Nisan 27 09:11

Yandaşlara göre: Önce; NAMUS VE AHLÂK DEĞİL, İMKÂN VE İKTİDAR KORUNMALIYDI!..

Yandaşlara göre: Önce;  NAMUS VE AHLÂK DEĞİL,  İMKÂN VE İKTİDAR KORUNMALIYDI!..

 Milli Çözüm Dergisi’nin uyarıları ve ısrarlı yazılarıyla gündeme oturan ve sonunda AKP'nin de başını ağrıtmaya başlayan "İstanbul Sözleşmesi" tartışmaları başka bir boyuta taşınmıştı. AKP'ye yakın ve yandaş iki gazetenin temsilcileri birbirine sataşmıştı. Yeni Şafak gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Karagül, Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'ı hedef almıştı. "Dilipak'ın olduğu hiçbir tartışmadan, bu ülkeye hayır gelmez" diyen Karagül, daha sonra bu paylaşımı silip kaldırmıştı. Silinen tweetin ekran görüntüsünü yayınlayan Dilipak ise, kendi hesabından hiçbir not eklemeden tweeti aynen paylaşmıştı.

 

Dolaylı maddeler ve gönderme yapılan ek protokollerle:

 

●Lutilik sapkınlığı olarak bilinen eşcinsel ilişkilerin her çeşidini meşrulaştıran bu ahlâksızlığı, devlet korumasına alan ve toplumda yaygınlaşmasını ve hatta bu mel’anete bulaşanların saygınlık kazanmasını sağlayan maddeleri,

 

●Lezbiyenlik denilen, kızlar ve kadınlar arası ahlâksız münasebetleri resmileştirilen, normal ve doğal bir kadın hakkı seviyesine getiren düzenlemeleri,

 

●Evli kadınların gece-gündüz istedikleri vakitte izinsiz ve habersiz evlerini terk edip saatlerce bilinmeyen yerlerde ve belirsiz ilişkiler içerisinde bulunmalarının “özgürlük” kapsamına alınıp, bu duruma karşı çıkan, engellemeye çalışan, sesini yükseltmeye kalkışan kocaların derhal evden uzaklaştırılmasını, hatta tutuklanmasını emir buyuran direktifleri içeren malum ve mel’un İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan Erdoğan iktidarını eleştiren, bu İstanbul Sözleşmesi’ne hâlâ sahip çıkıp “Kadına yönelik şiddeti önleme kasıtlı” olduğu gerekçesiyle savunan, Cumhurbaşkanı’nın kızının da yöneticilerinden olduğu KADEM’in bu tutarsız ve ayarsız tavrını samimiyetten sağır, ama ağır bir dille tenkit eden Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül’ün hışmına uğramıştı.

 

Elbette yandaş İbrahim Karagül de biliyorlardı ki, Abdurrahman Dilipak öyle AKP iktidarını sarsmak ve Erdoğan’ı zora sokmak için değil, sadece “Yahu ben de tenkit etmiştim. İslami ve ahlâki değerlere duyarlı birisiyim…” demiş olmak ve durumu kurtarmak adına bu göstermelik tenkitleri yapmaktaydı. Ama Erdoğan taparların, şöhret ve servet kaynağı tanrılarının bu kadarcık bile tan edilmesine tahammülleri kalmamıştı. Ve hele kendi içlerinden yükselen aykırı seslerin mutlaka kesilmesi ve kısılması lazımdı. Üstelik Dilipak, AKP iktidarının hangi badirelere savrulduğunun farkındaydı…

TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ:

Yorum Yaz