Ocak 23 17:56

ÜSTAD AHMET AKGÜL'ÜN YENİDEN REFAH PARTİSİ VE MİLLİ GÖRÜŞÇÜLERİN BİRLİĞİ KONUSUNDAKİ YAKLAŞIMI

YENİ REFAH PARTİSİ VE ENDİŞELERİMİZ

Muhterem Ahmet Hocamızın 24 Kasım 2018 Gebze Sohbeti Telefon Bağlantıları

Esselamü Aleyküm kardeşlerim;

Euzubillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim. Elhadülillahi Rabbim âlemin. Vel agibetü lil mükkagin, Vesselatü vesselamü ala Rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.

Çok değerli Milli Çözüm ekibi kardeşlerim. Cenabı Hak, bu pek hayırlı ziyaret ve sohbetlerinizi verimli ve bereketli kılsın. Hz. Peygamber Aleyhisselam Efendimizin: “Her kimin ayakları Allah yolunda tozlanırsa (arabasını, imkânını, zamanını Hak hâkim olsun ve insanlık huzur bulsun diye kullanırsa)onlar ateşe, cehenneme haramdır!” hadisinin müjdesine Rabbim Teâlâ sizi de bizi de katsın.

Biz, Milli Çözüm Ekibi olarak;

1- Sarih; yani açık ve net ayetlere…

2- Sahih; yani doğru kaynaklı hadislere…

3- İcma-i Ümmete; İslam ulemasının üzerinde ittifak ettiği ölçülere…

4- Aziz Erbakan Hocamızın prensip ve projelerine, bize vasiyet ettikleri net ve kesin tavsiyelere uygun girişimleri doğru, olumlu, hayırlı ve yararlı buluruz. Bunlara aykırı davranış ve düşünceleri ise yanlış, yararsız ve zararlı buluruz.

Pek çok kardeşim telefonla sordukları için bir konu hakkındaki kanaatlerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Haberiniz olmuştur, Fatih Erbakan’ın Hacı Bayram Camii önündeki yeni partilerinin kuruluş ilanı açıklamalarını kısmen dinledim. Yeniden Refah Partisi’nin hayırlı olması temennisinde bulunan Fatih Erbakan, milletin büyük ilgisine ve teveccühüne layık olacaklarını vurgulamıştı. Partisinin kuruluş dilekçesinin İçişleri Bakanlığına teslim edileceğini ifade eden Fatih Erbakan, yılların özleminin dindirileceğini hatırlatmıştı. Orada: “Yeniden Refah Partisi olarak bizler kavga etmek, çatışmak, cezalandırmak, yıkmak için gelmiyoruz” diyen Fatih Erbakan, şunları aktarmıştı: “Bizler, bu güne kadar yapılan bütün hayırlı hizmetlere teşekkür etmek, bu hayırlı hizmetleri yapanları tebrik etmek, yapılan hizmetleri görmek ve takdir etmek için geliyoruz. Bununla birlikte eksikleri tamamlamak, eksik yapılanları nihayete erdirmek için geliyoruz. Yine bununla birlikte yanlışları da doğrusunu ortaya koyarak düzeltmek için geliyoruz. Yapılan hizmetlere teşekkür edeceğiz, takdir ve tebrik edeceğiz. Eksikleri tamamlayacağız, yanlışları da davamıza, istikametimize uygun doğrularla düzelteceğiz!” demişlerdi. Şimdi, bu ifadelerde Saadet Partisi’nden ziyade AKP’nin kastedildiği anlaşılmaktaydı. Oysa hayırlı hizmetlerini tebrik ve teşekkür etmek, eksiklerini tamamlayıp nihayete erdirmek ve yanlışlarını düzeltmek, temelde Hakka dayalı ve hayırlı bir oluşum için doğru bir yaklaşımdı. Yoksa zaten batıl amaçlı ve tahribat kasıtlı bir partiye karşı böyle tavır alınamazdı. Şayet bunlar, AKP’yi temel zihniyet ve istikamet olarak haklı ve hayırlı bulan ama bazı yanlışları ve noksanları bulunan bir parti görüyorlarsa, bunun için ayrı parti kurmaları anlamsızdı. Gidip AKP’ye katılarak bu dedikleri o parti içinden daha kolay yapılırdı.

