Efendim makamın, cennet köşesi
Çok şükür ki yine, murada erdim…
Zirveye ulaşır, ruhun neş’esi
Ey Hocam yolundan, dönsem namerdim…
Himmete güvendim, kendimi yerdim…
Makamın çevresi, güller sünbüller
Huzura kavuşur, burda gönüller
Seherde feryada, başlar bülbüller
Rızaya kavuşmak, hedefim derdim…
Hep nefsim kınadım, kendimi yerdim…
İnayet buyurdun, garip halime
Hizmet ocağında, girdim talime
Himmetinle sebat, ettim zalime
Kâfire haine, göğsümü gerdim…
Nefsimi kınadım, kendimi yerdim…
Nefsinin iblisin, avanesiyken
Basit zevklerinin, divanesiyken
Gafilin cahilin, şahanesiyken
Dalalet bağımı, nasıl keserdim…
Nefsimi suçladım, kendimi yerdim…
Hasretin kavurur, her yâda gelsen
Karada havada, deryada gelsen
Ne olur Sultanım, feryada gelsen
Vuslat umuduyla, ömrümü verdim…
Hep nefsim suçladım, kendimi yerdim…
Gafletle dolaşıp, gafletle yatan
Kutsalın davasın, akçeye satan
Boğazına kadar, çirkefe batan
Ümmetinden mahcup, pişman bir ferdim…
Kendimi kınadım, nefsimi yerdim…
Siyonizm hükümran, sanki köleyim
Ümmet per perişan, nasıl güleyim
Keşke nasip olsa, şehit öleyim
Sayende nifakı, yerlere serdim…
Nefsimi suçladım, kendimi yerdim…
Her düştükçe ey Dost, tuttun elimden
Selamet kemerin, çıkmaz belimden
Tevbe ve istiğfar, düşmez dilimden
Çok hatalar ettim, çünkü beşerdim…
Hep nefsim kınadım, kendimi yerdim…
Ne olur reddetme, mahf olurum ben
Rahmetin kesersen, kahr olurum ben
İnayet buyursan, bahr olurum ben
Sayende iğneyle, kuyu eşerdim…
Kendimi suçlayıp, nefsimi yerdim…