifak çarkı içinde körletilip kirletilmemesi için bu girişimlere karşı çıkmamış, ama uzaktan destekleyip yönlendirmekten de geri durmamıştır.
1949 Elazığ doğumlu olan, çeşitli konularda yayınlanmış ve hazırlanmış elli kadar kitabı bulunan yazarımız, evli ve beş çocuk babasıdır.
 
Hocamız’ın Başlıca Kitapları:
■Milli Sorunlarımız ve Sorumluluklarımız.  ■İnsan’ın Yozlaşması. ■İslam Davası ve Cihat Farzı. ■Kur'an-i Kavramlar ve Yorumlar. ■Ruhlar, Sırlar ve Uzaylılar. ■Dünyanın Değişimi ve Erbakan Devrimi. ■Bizim Atatürk. ■AKP ve Akıbeti. ■AKP İntihara Gidiyor. ■Türkiye Uçuruma sürükleniyor. ■Dünya Dönüşüme Hazırlanıyor. ■Cumhuriyet Türkiyesinde Nifak Hareketleri. ■Küresel Fesatçıklık ve Fetullahcılık. ■Osmanlıdan Cumhuriyete Kripto Yahudiler ve Pakraduniler. ■Bir Devrim Yaşanıyor. ■Gönül Seması ve Tasavvuf Kapısı. ■Mesaj ve Metot. (İletişim ve İşbirliği Sanatı). ■Dış Politikamız. (1. Cilt) BOP’un Temelleri. ■Dış Politikamız. (2. Cilt) Tarihin En Talihli Değişim Süreci. ■Din, Devlet ve Demokrasi. ■Medeniyet Mücadelesi ve Mehdiyet Müjdesi. ■Siyaset ve Strateji Dersleri. ■Başörtüsünün İnkârı ve İstismarı. ■Ergenekon Senaryosu, “At Değiştirme” Operasyonu mu?. ■Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya. ■Ah-u Figan’ım (Şiir Kitabı). ■Cezaevinde Yazdıklarım. ■Din Dengedir, İslam İlericiliktir. ■Hikmet Çiçekleri (Şiir Kitabı). ■Milli Görüş’ün Marazlıları. ■Refah-Yol'la Rantiye Savaşı. ■Tarikat Terbiyesi ve Ahlak Tedavisi. ■Terör–Masonluk ve Mafia Medeniyeti. ■Yakın Tarihimizde Yüceler ve Cüceler. ■Zafer Müjdeleri. ■Bir Devrin Bitişi ve Bir Devrimin Gelişi. ■Osmanlı Sistemi ve Abdulhamit Siyaseti. ■Erbakan’a Son Darbe ve Milli Görüş’ün Parazitleri. ■Deccalizm: Siyonist Yahudi Şebekesi. ■Siyasi Fıkralar. ■BDP’nin Özerklik Ezanı ve TC’nin Cenaze Namazı ■Türkiye Tarihi Dönemeçte, Ya Yıkılacak, Ya Şahlanacak!. ■Sabah Yakın Değil mi? ■Rüyaların Öğrettikleri ve Yakın Çevremizden İlginç Örnekleri ■Tuz Kokarsa… ■Türkiye’nin Hayat Memat Mücadelesi.  ■ Bilge Erdoğan’dan, İlkeli Numan’a ■ Dilin Düğümü Çözüldü (Şiir Kitabı)
 
 

Yorum Yaz