“DÖRT ÖLÜM VE DÖRT DİRİLİŞ”LE OLGUNLAŞMA SÜRECİ
Ahmet AKGÜL Hocamızın, 11.03.2016 Tarihli İstanbul-Kartal sohbetinin video çözümüdür:
Euzubillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim. “Elhamdülillâhi Rabbil-‘âlemîn. Vel-‘âkıbetülil-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü ‘alâ Rasûlinâ Muhammedin ve ‘alâ âlihî ve sahbihî ecma’în.
Rabbişrahliy sadriy, ve yessirliy emriy, vahlül ukdeten min lisaniy, yefkahu kavliy. Ve üfevvidu emrîy ilâllâh, innallâhe basîrun bil ibâd.
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina, ve Nebiyyina ve Mevlana ve Mehdina Muhammed. Bi adedi evrakil eşcar ve gateratil emtar ve emvacil bihar ve neğamatil atyar ve lemaatil envar, fi cemiil ezmani vel easar vel agtar.
Pek çok kardeşimiz merak etmişler. Bu Salavat-ı Şerife’nin manası ile başlayalım. Allah’ım, hidayet rehberimiz, Efendimiz her hususta en mükemmel ve en güzel örneğimiz. Hz. Peygamber Aleyhisselatü vesselam Hazretlerine Salât-ü Selam eyle. Bizim hürmet ve teslimiyetimizi onun Sünnetine ve hayat sistemine merbutiyetimizi lütfen Ya Rab, O’na ilet ve O’nu bize şefaatçi kıl. Her Salavatla Efendimize olan biat ve itaatimizi tazeliyoruz.
O’na ne kadar Salât-ü Selam olsun?
“Bi adedi evrakil eşcar”: Kâinat yaratıldıktan kıyamete kadar bütün ağaçların, bitkilerin, nebatatın yaprakları adedince Salât-ü Selam olsun.
“Ve gateratil emtar”: Kâinatın başından sonuna kadar yağan bütün yağmurların damlaları adedince Efendimize Salât-ü Selam olsun. Bir Hadis-i Şerifte; kaç milyon sene önce ise bilemiyoruz, kâinat yaratıldığı gün Cenab-ı Hak her bir yağmur tanesini görevli bir melekle yeryüzüne indirirdi, aksi halde o kadar yükseklikten düşen yağmur tanesi düştüğü yeri kurşun gibi delip geçecek, fayda yerine tahribata sebebiyet verecekti. Her bir yağmur tanesini indirmeye bir melek görevliydi. Ama Allah’ın sonsuz saltanatına bakın ki bir melek bir damla yağmuru alıp nereye gıda olacak, hangi toprağa, hangi ota, nebata yarayacaksa onu indirmiş, ikinci damlayı almaya sıra bekliyor, sıra kendine gelmemişti. Her bir kar tanesi Allah’ın sonsuz kudretini, hikmetini gösteren bir mucizedir ki, kar taneleri kristalize edilse insan aklına şaşkınlık verecek geometrik şekillerde ama hiçbiri diğerine benzemiyor. Kâinat yaratılalı artık sayısı hesap edilemeyecek kar tanelerinin hiçbirisi diğerine aynen benzemiyor. Yani Cenab-ı Hak bir iki örnek yapmış da seri üretim yapmıyor, her bir tanesini ayrı ayrı yaratıyor. Bunların adedince Efendimize Salât-ü Selam olsun.
“Ve emvacil bihar”: Ya Rabbi bütün denizlerde, okyanuslarda, akarsulardaki dalgalanmalar, çağlayanlar ve dalgalanan su zerrecikleri adedince Efendimize Salât-ü Selam olsun.
