Birlikte yaşamaya, aynı ortamları ve aynı olanakları paylaşmaya mecbur olduğumuz insanlarla, daha olumlu ve daha olgun ilişkiler kurabilmek için... Ve yine şirket, ticaret, dernek ve devlet gibi; iş birliği ve iş bölümü yapmak zorunda bulunduğumuz her kurum ve konuda daha verimli ve kaliteli sonuçlar alabilmek için, artık özel bir eğitim ve birikim gerekmektedir. Bu amaçla kitaplar yazılmakta, seminerler yapılmakta ve kurslar açılmaktadır.
Duyulan ihtiyaç üzerine, biz de hem kendi insanımıza ve inancımıza, hem de çağdaş sorunlara ve standartlara uygun düşecek şekilde, “iletişim ve iş birliği kuralları”nı ve “barış, bereket ve hoşgörü ahlâkı”nı bir yazı halinde okurlarımıza sunmayı amaçladık.
Mesajımız: Sevgi ve saygı… Metodumuz ise: Sağduyu ve sabırdır. Çünkü sevenler sevilecek, sayanlar sayılacaktır. Aklıselim ve sabırla davranabilenler başarıya ulaşacaktır. Bencil, beleşçi, bilinçsiz ve beceriksiz kimseler ise, devamlı huzursuz ve başarısız olacaktır.
Aile ve komşuluk ilişkilerimizden, ticaret ve memuriyet işlerimize... Siyasi girişimlerimizden, manevi ve ahlâki hizmetlerimize kadar, pek çok konudaki başarısızlığımızın altında; samimiyet ve gayret yetersizliğimizden ziyade, iletişim ve iş birliği kurma konusundaki bilgi ve beceri eksikliğimiz yatmaktadır.
Zalimler ve hainler hariç; farklı din ve düşünceden, ama herkesle barışık yaşamaya, hayatı paylaşmaya ve iş birliği yapmaya hazır ve razı olmalıdır. Ve zaten manevi değerlerimiz ve milli geleneklerimiz de buna uygun bulunmaktadır.
Bizzat Kur’an-ı Kerim, uygar ve uyumlu bir toplum ve teşkilat düzeninin kurulmasını istemektedir. Kur’an; ahireti kazanmak için Müslüman olmayı, ama dünyada bütün haklarına sahip ve saygın yaşamak için, sadece “insan” olmayı yeterli saymaktadır.
İnançlı insanların;
1- Hem, her şeyden önce, huzura ve hürriyete kavuşmaları ve güçlü ve güvenilir bir yönetim oluşturmaları için, yapmaları gereken görevleri yerine getirebilmek üzere teşkilat şuuruna varmaları şarttır. Yani;
a- Tebliğ ve davetle kazanılan elemanları, kendi bünyesinde barındıracak bir kurum ve adrese kavuşmak,
b- Bu elemanları eğitecek ve yetiştirecek ortamı ve imkânları hazırlamak,
c- Bunların ilgi alanlarını ve yetenek ayarlarını belirleyip tanımak,
d- Asıl önemlisi, bunların samimiyet ve sadakat durumlarını denemek ve çeşitli tecrübelerle tartmak,
e- Ve bu elemanları hedeflenen amaçlar doğrultusunda, zaman ve imkân israfına yol açmadan, organize ve koordine içerisinde hizmete koşturmak için, mutlaka teşkilat lazımdır.
2- Hem de, kurulacak dirlik ve düzenin korunmasını ve uzun ömürlü olmasını sağlayacak kadroların hazırlanması için, teşkilat önem kazanmaktadır.
“İçinizden (insanları Hakka ve) hayra davet edecek, (ve bunun sonunda elde edecekleri devlet ve hükümet imkânlarıyla ma’rufu) iyilikleri emredip yürütecek ve (münkeri) kötülükleri de nehyedip önleyecek bir ümmet bulunsun. (Bu hizmet ve hedefler için bir liderin çevresinde organizeli bir teşkilat kurulsun.) İşte asıl kurtuluşa erecek olan bunlardır.”[1] ayetinde geçen “ümmet” kavramı, “bir başkanın çevresinde, bağlılık şuuru ve sorumluluk duygusuyla toplanan cemaati” ifade etmektedir.
...
Makalenin tamamı için TIKLAYINIZ..