Sözler yalan
Özler yalama…
Eylemler söylemler
Hepsi çelişki!
Devlet malı talan
Herkes rüşvet bekler verdiği selama...
Sevgi ve samimiyet
Masallarda, misallerde kurumuş…
Kokmuyor ki, sentetik gonca!..
Menfaat ve resmiyet
Üzerine kurulmuş
Hatta, karı koca
Arasındaki ilişki!..
Dincisi sahte
Devrimcisi sahte...
Bin kılığa girer türedi
Bir tek saatte...
“Bağımsızlık karakterimdir!”
Diyen Atatürk’ün yerine
“Bağımlılık tek marifetimdir”
Diyen İnönü’ler, Menderes’ler gürledi!..
Ecevit’ler, Demirel’ler,
AKP’ler, akrepler üredi!..
Şahsiyetsizler, ehliyetsizler
Yapar oldu her işi...
İlgisizler, bilgisizler
Şimdi başımızda bilirkişi!..
Allah’ım
Nasıl bu hale düştük,
Nerde oyuna geldik?!
İnsanlar amaçsız
Her şey tatsız ve tuzsuz
Nizamı Âlem, ülküsünden
Nefse köleliğe yöneldik!
Yaşam anlamsız
Toplum mutsuz
Karamsar ve umutsuz
Son sığınağımız, uyuşturucu, içki
Esir olduk
Korkaklığa ve kolaycılığa
Sorumsuzluk ve şuursuzluk
Kuru kalabalıklara dönüştük...
Mayamız kumaşımız, sağlamdı ama
Kim böylesine bozdu
Bu biçki dikişi…
Sorular zonkluyor kafamda
Sanki sorular
Boynumu kesen
Beynimi ezen bir hızar!..
Artık, susuzluğumu kesmiyor Fırat
Serinletmiyor Hazar!..
Yular ABD’nin
Kuyruk AB’nin
Elinde olduktan sonra, heyhat,
Demokratiklik, laiklik ne yazar…
Her yönden kalkınmış
Gerçekten bağımsız
Saygın ve özgür olalım, iş ki…
Ama yetti
Bu zulüm ve zillet
Ama bitti
Bu esaret ve sefalet
Günü güne ekleyin…
Ve bu müjdeyi duyurun
Kuvayı Milliye direniyor
Milli Görüş bileniyor…
Bekleyin
Tarihim dirilecek, talihim değişecek
Öyle şanlı bir geliş ki,
Selam Durun!..