“Ve neğamatil atyar”: Ve yine kâinatın var oluşundan kıyamete kadar bütün kuşların nağmeleri, ötüşleri, seslenişleri, adedince Aleyhisselatü Vesselam Efendimize Salât-ü Selam eyle ve tabi bütün hayvanatın dua ve zikir makamındaki meleyişleri, seslenişleri adedince ki Kur’an-ı Azimüşşan’da buyurdu Rabbimiz Teâla Hazretleri: “Allah'ı tesbih ve tahmid etmeyen, kendi yaratılış gayesine hizmet etmeyen, Allah’ın emrinde hareket etmeyen hiçbir canlı-cansız varlık yoktur. Siz onların tesbihatını, zikrini fark etmezsiniz ve bunun farkında olmazsınız o başka. Bütün mahlûkatın zikirleri, tesbihleri adedince Efendimize Salât-ü Selam olsun. Canlı cansız her şey, kendi lisanı haliyle Rabbimizi tesbih etmekte, tahmid etmekte, zikredip şükretmekte, O’nu yüceltmekte ve yaradılış gayesine uygun vazifelerini yerine getirmektedir, ancak gafil insanlar bunu anlamazlar. Bütün bu mahlûkatın zikirlerini düşünüp şuura ve huzura varmazlar. Zaten zikir ehli, tasavvuf ehli Allah'ı zikrederken; Hz. Âdem Aleyhisselamdan Efendimize kadar bütün Nebiler kendi ümmetini bir halka yapıp başına geçmişler... Denizlerde, karalarda, havada, suda, toprakta yaşayan bütün mahlûkat, ayrı ayrı birer halka oluşturmuş vaziyette… Bütün melekler, yedi gök, bütün ehli ruhaniler, hepsi halkalar teşkil etmişler, başlarında Hz. Cebrail, Hz. Mikail, Hz. İsrafil, Hz. Azrail olmak üzere ve nihayet bütün bu halkanın başında da Ser Zakir (zakir başı) olarak Fahr-i Kâinat Efendimiz geçmişler… “Levlake levlake le ma halaktül eflak: Sen olmasaydın ya Habibim, eğer Sen olmasaydın Ben mahlûkatı- Eflakı yaratmayacaktım, her şeyi yüzü suyu hürmetine yarattığım!” (buyurduğu) mahlûkatın Efendisi bütün halkaların başında, hep beraber, can-ı gönülden Rabbimizi zikrediyoruz, O’na yalvarıyoruz; aczimizi, fakrimizi, zafiyetimizi O’na bildirip O’ndan dua ve niyaz talep ediyoruz, şeklinde zikretmek, bu şuur ve huzurla bir nevi bütün mahlûkatla beraber Allah'a durumumuzu arz etmek ne mübarek, ne şuurlu bir zikirdir!
“Ve Lemaatil envar”: Yeryüzünde bütün saydam cisimlerde, Güneş’in, Ay’ın ve diğer nurani varlıkların tecellileri zerreler adedince, ki her bir varlığın temel yapı taşı atomlardır. Ve onların atom altı zerrecikleridir. Bütün bunların her birisinin sayısı tek tek Allah Katında bellidir. Bir profesör çıkmış “Cenabı Hak denizdeki bu kadar balıkları yaratmış ama sayısını bilmez”diyor. Ne ahmakça bir iddiadır. Yani otomobil üreten bir fabrika düşünün. Bu fabrika arabaları üretiyor ama ürettiğinin sayısını bilmiyor demekten çok daha beter bir ahmaklıktır. O yüzden Cenab-ı Hak Mülk Suresi’nde “Hiç halk eden bilmez mi?” buyuruyor. Bütün kâinatın ömrü boyunca, güneş ışınlarının, diğer nur kaynaklarının hem sularda hem bütün mahlûkatta tecelli ettiği o zerrelerin, o ışıltıların adedince Efendimize Salât-ü Selam eyle Ya Rabbi ve O’nun yolunda gidenleri, O’nun ümmeti olup O’nun izini takip edenleri de bu dualardan, bu şereften ve şuurdan mahrum eyleme Ya Rabbi.
“Fi cemiil ezmani”: Bütün zamanlar içindeki bütün bu sayılan mahlûkatın adedince Salât-ü Selam olsun.
“Vel easari”: Ve gelip geçmiş, gelecek-geçecek bütün asırların sayısınca Salât-ü Selam olsun.
“Vel agtar”: Bütün medeniyetler, dönemler, devletler süresince, bütün mescitlerde, tekkelerde, Beytullah-ı Şerif’te ve diğer bütün ibadethanelerde Rabbim Sana yapılan zikirler ve dualar adedince Efendimize Salât-ü Selam olsun.
Devamını okumak için tıklayınız.