Eylül 19 09:35

KAVRULDUM DOSTLAR

KAVRULDUM DOSTLAR

İmtihan unutup, iddaya daldım

Gaflet koltuğuna, kuruldum dostlar…

Nefsin yularını, gevşetip saldım

Şaşıp sağa sola, savruldum dostlar…

 

Hayır laflar edip, şerre giderek

Din ve dava ile, şöhret güderek

Dünyayı ukbaya, tercih ederek

Pişiyorum sandım, kavruldum doslar…

 

Er kişi Allah’a, sözünde durur

Taatsız takvasız, fidanlar kurur

Şirk ve şekavettir, riya ve gurur

Boşuna çırpındım, yoruldum dostlar…

 

Samimiyet yoksa, istikamet yok

Şuur huzur yoksa, ezan kamet yok

Elin alkışında, hiç keramet yok

Derdin Hak mı, halk mı? Soruldum dostlar…

 

Anladım gafletin, sonu helaket

Facir fasık sevmek, ortak felaket

Hidayet yetişti, bulduk selamet

Dolandım bulandım, duruldum dostlar…

 

Ne fark eder Muş’tan, Uşak Mersin’den

Ayet Hadis deyip, gitse tersinden

Erbakan Hocamın, sohbet dersinden

Hikmet sofrasından, doyruldum dostlar…

 

Hakikat arama, sağ ve solunda

Tam Kur’an’a sarıl, Sünnet kolunda

Şeriat tarikat, cihat yolunda

Lütfeyledi biraz, yoğruldum dostlar…

 

Seni ele verir, bir tavır mimik

Suni dürüstlükle, düşersin komik

Kolay düzelmiyor, eğrilen kemik

Mengeneyle zorla, doğruldum dostlar…

 

Milli Çözüm tuttum, adap erkân var

Fedakâr yoldaşlar, gayret ter-kan var

Dilde hep Zikrullah, elde Furkan var

Hakkın sevdasına, vuruldum dostlar…

 

İman irfan vicdan, bize azıktır

Hak nizam yok ise, halka yazıktır

Kâr yarar sanırlar, hepsi kazıktır

Mazlum feryadıyla, kahroldum dostlar…

 

Uyanık gönüller, Rahman’a bakar

Zikirle fikirle, Mevlâ’ya akar

Belâ musibetler, günahı yakar

Kirden arındıkça, nur oldum dostlar…

 

Yirmisinde gibi, yetmiş beşimde

Nefis şeytan heves, hâlâ peşimde

İnşallah nasiptir, şehadetim de

Derim; “Dost yolunda, vuruldum dostlar!..”

Yorum Yaz