Fatih Erbakan, kurduğu Yeni Refah Partisi stratejisini ise söyle açıklamıştı: “Ak Partililere söyleyin, Türkiye’yi Tayyip Erdoğan’dan sonra Fatih Erbakan yönetecek!” İyi de, bu nasıl olacaktı? Yoksa Sn. Erdoğan’ın Fatih Erbakan’ı kendi yerine veliaht tayin edeceği konusunda bir garanti mi alınmıştı? Tayyip Erdoğan’dan sonra Fatih Erbakan yönetecek iddiası başka nasıl yorumlanırdı? Kaldı ki kardeşlerim, AKP’nin çok hayırlı ve yararlı sanılan birçok adımları, aslında en yıkıcı ve yozlaştırıcı icraatlardı. Erbakan Hocamız bunun için: “Yanlışın en tehlikelisi doğruya en yakın olan yanlışlardır. Çünkü doğru sanılarak aldanılması en yaygın olan yanlışlar bunlardır!” buyurmuşlardı. Eğer gerçekten kastedilen AKP iktidarı ve icraatları ise, bu, AKP’yi peşinen meşrulaştırmak ve masumlaştırmak anlamı taşırdı. Zaten Abdurrahman Dilipak ve Mehmet Metiner gibi, bilgiç ağabey rolündeki yandaş yazarlar bu işi yapmaktalardı. Bunlar her yazılarında, her konuşmalarında, her televizyona çıkışlarında AKP’nin haram ve hayırsız icraatlarını göz ardı edip, pansuman cinsinden bazı zahiri başarılarını her gün anlatıp durmaktalardı. Ara sıra da, “Adaylarda şu şartlar aransın, bazı milletvekili yüksek bürokrat ve iş adamları kumarhane kerhane dolaşmasın!” cinsinden de uyarılarda bulunurlardı. Yani, AKP’nin iyiliklerini tebrik, eksiklerini tenkit için parti kurmaya gerek yoktu. Bu iş, Erbakan Vakfı’nda da yapılırdı. Oysa kuruluş amacı ve aşaması, program ve politikaları batıl!.. Ve icraatları berbat olan; faizi, fuhşu, kumarı yaygınlaştıran, ahlaki ve ailevi yapımızı yozlaştıran bir partinin tahribatları genel ve derindir. Öyle hayırlı sayılan bir takım icraatları ise yüzeysel ve pansuman tedbirler sayılırdı.

Bu yeni parti, hem Erbakan Hocamızın yarım bıraktıklarını tamamlamaya geldiklerini söylüyor, hem de babasına ve hak davasına hıyanet karşılığı iktidara taşınmış bir partinin, hizmetlerini tebrik, eksiklerini telafi etmeye geldiklerini söylüyorlardı. Peki, AKP TRT’sinin bu Yeni Refah Partisi’nin Hacı Bayram’dan ilan ediliş haberini iştahla ve bir bayram sevinci havasıyla vermesi nasıl yorumlanacaktı? İktidarın yandaş medyası kendi aleyhlerine olacak bir girişimi böylesine sahiplenip gündeme taşırlar mıydı? Artık bekleyip görelim, bu işin arkasında kimlere rastlanacaktı?

Ayrıca, Yeni Refah Partisi’ndeki öne çıkan bazı isimlerin, hala Saadet Partisi’nde sanılan ve tanınan simalar olması da kafa karıştırıcıydı. Velhasıl, Oğuzhan Asiltürk ve ekibinin sinsi kışkırtmaları ve planları sonucu, “İşte bakın haa, Erbakan’ın çocuğu kendi babasının yolundan ve Hak davasından ayrıldı, Milli Görüş camiasını parçaladı!” dedirtmek üzere kurguladıkları tuzaklar, maalesef şimdilik başarıya ulaşmıştı. Ama Hak şerleri hayr eyler. Bakalım hangi hayırlara vesile olacaktı. Hatırlarsınız, bir hadisi şerifte: “Herkes ve her şey ne için yaratılmışsa, ona muvaffak ve müyesser kılınır. Yani herkes karakterine, kabiliyetine, tıynetine, gayesine ve gayretine uygun işlere sarılır!” buyrulmaktadır. Yine hatırlayınız, İsra Suresinin 84. Ayeti kerimesindeyse Cenabı Hak: “De ki, herkes kendi şakilesine, yani karakter ve kabiliyetine, niyet ve tıynetine uygun amel ve girişimler ortaya koyacaktır!” buyrulmaktadır.

