Nasıl unuturum, edepli halin
Kadere boynunu, bükerek Anam…
İyilik yapmaktı, bütün hayalin
Kötülükten uzak, geçerek Anam…
Yetim büyümüştün, mahrum ve garip
Dayınız çıkmıştı, sizlere sahip
Görnüşün yorgundu, gönlün muztarip
Bin türlü zahmeti, çekerek Anam…
Gençken amel az ya, dürüst yaşardı
On çocuk büyütmek, nasıl başardı
İhtiyacı olan, sana koşardı
Mahcup başlarını, eğerek Anam…
Alişam toprağı, bereketliydi
Merkezi beldeydi, hareketliydi
Elazığ’a geldik, herkes dertliydi
Baraj almasaydı, ne gerek Anam…
Babam inşaatçı, dışarda fağır
Hep sana kalırdı, bağ bahçe ahır
Bizim için çektin, bin türlü kahır
Sessizce gözyaşı, dökerek Anam…
Babam sinirliydi, sense sebatlı
Esirgerdin bizi, her kabahatlı
İçli köfte bumbar, az baharatlı
Yemeğin şifaydı, hem gevrek Anam…
Yaz kış misafirle, evin dolardı
Dışarda kalanlar, kapın çalardı
O darlık içinde, varlık yaşattı
Ey yufka yürekli, mübarek Anam…
Yoktu böyle türlü, giysi binekler
Bozotla beslerdin, camuş inekler
Tavukla doluydu, merek pinekler
Sana dokunmazdı, engerek Anam…
Kavurmasız yemek, sofra konmazdı
Tereyağı kaymak, eksik olmazdı
Pekmez pestil boldu, yüzler solmazdı
Bizim için kendin, ezerek Anam…
Karakteri yüksek, ahlakı düzgün
Sürekli durgundu, devamlı üzgün
Hastalık sıkıntı, yüzünden süzgün
Çilekeş ve nazik, hep gerçek Anam…
Kövenk Ömer Baba, rüyanda sana;
“Doğacak bebeğin, Ahmet koysana…”
Müjdesin alınca, başlar ihsana
Hak huzurunda diz, çökerek Anam…
Hakkıyla hizmetin, göremedim vah
Bu yönde murada, eremedim vah
Boş dünyada sefa, süremedin vah
Acın çıkar cennette, gezerek Anam…,
Endamı sevimli, adı Muzaffer
Yetiştirdin üç kız, hem yedi nefer
Altmış sekiz yaşta, ukbaya sefer
Eyledin kalbimiz, sökerek Anam…
Lütfen ruhuna bir Fatiha…