Nisan 19 08:24

YURTTA; KAOS VE KUTUPLAŞMA, DÜNYADA; DIŞLANMA VE KUŞATILMA YAŞANMAKTAYDI!

YURTTA; KAOS VE KUTUPLAŞMA, DÜNYADA; DIŞLANMA VE KUŞATILMA YAŞANMAKTAYDI!

Hatırlayınız; İngiltere'nin önde gelen gazetelerinden Financial Times, “Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin Twitter'a erişim engelinin kaldırılmasına yönelik kararıyla hükümete darbe yapıldığını ve Recep Erdoğan’ın hesaba katılmadığını” yazıyordu. (05 Nisan 2014) Mahkemenin kararı Financial Times'ın ilk baskısına yetişmediğinden, bu gelişme, gazetenin internet sitesinde duyuruluyordu. Financial Times bu haberi: "Türkiye'nin en yüksek mahkemesi Twitter yasağını bozdu" şeklinde veriyor, gazetenin İstanbul'daki Türkiye muhabiri Daniel Dombey, “Anayasa Mahkemesi'nin Twitter'a erişim engelini ifade özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirdiğini” belirtiyordu.

Demokrasi raconu:

Ve artık, matematiksel rakamlarla Tayyip Erdoğan’ın demokratik bir garantisi de bulunmuyordu. Çünkü: Tayyip Erdoğan (AKP), 2011’de 21 milyon oy almış, 30 Mart 2014’te 19,5 milyonda kalmıştı. Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için -ilk turda- 22 milyon 323 bin oy gerekiyordu, bu 2 milyon 900 bin (yaklaşık 3 milyon) oya ihtiyacı olduğunu gösteriyordu. MHP, 2011’de 5 milyon 575 bin iken, 30 Mart’ta 7 milyon 875 bin yani 2 milyon 300 bin net artış elde ediyordu. BDP-HDP toplamı ise 2011 ve 30 Mart’ta oran olarak aynı kalıyor ve 30 Mart’ta 2 milyon 952 bin çıkıyordu. (Aşağı yukarı 3 milyon) Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı hesaplarında Saadet Partisi’nin 1 milyon 248 bin ve BDP’nin de 713 bin kadar oylarını da elbette hesaba katmak gerekiyordu. Bu net ve aritmetik tabloya bakarak, 30 Mart’ın Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığının kesin olduğunu söylemek mümkün olmuyordu.

Ekonomi Balonu:

AKP sayesinde ülkemizdeki bütün bankaların ve başta otomotiv, büyük fabrika ve yatırımların %70’i yabancıların eline geçiyordu. 30 Mart seçimlerinin hemen ardından açıklanan Türkiye’nin 2013 yılı dış borç verileri de ekonomide tehlike sinyalleri veriyordu. AKP 2002’de iktidara geldiğinde, Türkiye’nin dış borcu 129 milyar dolardı. Ama 2014’te, Türkiye’nin dış borcu 600 milyar doları aşmış bulunuyordu. Türkiye’nin dış borcu AKP döneminde tam 470 milyar dolar artıyordu. AKP döneminde 12 yılda Türkiye’nin dış borcu yüzde 500 katlanıyordu. Yani “IMF’den kurtulduk!” edebiyatı ile halkımız aldatılıyordu. 15 Şubat 2022’de ise dış borç toplamı 1,5 trilyon doları buluyordu.

O süreçte Zaman yazarı Yahudi asıllı Hristiyan Joost Lagendijk Atatürk’ün 'Yurtta sulh cihanda sulh' sözüne benzeterek Today’s Zaman’daki yazısına: 'Yurtta kutuplaşma, cihanda tecrit' başlığını atıyordu. Joost Lagendijk, yıllarca Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanlığı yapıyor, Türkiye’ye AB yolunun açılması için yaptığı mücadeleyle tanınıyordu. Avrupa Parlamentosu’ndaki görevini bıraktıktan sonra Türkiye’de evleniyor ve ülkemizde yaşamaya başlıyordu ve işte o yazısının sonu, şu satırlarla noktalanıyordu: (Başbakan’ın tavrı yüzünden) Türkiye’nin uğradığı "... O siyasi tecrit yakında ekonomiye de yansıyacak. Toplumdaki istikrarsızlığın ve hukukun üstünlüğüne saygısızlığın sonucu olarak sadece yabancı yatırımlar azalmakla kalmayacak, Türkiye ‘orta gelir tuzağı’nda kalmış olacak. Çünkü, enformasyon ve iletişim teknolojisine, eğitime, insan sermayesi ve güçlü kurumlara yatırım yapmak yerine, mevcut liderlik sosyal medya ile savaş yürütüyor, en iyi dershaneleri kapatıyor ve bağımsız mali denetçileri zayıflatıyor. Bütün siyasi ve ekonomik fırsatların, bunları artık umursamayan bir politikacı tarafından heba edildiğini ve ismini ebedileştirmek için giriştiği kişisel çabanın ülkesini bir çıkmaz sokağa götürdüğünü, görmek hazin."

Makalenin tamamı için: https://www.millicozum.com/mc/duyurular/yurtta-kaos-ve-kutuplasma-dunyada-dislanma-ve-kusatilma-yasanmaktaydi-dp1

Yorum Yaz