Üstat seni sen eder, aşk seni senden eder
Ölmeden dirilmek yok, sevdanın töresinde…
Ömrünü boşa verir, sermayesini heder
Gaflet en büyük tuzak, imtihan süresinde…
Samimi ve sadık ol, dolsun kalbin safiyet
Kur’an’a sarıl kurtul, budur huzur afiyet
Enaniyeti öldür, ki bulasın mahfiyet
Mihnet saklı olmasın, hoş derdin çaresinde…
Bunca yaşa ulaştın, hâlâ gafil gezersin
Senden zayıf kimseyi, her fırsatta ezersin
İbadet ve hizmetten, neden çabuk bezersin
Hak sevgin ne kadardır, kalbinin neresinde…
Zulüm küfür hıyanet, elbet bâtıl beladır
Haşlanmış bakla çiğner, cahil sanır helvadır
Kutlu yolu gösteren, bil ki Kadir Mevlâ’dır
İslam’sız huzur olmaz, bu dünya küresinde…
Riya kibir ve haset, imanın hasareti
Bil en büyük kölelik, vicdanın esareti
Mazlumun sessizliği, zalimin cesareti
Kuzular barınamaz, kurtların yöresinde…
Kur’an ölçü tutmayan, Rahman’a yaranır mı
Yahu çöplük evinde, bülbüller barınır mı
İman ihlas yok ise, keramet aranır mı
Dervişin sarığında, kalender beresinde…
Çürük gevşek iplikle, kelp nefis bağlanır mı
Nar-ı hasret yok ise, ham gönül dağlanır mı
Kur’an hükmü olmadan, adalet sağlanır mı
Balık yarpuz yaşar mı, bir lağım deresinde…
Boş kalp boş kafa ile; baş oldun, dışa kukla
Bu hıyanet caiz mi, ne vicdan ne hukukla
Bak ahlak yozlaşıyor, kadın çoluk çocukla
Hiç doğallık kalmadı, etinde teresinde…
Haram; necis çirkeftir, ekmeğini bandırma
Dindar kahraman rolle, milletini kandırma
Mertsen “Adil Düzen” kur, Siyonizm’e aldırma
Milyar makam saklıdır, Hak rıza zerresinde…
Ahmet Hoca Hak söyler, arsızı azdırırsın
Gizli çıbanın deşer, hırsızı kızdırırsın
Bunca yıldır şiirle, gerçeği yazdırırsın
Ahmak yine aldanır, daim her keresinde…