Tam 13 sene önce Milli Çözüm şunları yazıyor ve AKP iktidarını uyarıyordu.Maalesef bütün tespitlerimiz aynen çıkıyordu!
SAHİ BU AKP, KİMLERE HİZMET EDİYORDU?
YPG/PKK ABD’nin işgal maşalarıydı!
Sınırımızın hemen ötesinde ABD ve koalisyon ortaklarının bölgemizi işgale ve zenginliklerini sömürmeye yönelik planı işlerken, içeride ise her seçim döneminde ısrarlı bir şekilde toplum ayrıştırılıyordu. Hâlbuki dışa karşı birlik ve beraberlik oluşturulması, bu birlikteliğin de dost düşmana karşı gösterilmesi gerekiyordu. Ne var ki iktidar partisi, MHP ile oluşturduğu ittifakın yüzde 50 artı 1’e ulaşmasını yeterli görüyor ve bunu sağlamak için de MHP/AKP ittifakı dışında kalan partileri birtakım damgalamalarla karşı cephe olarak takdim ediyordu.MHP/AKP ittifakı kendileri ile birlikte olmayan partileri adeta hainler cephesi gibi takdim etmeyi stratejilerinin esası haline getirmiş bulunuyordu. Kısacası, bir takım seçim hesapları uğruna cepheleşme teşvik ediliyordu. Oysa sınırlarımızın hemen ötesinde yaşananlar ülkemizin çok ciddi bir tehdit ile karşı karşıya olduğunu gösteriyordu. ABD ve koalisyon ortakları YPG/PKK terör örgütünü bölgede bir maşa olarak kullanıyor, sürekli destekleyip kışkırtıyordu. Türkiye’ye ne söz verilirse verilsin tutulmuyor, terör örgütleri ile iş birliği tercih ediliyordu. Bu durum ise toplum olarak tek vücut olmamızı gerektiriyordu.[1]
TSK’nın ve Tanklarımızın yolu tıkansın diye, ABD PKK'ya iş makineleri yollamıştı!
Stratejik düşmanımız ABD güçleri, Münbiç'teki işgalini sürdürebilmek için ilçe merkezi çevresinde yaklaşık 30 km. uzunluğunda çukur kazan YPG/PKK’ya yeni iş makineleri sağlamıştı.
Suriye’nin kuzeyinde Münbiç’i çukurlarla çevreleyen terör örgütü YPG/PKK, ABD’den çukur kazmaya devam edebileceği yeni iş makinaları sağladı. Münbiç içindeki yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, Irak'ın kuzeyinden Suriye'nin kuzeydoğusuna askeri ve lojistik sevkiyatları devam eden işgalci ABD ordusu, ilçedeki YPG/PKK unsurlarına da destek aktarmıştı. ABD'nin sevk ettiği tırlar üzerinde ilçeye 4 adet iş makinesi, 3 adet buldozer ve bir ekskavatörden oluşan iş makinelerinin sevkiyatını ABD askerleri yapmıştı. Terör örgütü YPG/PKK, mevcut ekskavatör ve buldozerleri TSK’ya ve Tanklarımıza karşı çukur kazma ve alt yapı çalışmalarında kullanacaktı. Türkiye ile ABD'nin sözde YPG/PKK'yı ilçeden çıkarmakta mutabık kalması üzerine, örgüt tüm kent merkezini çeviren çukur ve siper inşasını kısa süre önce tamamlamıştı. Çukurların birleşerek oluşturduğu hat, toplamda 29,3 kilometre uzunluğunda. Örgüt, çukurların önüne derinlikleri değişen toprak setler de inşa etmiş, çukurların oluşturduğu hatlar arasına olası çatışmada kullanmak üzere tüneller kazmıştı.
Tam bu süreçte Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan, Yeni Ekonomik Programı için McKinsey danışmanlık şirketi ile çalışmaya karar verilmesiyle ilgili “Fikri danışmanlık hizmeti alacağız” açıklamasını yapmıştı. Oysa McKinsey’den önce, danışmanlık yapması için ilk gidilen (ve adını yazamayacağım) Amerikalı şirket bu talebi reddettiği için McKinsey ile anlaşılmıştı. Bu şirketin RED gerekçelerinden biri ise: “Tavsiyelerimiz harfiyen uygulanmayacağı endişesi taşıdığımız için başarı şansımız düşeceğinden, dünyaya rezil olmaktan sakınırız!” olmaktaydı. (Bak Emin Çapa: @ecapa_aklinizi) Bu arada McKinsey ve güdümündeki merkezlerle, "gizli ve özel” bağlantıların sürdürüldüğü anlaşılmaktaydı.
Bu McKinsey: Irak’ı bölen anayasa taslağını hazırlamıştı... İsrailli şirketlerin hamiliğini yapmıştı… İngiltere’nin AB’den çıkış sürecinde rol almıştı… Özelleştirmelerin başını çeken danışmanlık firmasıydı…
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ekonomik sorunlara çözüm olmayan ekonomi paketlerinden biri olan Yeni Ekonomi Programı kapsamında anlaştığı, ardından artan baskılar üzerine vazgeçmek zorunda kalındığı Amerikalı danışmanlık şirketi olan McKinsey karanlık bir firmaydı. Devam etseydi 16 bakanlığı denetleyecek olan McKinsey, yeni hükümet sistemine geçilmesiyle, maliyetleri aza indirmek ve gelirleri artırmak için kurulması planlanan Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi’nin çalışmalarını da denetimine alacaktı. İstanbul ve Ankara’da iki ofisi bulunan McKinsey 2004 yılında Ziraat Bankası ve Halk Bankası’nın özelleştirmesinde de önemli rol oynamıştı.
İsrailli Şirketlerin Hamisi
18 yıldır Siyonist İsrail’de yoğun çalışmalarını sürdüren McKinsey, İsrail’in 16 büyük şirketine danışmanlık yapmaktaydı. İsrail’i ekonomik olarak kalkındıran şirketin, İngiltere, Porto Rico, Suudi Arabistan gibi ülkelerde de faaliyetleri vardı. Öte yandan McKinsey, Irak’ı bölen anayasanın taslağını hazırlamıştı. Avrupa Birliği çıkış sürecinde McKinsey ile anlaşan İngiltere, 3 aylığına 888 bin dolarlık bir anlaşma kapsamında danışmanlık hizmeti almıştı. Lübnan hükümeti de 6 aylık bir anlaşma için McKinsey’e 1,5 milyon dolar ödeme yapmıştı. Yıllık cirosu 3 milyar dolar olan şirkete, ekonomik kriz yaşayan Türkiye’nin ne kadar ücret ödeyeceği açıklanmamıştı.
“Rothschild’lerin truva atı”
Tüm çevreler tarafından tepkiyle karşılanan anlaşmaya iktidara yakın bazı isimler de karşı çıkmıştı. Yazar Abdurrahman Dilipak, “Sahi bu işi kim, ne zaman, nasıl tezgâhladı? Bu işin bütçesi ne? Bu iş başka türlü olamaz mıydı?” diyerek tepki gösterdiği McKinsey için, “Bunlar Rothschild’lerin truva atı. Yani bir ülkeye sızmak için kullandıkları bir truva atı” ifadelerini kullanmıştı.
Devamını okumak için tıklayınız.