Ayasofya’nın Müzeden Camiye çevrilmesi öncesi süreçte, Avrupa, Amerika ve Rusya ile yapılan özel ve gizli görüşmelerde; “Bu girişimin Türkiye’nin bir iç meselesi sayılacağı hususunda toleranslı ve Erdoğan’a cesaret kazandırıcı bir tavır takınıldığı” konusunda bazı duyumlar paylaşılmış ve yorumlar yapılmıştı. Ama Ayasofya’nın açılışının hemen ardından çok sert açıklamalar ve düşmanca yaklaşımlar yoğunlaşmış ve kinlerini kusmaya ve kışkırtmaya başlamışlardı. Acaba bu gizli mahfillerde Ayasofya’nın yeniden açılmasıyla ilgili, “Hristiyan Batı’nın ve Rusya’nın önce tolerans gösterip Sn. Erdoğan’ı cesaretlendirmeleri, yoksa Türkiye’ye yönelik yeni bir Haçlı-NATO saldırısına gerekçe oluşturmak amacı mı taşımaktaydı?” soruları ve kuşkuları üzerinde durmak ve gerekli tedbirleri almak lazımdı. Bunu doğrudan NATO adına olmasa da Yunanistan’ı kışkırtarak yaparlardı. Elbette Yunanistan kendi başına Türkiye’ye saldırmaya kalkışamazdı; ama 1. Dünya Savaşı sonunda olduğu gibi, Haçlı Batı’nın arka çıkması ve kışkırtmasıyla üzerimize saldırtırlardı.
İşte bakınız ABD, sınırımızın hemen dibinde deniz ve hava üssü kurmuşlardı!
18 adamızı işgal eden Yunanistan, şimdi de askersiz olması gereken Dedeağaç'ta ABD'ye üs bağışlamıştı! ABD, buradan Bulgaristan ve Romanya'daki üsleri arasında bağlantı sağlayıp boğazları baypas etmiş olacaktı. Maalesef Türkiye, Ayasofya ve Kanal İstanbul tartışmaları ile oyalanırken, ABD ve Yunanistan, boğazları devre dışı bırakacak ve güvenliğimize ciddi tehdit oluşturacak bir projeye imza atmışlardı. Lozan Barış Anlaşması'na göre, asker bulunmaması gereken, Türkiye sınırı yakınlarındaki Dedeağaç bölgesinde Amerikan deniz ve hava üssü açılmıştı. 21 Temmuz 2020’de ABD’nin Dedeağaç'a 101. ABD Hava İndirme Tümeni'ne ait Skorsky helikopterler ile askeri araçlar ve mühimmat indirdiği ortaya çıkmıştı. Üs, ertesi gün ise Türkiye’ye gözdağı verircesine görkemli bir resmi törenle açılmıştı. Bu törene, Yunan Savunma Bakanı Nikolaos Panagiotopoulos, ABD'nin Atina Büyükelçisi Goeffrey Pyatt ve Dedeağaç'ta konuşlu Yunan 12. Mekanize Piyade Tümeni'nin Komutanı katılmıştı. Üsse getirilen helikopterlerin bazısı birkaç gün sonra Romanya'daki eğitim alanına uçmuşlardı. Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, gelişmeyi "Yunanistan ve ABD, Lozan Antlaşması'nı ve uluslararası hukuku ihlal ediyor" şeklinde yorumlamıştı. (Dünya Gazetesi - 28 Temmuz 2020)
Bu sinsi gelişmelerin arkasından Yunanistan’dan flaş Ayasofya açıklaması, kafa karıştırıcıydı!
TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ: