SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Erbakan hayatta olsa, CHP ile birlikte olur muydu?” sorusunu, “Bugün hayatta olsa, kesinlikle CHP ile birlikte olurdu" şeklinde yanıtlamıştı. Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın oğlu ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın, 6 siyasi partinin Genel Başkanının bir araya geldiği toplantıyı hatırlatıp, CHP dışındaki 5 partiye yaptığı çağrıyı değerlendiren Karamollaoğlu, Fatih Erbakan için; “Çok çocukça bir tavır sergiliyor” ifadesini kullanmıştı. Karamollaoğlu konuşmasının devamında, (Erbakan Hocayı kastederek) “Kendi babasına da vefatından önce soruldu. Ancak kendi babası bile 'Çoluk çocukla bu iş olmaz' dedi. (Fatih Erbakan) Çok yanlış bir tavır sergilediler. Bunun hesabını da vermediler. Ben daha önce kendisiyle en az üç kere görüştüm. Birlikte çalışalım diye tekliflerde bulunduk, ama kabul etmedi. Ardından da bizi (Balgat’taki Genel Merkezimiz olan) o binadan çıkardı ve kendi partisini kurdu" tarzında konuyu eksik anlatması ve Fatih Bey’i kışkırtır bir tavır takınması yanlıştır. Çünkü bahsettiği o süreçte, Fatih Bey, teklif edilen Genel Başkan Yardımcılığını kabule yanaşmış, ama Oğuzhan Asiltürk buna engel olmuşlardı.
Defalarca yazdık ve uyardık; şu anda Saadet Partisi yönetimine yakışan, yine bir Genel Başkan Yardımcılığı va’adiyle Fatih Erbakan’a birleşme teklifi sunmaları ve gereksiz ayrımcılığı sonlandırmalarıydı. Fatih Bey’e yaraşan ise, böyle bir davete olumlu bakıp nefsi inat ve hesapları bırakmasıydı. Bunların tam aksine Fatih’in aşağılanmasının ve kışkırtılmasının, dava sorumluluğuyla ve Erbakan Hocamıza şükran ve sadakat duygusuyla hiçbir alâkası olamazdı. Hatta Sn. Karamollaoğlu, böyle bir tekliften sakınır ve bu vicdani ve tarihi mes’uliyetten kaçınırsa, Sn. Fatih Erbakan’ın bu birleşme arzularını beyan etmeleri lazımdı. SP yetkililerinin bu çağrıya olumsuz bakmaları durumunda, bütün sorumluluk onların sırtında kalırdı. Umarız, inşaallah olumlu yaklaşmaları ve kardeşlerin kucaklaşmasını ve Milli Görüşçüler olarak birlikte çalışmaya başlamaları ise hem Allah’ın rızasını hem dava erbabının duasını kazandıracaktı. SP ile YRP'nin kaynaşıp kucaklaşması, hem %30'lara varan kararsız oyların önemli kısmının Milli Görüş’e kaymasını sağlayacak, hem de seçim ittifaklarında ellerini güçlendirmiş olacaktı. Haydi, işte her iki tarafın samimiyet ve dava gayretini ispatlamanın tam da zamanıydı... Bakınız AKP'den önemli kopmalar ve itiraflar bile başlamıştı. Bu fırsatları kaçırmanın günahına ortak olunmamalıydı.
Makalenin tamamı için: https://www.millicozum.com/mc/duyurular/sp-ve-yrp-yetkililerine-tarihi-cagri