Ne yapalım, şimdilik bizim bütün çabamız ve duamız, Milli Görüş Davamızın bu iki kardeş kollarının tekrar kucaklaşmasına ve aynı kutlu sonuçlara birlikte koşmasına engel olan bütün kişilerin inşallah etkisiz kılınması ve sadıkların tekrar aynı çatı altında buluşmasıdır. Başka bir şey de elimizden şu anda gelmiyor. Artık, kadere razı olmak, neticeyi beklemek durumundayız. Değerli kardeşimiz Hacı İsmet Sezgin’in son şiiriyle bu konuyu kapatmak istiyorum:

 

 

ALLAH’TAN GELEN BAŞIM ÜSTÜNE!

 

Nazlanıp sızlanmam, acizliğimden

Ya Rabbi takdirin, başım üstüne…

Kurtar beni günah, hacizliğinden1

Atma cehenneme, hışım2 üstüne

Allah’ım her emrin, başım üstüne…

 

Lebbeyk dedim Ya Rab, kutlu çağrına

Bir muhabbet sardın, gönül bağrıma

Can mı esirgenir, Canan uğruna

Yar yolunda hurda-haşım3 üstüne

Ey Dost Senden gelen, başım üstüne…

 

Fikrinle zikrinle, fokur fokurum

İlham ipeğiyle, hikmet dokurum

Hürmetle ibretle, Kur’an okurum

Dökülür gözümden, yaşım üstüne

Senden gelen her şey, başım üstüne…

 

Kanunun furkandır, yüce fermanım

Onda saklı sırrın, nice dermanım

Tefekkür tevekkül, olsun her anım

Doğsun Güneş kara, kışım üstüne

Her şey Senden gelir, başım üstüne…

 

Haddime mi düşer, itiraz isyan

Velakin şaşırtır, gaflet ve nisyan4

Mal ile can ile, sınanır insan

Şehit yazdır mezar, taşım üstüne

Ya Rab Senden gelen, başım üstüne…

 

Razıyım yeterli, helal lokmaya

Değer mi başımı, derde sokmaya

Sen minnet ettirme, hekim Lokman’a

Çok şükür bir kâse, aşım üstüne

Ey Can Senden gelen, başım üstüne…

 

Beni şair eden, aşkın hasretin

Kim maksuda ermiş, yoksa nusretin

Vahdet mucizesi, cümle kesretin

Adın yazdım yüzük, kaşım üstüne

Ey Dost Senden gelen, başım üstüne…

 

Bazan Musa ile, Tur’a çıkarız

İsa misal Sema, sura çıkarız

Ahir Mustafa’yla, nura çıkarız

Sadıklar saf tutsun, na’şım5 üstüne

Ya Rab Senden gelen, başım üstüne…

 

Cihat lafı kolay, tatbikatı zor

Ümmetin zilleti, vicdanımda kor

Dava sevda neymiş, bir de bana sor

Şeref kat Dost; yetmiş, yaşım üstüne

Ey Can Senden gelen, başım üstüne…

 

 

Allah, ülkemize, milletimize, insanlık ve İslam âlemine, hasretini çektiğimiz ve Cenabı Hakkın rahmet va’dinden beklediğimiz Adil Düzen Medeniyeti inkılabını göstersin. Allah’a emanet olun. Ve Esselamü Aleyküm ve Rahmetullah.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1- Hacizlik: Günahı karşılığı rehin tutulmak

2- Hışım: Ğadap, kızgınlık

3- Hurdahaş: Darmadağınık, enkaz

4- Nisyan: Unutmak, yanılmak

5- Naaş: Ölü beden, cenaze

Yorum Yaz